Kaynak : denizhaber.net
Oruç Reis ve Yavuz gemileri Doğu Akdeniz’deki araştırmalarını sürdürürken Türkiye, savaş gemilerinin ihtiyaçları için KKTC’de ‘lojistik liman’ inşa edecek. Gazimağusa veya İskele’de liman için çalışmaların etüt aşamasında olduğu belirtiliyor. Etüt çalışmalarından sonra adımlar hızlanacak.
MTA Oruç Reis sismik araştırma gemisi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yetki alanlarında savaş gemileri eşliğinde Yavuz sondaj gemisi de Kıbrıs açıklarında Kuzey Kıbrıs’ın ruhsat verdiği bölgelerde doğalgaz arama ve hidrokarbon çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Libya’daki gelişmeler dikkate alındığında Doğu Akdeniz’de Türk Deniz Kuvvetleri’nin etkinliği daha da arttı. Doğu Akdeniz başta olmak üzere bölgede son yıllarda artan hareketlilik Türkiye’yi yeni arayışlara itti.
Başta ABD, İsrail ve Fransa’nın Güney Kıbrıs’ta askeri üs edinme çalışmaları bunda etkili oldu. Adada askeri bir liman için önceki yıl ilk temaslar başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan bir ekip bu amaçla KKTC’ye gitmiş ve ilk görüşmeleri gerçekleştirmişti.
GAZİMAĞUSA’YA DA İSKELE
Suların son yıllarda giderek ısındığı Doğu Akdeniz’de Fatih sondaj gemisinin çalışmalara başlamasıyla birlikte bölgede bulunan savaş gemilerinin lojistik anlamda güçlendirilmesi kararı alınmıştı. Buna göre savaş gemilerinin KKTC’de Gazimağusa veya İskele ilçelerinde ikmal yapabileceği bir liman için yer tespit çalışması yapıldı.
Türkiye’yi, KKTC yönetimi deniz limanı konusuna destekliyor. Gazimağusa veya İskele’de bir deniz limanı kurulması konusunda gerekli çalışmalar başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın lojistik liman için bir planlama yaptığı ve çalışmaların etüt aşamasında olduğu kaydedildi. Etüt çalışmaları sonrasında adımların hızlanacağı ifade ediliyor.
STRATEJİK HAMLE
Doğu Akdeniz’de hak ve menfaatlerin korunması adına bölgede bulunan savaş gemilerinin çalışmalarının aksamaması için KKTC’de ikmal limanı konusunda çalışmalar aralıksız sürüyor. Lojistik limanın hayata geçirilmesi ile birlikte Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi karşısına alan ülkelere net bir mesaj daha verilecek.
24.08.2020 Kandiye Limanı’nda demirli Blue Star Horizon isimli feribotta patlama meydana geldi
Yunanistan’ın Girit Adası’nda Kandiye Limanı’nda Blue Star Horizon isimli feribotta patlama meydana gelirken olayda 4 kişinin yaralandığı ve gemide yolcu olmadığı bildirildi.
Yunanistan’ın Girit Adası’nda Kandiye (Heraklion) Limanı’nda bulunan Blue Star Horizon isimli feribotta patlama meydana geldi. Olayda 4 kişinin yaralandığı, feribotta yolcu olmadığı öğrenildi.
Limana demirleyen Blue Star Horizon adlı isimli feribottaki patlamanın nedeni bilinmiyor.
Yunanistan Devlet Televizyonu ERT’nin haberine göre patlama ferbotun motor bölümünde meydana geldi.
Olayda yaralanan 4 kişinin gemi personeli olduğu öğrenildi. Yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu belirtiliyor.
Feribotun Kandiye’ye Pire Limanı’na geldiği açıklandı.
Çin’in Şanghay kenti Yangzı Nehri açıklarında petrol tankeri ile yük gemisinin çatışması sonucu meydana gelen kazada kayıp 14 kişiden 8’inin cansız bedenine ulaşıldı.
Çin’in Şanghay kenti Yangzı Nehri açıklarında geçtiğimiz Perşembe günü 3 bin ton benzin taşıyan petrol tankeri ile bir yük gemisi çatışmış, kaza sonucu petrol tankerinde yangın çıkarken yük gemisi ise çatışmadan kısa süre sonra batmıştı.
