1 Ekim tarihi itibariyle başta sınav arazı olmak üzere kanunun içeriğinin doldurulması noktasında siyasi partiler vasıtası ile sürece müdahil olacağız

Öğretmenlik Meslek Kanunu Yetersizdir.

Öğretmenlik Meslek Kanunu hakkında açıklamalarda bulunan Genel Başkan, Meslek kanununun tekrar düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, sendika olarak 1 Ekim itibari ile gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi. Bir kanunun meslek kanunu olabilmesi için alanla ilgili her konuyu içeriğinde barındırması gerektiğine dikkat çeken Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanununun bu konuda yetersiz kaldığını kaydetti.

Geylan; “Türk Eğitim-Sen olarak sınava karşıyız. 10 yılını doldurmuş her öğretmenimiz uzman öğretmen, 20 yılını doldurmuş her öğretmenimiz de Başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Sadece hizmet yılı esas alınmalıdır. Yasa koyuculara tavsiyemiz; öğretmenlerimizi gereksiz yeni bir tartışmanın göbeğinde bırakacak olan sınav uygulamasından vazgeçilmesidir. Bakınız bir öğretmen sınava girdi, 70 puanın altında aldı ve sınavı geçemedi. O öğretmene; ‘Sen başarısızsın’ mı denilecek? Ne yazık ki, velinin ve öğrencinin gözünde yetersiz puan alanlar ‘uzman olamamış’ öğretmenler olacaktır. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığının rencide edilmesi söz konusuyken, bu da tuzu biberi olacaktır.”  ifadelerini kullandı.

Öğretmenlik mesleğinde “uzman” unvanının mesleğin niteliğinde bir değişime neden olmadığını kaydeden Geylan, “Diğer mesleklerde uzmanlık verildiği zaman çalışanın niteliği değişiyor ancak öğretmenlerde bu değişim olmamaktadır.” dedi.

1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanunu öğretmenlik mesleğini uzman olarak kabul etmektedir.

Her öğretmenin göreve uzman olarak başladığını bildiren Genel Başkan; “Mesela felsefe öğretmeninin uzmanlığı kendi alanıdır.  Zaten 1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanunu öğretmenlik mesleğini uzman olarak kabul etmektedir” diye konuştu.

2005-2006 yılında yapılan uzman öğretmenlik/başöğretmenlik sınavında kota vardı. Ancak bu yıl yapılacak olan sınavda baraj var.

Önceki yıllarda yapılan uzman öğretmenlik, başöğretmenlik sınavı ile bu yıl yapılacak olan sınavın farklı olduğunu bildiren Geylan; “2005-2006 yılında yapılan uzman öğretmenlik/başöğretmenlik sınavında kota vardı. Ancak bu yıl yapılacak olan sınavda baraj var. Yani o yıllarda yapılan sınav ile bu yıl yapılacak sınav birbiriyle karıştırılmamalıdır.” diye konuştu.

1 Ekim itibari ile sürece müdahil olacağız.

Geylan; “Bir kanunun meslek kanunu olabilmesi için alanla ilgili her konuyu içeriğinde barındırması gerekli idi. Ancak bu noktada Öğretmenlik Meslek Kanunu yetersiz kalmaktadır. Kanunda sadece kariyer basamakları ile ilgili düzenleme yer almaktadır.

1 Ekim tarihinde yeni yasama yılı başlıyor. Sendikamız başta kariyer basamaklarındaki sınav arazının giderilmesi olmak üzere; öğretmenlerimizi rahatsız edecek konuların revize edilmesi,  kanunda yer almayan hususların doldurulması noktasında siyasi partilerin vasıtası ile sürece müdahil olacaktır.” ifadelerini kullandı.

20 bin atama öğretmen ihtiyacını gidermiyor.

Sayın Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in “2022 yılı sonuna kadar 40 bin ana sınıfını hizmete alacağız” ifadesini, “40 bin okul öncesi öğretmeni atayacağız” şeklinde mi okumak lazım? diye soran Geylan, ” Yapılması gereken öğretmen ihtiyacını ortadan kaldıracak şekilde atama yapılmasıdır. 20 bin atama sayısı öğretmen ihtiyacını gidermezken, emekli olanların boşluğunu da ancak doldurabilir.” dedi.

En azından ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılsın ki bu elzem durum ortadan kaldırılsın.

Geçen sene valiliklerden alınan rakamlara göre 86 bin 68 ücretli öğretmenin görevde olduğunu hatırlatan Genel Başkan, en az ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılması gerektiğini bildirdi.  Geylan; “Sendikamızın geçtiğimiz yıl yaptığı ücretli öğretmen araştırması hakkında hazırladığı raporda, ücretli öğretmen sayısının pandemiden bu yana en yüksek noktaya ulaştığı görüldü. Sendikamızın 81 il valiliğinden aldığı verilere göre; ücretli öğretmen sayısı 86.068’dir. Norm kadro açığı da 121 bin’dir. Bu rakamlar korkunçtur. Biz bu verilere dayanarak Hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunuyoruz: En azından ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılsın ki, bu elzem durum ortadan kaldırılsın.” diye konuştu.

Ücretli öğretmenler asgari ücretin bile altında maaş alıyor.

Ücretli öğretmenlerin asgari ücretin yarısı kadar maaş aldığına dikkat çeken Genel Başkan; “Ücretli öğretmenlerin tamamına yakını, bugün açıklanan asgari ücretin bile altında bir maaşla çalışmaktadır. Bu, sosyal bir dramdır.  “Öğretmeni” adeta modern köle sistemiyle çalıştırdığımız bu ayıptan kurtulmak gerekmez mi?” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Yüksek Öğretim Kurumunun oturup, önümüzdeki yıllarda ‘şu branştan şu kadar öğretmene ihtiyacım var’ diyerek eğitim fakültelerinin kontenjanını belirlemesi gerekir.

Eğitim fakültelerinin kontenjan sorununun çözülmesi gerektiğini de kaydeden Genel Başkan, “500 bine yakın atama bekleyen öğretmen var. Eğitim fakülteleri her yıl ortalama 40 bin mezun vermektedir.  Eğitim fakülteleri kontenjanları belirlenirken Milli Eğitim Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurumunun birlikte hareket ederek , önümüzdeki yıllarda ‘Şu branştan şu kadar öğretmene ihtiyacım var’ diyerek eğitim fakültelerinin kontenjanını belirlemesi gerekir. Unutulmasın ki; eğitim fakültesinden mezun olan gençlerimiz sadece öğretmen olma arzusu ile eğitim fakültesi okuyor. Onlara başka iş kapılarını adres göstermemeliyiz “dedi.

Ayrıca Genel Başkan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan öğretmenlerin tayin iptalleri nedeni ile boş kalan kadrolar için ikinci bir il dışı tayin hakkı verilmesini istedi.

Genel Başkanın açıklamaları için tıklayınız.