Akdeniz ve Akdeniz tabloları denildiğine akla ilk geren yerlerden birisi Antalya’dır. Akdeniz kendine özgü coğrafyası, iklimi ve kültürü ile kocaman bir konudur. Antalya bu güzel coğrafyayı yansıtan en güzel şehirlerden bir tanesidir. Türkiye’de turizmin başkenti olarak sayılır ve kıyılarında denize girilirken yüksek kısımlarına çıkıldığında dağlarında kar görmek mümkündür.
Tarih boyunca stratejik konumu ve coğrafyası sayesinde önemli bir yer olmuştur. Tarihte Anadolu’da ki ilk yerleşim yerlerinden biri olarak gösterilen Karain Mağarası burada bulunur. Karain Mağarasında bulunan kalıntılar ise günümüzden 500 bin yıl öncesine kadar uzanır. Yazılı kaynaklarda ilk olarak Likyalıların yerleşik olduğu Hitit ve Eski Mısır kaynaklarına geçmiştir. Daha sonraları Hititlerin, Bergama Krallığının, Doğu Roma İmparatorluğunun ve Türklerin Anadolu’ya gelmesi ile Türk devletlerinin eline geçmiştir.
Bergama Kralı III. Attalos’un yer yüzünde bulunan cennet olarak burayı seçmesi ve bir liman kenti kurdurması ile Atallos’a ithafen “Ataleia” olarak adlandırılmıştır. Zaman içerisinde “Antaliye” ve Antalya olarak gelişmiştir.
Akdeniz tablolarında da Antalya’nın doğal simgelerinden birisi olan “Portakal” bulunmaktadır. Dünya tarafından da bulunan Finike Portakalı ABD’de yapılan bir yarışmada birinci seçilmiştir. Festivallerde de portakalın önemi görülmekte ve Antalya’da düzenlenen Altın Portakal Film Festivaline adını vermektedir.
Işık ülkesi anlamına gelen Likya tarihte ilk demokratik toplumu kurmuş ve farklı ırkların bir arada yaşadığı bir topluluk olmuştur. Bölgedeki kentlerden bir federasyon yapısı olmuştur daha sonraları ise Doğu Roma eyaleti olarak tarihe geçmiştir. Likyalılar günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce yaşamış Luviler’in devamı olduğu ve Hititler ile akraba oldukları düşünülmektedir.
Günümüzde Anadolu’nun Teke Yarımadası’nda bulunan Likya, antik kentlerden bir araya gelmiş yapısı sayesinde dünyanın en güzel yürüyüş yollarından birisi olan Likya yoluna sahiptir. Likya yolu Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan 535 km’lik bir yoldur. Bu yol boyunca bir çok antik kentten geçilmekte ve geçmişteki medeniyetlerden kalma bir çok yapı ile karşılaşılmaktadır.
Akdeniz tablolarına ve posterlerine da konu olmuş , şehrin en önemli mimari kalıntılarından biriside taş mezarlarıdır. Bu yapıların milattan önce 4.yy da yapıldığı düşünülmektedir. Yapılar doğal taşların oyulması ile ortaya çıkmıştır.
Likya kentlerinin bir diğer önemli kalıntıları ise antik tiyatrolardır.
Akdeniz tablolarına konu olan antik tiyatrolar Türkiye’nin bir çok yerinde bulunmaktadır. Likya’nın sahip olduğu birden fazla antik kentin bir arada bulunmasıyla bu antik tiyatroların yoğun olarak bulunduğu bir bölge haline gelmiştir. Bunlara örnek olarak; Antiphellos Antik Tiyatrosu, Xanthos Antik Tiyatrosu, Termessos Antik Tiyatrosu, Myra Antik Tiyatrosu’nu verebiliriz. Likya bölgesi dışında ise önemli antik tiyatrolar ; Bodrum Antik Tiyatrosu, Efes Antik Tiyatrosu ve Hierapolis Antik Tiyatrosu’dur.
Olympos tarihte Likya kenti olarak yer almış ve eski yunanca “Ulu Dağ” anlamına gelir. Doğa tatili denildiğinde ilk akla gelen, özellikle sırt çantasını alıp yola çıkmak isteyen kişilerin uğrak noktası olmuştur. Nesli tükenme tehlikesinde olan Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme ve yumurtlama yeri olarak da bilinir. Caretta Caretta’lar sayesinde sit alanı ilan edilen sahilleri el değmeden bakir bir şekilde kalabilmiştir. Akdeniz’de önemli bir liman kenti olan Olympos’un tarihi önemi ve doğal yapısı sayesinde yıl boyunca birçok turisti ağırlamaktadır. Ayrıca Batı Torosların bir bağlantısı olan Tahtalı Dağı eskiden Olympos Dağı olarak bilinmiştir.
Likya yolu üzerinde bulunan Olympos, bir çok antik kalıntıya ev sahipliği yapar. Ayrıca Olympos’un sönmeyen ateşi olarak bilinen Yanartaş’ta bu bölgede bulunur. Taşların arasından çıkan doğalgaz yaklaşık 2500 senedir yanmaktadır ve Yunan Mitolojisi’ ne konu olmuştur. Manzarası ve doğası ile turistler ve romantikler için önemli bir bölgedir.
Akdeniz tablolarına konu olan Antalya’nın Yivli Minaresi, Antalya bölgesinde ki ilk İslami yapılardan birisidir. Selçuklular tarafından 13.yy de yapılmıştır. Gövde kısmını oluşturan tuğla ve firuze renkli çinileri, 8 yivli yapısı minarenin Yivli Minare ismini almasını sağlamıştır.
Antalya’nın sembollerinden birisi olan Yivli Minare Atabey Armağan tarafından II. Giyaseddin Keyhüsrev adına yaptırılmıştır. Kalekapısı semtinde bulunun yapının külliyesi Selçuklu eserleri ile doludur. Külliyesinde bulunan yapılar ; Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi’dir.
Posterevim.com.tr’den Türkiye’nin önemli yerlerine ait kanvas tablo ve posterlere Türkiye Posterleri Kanvas Tablodan ulaşabilirsiniz.