Kazanın ardından 3 kişi kurtarılırken 14 kişiye ise ulaşılamamıştı.
Şanghay’da yetkililer tarafından yapılan açıklamada, petrol tankerinde çıkan yangının kontrol altına alındığı ve kayıp 14 kişiden 8’inin cansız bedenine ulaşıldığı duyuruldu.
Kayıp 6 kişi için arama çalışmalarının devam ettiği aktarıldı.
Arama-kurtarma çalışmalarında 15 gemi ve 2 uçağın yer aldığı belirtildi.
Öte yandan kazaya yönelik başlatılan soruşturma sürüyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ), temmuz ayının Kuzey Yarımküre’de kayıtlara “en sıcak ay” olarak geçtiğini ve Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun “en düşük seviyeye” gerilediğini bildirdi.
DMÖ Sözcüsü ClareNullis, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısında, meteoroloji istasyonu kayıtlarına göre, Batı ve Orta Avrupa’nın geçen hafta yeni bir başka kavurucu sıcak dalgasına tanık olduğunu söyledi.
ABD Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi’nde bulunan FurnaceCreek bölgesindeki meteoroloji istasyonunun pazar günü ölçtüğü 54,4 santigrat derece (130 fahrenhayt) sıcaklığın muhtemelen geçerli olduğunu belirten Nullis, “Bu doğrulanırsa 1931’den beri Dünya üzerindeki en yüksek sıcaklık ve gezegende şimdiye kadar kaydedilmiş 3’üncü en yüksek sıcaklık olacak.” ifadesini kullandı.
Nullis, Sibirya’nın Verkhoyansk kasabasında 20 Haziran’da ölçüldüğü belirtilen rekor seviyedeki 38 derece sıcaklığın ardından bölgede uzun süreli sıcak hava dalgasının hakim olduğunu, DMÖ’nün 38 derecelik sıcaklığı doğrulaması halinde bunun Kuzey Kutup Dairesi’nde kaydedilen en yüksek sıcaklık olacağını dile getirdi.
Temmuz ayının Kuzey Yarımküre’de kayıtlara en sıcak ay olarak geçtiğini aktaran Nullis, Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun ise en düşük seviyeye indiğini vurguladı.
Meteoroloji kayıtlarına göre, dünyada en yüksek sıcaklık Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi’nde bulunan FurnaceCreek’te Temmuz 1913’te 56,7 santigrat derece olarak ölçülmüştü.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküplük rezerve ilişkin,”Bu gazın ekonomik değerinin 65 milyar dolar olacağını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’de keşfedilen 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin ekonomik değerine ilişkin, “Bundan sonraki gaz ve petrol fiyatlarını bilmeden geleceğe dönük tahminde bulunmak zor. Dünyada küresel ölçekte gaz fiyatları petrole endeksli gerçekleşiyor. Geriye dönük 3-5 yıllık perspektifle bakarsak bu miktardaki gazın ekonomik değerinin 65 milyar dolar olacağını söyleyebiliriz.” dedi.
Dönmez, katıldığı bir televizyon programında, Karadeniz’de keşif yapılan bölgede sismik araştırma çalışmalarının yaklaşık 14 ay önce başladığını söyledi.
Çalışmalar kapsamında yerin binlerce metre altının röntgeninin çekildiğini dile getiren Dönmez, uzmanların değerlendirmeleri ışığında çalışmaların devam ettirilmesi sonucu başarının elde edildiğini belirtti.
Dönmez, bölgede deniz derinliğinin 2 bin 100 metre civarında olduğuna dikkati çekerek, “1500 metre civarında bir kazıdan sonra 2 tane gaz rezervuarı kestik. Bir tanesi yaklaşık 100 metre, diğeri 400 metre civarında. Gaz akışı gelmeye başladı buradan. Teknik ekip burada gazları test etti. Basınç okumaları yapıldı. Gaz keşfi olduğu kararına varmış olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve teknik ekiple de kendisine konuyu detaylı sunumla anlattık. Aslında bugün 83 milyonla değil, bölgede yaşayan, yaşamayan herkesin merakla beklediği bu haberi paylaşmış olduk.” diye konuştu.
