Alemdar Mustafa Paşa Nasıl Öldü?

Alemdar Mustafa Paşa Nasıl Öldü?

Alemdar Mustafa Paşa bir diğer ismi ile Bayraktar Mustafa Paşa 1755 yılında Hotin de doğmuş, 29 Temmuz 1808 – 15 Kasım 1808 tarihlerinde 2. Mahmut döneminde sadrazamlık görevi almış Osmanlı devlet adamıdır. Bir yeniçeri olan babası ile aynı ocağa kayıtlı olup, bölüğünün sancağını taşıdığından “Alemdar” lakabı ile anılmaya başlamıştır.

Rusçuk ayanı Tirsiniklioğlu İsmail Ağa’nın maiyetine katılmış, çok önemli fayda sağlayarak İsmail Ağa’nın takdirini kazanmıştır. Tirsiniklioğlu İsmail Ağa’nın yanında kapıcıbaşılığa yükselmiş ve ardından İsmail Ağa’nın teklifi üzerine Hezargard ayanlığına atanmıştır. Rusçuk Ayanı İsmail Ağa’nın öldürülmesi sonucunda, Rusçuk’a dönmüş ve Rusçuk halkının da desteğini kazanarak Rusçuk’a ayan olarak atanmıştır.

Rusçuk’a ayan olarak atanmasının ardından hızlı bir şekilde faaliyetlere başlayan Alemdar Mustafa Paşa, bölge tarımını geliştirmek için çalışmalarda bulundu. Yeni su kanalları açtırıp, çiftçiden alınan bazı vergileri kaldırdı. Savaştan ve kuraklıktan kaçan halkı geri dönmesine teşvik ortamı hazırlamıştır. Rus ilerleyişini engellemek üzere de bir takım tedbirler aldı. Tuna kenarında bulunan Yergöğü’ne birçok asker ve mühimmat göndermiştir. Ordusuna da birçok yeni asker takviye ettirmiştir. Adil ve itaatkar yönetim anlayışı nedeniyle Silistre Eyaleti Valiliği’ne getirilmiştir.

Nizam-ı Cedit reformlarının kaldırılmasını isteyenlerin idare ettiği Kabakçı Mustafa İsyanı 1808 yılında çıkmış, III. Selim’in tahttan indirilmesine ve IV. Mustafa’nın tahta geçirilmesi ile sonuçlanmıştır. Nizam-ı Cedit reformlarını savunan gruplar Alemdar Mustafa Paşa’ya sığınmıştır.

İstanbul’dan kaçan eski Nizam-ı Cedit askerlerinin ve siyasilerin Alemdar Mustafa Paşa’ya sığınması ve Mustafa Paşa’nın 15.000 den fazla silahlı ve eğitimli Rusçuk milis askerine komuta etmesi onu bölgede güç haline getirmiştir.

Alemdar Mustafa Paşa, Rusçuk milis ordusuyla Edirne’ye geldi ve burada bulunan Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa da Alemdar’a katıldı. Rumelifeneri kalesinde bulunan Kabakçı Mustafa tedbirsiz yakalandı ve burada öldürüldü.

Kabakçı Mustafa isyanı sonrasında IV. Mustafa’nın tahta geçmesine karşı çıkan, Alemdar Paşa Rusçuk milis kuvvetleri ile birlikte Babıali’ye baskın yaptı. 6 Bin civarı asker ile de Topkapı Sarayı’nı bastı. Burada IV. Mustafa, Alemdar Mustafa Paşa’ya kendisini sadrazam tayin etmek istediğini iletti. Ancak Alemdar Mustafa, bir önceki padişah III. Selim ile görüşmek istediğini ve onun haremden çıkarılmasını talep etti. III. Selim’in çıkmak istemediğinin iletilmesi üzerine Alemdar, onu padişah yapmak istediğini belirtti.

Tahttan inmek istemeyen IV. Mustafa III. Selim’in ve kardeşi Şehzade Mahmut’un idam edilmesini emretti. Verdiği emir üzerine III.Selim dairesinde idam edildi ancak Şehzade Mahmut Anber Ağa ve cariyeler tarafından kaçırılıp saklandı. Alemdar Mustafa Paşa, hareme girdi ve III. Selim’in ölüsü ile karşılaştı. Bunun üzerine Şehzade Mahmut bulunup getirildi ve yeni padişah olarak ona biat etti.

