Adalete erişim hakkı bir anayasal hak olması sebebiyle tüm vatandaşların adalete eşit şartlar altında ulaşması hedeflenmektedir. Bazen ekonomik sebeplerden ötürü vatandaşlar adalete erişim sağlamaktan imtina etmektedirler.  Yapılan araştırmalar görülüyor ki kişilerin sadece yoksul değil son dönemde orta gelir mensup kişilerinde adalete erişimi çok kolay olmadığını gözlemliyoruz. Her zaman için sadece ekonomik problemlerden değil belki kadınlar, mülteciler, çocuklar yanında ekonomik durumu yerinde olanlarında özellikle şiddet karşısında adalete tam olarak erişememektedirler. Bu anlamda adli yardım hem adalete erişimi sağlıyor hemde burada bir dengeyi sağlıyor. Yani sosyal devlet olma ilkesi gereği devlet bütün bireylerin eşit bir şekilde eğitim, istihdam faaliyetlerinde olduğu gibi adalete de erişimi sağlamakla yükümlüdür. Adli yardım bu anlamda çok önemli bir mekanizma ve her geçen gün farklı ihtiyaçlara cevap vermesi bakımından da devamlı geliştirilmeye açık yani üzerinde düşünülen daha yeni projelerle desteklenmektedir. Adalete erişim hakkı ilkesi kişilerin sadece mahkeme önünde avukatla temsili değildir. Hakkını sorabilme, hakkını öğrenebilme, danışabilme gibi aslında çok küçük gibi görünen ancak kişiler açısından çok büyük öneme sahip haklara erişim hakkını elde ediyor. Hukuk devleti olmakta adli yardımı destekler niteliktedir. Ülkemizde 2 türlü sistem bulunmaktadır adli yardım konusunda; Bunlardan birtanesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öngörülüyor. Diğeri ise avukatlık kanununda yer almaktadır. Bu bazen uygulamada kafa karışıklığa sebep olabiliyor. Kısaca bahsetmek gerekirse kişiler ücretsiz avukat talep edecekleri zaman hukuk muhakemeleri kanununda öngörülen maddelere göre mahkeme önünde talep edebilmektedirler. Yani dava açılmış olması halinde davada diyebilir ki ben kendime tesis edilecek bir avukat istiyorum. Bunun üzerine mahkeme hakimi gerekli araştırmayı yapar ve bu kişinin avukat tutamayacağına kanaat getirirse baroya bir yazı gönderir.  Adli yardım, Cumhuriyet döneminden itibaren uygulanmaktadır. Daha önceleri adli müzaharet bürosu olarak devam ediyordu. Daha fazla kurumsallaşma ve geniş kitlelere ulaşması esasen 2001 yılında Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklikle sağlanmıştır. Kanununa göre; maddenin yürürlüğüne girdiği tarihten itibaren adli yardım faaliyeti Barolar Birliği tarafından kurulacak adli yardım büroları eliyle yürütülecektir. Yani bürolarda personeller olacak ve ücretsiz avukat ihtiyacına sahip kişiler gelip baroların içinde faaliyet gösteren adli yardım bürolarına başvuru yapacaktır. Kişi eğer mahkeme önünde gidip bizzat avukat istememişse en yakınındaki baroya gidip ücretsiz avukat desteği talebinde bulunabiliyor.

Yazı İçeriği

Burada çalışan personeller adli yardım yönetmeliğinde belirtilen birtakım belgeleri talep etmektedir. Bunlardan en basidi fakirlik belgesidir.  İkametgah senedi, nüfus cüzdanı sureti ile kişiye verilen randevu tarihinde hazır bulunması gerekmektedir.

Fakirlik Belgesini Nereden Alabilirim ?

Fakirlik belgeleri muhtarlıklardan kolaylıkla alınabilir.

Bu başvurular alındıktan sonra adli yardım bürosu tarafından gerçekten kişinin hem ekonomik hemde hukuki yarar bakımından bu kişinin ücretsiz avukat desteği ihtiyacı olduğu yönünde adli yardım bürosunun da bir kanaati oluşursa sorumlu yönetim kurulu üyesi ile o kişiye avukat atanabiliyor.

Türkiye’deki en yaygın sistem kişilerin mahkemelerden avukat istemesinden ziyade hukuk mahkemelerinden ziyade ceza yargılamaları için ayrı bir CMK sistemi de bir adli yardım sayılır ama hukuk ve ceza ayrıldığı için adli yardım sadece hukuk davaları için ücretsiz avukat desteği vermektedir. Türkiye’de bu sebeple ücretsiz avukat desteği en çok adli yardım bürolarından başvuru almaktadır.  Tüm baroların bünyesinde adli yardım büroları mevcuttur. Her ne kadar işleyişlerde farklılıklar bulunabiliyor.

Cezaevindeki Bir Kimse Adli Yardımdan Faydalanabilir mi?

Kişi hükümlüyse cezaevi aracılığı ile baroya ulaşabiliyor. Çünkü cezaevinde de hukuki bir anlaşmazlığı olabilir. Kişi tutukluysa bir boşanma davası bulunuyor olabilir. Yada bir miras ile ilgili bir uyuşmazlığı bulunabilir. Çocuğu ile ilgili bir sorunu olabilir. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Yurtdışında Yaşayan Bir kişi Adli Yardımdan Nasıl Faydalanabilir ?

Yurtdışında yaşayan bir kişi ise konsolosluklar aracılığı ile adli yardım bürolarına başvuru yapabiliyor.

Bunun haricinde aile bakanlığı, şiddeti önleme merkezi, gibi kurumlar vasıtasıyla da barolara başvurular yapılmaktadır. Barolar bu anlamıyla çok geniş çapta herkesin adalete erişimini Barolar Birliği vasıtasıyla sağlamaya çalışmaktadır.  Bu hizmeti yerine getirirken de birtakım kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler adli yardım yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Hukuki yarar ve ekonomik yarar bu iki kritere göre adli yardım hizmeti verilmektedir. Bazen vatandaşın ekonomik durumu gerçekten çok kötü olması vesilesiyle avukat talebinde bulunuyor ancak talebi dinlendiğinde zamanaşımına uğramışsa yada hukuka aykırı bir talep olması söz konusuysa yada aslında açmak istediği dava ile ilgili kesinleşmiş hüküm olması gerekiyor o halde ekonomik kriter uygulansa bile hukuki yarar olmadığı için bu durum raporlanır ve sorumlu yönetim kurulu üyesi bu raporu okuduktan sonra adli yardım talebinin reddine karar verilmektedir.