Karadeniz’de 2004’ten bu yana yabancı şirketlerle ortaklıklar kurularak 6 derin deniz sondajının gerçekleştirildiğini belirten Dönmez, şöyle devam etti:
“Maalesef keşif yakalayamadık. Keşif yapılan saha ise daha önce sismik araştırması yapılmamış yeni bir sahaydı. 3-4 sene önce de Romanya’da, nispeten yakın bir sahada miktarı bugüne göre daha düşük bir keşif oldu. İlk etapta 2 bin kilometrekarelik bir sismik çalışma yaptık. İlk sondajı da potansiyeli en yüksek sahada yaptık. Tamamı 8 bin kilometrekare olan bir alan. Buralarda da sismik çalışmalara başlayacağız. Aşağıda kalan formasyon benzer nitelikte. İleride yeni keşif kuyuları da açacağız. Rakam biraz daha netleşecek ama beklentimiz bu rakamın yukarı yönlü revize edilmesi.”
“KEŞİF, 7-8 YILLIK TÜKETİME KARŞILIK GELİYOR”
Bakan Dönmez, Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin 45-50 milyar metreküp olduğuna işaret ederek, “Bu keşif, hiçbir yerden kaynak almamış olsak ülkemizin yaklaşık 7-8 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek ancak tabii keşifler devam edecek, belki bu rakam daha da artacak.” ifadesini kullandı.
İlk gazın kıyıya ulaştırılması için 2023 yılının hedeflendiğini söyleyen Dönmez, sahadan gerçekleştirilecek üretim için planlama yapılacağını dile getirdi.
Dönmez, bu tip sahalarda ilk üretimin görece düşük olabileceğini ancak bu aşamaların hepsinin planlanarak sektör ve kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.
Bakan Dönmez, rezervin ekonomik değerine ilişkin, “Bundan sonraki gaz ve petrol fiyatlarını bilmeden geleceğe dönük tahminde bulunmak zor. Dünyada küresel ölçekte gaz fiyatları petrole endeksli gerçekleşiyor. Geriye dönük 3-5 yıllık perspektifle bakarsak bu miktardaki gazın ekonomik değerinin 65 milyar dolar olacağını söyleyebiliriz.” dedi.
Türkiye Petrolleri’nin (TP) son yıllarda ciddi birikim ve tecrübe kazandığını vurgulayan Dönmez, şunları ifade etti:
“Bundan sonra sondaj ve sismik çalışmaları kendi imkanlarımızla yapacağız. Kıyıya boru hattı çekimi bir defa yapılacak bir iş. Muhtemelen ihale etmek suretiyle uluslararası ölçekte yapılacak. Onun dışında işletme tamamen TP üzerinden olacak. Kıyıya geldikten sonra da sisteme bağlamak suretiyle yerli, milli imkanlarla ve kendi personelimizle bu gazı işletip evinize kadar getireceğiz. Biz doğal gaz ve petrole yıllık 40 milyar dolar seviyesinde ödeme yapıyoruz. Bunları da azaltacağız ve cari açığa pozitif katkısı olacak.”
DOĞU AKDENİZ’DEKİ ARAMA ÇALIŞMALARI
Doğu Akdeniz’deki çalışmalara da değinen Bakan Dönmez, dünya örneklerinin Türkiye’nin tezlerini destekler nitelikte olduğunu söyledi.
Dönmez, bölgede “Türkiye’yi oyunun dışında tutalım” anlayışı olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Buradan geri adım atmadık, son derece haklıyız. Türkiye eski Türkiye değil. Sahada kazanıp masada kaybeden bir ülke değil. Diyaloğa da açığız. Bunu da defaatle söyledik. Son dönemde AB girişimiyle Yunanistan ile aramızda bir diyalog başlamıştı ama aradan birkaç hafta geçmeden Yunanistan gitti Mısır ile bu anlaşmayı yaptı. Yunanistan bugüne kadar da masaya gelmekten çekinmiş, kazanımlarını da sahada değil masada kazanmış bir ülkedir. Haklı görünmeye çalışıyor. Artık Türkiye’de buna ‘evet’ diyecek yönetim de lider de yok. Evet diyaloğa açığız ama kendi yetki alanımızı da kimseyle paylaşmaya razı değiliz.”
Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarı, Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,6 artarak yaklaşık 284,2 milyon ton oldu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, limanlarda Temmuz ayında ve Ocak-Temmuz döneminde elleçlenen yük miktarlarına ilişkin verileri açıkladı.
Buna göre, Temmuz’da elleçlenen yük miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,5 artarak 40 milyon 724 bin 644 ton oldu.
Yılın 7 ayında ise limanlarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 artışla 284 milyon 174 bin 781 ton yük elleçlendi.
DIŞ TİCARET TAŞIMALARI YÜZDE 5.4 ARTTI
Temmuz ayında limanlarda gerçekleştirilen ihracat amaçlı yüklemelerin miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artarak 11 milyon 625 bin 844 ton, ithalat amaçlı boşaltma miktarı da yüzde 4,5 artışla 18 milyon 622 bin 264 ton olarak kayıtlara geçti.
Böylece temmuzda limanlardaki dış ticaret taşımalarının miktarı yüzde 5,4 artışla 30 milyon 248 bin 108 ton oldu.
EN FAZLA ARTIŞ HURDA DEMİRİNDE
Hurda demir, temmuzda önceki aya göre elleçleme miktarı en fazla artan yük cinsi oldu. Geçen ay hazirana göre 872 bin 720 ton artışla 2 milyon 275 bin 692 ton hurda demir elleçlendi.
Elleçleme miktarlarındaki artış bakımından hurda demiri 524 bin 814 tonluk artışla kok ve yarı kok kömürü ve 398 bin 588 tonluk artışla kimyasal ürünler ve malzemeler takip etti.
EN FAZLA YÜK TAŞIMASI YAPILAN ÜLKE RUSYA
Temmuz ayında deniz yoluyla yapılan dış ticarette en fazla yük elleçlemesi 3 milyon 933 bin 818 tonla Rusya ile yapılan taşımalarda görüldü.
Bu ülkeyle yapılan taşımaların 470 bin 610 tonu (yüzde 12’si) Türk bayraklı gemilerle, 3 milyon 463 bin 208 tonu ise (yüzde 88’i) yabancı bayraklı gemilerle gerçekleştirildi.
İHRACATTA İSPANYA, İTHALATTA RUSYA İLK SIRADA
Deniz yoluyla yapılan ihracat ve ithalatın büyük bölümü Avrupa’ya yönelik oldu. Geçen ay ihracatta en fazla yük elleçlemesi 1 milyon 85 bin 130 tonla İspanya için yapıldı.
İthalatta ise yük elleçlemesinde temmuzda ilk sırayı 3 milyon 698 bin 28 tonla Rusya aldı.
Dış ticarete konu yükün yüzde 8,6’sı Türk bayraklı gemilerle taşındı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müjdeyi açıkladı. Erdoğan, “Türkiye tarihin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulundu. Hedefimiz 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan müjdeyi açıkladı.
İşte Erdoğan’ın merakla beklenen ‘müjde’ açıklaması:
Aziz milletim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Enerji, kalkınmanın temel unsuru olmasının yanında milli bağımsızlık tesisinde büyük öneme sahip.
Enerji sahaları için milyonlarca insanın canının hiçe sayıldığı bir düzen kurulmuştur. Suriye’de son yıllarda yaşananları düşünün. Biz mağdur ve mazlumların yanına giderken, birileri doğrudan petrol tesislerine yönelmiştir. Aynısı ile Libya’da da karşılaştık.
Biz Libyalı kardeşlerimizin yardmına koşarken, birileri petrol tesislerine koşuvermiştir. Biz insanlığımızı yitirmedik, hep önce kardeşlik, insanlık, dostluk, hak, hukuk ve adalet dedik. İnsanlık bizde, petrol onlarda kalsın dedik. Rabbim, bize görülmemiş büyüklükte bir kapı açtı.
TUNA-1’DE BULUNDU
Şimdi müjdemi paylaşmak istiyorum. Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih Sondaj gemimiz 20 Temmuz 2020’de Tuna-1’de başladığı çalışmasında 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetmiş durumda.