Padişah II. Mahmut Alemdar Mustafa Paşa’yı sadrazamlığa atadı ve ilk iş olarak III. Selim’in katilleri cezalandırıldı. Tüm bu süreç sonunda İstanbul şehri ayanların milis güçleri ile doldu. Ayanların Çağlayan Kasrı’nda katıldığı toplantıda konuşma yapan Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa, merkezi hükümetin ayanların nüfuzlarını kendi bölgelerinde meşru olduğunu kabul edeceğini belirtti ve ayanların da padişahın her emrine uymalar ve istenildiği zaman ona askeri yardım sağlamaları hususunda söz vermesini istedi. Bunun sonucunda Sened-i İttifak adı verilen belge imzalandı.

Nizam-ı Cedit ocağının yerine farklı bir isimle Sekban-ı Cedit adı verilen ordu kuruldu. Yeniçerilerin kendilerine alternatif olduğu düşüncesiyle bu kuruluşa karşı çıkması, bu kuruluşun yeniçeri ocaklarında yolsuzluk tespiti yapmaya kalkışması, Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’nın yeniçerilerin  düşmanı olmasına sebep olmuştu.

Bu gelişmeler üzerine Alemdar Mustafa Paşa’nın Sadrazam olarak görev yaptığı dönemde İstanbul’daki adamlarının da yağmalara karışması halk arasında huzursuzluk yaratmıştı. Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa aleyhindeki gelişmeler giderek artmaktaydı.

Tahttan indirilen IV. Mustafa’nın çevresi de, Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’nın Sened-i İttifak ile iktidarı zayıflayan II. Mahmud üzerindeki nüfuzundan hoşlanmamaktaydı. İstanbul’da duvarlara Alemdar aleyhinde yaftalar asılmış ve Yeniçeri Ocağı’nda Alemdar Mustafa Paşa’yı devirmek adına bir örgütlenme başlamıştı.

Alemdar Vakası olarak da bilinen 15-16 Kasım 1808 gecesi yeniçeriler Alemdar’ın kaldığı Babıali’yi bastılar ve Sekbanların karşı koyması üzerine ateşe verdiler. Saraydan yardım alamayan Alemdar, barut mahzenini ateşlemiş ve bulunduğu yeri havaya uçurmuştur. Patlama sonucunda yüzlerce yeni çeri ölmüştür. Patlamadan iki gün sonra altın ve mücevher aramak amacıyla gelen yağmacılar hiç bozulmadan duran 3 ceset bulmuştur. Bu cesetler Alemdar Mustafa Paşa, Baş Kadını ve Harem Ağası’na aittir. Dumandan zehirlenerek öldükleri sanılmaktadır.

Daha sonra yeniçeriler saraya saldırdı ancak bu saldırı püskürtüldü. Bu sırada II. Mahmud ise IV. Mustafa’yı öldürttü.

Alemdar Mustafa Paşa’nın öldürülmesi ayanların siyasal gücünün kırılmasına neden oldu. Bu olaydan sonra yenilik hareketleri bir süre durmuş olsa da, yıllar içinde II. Mahmud otoritesini kurup yenilik hareketlerine devam etti. Bunlardan birisi de 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması olacaktır.

Alemdar Mustafa Paşa’nın Mallarının Zoralımı

Vezirler ile devlet erkanının ve memleket zenginleriyle tanınmış adamların ecelleriyle öldüklerinde veya idamlarında hatta bazen de sağlıklarında malların hükümet tarafından zapt edilmesine müsadere denilmekteydi.

Alemdar Mustafa Paşa’nın ölümünün ardından Tırnova Kadısı’na, Alemdar’ın Tırnova kazasında konağı, emlakı, bağı, bahçesi, arazisi, malları ve eşyalarının zabıt edilmesi ve her neyi var ise deftere kaydedilip imzalı ve mühürlü olarak İstanbul’a gönderilmesi emredilmiştir. Bunun yanında Silistre, Tuna ve Rusçuk yetkililerine de her türlü mallarının soruşturulması ve ortaya çıkarılması için ferman gönderilmiştir.

Alemdar Mustafa Paşa’nın bütün terekesi, alacak ve borçları da dahil olmak üzere her şey kayıt altına alınmaya başlamıştır. Alacakları tahsil edilmeye, borçları da ödenmeye başlanmıştır. Borçlarının ödenmesi Alemdar’ın nakit parasına veya alacaklarının tahsil edilmesiyle ilgiliydi. Borçlar için yeterli bulunmadığı yerde müsaderece edilen malların satışı sonrasında borçların ödenmesine geçilmiştir.

Müsadere devletin kullandığı siyasi ve iktisadi politikanın bir parçasıydı. Bu politika Alemdar Mustafa Paşa için de uygulanmıştı.

İletişim İçin Tıklayın.

Instagram Adresim İçin Tıklayın.