Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Afet Yönetimi Önerilerinde bulundu.

[vc_row][vc_column][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text] Haberi tüm basında görüntülemek için tıklayınız.

Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Afet Yönetimi Önerilerinde bulundu.

Bilim insanları Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu tam bir konsensüs ile kabul etmektedirler. Kahramanmaraş merkezli olarak yaşadığımız ve 10 ilimizi etkileyen bu deprem, ülkemizin yaşadığı ne ilk ne de son deprem olacaktır. Nitekim bilim dünyası tam bir fikir birliğiyle önümüzdeki süreçte İstanbul’da da benzer büyüklükte bir deprem olacağını belirtmektedirler.

Ülkemizin karşı karşıya kaldığı afetler yalnızca deprem ile sınırlı değildir. Karadeniz ve bölgemiz Kumluca’da görünen sel baskınları, maden faciaları, Manavgat yangını gibi felaketler ülkemizin gerçekleri arasındadır.

Dolayısıyla Türkiye gibi bir ülkede afet yönetimi konusunda sürdürülebilir uygulama planlarının her daim hazır olması gereklidir. Ancak yaşadığımız afetler bu konuda önemli eksikliklerimizin olduğunu, majör sorunları aşamadığımızı göstermektedir.

Bu genel tespitler ışığında Kahramanmaraş merkezli deprem vesilesiyle yaptığımız değerlendirmeler 4 ana başlıkta sunulmaktadır.

  1. Bölge’ye ve Bölge Ekonomisine Dair Öneriler

Bölgenin kısa vadede terk edilmemesi, orta ve uzun vadede canlılığını sürdürmesi hatta yeniden inşa süreci sonrasında çok daha güçlü bir ekonomik yapıya kavuşması gereklidir. Aksi taktirde insanların batıya göç ettiği, bölgenin boşaldığı bir yapı ile karşı karşıya kalma riski bulunmaktadır.

Bu gelişme sadece deprem bölgesi için değil, göç alan iller için ve özellikle Antalya için de olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bazı illerin kapasitesinin üzerinde göç alma riski bulunmaktadır. Böylesine bir göç, başta yakın iller olmak üzere Türkiye’nin her tarafında yönetilemez bir sosyal dönüşüme neden olabilecektir.

Halihazırda karşı karşıya kalınan riskin doğru yönetilmesinin stratejik öneminin de olduğu açıktır. Bu kapsamda;

  1. Depremzedelere İlişkin Öneriler

2.1 Bölgedeki Depremzedelere Dair Öneriler

Bölge halkı hepimizi derinden sarsan depremlerin etkisi ile ağır bir travma yaşamıştır. Bu travma sürecinin hızlı şekilde geride bırakılması için Türkiye’nin her bir köşesindeki tüm kişi ve kurumlara bazı görevler düşmektedir.

İlk etapta gerek devlet imkanları ile gerekse de STK’ların ve halkın örgütlenmesi ile Bölgeye çadır, konteyner ve ihtiyaç malzemesi tedariği yapılmaktadır.

2.2 Antalya’daki Depremzedelere Dair Öneriler

Halihazırda Antalya’ya gelen depremzedeler yurtlara ve gönüllü konuk kabul eden otellere yerleştirilmişlerdir. Bazı depremzedeler ise kendi imkanları ile barınma ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

  1. Afet Yönetimine Dair Öneriler

Ülkemizin son dönemde yaşadığı felaketlerde yaşanan süreçler, afet yönetimi konusunda daha fazla yol almamız gerektiğini göstermektedir.

Halkımız her felakette elindeki tüm imkanlarla afet bölgelerine destek olma çabasındayken, yardımların, ihtiyaç malzemelerinin olması gerektiği gibi muhataplarına ulaştırılmasında sorunlar olduğu açıktır.

  1. Antalya’ya Dair Öneriler

Bilindiği üzere Antalya ekonomisinin lokomotifi turizm ve tarım sektörleridir. Küresel iklim değişikliğinin en fazla etkileyeceği sektörlerin başında da bu iki sektör yer almaktadır. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte Antalya için en büyük risk budur. İklim değişikliğine dirençli modellerinin Antalya’nın tüm dinamikleri ile ele alınması gerektiği açıktır.

Diğer taraftan Antalya’nın akciğerleri olan ormanlarımızın büyük bir kısmını da geçtiğimiz süreçte kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. O süreçte de iyi bir afet yönetimi örneği gösterilemediği açıktır. Devletimizin çok kısa bir sürede yangın mağdurlarının evlerini teslim etmesi en büyük tesellimizdir. Ancak önümüzdeki süreçte yangın riski artarak devam edecektir. Her ne kadar aradan 2 yıl geçse de Manavgat yangınında yaşanan sorunların olası yeni bir felakette yeniden yaşanmaması için geniş katılımlı bir durum değerlendirme toplantısı yapılmalı ve afet yönetimi senaryoları masaya yatırılmalıdır. Burada yaşadığımız afet tecrübesinin AFAD için de önemli bilgiler içerdiği açıktır.

Antalya Rusya-Ukrayna krizi ile birlikte ciddi bir göç almış olup, trafik, konut fiyatları ve kira artışlarından ciddi şekilde etkilenmiştir. Sosyokültürel ve demografik yapının da göz önünde bulundurularak depremden etkilenen vatandaşlarımızın en hızlı şekilde bölgelerinde yeniden inşa edilen yaşam alanları ile öz yurt hasretlerinin dindirilmesi, şehirlerine dönebilmeleri sağlanmalıdır.

Deprem ise Antalya kamuoyunun konuşmaktan adeta çekindiği, halı altına süpürmeyi tercih ettiği bir konudur. Bilindiği üzere Antalya il merkezi 2. derece deprem bölgesindedir. Antalya’nın batı kesimleri ise 1. ve 2. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Antalya yapı stoğunun önemli bir kısmının eski olmasına zayıf zemin yoğunluğu da eklendiğinde, ilimizdeki deprem farkındalığının olması gereken düzeyde olmadığı görülmektedir. ANTGİAD olarak deprem mastır planı ihtiyacını geçen yıl düzenlediğimiz bir çalıştay ile kent gündemine taşısak da maalesef olması gereken ilerlemenin sağlanamadığını görüyoruz. Antalya’nın bir an önce bu riskleri göz önüne alıp ciddi bir kentsel dönüşüm planlaması yapması gerektiğini düşünüyoruz.

Son olarak eğitim vazgeçilmez bir gerekliliktir. Pandemi döneminde tecrübe edildiği üzere şimdi tekrar Üniversitelerin uzaktan eğitim ve öğretime dönmesi gençliğimizin geleceğini olumsuz olarak etkileyecektir. En zor koşullarda bile gençlerimiz eğitimden uzaklaştırılmamalı, aynı zamanda vatandaşlarımıza ilk yardım ve afet sırasında yapacaklarına dair eğitimler verilmelidir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_gallery type=”image_grid” images=”11866,11867,11868,11869,11870,11871,11872,11873,11874,11875,11876″][/vc_column][/vc_row]