Kendisini Boğaz’dan uğurladığım günü hatırlıyorum. Hamdolsun neticeye de, keşfe de ulaştık. Fatih sondaj gemimiz ismine yakışır şekilde hepimizi gururlandırdı. Daha önce Tuna-1 olarak adlandırılan Sakarya arama alanında tüm çalışmalar tamamlandı.
Aynı bölgede yeni doğal gaz keşiflerinin muhtemel olduğu görülüyor. Çok daha zengin kaynağın bir parçasıdır. Yıllaca enerjide maddi ve manevi sıkıntılar çekmiş bir ülke olarak geleceğe daha güvenle bakacağımıza inanıyorum. Şimdi tespit kuyuları açacağız. İnşaat ve yapı işlerine geçeceğiz.
TARİH VERDİ: 2023
Şimdi hedefi veriyorum, 2023’te milletimizin kullanımına Karadeniz gazını sunmaktır. Fatih ve Yavuz gemilerimiz vasıtası ile Akdeniz ve Karadeniz’de 9 sondaj kuyusu çalışması yaptık. Benzer müjdeyi Akdeniz’den de bekliyoruz. Bakımda olan Kanuni’nin de faaliyete girmesi ile Akdeniz’deki çalışmalara hız vereceğiz. Her arayan bulamaz, ama bulanlar arayanlardır. Sakarya Gaz Sahası ile bismillah dedik. Allah’ın izni ile devamı da gelecektir.
ENERJİ SORUNU
Ülkemizin enerji sorununu çözmekte kararlıyız. Yerli ve yenilenebilir kaynaklara verdiğimiz önem sayesinde ilerleme göstersek de, hala bu alanda ithalatçı pozisyonundayız. Cari açığın sebebi de bu değil mi? İhracatçı olana kadar bize durmak yok. Her kaynağın diğerinin tamamlayıcısı olduğunu unutmadan her alanda varlığımızı göstermeye kararlıyız. Türkiye artık kendi ayakları üzerinde durabilecek güce ve kaynağa sahiptir.
SAHADA VE MASADA
Yunanistan başta olmak üzere bu meselede karşımıza dikilenlerin hepsi haklı olduğumuzu biliyor. AB, Yunanistan’ı kışkırtıp üzerimize salarken, birliği yıprattığını görmelidir. Ortada dolaşan ve hiçbir geçerliliği olmayan haritaların en büyük zararı AB’ye vereceği unutulmamalıdır.
Türkiye’den sahada da, masada da cevaplarını alacaklardır. Artık önümüzde çok daha aydınlık bir yol olduğuna inanıyoruz. Gelecek nesillere önemli bir miras bırakacağız. Gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin.
Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarı, Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 artarak 284,2 milyon tona yaklaştı
Türkiye limanlarında elleçlenen yük miktarı, Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,6 artarak yaklaşık 284,2 milyon ton oldu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, limanlarda Temmuz ayında ve Ocak-Temmuz döneminde elleçlenen yük miktarlarına ilişkin verileri açıkladı.
Buna göre, Temmuz’da elleçlenen yük miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,5 artarak 40 milyon 724 bin 644 ton oldu.
Yılın 7 ayında ise limanlarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 artışla 284 milyon 174 bin 781 ton yük elleçlendi.
DIŞ TİCARET TAŞIMALARI YÜZDE 5.4 ARTTI
Temmuz ayında limanlarda gerçekleştirilen ihracat amaçlı yüklemelerin miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artarak 11 milyon 625 bin 844 ton, ithalat amaçlı boşaltma miktarı da yüzde 4,5 artışla 18 milyon 622 bin 264 ton olarak kayıtlara geçti.
Böylece temmuzda limanlardaki dış ticaret taşımalarının miktarı yüzde 5,4 artışla 30 milyon 248 bin 108 ton oldu.
EN FAZLA ARTIŞ HURDA DEMİRİNDE
Hurda demir, temmuzda önceki aya göre elleçleme miktarı en fazla artan yük cinsi oldu. Geçen ay hazirana göre 872 bin 720 ton artışla 2 milyon 275 bin 692 ton hurda demir elleçlendi.
