Ankara gezilecek yerler listesini sizler için hazırladık ankarada araç kiraladıkdan sonra ankarada doya doya gezebileceğiniz harika 20 yeri sizlere sunuyoruz.
Ankara gezilecek yerler konusunda zengin sayılabilecek bir kent. Hamamönü, Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Rahmi M. Koç Müzesi ve Anıtkabir gibi şehirdeki birçok önemli yapıyı Ankara’da gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Ankara gezilecek yerler bakımından sürekli fakir bir şehir olarak gösterilse de aslında birkaç günlük bir gezi boyunca eğlenceli vakit geçirebileceğiniz birçok yeri içinde barındırıyor. Ülkemizin başkenti olan şehirde Cumhuriyet tarihimizle ilgili yapı ve müzeler başta olmak üzere birçok gezilecek yer bulunuyor.
Ankara gezilecek yerler rehberinde başkentte gezip görülmesi gereken tüm önemli yerleri detaylıca anlatacağım.
Ankara gezilecek yerler yazısı boyunca çok önemli bilgiler paylaşacağım ama öncesinde bunlara dikkat ;
Nerede kalınır? Kavaklıdere, Kızılay, Ulus ve Hamamönü şehirde konaklama yapabileceğiniz en güzel yerlerden. Detayları Ankara’da nerede kalınır? başlıklı yazımda okuyabilirsiniz.
Otel tavsiyeleri Ben son Ankara gezimde 3 yıldızlı Maltepe 2000 adlı otelde konakladım ve genel olarak memnun kaldım. Bunun dışında 4 yıldızlı Anemon Ankara ve 5 yıldızlı Divan Çukurhan , şehirde konaklama yapabileceğiniz popüler otellerden.
Not: Ben otel rezervasyonlarımı genel olarak Booking.com’dan yapıyorum fakat bildiğiniz gibi Booking.com’da ülkemiz otellerinden rezervasyon yapılamıyor. Ben bu süreçte yurt içi rezervasyonlarımda Booking.com’un yan kuruluşu olan Agoda.com ‘u kullanıyorum. Bu nedenle yazı içi otel linklerini Agoda.com’dan verdim. Uzatmadan Ankara gezilecek yerler listemize geçelim.
Altındağ Belediyesi tarafından restore edilerek turizme kazandırılan Hamamönü , gezginlerin kentin tarihi yüzünü görmek için Ankara gezilecek yerler listelerine ekledikleri bir bölge.
19. yüzyıl sivil mimari örneği evleri, kültürel etkinliklere ayrılmış sokakları, eşsiz lezzetler sunan yenilenmiş kafe ve restoranları ile bu tarihi yerleşim merkezi, konuklarına oldukça fazla seçenek sunuyor.
El Ürünleri Pazarı ’nda otantik eşyalar bulabileceğiniz bölgede gezmeye geleneksel el sanatlarının tanıtıldığı Sanat Sokağı ’ndan veya Mehmet Akif Ersoy Müzesi ile hemen yanındaki Taceddin Dergâhı ’ndan başlayabilirsiniz. Bahçesinde Muhsin Yazıcıoğlu Kabri ’nin bulunduğu dergâhtaki gezinizi bitirdikten sonra soluklanmak için zengin kahvaltı seçeneklerini de sunan Tahtakale Kahvecisi ’nde bölgenin ünlü kumda pişen kahvesini içebilirsiniz.
Özellikle yaz aylarında ve Ramazan içerisinde bu bölgeye gelirseniz, düzenlenen etkinliklere katılarak keyifli saatler geçirebilirsiniz.
4 bin yılı aşan bir geçmişe sahip olan Ankara Kalesi , çeşitli uygarlıklar tarafından hem savunma hem de yerleşim amaçlı kullanıldığı için çok sayıda onarım görmüş. Kim tarafından ve ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmeyen askeri yapı bu onarımlar sayesinde varlığını eksiksiz koruyarak günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Yaz mevsiminde festivallere ev sahipliği yapan kalenin Akkale isimli burcunda, 1921-1948 yılları arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün telkinleriyle kurulmuş Eti Müzesi faaliyet göstermiş.
