Aile hukukuna ilişkin maddi ve manevi tazminatlar söz konusu olabilmektedir. Bu tazminatlar genellikle evlilik sürecinin öncesi ve sonrasına ilişkin olmaktadır. Günlük yaşamda karşımıza çıkacak tazminat talepleri;
şeklinde dava açılarak ortaya çıkmaktadır.
Evlenme amacıyla nişanlanmış olan bir erkek ve bir kadın aralarındaki nişanı bozarak evlenmekten vazgeçebilirler. Nişanın bozulmasını karşılıklı olarak iki taraf isteyebileceği gibi nişanlılardan biri de nişanı bozabilir. Nişanın bozulmasından sonra maddi ve manevi tazminat talebi gündeme gelecektir. Fakat tazminat talep edilebilmesi için nişanın bozulmasında kusur incelemesi yapılmaktadır.
Nişanlılardan biri haklı bir sebep ortada olmamasına rağmen nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birinin neden olduğu bir sebeple bozulduğu takdirde kusuru olan taraf; diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde, evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Dürüstlük kuralı ile bahsedilen nişanın bozulması sonucunda kusuru olmayan tarafın haksız bir kazanç elde etmesinin önlenmesidir. Yani yapmadığı masrafları talep etmesinin yasak olmasıdır.
Tazminat istemeye hakkı olan tarafın anne ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler. Yani nişan giderlerine sanki nişanlı olan kendisiymiş gibi katılan aileden kişiler yaptıkları masrafları nişanın bozulmasında kusuru olan taraftan talep edebileceklerdir. Ayrıca anne ve baba veyahut onlar gibi davranan kimselere örnek vermek gerekirse; nişanlı erkeğin dayısı düğün için bir salon tutmuş ve nişanlı olan kadın sebep göstermeden ya da nişanı bozacak bir kusur işlemişse erkeğin dayısı salon masraflarını nişanlı olan diğer taraftan talep edebilecektir.
Nişanlılardan biri haklı bir sebep ortada olmamasına rağmen nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birinin neden olduğu bir sebeple bozulduğu takdirde kusuru olan taraftan nişan için yapılan giderler talep edilebilecektir. Böylelikle evlilik niyetiyle hareket etmiş olan diğer tarafın yaptığı masraflar nişan giderlerinin karşılanması için açılacak maddi tazminat davası ile kusuru olan veyahut sebepsiz yere nişanı sonlandıran taraftan tazmin edilecektir.
Nişanın bozulmasından dolayı maddi zararlar olduğu gibi nişanlılar manevi olarak da zarar görebilirler. Buradaki manevi zarar üzüntü ve keder gibi insanın iç dünyasını etkileyen durumlar değildir. Asıl olarak bahsedilen insanın onuru, gururu ve toplum içindeki durumu gibi bir konuda zor bir duruma düşürülmesidir. Örnek olarak nişanın bozulmasında kusuru olmayan nişanlıya diğer nişanlının iftira atarak lekelemesidir. Nişanın bozulmasında kusuru olan taraftan talep edilecek manevi tazminat bu gibi durumlarda mümkün olmaktadır.
Nişanlılığın sona ermesinden kaynaklı olan tazminat davaları için kanunumuz bir hak düşürücü süre öngörmüştür. Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Eğer bu 1 senelik zamanaşımı süresi içinde dava açılarak tazminatlar talep edilmezse, bu sürenin sonunda bir daha talep edilemez hale geleceklerdir.
Kanunumuz, evliliği iptal edilen eşler arasındaki; mal rejiminin tasfiyesi, tazminat, nafaka ve soyadı hakkında boşanmaya ilişkin hükümlerin uygulanacağını söylemiştir. Evliliğin iptal olması sebeplerinde kusuru olan taraftan maddi ve manevi tazminat talebi mümkün olacaktır. Böylelikle evliliğin iptal olması sonucunda, evlilik geçerli bir evlilikmiş gibi kusuru az olan eş menfaatlerinin zedelenmesini gerekçe göstererek maddi tazminat talep edebilecektir. Evliliğin iptal olması ile manevi olarak kandırılmış ve üzüntü hisseden veyahut toplum içinde küçük duruma düşen eş manevi tazminat talep edebilecektir.