Elleçleme miktarlarındaki artış bakımından hurda demiri 524 bin 814 tonluk artışla kok ve yarı kok kömürü ve 398 bin 588 tonluk artışla kimyasal ürünler ve malzemeler takip etti.
EN FAZLA YÜK TAŞIMASI YAPILAN ÜLKE RUSYA
Temmuz ayında deniz yoluyla yapılan dış ticarette en fazla yük elleçlemesi 3 milyon 933 bin 818 tonla Rusya ile yapılan taşımalarda görüldü.
Bu ülkeyle yapılan taşımaların 470 bin 610 tonu (yüzde 12’si) Türk bayraklı gemilerle, 3 milyon 463 bin 208 tonu ise (yüzde 88’i) yabancı bayraklı gemilerle gerçekleştirildi.
İHRACATTA İSPANYA, İTHALATTA RUSYA İLK SIRADA
Deniz yoluyla yapılan ihracat ve ithalatın büyük bölümü Avrupa’ya yönelik oldu. Geçen ay ihracatta en fazla yük elleçlemesi 1 milyon 85 bin 130 tonla İspanya için yapıldı.
İthalatta ise yük elleçlemesinde temmuzda ilk sırayı 3 milyon 698 bin 28 tonla Rusya aldı.
Dış ticarete konu yükün yüzde 8,6’sı Türk bayraklı gemilerle taşındı.
Dünyanın en önemli süper lüks yat yapım merkezleri içinde ilk 3’e giren ve Türkiye’de 1’inci olan Antalya Serbest Bölge’de bugüne kadar toplam 460 ultralüks yat tamamlandı.
Mega yatlar dünyanın birçok ülkesindeki zengin ve ünlü isimlere teslim edildi. Toplam uzunlukları 8 bin 640 metre olan lüks yatlardan 1 milyar 210 milyon dolar gelir sağlandı. Bu yılın başından itibaren 8’i rıhtımda toplam 18 yat tamamlandı, toplam uzunlukları 892 metre olan 18 yattan 45 milyon dolar gelir elde edildi. Pandemi sürecinde yat sektörü açısından olumlu gelişmeler yaşandı, siparişlerde artış var.
Antalya Serbest Bölge A.Ş. (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, Türkiye’nin süperlüks yat ve tekne üretiminde, İtalya ve Hollanda’nın ardından dünyada 3’üncü sırada yer aldığını belirtti. Türkiye’de bu alanda Antalya Serbest Bölge’nin açık ara 1’inci olduğunu anlatan Gürses, Antalya’yı Tuzla ve Bodrum’un takip ettiğini açıkladı.
2000’li yılların başından itibaren başlayan ve bugün 50 firmanın faaliyet gösterdiği bölgede, üretimi tamamlanan süperlüks yat ve tekne sayısının 460’a, toplam uzunluğun da 8 bin 640 metreye yükseldiğini söyleyen Gürses, toplam gelirin ise 1 milyar 210 milyon dolar olduğunu dile getirdi.
EN BÜYÜK YAT 70 METRE
Bölgede şu ana kadar en büyük boyda teslimi yapılan süper lüks yatın 63 metre uzunluğunda olduğunu belirten Gürses, “Bu yat geçen sene denize indirildi. Estel Marine firmasına ait 63 metrelik süperlüks yat, 40 milyon dolara, İngiliz iş insanına satıldı. Ama içeride bu yıl aralık ayına doğru indirilecek 70 metrelik bir proje var. Ayrıca imalatı devam eden 70 metrelik başka bir tekne daha var” dedi.
114 LÜKS YATA BAKIM- ONARIM
ASBAŞ Genel Müdürü Zeki Gürses, Antalya Serbest Bölge’nin sıfır yat üretiminin yanı sıra önemli bakım- onarım merkezine dönüştüğünü de anlattı. Gürses, geçmiş yıllarla birlikte bakım- onarım için getirilen toplam 132 yatın 114’ünin tamamlandığını ve 34,1 milyon dolar gelir sağlandığını kaydetti.
