Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Türkiye’deki doğal yapıyı korumak, bölgelerdeki habitatları birbirine bağlamak ve türlerin geçişine imkan sağlamak için 22 ilde ekolojik koridor oluşturulacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum , yaptığı açıklamada, Türkiye’de korunan alanları, birbiriyle ve şehirlerdeki doğal, yapay yeşil alanlarla birleştirmek amacıyla Ekolojik Koridorlar projesinin hazırlandığını söyledi.
Biyolojik çeşitliliğin devamlılığının sağlanması amacıyla hayata geçirilecek proje için Orta Karadeniz ve Orta Anadolu’da bulunan 22 şehrin pilot olarak seçildiğini belirten Kurum, bu illerin Samsun, Sinop, Kastamonu, Karabük, Çorum, Kırıkkale, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Bilecik, Isparta, Bolu, Konya, Aksaray, Niğde, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Yozgat ve Sivas olduğunu ifade etti.
Kurum, illerin kısmen veya doğrudan sınırlarına girecek şekilde bilimsel bir bakış açısıyla hayata geçirilecek projenin, akademisyenler ve Bakanlığın ilgili uzmanları tarafından yürütüleceğini belirterek, şunları kaydetti:
“ Ekosisteme destek verecek, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine katkı sağlayacak ekolojik koridorları ülke geneline yaymayı hedefliyoruz. Ekolojik sürekliliği, ekosistem bütünlüğünü ve biyolojik çeşitliliği koruyarak, korunan alanlar arasındaki bağlantıyı sağlayan ekolojik koridorlar belirlenecek. Alt ekosistemler arasında sürdürülebilir, sağlıklı bağlantılar oluşturulacak.”
Bakan Kurum, projeyle doğal sit alanı, Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesi, milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, yaban hayatı geliştirme sahası, sulak alan, tabiat anıtı gibi koruma statüsüne sahip alanlar arasında bağlantı kurulacağını söyledi.
EKOLOJİK KORİDORLAR MİLLET BAHÇELERİYLE BİRLEŞECEK
Oluşturulacak ekolojik koridorların bir ayağının da millet bahçeleri olacağını vurgulayan Kurum, “Ankara’da Eymir Gölü Havzası ile İmrahor Vadisi arasında, İstanbul’da ise Beykoz Ormanları ile Beykoz’un kuzey kesimi arası ekolojik olarak birbirine bağlantılı alanlar belirlenecek. Söz konusu alanlar belirlendikten sonra bu alanların korunarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak için tescil ve ilan çalışmaları yürütülecek.” dedi.
Kurum, korunan alanların yakın çevresi ile etkileşimi, habitat ve ekosistem bütünlüğü, türlerin göç durumları, yaşam alanları, dağılım kapasitesi ve yaşam stratejilerine göre de koridorların belirleneceğini ve tescil süreçlerinin de bu kapsamda tamamlanacağını sözlerine ekledi
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ,
“ MİLLET BAHÇESİ-ORMAN BİRLEŞİMİ OLMAZ ” diyor.
Ekolojik koridorların millet bahçesine bağlanmasının ekolojik hayat açısından hiç bir anlamı olmadığını söyleyen Tolunay ;
“ Millet bahçeleri doğal hayat değil. Eğer hayvanlar ekolojik koridoru kullanarak millet bahçesine gelirse yırtıcılar insanlar üzerinde risk oluşturabilir ya da insanlar koridoru kullanarak gittiğinde de hayvanları rahatsız edebilir. O zaman beklenilen amaca ulaşılmaz.
Ekolojik koridorda asıl amaç yaban hayatını korumak olmalıdır. Millet bahçelerinde bir çok tesis olacak. Fakat ekolojik koridorlarda sadece doğal yapı olmalıdır” diye konuştu.
Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Görevlisi Erdoğan Atmış ise bu projede siyasi iktidarın amacının doğal hayatı korumak değil de rant sağlamak olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: “Türkiye’de şehir içinde ve şehir dışındaki yeşil alanlar yok ediliyor. Tabiat parkları, kent ormanları var. Hükümet buralarda çeşitli kafeler, restoranlar, düğün salonları açtı. Buralar tamamen rant alanına çevrildi.