Çevresinde hediyelik eşya dükkânları ve kafelerle çevrili tarihi yapıyı gezip, sahip olduğu manzarayı izledikten sonra Hitit Uygarlığı’na adanmış bu kültürel tesisin devamı niteliğindeki Anadolu Medeniyetleri Müzes i ’ni ziyaret edebilirsiniz.
Ankara Kalesi’nin dış duvarlarının güneydoğusundaki Atpazarı Semti’nde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi , biri Veli Mahmud Paşa; diğeri ise Rum Mehmet Paşa tarafından inşa ettirilen 15. yüzyıla ait 2 Osmanlı yapısında konuklarını ağırlıyor.
Özgün koleksiyonu ile dünya çapında bir üne sahip olan tesisin bulunduğu Mahmut Paşa Bedesteni ’nde ve Kurşunlu Han ’da Paleolitik Çağ’dan günümüze Anadolu’da var olmuş medeniyetlere ait buluntular sergileniyor.
Kronolojik sırayla ziyaretçilere sunulan bu koleksiyonda gezi listesinin ilerleyen bölümlerinde sizlere anlatacağım Augustus Tapınağı’ndan ve Anıtkabir’in inşası sırasında bölgedeki tümülüslerden çıkartılan eserleri de inceleyebilirsiniz.
Müzede sergilenen eşsiz koleksiyonun en değerli parçasını M.Ö. 6200 yıllarına tarihlenen ve dünyanın en eskisi olarak anılan, Çatalhöyük kent planının olduğu harita oluşturuyor.
Kentin sanayiye odaklanmış en kapsamlı müzesi konumundaki Ankara Rahmi M. Koç Müzesi , 2005 yılında ziyarete açılmış. İlk olarak Damat Rüstem Paşa tarafından 1521-1522 arasında inşa ettirilen Çengelhan ’da konuklarını ağırlamaya başlayan müze, 1850’li yıllardan itibaren sanayide kullanılan çeşitli araçlardan oluşan koleksiyonunun ve zaman zaman açılan geçici sergilerinin genişliği nedeniyle 1511’de Hacı İbrahim bin Hacı Mehmed tarafından yaptırılan Safranhan ’ı da yakın tarihte bünyesine katmış.
Bana göre Ankara’nın en güzel müzeleri arasında yer alan bu gezi noktası büyük, küçük her yaştan gezgine eğlenceli vakit geçirebilecek bir yer.
Ankara gezilecek yerler listemizin üst sıralarında, ülkemizin önemli yapılarından Anıtkabir bulunuyor. Üzerindeki gözlem evinden dolayı geçmişte Rasattepe adıyla anılan Anıttepe ’de bulunan yapının şekline karar verilmesi için çeşitli ülkelerden 47 projenin katıldığı bir yarışma düzenlenmiş. Milli duyguları yansıtma şekli ve araziye uygunluğu sonucunda Atamız’ın ebedi istirahatgâhı için Prof. Dr. Emin Onat ve Doç Dr. Ahmet Orhan Arda’nın projesi uygun görülerek, 1944-1953 yılları arasında yapı inşa edilmiş.
2. Ulusal Mimarlık Dönemi’nin en önemli örneği sayılan anıt mezar, Atatürk’ün “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ” özdeyişinden ilham alınarak oluşturulan Barış Parkı ve yapı kompleksinin en önemli bölümlerini barındıran Anıt Blok’u olmak üzere 2 kısımdan oluşuyor.
Hürriyet ve İstiklal kulelerinin başlangıç noktasını oluşturduğu Anıt Blok’ta Aslanlı Yol ’dan geçerek ulaşacağınız Tören Meydanı , Kurtuluş Dönemi’ni anlatan kulelerle çevrelenmiş. Meydandaki 42 basamaklı merdiveni çıkarak giriş yapabileceğiniz Mozole ise Şeref Holü, Mezar Odası gibi yapının esas kısımlarını barındırıyor. Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin bulunduğu yapı kompleksini gezerken, Cemal Gürsel ve İsmet İnönü’ye ait kabirleri de görebilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk istirahatgahı olan Etnografya Müzesi , Türk Sanatı’nın Selçuklu’dan günümüze kadarki süreçte yaratılmış en önemli örneklerini barındırıyor.
Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde cuma namazlarının kılındığı, Altındağ’daki Namazgâh Tepesi’nde 1930 ’da açılmış olan müzenin Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu gözetiminde inşa edilen binasının önce Arkeoloji Müzesi, sonrasında Resim Heykel Müzesi olarak kullanılması kararlaştırılmış; ancak açılış töreni ile beraber günümüzdeki işlevini kazanmış.
Girişinde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1927 yılında İtalyan Pietro Canonica’ya yaptırdığı Atatürk Heykeli’nin konuklarını karşıladığı müze içerisindeki sergi alanları, kategorilere ayrılmış.
Kronolojik sırayla gezebileceğiniz bu alanlarda Anadolu’nun çeşitli yörelerine özgü günlük eşyalardan halı ve kilim koleksiyonlarına, Osmanlı dönemi silahlarından çini ve porselen süs eşyalarına kadar pek çok farklı eseri inceleme fırsatı yakalayabilirsiniz. Müzede ayrıca Osmanlı el yazmalarının da bulunduğu, sanat tarihi ile ilgili büyük bir kütüphane faaliyet gösteriyor.
Mimar Mehmet Bey tarafından 1427-1428 yılları arasında inşa edilmiş olan Hacı Bayram Camii , Ulus’ta yer alıyor. Dış duvarları taş üzerine tuğla örülerek oluşturulan dini yapının en önemli kısmını, hemen bitişiğinde bulunan Hacı Bayram-ı Veli Türbesi oluşturuyor. Aynı zamanda tarihi yapıya adını veren Hacı Bayram Veli , Osmanlı döneminde yaşamış din âlimlerinin önde gelenlerinden birisi ve Bayramiye Tarikatı’nın kurucusu olarak anılıyor.
Yapımının ardından ilk olarak 1714’de Hacı Bayram’ın torunlarından Mehmet Baba tarafından tamir ettirilen cami, son olarak 2011’de aslına uygun olarak yenilenmiş. Bu çalışma sırasında özellikle yapının iç kısmında yer alan Nakkaş Mustafa Paşa’ya ait işlemelerin korunmasına özen gösterilmiş.
Yapının bahçesinde ayrıca 18. yüzyılda yaşamış Osman Fazıl Paşa’ya ait bir türbe bulunuyor. Ancak tabutu aile mezarlığına götürüldüğü için sekizgen planlı Osman Fazıl Paşa Türbesi, günümüzde boş durumda.
Hacı Bayram Camii’nin bitişiğindeki Augustus Tapınağı , son Galatya Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes tarafından M.Ö. 25 yılından sonra, Frig tanrısı Men ’e adanmış bir tapınağın yıkıntıları üzerine inşa edilmiş.
Ankara’nın başkenti olduğu Galatya’nın Roma İmparatorluğu egemenliğine girmesini kutlamak ve İmparator Augustus ’a bağlılığı kanıtlamak için yaptırılan tapınak, Bizans döneminde çevresine eklemeler inşa edilerek kiliseye dönüştürülmüş.
İmparator Ferdinand’ın elçi olarak yolladığı Hollandalı Busbecque tarafından Amasya’ya giderken bulunan tapınağın gün yüzüne çıkartılması için çalışmalar 1930 yılında Dr. Hamit Zübeyr Koşay önderliğinde gerçekleştirilmiş. Duvarlarının bir kısmının günümüze ulaşabildiği yapının kapısı ise bütünlüğünü halen daha önemli ölçüde koruyor.
İşlemeleri ile dikkat çeken bu kapının dışında tapınak çevresindeki kazılarda bulunmuş en önemli parçayı Ankara Anıtı (Monumentum Ancyranum) olarak adlandırılan yazıt oluşturuyor. Bu yazıtta ilk Roma İmparatoru Augustus’un başardığı işler anlatılıyor.
1927’de inşa edilen ve I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın en önemli örnekleri arasında sayılan Türk Ocakları Merkez Binası’nda faaliyet gösteren Devlet Resim ve Heykel Müzesi , 1980 yılında hizmete açılmış.
