Memorial şişli hastanesi’nden Opr. Dr. Mustafa Temel, planlı, dakik ve bilgili bir seyahat insanı. Yolculuk öncesinde belki de kimsede rastlamadığınız kadar detaylı bir araştırma yaparak, rotası üzerindeki yol çalışmalarını bile hesap eden ve saati saatine dolu bir program hazırlayan Dr. Temel, seyahatleri sırasında videoya çektiği görüntülerin montajını yapıyor ve gittiği bölgeye özgü müziklerle keyif verici ve aynı zamanda bilgilendirici kolajlar hazırlıyor. Bilgilendirici sohbetimizde gezilerinin anatomisini ele aldık. Sayfada yer alan barkodlar aracılığıyla Dr. Mustafa Temel’in videolarından seçmeler izleyebilirsiniz. Keyifli seyirler.
Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
1960 Adana doğumluyum. 1978’de liseyi bitirdim. 5 yıl Hacettepe ve 2 yıl da GATA’da okuduktan sonra 1985’te de Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 1988-1991 arasında ihtisasımı GATA’da yaptım. Daha sonra Deniz Kuvvetleri’nin çeşitli hastanelerinde görev yaptım. 2005 yılından bu yana özel sektörde çalışıyorum.
Teknolojiyle aranız nasıldır hocam?
İlk başta benim için elektronik daktilodan farkı olmayan bilgisayarı güncel kullanıma girmeye başladığından itibaren kullanmaya başladım. İlk görev yerim olan Donanma’da bir bilgi işlem merkezi vardı ve nasıl öğrenirim diye oraya gitmiştim. Daha sonra benden küçüklere bile bu konuda yol gösterici oldum, hatta klinikte bilgisayarı ilk kullanan ve tezini ilk defa bilgisayarda yazan asistan ben oldum. Bunun dışında eskiden beri fotoğrafçılığa merakım var. Biliyorsunuz eskiden fotoğrafçılık çok zahmetliydi. Elektronik çağa geçince daha kolay çalışma imkânı buldum. Sonra video çok ilgimi çekti, elektronik ortamda videolarımı düzenlemeye ve üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. Bildiğiniz gibi herkes video çekiyor ama ham haliyle kendimiz bile baştan sona izlemiyoruz. Ben de montaj yaparak ilgi çekici hale getirmeye çalışıyorum. Seyahatlerim sırasında çekim yapıyorum ve insanların olumlu görüşleri beni motive ediyor.
Seyahatlerinizde neleri çekiyorsunuz?
Ben seyahati seviyorum. Seyahate gideceğim yerlerde zamanı saati saatine değerlendiriyor, önceden oralar hakkında bilgi topluyorum. Kitaplar alıyor, internette araştırma yapıyorum. Kurumların web sitelerinden faydalanıyorum hatta mümkünse daha önce orada bulunmuş kişilerle görüşüyorum. Gittiğim yerlerde UNESCO’nun listesine girmiş bir yer varsa muhakkak görmeye çalışıyorum. İlginç yapılar ve doğa oluşumları ilgimi çekiyor. Tüm bu ilgimi çekenleri kapsayan bir video çekimi yapıyorum.
Sosyal medyada paylaşıyor musunuz?
Başlangıçta paylaşmak gibi bir düşüncem yoktu ama sohbet ortamlarında bu konular açılınca ve izleyenler de beğendikçe Facebook sayfamda ve Youtube’da paylaşmaya başladım. Videolarımın ilgi çekici hale gelmesi için muhakkak gittiğim bölgeye özel bir müzik kullanmaya dikkat ediyorum. Sıradan bir iş olmaması için çok uğraşıyorum. On dakikalık bir videonun sadece müziğini belirleyip yerleştirmek bile günlerimi alıyor.
Yılda kaç kez seyahate çıkıyorsunuz?
