Değerli dostlarım,
1989’dan bugüne Mersin’de kültür ve sanat hayatına önemli katkılar sunmuş kulübümüzün, 25.Ocak.2020 tarihinde yapılan seçimli olağan genel kurulunda, bu onurlu görevi ben ve yönetim kurulu üye arkadaşlarımızla devralmış bulunuyoruz. Genel kurulumuzda görev alan divan başkanımız Sn.Faik Burakgazi ve divan heyetine, sandık görevlilerinden kulüp çalışanlarımıza, oy kullanmaya gelen değerli üyelerimize çok teşekkür ediyorum. Daha önce çeşitli kurullarında görev aldığım güzide kulübümüzün bu kez başkanı olarak siz kulüp üyelerimizi ve sanatseverleri, geçmişte kulübümüzün kuruluşundan bu yana görev almış özveri ve emekle çalışan değerli başkanlarımızı, yönetim kurulu üyelerimizi, çalışanlarımızı saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum. Bugün hayatta olmayan ebediyete intikal etmiş üyelerimize rahmet diliyorum.
Teslim aldığımız bayrağı en doğru şekilde muhafaza etmek, geleceğe daha gelişmiş ve bugünkü şartlarından çok daha iyi bir Sanat Kulübü bırakmak azmindeyiz. Bu süreçte üyelerimizin bizleri destekleyeceklerine yürekten inanmaktayım.
Müsaadenizle, sözlerime ilk kurucu başkanımız Sn.Semihi Vural’ın birlikte katıldığımız bir canlı yayın sohbetinden alıntı yaparak başlayacağım.
“ Mersin’nin kuruluşundan itibaren bir takım insanlar hep bir araya gelmişler kültür sanat ve sosyal hareketleri toplumla paylaşmışlar, Sudi Abaç’ın babası Celal Abaç’ın eşi mesela Kahkaha Kulübü kurmuş, bugün bile hayal edebilmek zor.
Tiyatro grupları, orkestralar kurulmuş, Cumhuriyetin kazanımları İstanbul’da filizlenirken, kültür sanat faaliyetleri Ankara’da devlet himayesinde ve teşviği ile oluşmaya başlamış, akabinde Anadolu’nun kentlerinde de bir takım kültür sanat hareketleri kendini göstermiş, Mersin’de bu hareketlenmenin ilklerden biri olmuştur.
Halkevlerinin kuruluşu mesela Ankara’dan sonra Anadolu’ya yayılmış, Anadolu’da ilk opera Mersin Halkevinde sergilenmiştir. (G.Puccini’nin Madame Butterfly) Halkevi’nin Mersin’nin kültür ve sosyal yaşantısına katkısı çok büyüktür.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Mersin’de çekilen fotoğraflara bakılırsa batılı bir yaşam tarzının benimsendiği görülecektir. Mersin’de bu çağdaş anlayış ve kültür, Akdenizlilik ve kentlilik zaten oluşmuştur. Tarsus’dan daha küçük bir yer düşünün, hatta bütün ihtiyaçlarını bir dönem Tarsus’dan edinen küçük bir sahil kasabasıdır Mersin. Özellikle Yoğurt Pazarının oluşması, insanların alışveriş ortamında birbirleri ile olan münasebetleri, kültür sanat işleri Mersin’de hep olagelmiş ve birlikte gelişmiştir. İşte İçel Sanat Kulübü Mersin’de Mersinlilerin taşıdığı bir ruhun devamıdır. Başlangıçta kimse bu hesapları yapmadı, kimsenin aklından şöyle yapalım böyle edelim de bu işin bir ruhu olsun demedi. Ancak, Mersinli insanların kültüre, sanata yatkınlıklarının ve batılı yaşam tarzına olan inançlarının bu ruhu yaşattığını belirtmek gerekir.
1980 ihtilalinden sonra ülkemizde her şey altüst olmuş, Mersin’de bundan nasibini almıştır. O günlerin baskısı ve sıkışıklığını yaşayan bizler, bir grup arkadaşımız ile ilk kez 1987 yılında SSK İşhanı’nın alt katında Mersin Güzel Sanatlar Galerisini açtık. Sonra, 1988’de grup gelişti genişledi eski Mersin Yapıları Haftası etkinliği düzenlendik. Sergiler, söyleşiler, konserler, saydam gösterileri yapıldı. Mersin’in her kesiminden insanlar bir araya geldiler katıldılar.