Geçmişte kültürel etkinlikler başta olmak üzere pek çok amaçla kullanılmış tarihi bina içerisindeki müzenin koleksiyonu Cumhuriyet öncesi ve sonrası Türk plastik sanatını konu alıyor.
Şeker Ahmet Paşa, Abdülmecid Efendi, Fikret Mualla, Abidin Dino, Hikmet Onat gibi bu alanda çalışmalar yapmış çok sayıda değerli sanatçının eserlerinin sergilendiği müzede plastik sanatının oluşum ve gelişim süreçlerinin ziyaretçilere aktarılması amaçlanmış.
Bünyesinde bir sahnenin bulunduğu müzede sergiler dışında panelller, konferanslar ve konserler de düzenleniyor.
Ankara gezilecek yerler listesine ekleyebileceğiniz bir diğer tarihi yapıyı, günümüzde Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak kullanılan I. TBMM Binası oluşturuyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kulüp binası olarak Mimar Salim Bey tarafından tasarlanan yapı, 1915-1920 yılları arasında inşa edilmiş.
Türk mimari stiline sahip 2 katlı bina, tamamlandığı dönemden 1924 yılına kadar meclis faaliyetlerine ev sahipliği yapmış. Bu işlevini tamamladıktan sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi, Hukuk Mektebi, Maarif Vekâleti Binası olarak kullanılan tarihi yapı, 1961 ’de müzeye dönüştürülerek halka açılmış.
Atatürk’ün doğumunun 100. yılının kutlandığı 1981’den itibaren günümüzdeki adıyla anılmaya başlanan kültürel tesiste hükümetin kullanımına sunulan odalar aslına uygun olarak korunmaya devam ediliyor.
Döneme ait resmi yazışmaların, tarihimizin dönüm noktaları sayılan Lozan ve Sevr antlaşmalarına dair belgelerin sergilendiği müzede Büyük Taarruz Hatıraları ’nı ve Atatürk ’e ait yazışmaları inceleyebilirsiniz.
Cumhuriyet’in kuruluş dönemini merak edenlerin Ulus ’ta ziyaret edebileceği diğer yapı ise Mimar Vedat Tek tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası’na ait toplantı yeri olarak tasarlanan; ancak işlevi değiştirilerek ülke idaresi için kullanılan II. TBMM Binası .
İnşası 1923 yılında tamamlanan yapı, 1924-1960 arasında meclis faaliyetlerine ev sahipliği yapmasının ardından bir dönem Merkezi Antlaşma Teşkilatı tarafından kullanılmış. Atatürk İlke ve İnkılâpları’nın gerçekleştirildiği yapı, gerçekleştirilen düzenlemelerin ardından 1981 yılında Cumhuriyet Müzesi adıyla halka açılmış.
Bu müzeyi gezerken tıpkı Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde olduğu gibi hükümetler ve bunlara bağlı alt birimler tarafından kullanılan odaları, dönemin eşyalarıyla birlikte inceleyebilirsiniz. Ayrıca genel kurul salonundaki görsel ve işitsel gösteriyi izleyip, Nutuk’un bazı bölümlerini dinleme fırsatını yakalayabilirsiniz.
Adını, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ilerici görüşleriyle ön plana çıkan milletvekilinden alan Tunalı Hilmi Caddesi , Ankara’nın sosyal hayatının merkezindeki bölgelerden bir tanesi. Trafiğin tek yönlü olarak aktığı caddenin çevresi alışveriş yapabileceğiniz şık mağazalar ve akşam saatlerinde keyifli saatler yaşayabileceğiniz eğlence mekânları ile dolu.
Hareketli caddenin üst bölümüne doğru çıktığınızdaysa 1958 kurulan Kuğulu Park ’ı görebilirsiniz. Polonya Büyükelçiliği’nin bahçesi ile Sevda ve Cenap And Evi’nin arasında kalan parkın adı, kurulduğu dönemde Viyana Belediyesi’nin hediye ettiği beyaz kuğulardan geliyor.
Heykellerle süslü yeşil alana, kentin karla kaplı olduğu bir kış gününde gitme fırsatı yakalarsanız, harika bir manzarayla karşılaşabilirsiniz.