1980’den 2008’e kadar 30’a yakın tabiat parkı vard ı. 2008 yılında ‘tabiat parkı kuracağız’ denildi. Orman içi dinlenme alanları tabiat parkına çevrildi. Koruma yerini kullanıma bıraktı. Girişlerde ücret alınmaya başlandı. Bu projeye doğal olmayan ve her adımı ranta açan millet bahçelerinin de dahil edilmesi projenin amacının doğal hayatı korumak değil de rant olduğunu ortaya koyuyor.”
EKOLOJİK KORİDOR NEDİR?
Birbirine yakın coğrafi bölgelerdeki habitatları ekolojik olarak birbirine bağlayan, türlerin geçişine imkan sağlayan, doğal veya yapay olarak belirlenmiş bağlantı alanları Ekolojik Koridor olarak tanımlanıyor.
Ekolojik koridorlar, birbiri ile yakın ama kopuk kalmış veya parçalanmış doğal habitatlar arasında türlerin, organizmaların hareketini sağlayan alanlar olarak da görülüyor.
Ekolojik koridorlar, “doğal” ve “yapay” olarak ikiye ayrılıyor.
Doğal ekolojik koridorlar, akarsu yatakları, çalı ya da ağaç çitleri, ormanlar, maki toplulukları, doğal koruluklar, dağ sıraları, doğal vadiler, tozlaşmaya, biyolojik çeşitliliğe, ekosistem hizmetlerine, mikroklimaya ve hava akımlarına katkı sağlayacak step ve yeşil alanları kapsıyor.
Bakanlık tarafından oluşturulacak yapay ekolojik koridorlar ise doğal sit alanı, Özel Çevre Koruma Bölgesi, milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, yaban hayatı geliştirme sahası, sulak alan, tabiat anıtı gibi koruma statüsüne sahip alanların birleştirileceği bölgeleri içeriyor.
Ekolojik koridor oluşturma çalışmaları, Bakanlığın korunan alanların artırılması hedefine de büyük oranda katkı sağlayacak.
Bakanlığın ekolojik koridor projesini İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay ve Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış,
projenin bilimsellikten uzak ve rant odaklı olduğunu belirtti. Tolunay, ekolojik koridorun millet bahçesine bağlanmasının ekolojik hayat açısından anlamı olmadığını belirtirken, Atmış da millet bahçelerinin bu projedeki tek varlık nedeninin rant olduğunu söyledi.
AMAÇ “YABAN HAYATI KORUMAK” OLMALI
Prof. Dr. Doğanay Tolunay, birbiri ile yakın ama kopuk kalmış veya parçalanmış doğal habitatlar arasında canlıların iletişimini sağlayan alanlar kurulmasının önemli olduğunu belirtirken, “Fakat bu birleştirme Üçüncü Köprü’de olduğu gibi önce doğal hayatı talan edip sonrasında ekolojik köprü yaparak olmaz” dedi.
Ekolojik koridor oluşturmadan önce kapsamlı bir araştırma yapmak gerektiğinin altını çizen Tolunay, şunları anlattı: “Adana-Mersin, Üçüncü Köprü ve yeni açılan İzmir-istanbul Otoyolu üzerinde birer ekolojik köprü var. Ekolojik köprü yapmadan önce hayvanların sürekli kullandıkları rotaların, su kaynaklarının, canlı türlerinin incelenmesi gerekiyor. Her canlının kullandığı yollar farklı özellik taşıyor.
Örneğin, kaplumbağa için ekolojik köprü için farklı özellikte, toynaklı hayvanlar için farklı özelliklerde olmalıdır. Yoksa hayvanların kullanmadığı noktaya bir koridor oluşturursunuz ve hayvanlar tarafından kullanılmaz. Bu ekolojik köprülerde bildiğim kadarıyla bu hususlara dikkat edilmedi.
Üçüncü Köprü de olduğu gibi bütün ormanı parçalayıp sonrasında üzerine ekolojik köprü yapmak da olmaz. Sadece kamuoyuna şirin gözükülür.”
KAYNAK : https://www.birgun.net/haber/gostermelik-ekolojik-koridor-hatti-272173?fbclid=IwAR3u642qIbYNRHhnt8nz-d7OVIHWXX9OTmXeMD5PlUvKeUxyHUf36yyNEKU
HABER: BÜLENT ÖZGEN