Başlangıçta hevesimiz ve heyecanımız eski bir Mersin evinin serin taşlık bahçesinde açık havada kahve içmek sanatsal ve edebi sohbetler yapmaktı. Bu günkü duruma gelmek dernek kurmak hayalimiz yoktu. Ancak, Mersinliler öyle bir şekilde tutundular ki. İçel Sanat Kulübü’nün 1989 Mayıs ayında yaptığımız toplantılarını duyan kurumlar gelin toplantınızı biz de yapın dediler. Birçok farklı yerde THK, Mülkiyeliler Derneği, Ticaret Sanayi Odası’nın karşısında bir işhanında oda kulüp de, toplantılar yapıldı. Mersinliler bizi sahiplendiler. Her toplantıda farklı birçok insan toplantılarımıza katılıyorlardı. O dönemlerde bizi küçümseyenler de oldu. Bu iş kısa sürer yürümez dediler. Ancak, o zaman kendi kendiliğinden ortaya çıkan bu maya Fazıl Tütüner’in deyimiyle tuttu. İçel Sanat Kulübü birçok evreden başarı ile geçerek bugünlere geldi. Bu ay kulübümüzün 31. yılına ulaşmış bulunuyoruz. ”
Kurucu başkanımızın yukarıda belirttiği gibi çeşitli evrelerden geçen temelinde Mersinlilerin kültüre ve sanata, batılı yaşam tarzına olan yatkınlıklarının bir eseridir İçel Sanat Kulübü. Eski başkanlarımızdan Sn.Erkan Özaydın’nın da söylediği gibi bir kitle hareketidir. Kulübümüz 31 yılda kendi sanatçılarını yetiştirmiştir. Kulübümüze üye olduktan sonra resim sanatına başlayan, şiir, roman ve öykü yazan sanatçılar olmuştur. Sanat Kulübümüz de her inançtan, her siyasi görüşten ve her çeşit etnik kökene ait olduğunu düşünen insan vardır. Bu farklılıklar kesinlikle dile getirilmez ve kimse bunlarla ilgilenmez. Herkes birbirine kültür sanat penceresinden, sanatın ortak dilinden ve duruşundan bakar. Bu nedenle kulübümüz zaman zaman hem ülkemizde hem de küresel çapta ekonomik, siyasi şartlar, öngörülemeyen birtakım terör ve salgın vb. gibi olumsuzluklardan etkilenmiştir ama yine de ayakta kalmayı başarmıştır. Mersin’de şehir halkının inancı ve desteği, değerli üyelerinin gücü, bu zor günlerde de İçel Sanat Kulübü’nün ayakta kalmasını sağlamıştır.
Kulübümüzün geçmişte neler yaptığını ve hangi özellikleri ile diğer derneklerden ayrıldığını, neleri başardığını burada uzun uzun anlatmak istemiyorum. Bu konuda Prof.Dr.Ali Uzun bey 221 ve 222 sayılı bültenimizde detaylı bir istatistik incelemesi yapmıştır. Bu çalışmayı merak eden dostlarımız yeni oluşturduğumuz “isk.org.tr” web sitemizden bültenlerimize ulaşabilirler. Ayrıca, geçmişteki faaliyetlerimiz yine web sitemizde kayıtlı olan bültenlerimizde bulunabilir. Arzumuz ve azmimiz daha önce yapılanların daha iyisini yapmak, daha önce yapılmayanları yapmak, dijital çağın gereklerine göre kulübümüzü konumlandırmak olacaktır. Bu vesile ile göreve gelmeden önce çalışmalarını başlattığımız yeni web sitemiz hizmete girmiş, belge ve veri yükleme çalışmaları hızla devam etmektedir. Göreve gelir gelmez ilk işimiz sosyal medya da facebook gibi instagramda da yer almaktı, bunu gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Pandemi sürecine ülkemiz ve dünya hazırlıksız yakalanmış ve bu süreçte farklı bir deneyim yaşanmış, dijital ve sanal dünyanın önemi bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Biz de bu dönemi boş geçirmemeye çalıştık, sanal sergiler, video ve görseller yayınladık. Şimdi artık youtubeda da varız. Sekizbuçuk’da teker döner “doğa ve kültür” gezilerimizi geliştirmek, yeni lokasyonlar eklemek istiyoruz. Dönüşmek ve değişmek, gençlere ulaşmak istiyoruz. Onlar için ne yapabileceğimizin hesapları içindeyiz. İnstagram ve youtube bu düşüncelerin ürünü oldu.
Yine şartlar oluştuğunda 30.Yıl Balosu yapmak, periyodik olarak Sanat Tarihi, Felsefe Söyleşileri, Felsefe Çocuk, Felsefe Çocuk ve Ebeveyn Söyleşileri, Arkeoloji Günleri’nin 25.ni yapmak, açıkhava ve kapalı alan konserleri düzenlemek, koro ve kurslar düzenlemek istiyoruz. Tiyatro topluluğumuzla etkinliklerimize devam etmek istiyoruz.
Mersin Devlet Opera ve Balesi, Mersin Üniversitesi, MEÜ Devlet Konservatuvarı, MEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, MEÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Toros Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi ile iyi ilişkiler kurup ortak işler yapacağız. Mersin’de kültür sanat alanında faaliyet gösteren STK’lar ile dayanışma içindeyiz. Bugünlere gelişimizde çok büyük desteklerini gördüğümüz büyükşehir ve ilçe belediyelerimizle ortak projeler geliştireceğiz.
Anmadan geçemeyeceğim, kulübümüzün 3.başkanı ressam Mehmet Ali Meriç’i 04.Nisan.2020’de maalesef kaybettik. Çok yakın bir zamanda kaybettiğimiz başkanımızın kulübümüze çok büyük katkıları, emekleri olmuştur. Kendisini saygı ile yad ediyorum. Pandemi dönemine denk geldiği için ne yazık ki layıki ile uğurlayamadık. En kısa sürede bir anma planlıyoruz. Henüz acısı çok taze olan Sn.Meriç için olduğu gibi kulübümüzde iz bırakan geçmiş kayıplarımızı da şartlar oluştuğunda anmak istiyoruz.
Değerli üyelerimiz ve sanat dostları, koşullar ne olursa olsun desteğinizle geçmişte olduğu gibi bugün de bize güç vermektesiniz. Hayatın bize sunduğu iyi ve kötü tüm anları sizlerle paylaşıyor, sanatla iyileştiriyor, sanatla güzelleştiriyor, varlığınızla anlam buluyoruz. Kültür sanatla güzel günlerde görüşmek ve kavuşmak ümidiyle
Hoşçakalın.