Ankara’nın en büyük dini yapılarından birisi olan Kocatepe Camii , 1967-1987 yılları arasında inşa edilmiş. Temelinin atılmasının ardından tasarım yarışmasının galibi Vedat Dalokay’ın projesinin fazla modern bulunması ve bunun yerine Hüsrev Tayla-Fatin Uluengin ikilisinin Mimar Sinan tarzı çalışmasının sıfırdan hayata geçirilmesi, görkemli caminin yapımının uzamasına neden olmuş.
İkilinin çalışmasındaki bu benzerlik nedeniyle, Turgut Özal’ın açılışını yaptığı caminin her yanında Osmanlı dönemi mimarisinin izlerini görmek mümkün. Yapının iç kısmındaki yazılar Hamit Aytaç, Mahmut Öncü ve Emin Barın tarafından yazılırken, halı tasarımlarında Afyon Ulu Camii örnek alınmış.
Fazla ilerici bulunarak iptal edilen Vedat Dalokay’ın projesi ise Pakistan’da Şah Faysal Camii adıyla inşa edilmiş ve günümüzde modern İslam mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak anılıyor.
Kentin simge mekânları arasında sayılan Gençlik Parkı , 275 bin m²’lik alanı içerisinde hem eğlenebileceğiniz hem de dinlenebileceğiniz olanakları barındırıyor. Ulus ’ta sizlere önerdiğim yerleri gezdikten sonra vakit geçirmek için gidebileceğiniz park, şu anki alanının bir kısmını kaplayan bataklıkların kurutulduğu, 1936-1943 arasındaki çalışmalarla kente kazandırılmış.
Planlandığı ilk günden itibaren Ankaralılar’ın her tür kültürel ihtiyacını karşılaması düşünülen parkın içerisinde kentin en büyük tiyatro salonlarından birisi bulunuyor.
2009 yılındaki son yenileme çalışmasıyla lunapark bölümüne eklenen 150 metrelik dönme dolap ve 45 metrelik asansör ile kentin büyük bir bölümünü kuş bakışı görebilirsiniz.
Ankara gezilecek yerler listenize Mogan Park ’ı dâhil ederek, kentin sahip olduğu doğal güzelliklerden bir tanesine şahit olma ayrıcalığına kavuşabilirsiniz. Adını aldığı gölün Haymana yolu üzerindeki kıyı şeridinde yer alan park, yaklaşık 645 bin m²’lik alan üzerine kurulmuş.
Denize hasret yerel halkın Gölbaşı ’na akın etmesine neden olan rekreasyon alanının içerisinde hem piknik yapabileceğiniz hem de menüleri aracılığıyla zahmetsizce karnınızı doyurabileceğiniz mekanlar oluşturulmuş.
Spor alanlarının da bulunduğu parkta yer alan 25 metre yüksekliğindeki deniz fenerine çıkarsanız, gölün enfes manzarasını izleyebilirsiniz.
1925-2006 yılları arasında faaliyet gösteren ceza ve tutukevi, 2009’da başlayan ve 1 yıl süren restorasyon sürecinin ardından Ulucanlar Cezaevi Müzesi adıyla ziyarete açılmış.
Türk siyasi ve edebi hayatında çok önemli bir yere sahip olan bu tesis, Cumhuriyet döneminin en karanlık olaylarından bazılarına tanıklık etmiş. 68 Kuşağı’ndan Deniz Gezmiş , Yusuf Aslan , Hüseyin İnan ile 1980 İhtilali’nin kurbanlarından Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu ’nun idam cezalarının uygulandığı bu yerde Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Cüneyt Arcayürek, Yılmaz Güney gibi isimler tutuklu kalmış.
Cezaevi müzesini ziyaretiniz sırasında Hilton Koğuşu ve tek kişilik hücreleri inceleyebilir, faaliyette olduğu döneme ait fotoğraflara, belgelere göz atabilirsiniz.
Kuğulu’dan sonra Kavaklıdere’deki bir diğer meşhur yeşil alan, 1983’te açılan Seğmenler Parkı . Çankaya Köşkü’nün hemen altında, İran ve Atatürk bulvarları arasında kalan 67 bin m²’lik araziye kurulu park, yapı yoğunluğunu fazla olduğu Ankara’nın merkezinde doğa özleminin giderilebileceği ender alanlardan bir tanesi.