Boşanma davası sonucu maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Fakat çekişmeli boşanma sonucunda tazminat talep edilebilmesi için tazminat talep eden eşin boşanmaya sebep olan durum açısından kusursuz veya daha az kusurlu olması şartı aranmaktadır. Tazminat miktarını talep edilen miktar üzerinden hakim takdir edecektir.
Anlaşmalı boşanmada ise tazminat talebi boşanma protokolünde düzenlenmektedir ve anlaşılan protokoldeki tazminat bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Maddi tazminatın kapsamı mevcut ya da beklenen menfaatlerin boşanmayla zarara uğraması, manevi tazminatın kapsamı ise boşanmaya neden olan olayların kişi üzerindeki etkileridir.
Manevi tazminatın kapsamının boşanma sonucunda mevcut ya da beklenen menfaatlerin zedelenmesi olduğundan bahsetmiştik. Evlilik birliği ortak hayat sürmenin yanında kadın ve erkek arasında ekonomik birlikteliği de içeren bir durumdur. Bu sebeple boşanma sonucunda ekonomik olarak uğranılacak zarar veya eşin mirasından yoksun kalma gibi sebeplerle maddi tazminat alınması sonucunda mevcut veya beklenen menfaatlerdeki zedelenmenin giderilmesi sağlanacaktır.
Manevi tazminatın kapsamı ise boşanmanın kişinin iç dünyasında yarattığı etkilerdir demiştik. Bu etkiler elem, üzüntü, onur kırılması gibi etkiler olabilmektedir. Mesela eşin yüz kızartıcı bir suç işlemesi sonucunda diğer eşin de kötü duruma düşmesi durumu, zina sebebiyle boşanan aldatılan eşin toplum içindeki durumu gibi konular manevi tazminat kapsamına girecektir.
Boşanma sonucunda hükmedilen manevi tazminatın toplu olarak ödenmesi şarttır. Duruma göre ise maddi tazminatın aydan aya taksit şeklinde ödenmesine karar verilebilir. Fakat maddi tazminatın aydan aya şeklinde ödenebilmesi için kusurlu tarafın maddi koşulları ve durum göz önüne alınmak zorundadır. Kısacası maddi ve manevi tazminatın toplu bir biçimde ödenmesi asıl olandır. Fakat maddi tazminatı aydan aya taksitle ödeyebilme imkanı mevcutken manevi tazminatın taksitlendirilmesi mümkün değildir.
Kanunumuz boşanmaya ilişkin hükümlerin evliliğin iptali ile ilgili de uygulanacağını bize açıkça belirtmiştir. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Bu sebeple boşanma ve evliliğin iptali sonucunda açılacak tazminat davalarında 1 senelik dava etme hakkı süresine uyulmazsa hak kaybı yaşanacaktır.
Tazminat davaları sonucunda ödeyecek eş için maddi yükümlük, tazminat alacak eş açısından hakkı olan parayı alma konusu olmaktadır. Tazminat davaları sonucunda; haksız yere tazminat ödemek, gereğinden fazla tazminat ödemek; alacağı tazminattan az bir kısmını almak veyahut hiçbir kısmını alamamak, hak düşürücü sürenin kaçırılmasıyla tazminat hakkının kullanılaması gibi hukuki tecrübe isteyen bir durum söz konusudur. Bu sebeple bir avukattan hukuki yardım alınması isabetli olacaktır.
Aile hukuku tazminat davalarında görevli mahkemeler Aile Mahkemeleridir. Eğer dava açılacak yerde Aile Mahkemesi yoksa görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Nişanın bozulması sonucunda açılacak davalar için yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Evliliğin iptali ve boşanma sonucunda açılacak tazminat davaları için yetkili mahkeme tazminat talebinde bulunan tarafın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.