Ağrı Tedavisi Hizmeti

Ağrı Tedavisi Nedir?

Ağrı subjektif bir duygudur ve kişiye özeldir. Hasta değerlendirilirken ağrıyı çeken, kişinin kendisi olduğundan, ona güvenilmeli ve ciddiye alınmalıdır.

Ağrı polikliniğine müracaat eden hastalarda mevcut ağrı şikayetlerinin en sık nedenleri, sırasıyla bel ve bacak ağrıları, boyun ağrıları, baş ağrıları, sırt ağrıları, omuz ve kol ağrıları, yüz ağrıları (nevraljiler), kanser ağrıları ve diğerleri diye sıralanabilmektedir.

Hekimlik mesleği var olduğundan beri ağrının dindirilmesi ve ağrı tedavisi, hekimlerin temel amaçlarından birisi olmuştur. Modern tıpta ağrı kesici ilaç kullanımı tedavide önemli bir yer tutar. Ancak birtakım ilkelere uyulmak zorunluluğu vardır. Bunlar ağrı kesicilerin kullanım yolunu, dozunu, ilaca başlama zamanını ve ilaçlar kullanılırken oluşabilecek yan etkilerle başa çıkma yollarının belirlenerek bir standartizasyonun sağlanmasıdır.

Yapılan çalışmalar tüm ağrı tiplerinin %90’dan fazlasının doğru ağrı kesici ilaç ile düzelebileceğini ortaya koymaktadır.

Ağrı Tedavisi Neden Gereklidir?

Akut ağrı çoğu kez bir hastalık habercisidir. Vücuttaki bir dokunun hasar haberini verir. Vücut alarm sisteminin önemli bir parçasıdır. Bazen kas iskelet sistemindeki bir hasarın ya da mekanik problemin, bazen romatizmal bir hastalığın, bazen iltihabi bir durumun hatta bazen de kanserin habercisi olarak görülebilir.

Ağrısı olan hasta, mevcut tüm imkanlar kullanılarak ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmelidir. Doğru bir tanıya ulaşmak için öncelikle hasta ayrıntılı bir şekilde dinlenmeli, ağrının tüm özellikleriyle ilgili bilgi alınmalı, ardından özenli bir muayene ile neden bulunmaya çalışılmalıdır. Çeşitli laboratuar testleri ve radyolojik testler de tanıya katkı amaçlı kullanılmalıdır. Amaç doğru teşhis konması, en uygun tedavinin uygulanması ve geri dönüşü olmayan sonuçların önlenmesi olmalıdır.

Kronik ağrılar ise, bazı durumlarda 3 aydan uzun, ancak genelde 6 aydan uzun süren ve artık alarm sistemi olma özelliğini yitiren, daha fazla anlamlar yüklenmesi gereken bir tablodur. Kronik ağrı artık hastalık habercisi değil, tek başına sorunun kendisidir.

Kronik ağrı çeken kişi üretkenliğini kaybeder, sosyal yaşamdan uzaklaşır, aktiviteleri azalır ve bütün bunlar kişide psişik problemlerle sonuçlanır. Yani kronik ağrı kısır bir döngüye neden olur. Bu durum sadece hastayı değil, yakın çevresini de etkileyen ciddi bir sorundur.

Girişimsel Ağrı Tedavisi Ne Demektir?

Ağrı kliniklerinde, ağrı tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler ilaç tedavisi ile girişimsel ağrı tedavisi yöntemleridir. Girişimsel ağrı tedavisi yöntemlerinde, en az invaziv yöntemler kullanılarak, hastaya en az eziyetin verilmesine özen gösterilmelidir. Kolay ve etkin bir şekilde ağrı giderilmeye çalışılmalıdır. Bu yöntemlerden en sık kullanılanı ise sinir blokajlarıdır. Bu blokajlar özel koşullar altında uygulanmaktadır. Bel ve boyun kireçlenmesi ile bel ve boyun fıtıklarının ağrıları bu yöntemin uygulandığı hastalıklardan bazılarıdır.

Girişimsel Ağrı Tedavisi Yöntemleri Nelerdir?

Ağrı Tedavisinin Yaşam Kalitesine Etkileri Nelerdir?

Kronik ağrının en önemli zararlarından biri de kişinin yaşam kalitesini bozmasıdır. Yaşam kalitesi kavramı; fiziksel ve ruhsal sağlık, aile ve iş yaşamı, ekonomik durum, eğitim düzeyi, bağımsız olarak fonksiyonlarını yerine getirebilme yeteneği, kendine güven, sosyal ilişkilerde başarı ve kendinden memnun olma haliyle ifade edilebilir.

Kısacası kişinin kendinden beklentileriyle, yaşadıkları arasındaki ilişki olarak da özetlenebilir. Bu ilişki kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bir hasta için yaşam kalitesi ‘’düzenli spor yapabilecek kadar ağrı duymuyor olmak’’ şeklinde ifade edilirken, bir başkası için ise” yardım almadan günlük işlerini yapabiliyor olmak” olabilir.