AKP’giller’in İmamı, Fesli Deli Kadir’in öğrencisi sureta insan Halil Konakcı’nın nefret söylemini yargıya taşıdık

Bir insanın nasıl insanlıktan çıktığının en somut örneklerinden biridir Halil Konakcı. Nasıl rahatlıkla yalan söylenir, nasıl yüz kızarmadan iftira atılır, nasıl insanlar Allah’la kandırılır, nadide bir örnek. Daha doğrusu tam da AKP’giller’e ve Reisine layık bir imam. AKP’giller’in verdiği korumalarla, AKP’giller’in kucağında höykürüyor da höykürüyor.

En son geldiği nokta da Fesli Deli Kadir’e layık bir öğrenci olduğunu gösteriyor. Deli Kadir “Keşke Yunan galip gelseydi”, demişti. Bu Halil Konakcı denen Ortaçağcı Gerici, Mustafa Kemal’e ve Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımıza “Fransız’ın yapmadığı zulmü bu topraklarda yaptılar” iftirasını atıyor.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu Ortaçağcı gerici hakkında da, şimdi olmasa bile devran döndüğünde yargılanması için suç duyurusunda bulunduk.

Konu ile ilgili olarak MYK Üyemiz Adnan Okur Yoldaş’ın suç duyurusu sonrası yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

Değerli Halkımız;

AKP’giller’in İmamı Halil Konakcı iyice zıvanadan çıktı artık. Bu Halil Konakcı denen Ortaçağcı Gerici İmam, Laik Cumhuriyet’e olan düşmanlığını, Mustafa Kemal ve en yakın silah arkadaşı İsmet İnönü’ye, Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımıza olan kinini, yarımız olan kadınlarımızı insan yerine koymayan bakışını her fırsatta dile getirmekten çekinmedi.

Şimdi de, Vatan Toprağı olan Hatay; ülkemizi işgal eden, içinde ibadet eden insanlarımızla birlikte camileri yakan, kadınlarımızın ırzına geçen, topraklarımızı yakan yıkan emperyalist Fransa’da kalsaydı, diye höykürmüş. Sadece bununla yetinmemiş. İnsanın tüylerini diken diken eden, “Artık bu kadarı da olmaz, yuh ya” dedirten konuşmasında şunları kusmuş:

“Hatay’ın çoğunluğu Arap’tır. Kürt ve Arap kardeşlerimiz var orada. Hala da öyle. O zaman da öyleydi. 1938’e kadar Fransız işgalindeydi. Sınırın içinde mi kalsın dışında mı kalsın tartışmaları vardı. Ezan yasağı 1932’de geldi. Fransızlar, ezanı Hatay’daki Müslüman köylerinde, camilerinde yasaklamadılar. Yine Fransız işgalindeki Hatay merkezinde, köylerinde ezan ‘Allahü ekber’ diye okundu 1938’e kadar. 1938’de Hatay Türkiye topraklarına katıldığında ilk yapılan iş ezanın yasaklanması oldu. Yani Fransız’ın yapmadığı zulmü bu topraklarda yaptılar.”

Şu densizin söylediklerine bakın bir ya. Ezanın Türkçe okunuyor olmasını ezanı yasaklamak olarak değerlendirip bir de kışkırtıcılık yapıyor. Ve de hiç utanmadan sıkılmadan Kuvayimilliyeci Atalarımızı Fransız işgalcilerle aynı kefeye bile koymayıp atalarımızın o işgalci çakallardan daha fazla zulüm yaptığını söylüyor.

İşgalci Fransız masum oluyor, ülkemize dirlik, esenlik, güzelleştirmek için geliyor ama Hatay’ı Vatan Toprağı yapan, Ülkemizi Emperyalist Yedi Düvelin işgalinden kurtaran, Sevr’i yırtıp parçalayan, Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyeciler cani ve zulümkâr oluyor öyle mi?

Haydi oradan, Meczup Fesli Kadir’in kafayı yakmış meczup imamı!

Yazıklar olsun sana ve senin bu pervasız konuşmana ortam hazırlayanlara, sana destek sunanlara. Yazıklar olsun hâlâ senin gibi Halkına, Vatanına, Tarihine ihanet edenleri besleyenlere.

Değerli Halkımız;

Programına; “Her yurttaş, yer, içerken olduğu gibi, dinî ve manevî ihtiyaçlarını giderirken devlet ya da şahıs karışmasına uğramayacak. Ancak din, insanlarımızın özel hayatı içinde kalan bir konu olacak. Kamu düzeni, aklın, bilimin ve insanî değerlerin kaynaklık ettiği kurallarla sağlanacak” , ilkesini koyan Laikliğin gerçek savunucusu Halkın Kurtuluş Partisi olarak Mustafa Kemal ve Kuvayimilliyeci Atalarımıza yönelik bu yalan ve iftiraya, saygısızlığa karşı sessiz kalamazdık.

Üç ila On iki yaş arasındaki “Kritik Eşik”te kendine insani değerler yüklenmemiş Halil Konakcı’nın Laik Cumhuriyet’e, “Hatay davası benim şahsi davamdır” diyen Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal’e karşı kustuğu kin ve nefretin cezasız kalmaması için Savcılık makamına bir suç duyurusunda daha bulunduk.

Diyanet İşlerinde kadrolu İmam Hatip Halik Konakcı, onun amiri pozisyonunda bulunan, şu ana kadar hiçbir işlem yapmayan Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı makamında oturan ve Laiklik karşıtı söylemleriyle bu gerici ortamı hazırlayan Tayyip Erdoğan hakkında, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama”, “Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma”, “Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi” ile “Anayasayı İhlal” suçlarını işledikleri için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Ne olursa olsun ülkemizin ABD ve AB Emperyalistlerinin emri doğrultusunda AKP’giller eliyle Ortaçağcı Faşist Din Devletine koşar adım götürülmesine karşı mücadeleden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.

Eninde sonunda Vatana ve Halka karşı işlenen bu suçların hesabını soracağız.

Eninde sonunda tıpkı 1920’lerde olduğu Vahdettin’lerin, Damat Ferit’lerin, Nemrut Mustafa Paşa’ların, Rıza Tevfik’lerin, Ali Kemal’lerin torunları olan AKP’giller’i, efendileri AB-D Emperyalistleriyle birlikte bir daha geri gelmemek üzere göndereceğiz.

Mustafa Kemal ve kader birliği ettiği silah arkadaşları başardı.

Biz de başaracağız.

12 Ağustos 2023

HKP Genel Merkezi