70-80 METRELİK TALEPLER GELİYOR
Antalya Serbest Bölge’de yat sektörünün çok hızlı gelişim gösterdiğini anlatan Gürses, “Şu anda mevcut altyapımız 50 metre ve 500 tona kadar yatları denize indirme ve karaya çekme sistemine sahip. Fakat artık öyle talepler gelmeye başladı ki 70- 80 metre boylarında yeni yat siparişleri alınıyor. Yat bakım- onarım anlamında da yatlarını getirmek isteyen birçok yat sahibi var. Yat boyları da çok fazla. Bütün talepleri karşılamak için yeni bir plan ve proje içerisinde yeni bir sistem yatırımına başlıyoruz” diye konuştu.
90 METRE 2 BİN TONLUK YATLAR
Projesi tamamlanan rıhtım ve yat çekme- indirme yatırımının inşasına başlanacağını duyuran Gürses, şöyle dedi:
“Bu sistem bittiğinde bölgemizde 2 bin ton, 90 metreye kadar yatları karaya çekme ve denize indirme imkanına sahip olacağız. Rıhtımda bu konuda iki önemli sistem kuruluyor. Biri 560 ton travel lift, imalat siparişini verdik, İtalya’da yapılıyor. Gelecek yıl ocak sonu teslim edilecek. Diğer önemli proje ship lift dediğimiz 2 bin tona kadar yatları denize indirip karaya çekme sistemi. Bunun da anlaşmaları imzalandı. Rıhtım inşaatıyla gelecek yıl mart- nisan aylarında hizmete açmayı planlıyoruz.”
BU SENE 18 YAT DENİZE İNDİ
Bu yılın başından itibaren 8’i şu an rıhtımda toplam 18 yatın tamamlandığını açıklayan Antalya Serbest Bölge A.Ş. (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, toplam uzunlukları 892 metre olan 18 yattan 45 milyon dolar gelir elde edildiğini kaydetti. Gürses, yıl sonuna kadarki hedefin ise 35 civarında lüks yat ve tekne olduğunu belirterek “Ayrıca bölgede yapımı devam eden 2021, 2022 yıllarında teslim edilecek teknelerde bulunuyor” dedi.
ÜRETİM ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR
Pandemi süreciyle ilgili bölgede firmalar sipariş esasına göre çalıştığı için, önceden alınan siparişlerin teslim süreçlerinin belli olduğunu ve üretimlerinin aralıksız devam ettiğini belirten Gürses, “Bölgemiz bu süreçten olumsuz etkilenmedi. Üretimlere devam edildi ki, ilk 6 aylık ticaret rakamlarımız geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 12 arttı. Kapasite kullanım oranlarımızda herhangi bir düşüş yok. İstihdamımız 5 bin 70 kişi. İnşallah yeni yatırımlarımız ve yat bakım onarım sahası devreye girdiğinde 6 binin üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.
PANDEMİ NEDENİYLE ÖN SÖZLEŞME
Pandemi sürecinde yat sektörü açısından olumlu gelişmeler yaşandığını anlatan Zeki Gürses, şöyle konuştu:
“İnsanların sosyal yaşantıları ve beklentilerinde çok büyük değişiklik sözkonusu. Biraz daha sosyal hayatı izole anlamında bir düşünceye sahip oldular. Onun için yat siparişlerinde de aile tipi dediğimiz 16- 24 metre boylarındaki sipariş görüşmelerinde çok hızlı bir artış var. Hatta ön protokolleri imzalanmış durumda.
DAİRE KONSEPTİNDE LÜKS YAT
Bu yıl 19 metrelik kompozit katamaran bir yat imalatını tamamlayan Arkın Pruva Yachts firmasının, geçen yıl projelendirdiği yat, aile tipi olması nedeniyle pandemi döneminde en çok ilgi gören yat tiplerinden biri oldu. Firma Genel Müdürü Yavuz Bakankuş, prototip olarak üretilen yatın, normal bir yat iç dizaynından farklı olarak her ailenin kullanabileceği bir daire konseptinde planlandığını söyledi. Bakankuş, “Tekneye uzak ama eve alışkın insanların deniz üzerindeki konforunu amaçladık” dedi.
