Aile Konutu Şerhi

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanunumuzla birlikte bir çok hukuksal alanda yenilikler getirildiği gibi aile hukukunda reform niteliğinde adımlar atılmıştır. Bunların başında ise Aile Konutuna ilişkin getirilen düzenlemeler yer almaktadır. Eşlerin müşterek yaşantılarının en önemli malvarlığı değerlerinden biri olarak kabul edilerek, gerek aile konutunun seçilmesi, gerek aile konutu üzerindeki kullanım ve mülkiyet hakkını etkileyen hukuksal işlemlerin geçerliliği, gerekse sağ kalan eşe miras ya da paylaşımdan doğan hakkına mahsuben aile konutu üzerinde ayni hak tanınması konularında yasal düzenlemeler getirilmiştir.

Her ne kadar kanunda tam anlamıyla aile konutunun tanımı yapılmamışsa da gerekçede “ eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir mekân” olarak tanımlanmıştır.” Aslında kanun kapsamında tanımlanmayarak, bir tanımla aile konutunu daraltılmayıp, her somut olaya göre şekillendirerek hakkaniyete uygun sonuçlar elde etmek amaçlanmıştır. Böylelikle Yeni kanunumuzla birlikte aile konutunun bir değeri olmuştur.

Yeni düzenlemelerden önce, evi kiralamış olan ya da sahibi olan kişinin çoğunlukla erkek eş olması sebebiyle boşanmak istemesi halinde, evi terk etmesi, ödenmesi gereken kiraları ödememesi ve diğer eşin evden çıkarılmasına neden olması; ev sahibi olması durumunda da evi başkasına satması, yeni malik’in haksız işgal ile evden kadın ve çocukları zorla çıkarması durumları söz konusuydu. Tüm zorlukları kadın ve çocukların çekmesi, diğer eşinde zarar vermek amacıyla bunu yapmasını engellemek için yeni düzenlemeler yapılmıştır.

Bu düzenleme Yeni Medeni Kanunumuzun 194. Maddesiyle getirilmiştir. Şöyleki;

Malik eş aile konutunu satarsa ne olur?

Aile konutu, tapuda aile konutu şerhi konulmuş olduğu halde satılırsa, bu satış geçersiz olur.

Rızası olmayan eşin TMK`nın 194. maddesine göre açacağı tapu iptal ve tescil davası sonucunda, yapılan satış işlemi ve üçüncü şahıs üzerinde kayıtlı olan aile konutuyla ilgili tapu kaydı iptal edilecektir.

Yeni malik satıştan sonra rızası olmayan eşten onay (icazet) alarak geçersiz olan aile konutu satışını geçerli hale getirebilecektir

Eşlerden biri, haklı bir sebebe dayanmadan aile konutuyla ilgili gerekli muvafakati  vermezse, diğer eş hakime başvurarak gerekli izni hakimden isteyebilir. Hakim ileri sürülen sebebi haklı bulursa gerekli izni vererek aile konutu kira ise kira sözleşmesinin feshine, mülkiyet ise meskenin satışına izin verebilir.

Aile Konutu Nasıl Şerh Edilir?

Malik olmayan eş önce yöneticiden veya kayıtlı bulundukları muhtarlıktan oturdukları evin ikametgah (aile konutu) olduğuna dair bir belge alacak ve evlenme cüzdanıyla birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü`ne müracaat edecektir. Tapu müdürlüğüne bu taşınmazın aile konutu olduğunu ve bu hususun tapuya edilmesini istediğini bildirecektir. Tapu sicil müdürü gerekli işlemi yapacak ve taşınmazın tapu kütüğünün şerhler hanesine ‘Aile konutudur’ kaydını düşecektir.

Tapu kütüğüne şerh konulduktan sonra malik olan eş aile konutunu diğer eşin haberi olmadan satamaz, üzerinde eşinin muvafakati olmadan mülkiyeti sınırlayan işlemler yapamaz.Tapu memuru da eşlerin rızası olmadan satış işlemini yapmayacaktır.Örneğin, alacağı kredi için bankaya ipotek edemez.

Aile konutu şerhinin verilebilmesi için mutlaka tarafların resmi olarak TMK anlamında evli olmaları gerekmektedir.

Ancak, Aile konutu şerhinin etkisi evlilik birliğinin devamı süresi ile sınırlıdır. Aile konutuna ilişkin koruma; boşanma, ölüm, evliliğin iptali gibi sebeplerle sona erecektir. Boşanma da aralarında anlaşmadıkları takdirde yasal mal rejimine göre belirlenecek olup hakim tarafından ekonomik durumlarına göre hangi eşin aile konutunda oturmaya devam edeceği kararını verecektir. Ölüm halinde de miras ve katılma alacağına göre belirlenir. Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmek için, mülkiyeti ölen eşe ait olan aile konutu üzerinde, kendisine katılma alacağına mahsuben intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir. Eğer sağ kalan eşin katılma alacağı yetmez ise, üzerine bedel ilave ederek de aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkını talep etmeye hakkı vardır. Sağ kalan eş intifayı yani kullanma hakkını seçtiğinde gerekirse aile konutunu kiraya da verebilir. Oturma hakkını seçerse o evde sadece ve sadece oturmak zorundadır.