Ortalama 2-3 ayda bir seyahate çıkarım. Yurtdışı daha sık oluyor. Yurtiçine zaten sık sık gidiyorum. Kongre için gitmişsem boş zamanlarımı mutlaka değerlendiriyorum. Hatta bir keresinde toplantı için Prag’a gitmiştik. Ben bağımsız gezmek istiyordum ama gezi arkadaşlarım dağılmadan dinlenmek istiyorlardı. Akşam olunca odaya kapandım ve Prag hakkında araştırma
yaptım. Ertesi gün toplantıya katılan meslektaşlarıma, “Prag içinde bir yürüyüş rotası belirledim, benimle gelmek isteyen gelebilir ama ‘yoruldum’ demek yok”
dedim. 12-13 kişi yola çıktık ve akşam yemeğine yetişecek şekilde dört saat yürüdük. Sonuçta, katılan herkes çok memnun oldu ve şimdi o meslektaşlarla ne zaman karşılaşsak “Ne güzel bir yürüyüş oldu” diye anarız.
Size uyumsağlayacak şekilde gezmek zor olmuyor mu aileniz için?
Tabii herkes benim gezi şeklimden zevk almayabilir. Onun için çok kalabalık yola koyulmamaya dikkat ediyorum. Benim için en iyisi yürüyerek gezmek ama mutlaka önceden gezi rotasını belirlemek gerek. Eğer başka şehirlere gideceksem araba kiralıyorum. Toplu taşıma zaman kaybettirdiği için tercih etmiyorum. Tabii gezilerde başımıza gelebilecekleri de hesaplarım. Bazı durumlar size vakit kaybettirebilir. GPS’in azizliğine uğrayabilirsiniz, arabanız bozulabilir. Örneğin bir defasında cumartesi akşamı yola çıkıp salı dönmek üzere İspanya Bask Bölgesi’ne bir gezi planladık. Frankfurt aktarmalı gidecektik fakat uçağımız fırtına yüzünden bir türlü Bilbao’ya inemedi. Biraz turladıktan sonra mecburi olarak Barselona’ya indik ve orada konakladık. Tabii bu durum bize 1 gün kaybettirdiği için rotamızı tekrar planladık.
En unutamadığınız geziniz hangisiydi?
Henüz daha videosunu tamamlamadığım 8 günlük Benelüks gezisi çok güzeldi. Dolu dolu gezdim. Yazın kuzey ülkelerini tercih ederim. Hem yazın sıcağını fazla yaşamam hem de batmayan güneşle günden daha fazla faydalanırım. Gene 8 gün süren İsveç ve Norveç gezisini keyifle hatırlarım.
İlginç bir anınız var mı?
Yalnızca İngilizce biliyorum ve Avrupa’da İngilizce konusunda sıkıntı çekmiyorum. Gürcistan gezim sırasında gene UNESCO mirası listesinde bulunan David Gareja Manastırı’nı ziyaret ettim. Fakat dağın başında yer aldığı için bir cip kiralayarak manastıra ulaşmayı planladık. Rehbere ihtiyacımız olmadığını düşündüğümüz için onu da yanımıza almadık. Kasabalar, köyler derken artık bir noktada etrafımızda yerleşim yeri kalmadı. Yolda gördüğümüz birine manastırı sormak istedik ama İngilizce bilmiyordu. Rusça ya da başka bir dil de bilmediğimiz için nasıl anlaşacağız derken adam Türkçe bilip bilmediğimizi sordu. Dağın başında karşılaştığımız bu adam Azeri tanıdıkları sayesinde Türkçe öğrenmiş. Bu anıyı hiç unutmam.
Gittiğiniz yerlerden alışveriş yapıyor musunuz?
Her gittiğim yerden bir şey alayım diye bir düşüncem yok, eşim magnet koleksiyonu yapıyor ona her gittiğim yerden magnet getiriyorum. Aslına bakarsanız benim için videolar en büyük hatıra oluyor. Gürcistan’ın şarapları harikadır. Litvanya ve Letonya taraflarında amberden yapılmış hediyeler meşhurdur. Lübnan’dan tatlı getirdim. İspanya’dan da şarap getirdim.
Bunlar hemen şimdi aklıma gelenler.
Yeni rotanızı belirlediniz mi?
Seyahat planı yapmadığım bir an yok diyebilirim. Kafamda rotalar uçuşur durur.
Ophthalmology Life 2014 19. Sayı