DURGUNLUK BEKLERKEN ARTIŞ OLDU
İçeriğinin normal bir kabin tarzında değil, oda tarzında düzenlendiğini anlatan Bakankuş, “Bu bir serinin ilk prototopi. Yeni tamamlandı ve denize indirilecek. Deniz testleri de olumlu sonuçlar verdiğinde seri üretimine başlanacak. Pandemi sürecinde özellikle bu boy teknelere, bir ailenin kullanabileceği, personele ihtiyacı olmadan, kendi başına hakim olabileceği teknelere ilgi çok arttı. Pandemi döneminde biz durgunluk beklerken tam tersi bir gelişme oldu ve bu tip tekne projeleri geliyor. Onları fiyatlandırıp teklifler veriyoruz” diye konuştu.
PANDEMİYLE ÖNEMİ ARTTI
Kompozit katamaran tipi teknenin pandemi düşünülmeden geçen yıl projelendirildiği için ilginç olduğunu kaydeden Yavuz Bakankuş, “Pandemiyle beraber önemi arttı, pazarı büyüdü diyebiliriz. Gerçekten günümüze uygun bir proje. Teknenin üst binasında 2 oda, açık mutfaklı bir salon, yan gövdelerinde de iki misafir kabini toplam 4 kabin, 8 kişinin çok rahat barınabileceği ve vakit geçirebileceği şekilde dizayn edildi. Bu teknede normal motoryat katamarandan farklı teknik, otomasyon özelliklerden vazgeçildi. Bütçenin biraz cazip hale gelmesini istedik” dedi.
MALİYETİ 1 MİLYON EURO
Herkesin çok rahat sahip olması için bazı ekonomik dengelerin göz önünde bulundurulduğunu anlatan Bakankuş, “Ama herkesin deniz üzerinde konforunu sağlayabilecek durumda. Fiyatları net olarak belli olmadı. Ama kendi açımızdan 1 milyon Euro civarında bir maliyete sahip. Bu boyda tekne için gerçekten çok cazip bir fiyat ve Avrupa’da bu boyda motoryat katamaran 2- 2.5 milyon Euro’nun altında yoktur” değerlendirmesini yaptı.
Deniz yolu ile gelen yolcu sayısı günde 250’ye indirildi. Deniz yolu ile gelen yolcular ülkede yapılan test sonuçları çıkana kadar limanda bekleyecek.
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Bakanlar Kurulu’nda alınan kararları açıkladı.
Özersay, “1 Temmuz- 16 Ağustos arası hava yolu ile 37500, deniz yolu ile 13195 kişi geldi. Deniz yolu 66, hava yolu 33 pozitif vaka çıktı. Risk faktörü deniz yolu ile gelişlerde daha fazla olduğu saptandı. Deniz yolu ile gelen yolcu sayısı günde 250’ye indirildi. Deniz yolu ile gelen yolcular ülkede yapılan test sonuçları çıkana kadar limanda bekleyecek. Tesadüfi test uygulamasının sayısı artırılacak. Güneye gidenlere tesadüfi testler yapılacak. Riskin yüksek olduğu noktalarda rastgele testler sıklaşacak. Ercan ve limanlardan girenlere rast gelen testler yapılacak” dedi.
Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşması, Mısır Meclisi’nde onayladı.
Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarını sımnırlandırma anlaşması sonrası Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan ve hukuki problemleri bulunan deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması Mısır Meclisi tarafından onaylandı.
Mısır merkezli El-Beled Televizyonu’nun ve internet sitesinin geçtiği habere göre Mısır Meclisi Anayasa ve Yasama Komisyonu, Yunanistan ile imzalanan deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasına onay verdi.
YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ…
Karar metninde yer alan bir ifade ise, Mısır ve Yunanistan’ın anlaşmayı Türkiye’ye karşı apar topar yaptığını açıkça gösteriyor. Öyle ki hem Mısır hem de Yunanistan’ın, “deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması” imzalamalarına rağmen tam bir sınır bile belirleyemedikleri görülüyor.
Karar metninde “anlaşmanın Mısır iel Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarını kısmen belirlediği, ileride yapılacak karşılıklı görüşmeler neticesinde bu sınırların tamamının net bir şekilde belirleneceği” belirtiliyor.
Yunanistan 9 Haziran’da İtalya’yla, 7 Ağustos’ta ise Mısır’la MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) anlaşmaları imzalamıştı.