Adını aldığı Seğmenler ’i sembolize eden bir heykelin bulunduğu parkı popüler hale getiren bir diğer unsur ise kurulduğu günden bu yana kültürel etkinliklerin düzenlendiği amfi tiyatrosu olmuş. Havuzların ve oyun alanlarının bulunduğu yeşil alandaki bu tiyatro, günümüzde de zaman zaman konser etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.
Hem toplu ulaşım hem de sosyal olanakları nedeniyle Kızılay Meydanı , Ankara’nın kalbi olarak anılıyor. Adını 1929 yılında yaptırılan; ancak günümüzde var olmayan Kızılay Genel Merkezi ’nin binasından alan meydanın çevresinde bol miktarda alışveriş yapabileceğiniz mağaza bulunuyor. Güvenpark ’a komşu olan meydanda canınız eğlenmek veya bir şeyler yemek istediğinizde Karanfil Caddesi ’ne veya bu caddenin paralelindeki sokağa gidebilirsiniz.
Tandoğan, Maltepe, Gazi Mustafa Kemal (GMK) Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi, Sıhhiye, Ulus ve Bakanlıklar bölgelerinin ortasında kalan alanı TBMM, Anıtkabir ve daha birçok ziyaret edebileceğiniz mekâna yakınlığı nedeniyle gezi rotanızın merkezine alabilirsiniz.
Özellikle bahar aylarındaki manzarasıyla doğa aşığı gezginleri kendisine hayran bırakan Dikmen Vadisi ’ne, Kızılay Meydanı’ndan hareket eden otobüslerle kısa sürede ulaşabilirsiniz.
Bakımlı ve güvenli olması nedeniyle pek çok kişinin uğrak noktası haline gelen parkta, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından spor yapabileceğiniz pek çok alan yaratılmış. Işıklandırmalı havuzları ve yemyeşil ortamıyla akşamları fotoğraf çekimi için hoş kareler yakalayabileceğiniz vadide ayrıca kafelere de yer verilmiş.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye 60 km uzaklıkta bulunan Estergon Kalesi ’nin bir kopyası Keçiören’de aslına uygun olarak inşa edilerek, 2005 yılında Türk Kültür Merkezi adıyla ziyarete açılmış.
Kendi kültürümüz hakkında bilgilerinizi pekiştirmenin yanı sıra nefis bir kent manzarası izlemek için de Ankara gezilecek yerler listenizde bulundurabileceğiniz kalenin içerisindeki etnografya bölümü, Alanya’daki Kızıl Kule ’nin sekizgen tasarımı örnek alınarak inşa edilmiş. Kente hâkim konumdaki restoranın bulunduğu b ise Türk ve İslam mimari kültürlerinden çizgiler barındırıyor.
Ankara gezilecek yerler yazımız boyunca şehirde gezip görmeniz gereken en önemli yerler hakkında bilgiler verdik. Eğer Ankara seyahatinizde zaman sorununuz yoksa ya da daha farklı yerleri görmek isterseniz Ankara gezilecek yerler listenize şu noktaları da ekleyebilirsiniz;
Ankara, turistik olmasa da ticari ve politik olarak ülkemizin en önemli şehirlerinden. Şehir genelinde toplam 200 adet otel yer alıyor.
Şehrin en önemli semtlerinden olan Çankaya , Kavaklıdere , Ulus ve Kızılay konaklama için en ideal yerler. Çankara şehrin kültürel, politik ve ticari merkezi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Etnografya Müzesi burada. Tunalı Hilmi Caddesi ise birçok mağaza, restoran ve kafeni yer aldığı Kavaklıdere ise şehrin sosyal yaşamında önemli bir yere sahip. Ulus şehrin eski merkezi.
Gezilecek yerlere yakınlığı ile bilinen bu bölgede Ankara Kalesi , Kurtuluş Savaşı Müzesi gibi önemli gezi noktaları var. Kızılay ise hareketli konumu ve geniş ulaşım seçenekleri ile dikkat çeken bir semt.