Demir Çağı: Hitit İmparatorluğu’nun 1190 yıllarında son bulmasıyla tunç çağları yerini demir çağa bırakır ki, bu dönemde Anadolu’da birtakım yerli Anadolu halkları egemenlik sürerler. Bunlardan birisi olan ve sonraları Çanakkale bölgesini de egemenlikleri altına alan Lydia Krallığı’dır. M.Ö. 1200 civarında Çanakkale bölgesinde Troia savaşlarının başlaması ile Akhalar bölgeye gelmişlerdir
Çanakkale’de Koloni Şehirleri: M.Ö. 750-550 yılları arasındaki iki yüz yıllık Helen kolonizasyonu sonunda, çoğu deniz kıyısında olmak üzere bölgede Helen ticaret kolonisi olarak çok sayıda şehir kurulmuştur. Miletoslular tarafından kurulan Parion, Priapos, Abydos; Aioller tarafından kurulan Sestos, Assos, Dardanos; İonlar tarafından kurulan Hamaksitos; Kolophonlular tarafından kurulan Lampsakos bu koloni şehirlerinden bazılarıdır.
Lidya Hâkimiyeti: Çanakkale bölgesinde M.Ö. 7. yüzyılın ilk yarısından itibaren ise Lidya Devleti’nin bir hâkimiyet oluşturduğunu ve bu dönemde Lidya kralının izni ile koloni kentler kurulduğunu görüyoruz. M.Ö. 6. yüzyılın ortalarına doğru Atina’nın Persler ile yapmış olduğu Salamis Savaşı’nı kazandıktan sonra, yönünü bu bölgeye çevirdiğini biliyoruz.
Pers Hâkimiyeti: Çanakkale bölgesi M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğini tanımıştır. İki büyük Pers imparatoru olan Dareios ve Kserkses, Troas bölgesini daima Avrupa’ya ulaşmak için bir kilit noktası olarak görmüş- lerdir. Herodotos’a göre Hellespontos üzerinde Asya’dan Avrupa’ya geçmek için, ilk köprüyü yapan Pers imparatoru Kserkses olmuştur.
M.Ö. 4.yüzyıl başlarına gelindiğinde ise, bazı Troas kentleri Pers egemenliğine karşı ortak bir isyana girişmişlerdir. 387 yılında imzalanan Antialkides Barışı ile Perslere tamamen teslim olmuşlardır.
Helenistik Dönem: M.Ö. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender, Perslere karşı büyük bir harekât baş- latmış ve Çanakkale Boğazı’nı geçerek Troas bölgesine gelmiş, Karabiga yakınlarındaki Koçabaş Çayı kıyısında, ünlü Granikos Meydan Savaşı’nda Pers ordusunu yenilgiye uğratarak, bölgedeki Pers egemenliğine son vermiştir. M.Ö. 323 yılında Büyük İskender’in ani ölümü üzerine generalleri iktidar kavgaları- na tutuştuklarında, onlardan birisi olan Antigonos M.Ö. 323 sonrasında Çanakkale bölgesini yönetimi altına almıştır. Bölgede fazla nüfusa sahip olmayan, küçük, güçsüz ve dağınık halde bulunan kentler bir araya getirilerek, Antigonia (Aleksandreia Troas) adı altında büyük bir kent kurulmuştur. Ancak Çanakkale bölgesinin yönetimi İpsos Savaşı’ndan (M.Ö. 301) sonra tekrar değişmiş, yönetim doğudaki Antigonos’tan batıdaki Lysimakhos’un eline geçmiştir. M.Ö. 3. yüzyılın başlarında, Balkanlar’da ekonomik zorluklar içinde kalmış olan Galatlar, M.Ö. 280 yılında Çanakkale Boğazı’nı geçerek bölgeye egemen olmuşlar, ancak burada fazla kalamayarak doğuya yönelmişlerdir. Aynı dönemlerde Bergama Krallığı da kurulmuştur. Bölge ise M.Ö. 280-188 yılları arasında Seleukos Krallığı’na bağlanmıştır. M.Ö. 190 yılında Romalılar ile Seleukos kralı III. Antiokhos arasında Magnesia’da yapılan savaştan sonra, savaşın galibi Romalılar bölgeyi bu başarının kazanılmasında kendilerine yardımcı olan Bergama Kralı II. Eumenes’e ( M.Ö. 197-150 ) vermişlerdir.
Roma Dönemi: Bergama Kralı III. Attalos’un krallığını M.Ö.133 yılında bir vasiyetname ile Roma İmparatorluğu’na bırakması üzerine, Çanakkale bölgesi de Roma eyalet sistemi içerisine alınmış ve Asia eyaletine bağlanmıştır. Soylarını Troia’ya bağlayan Romalılar bölgeye çok önem vermişler, hatta merkezlerini Aleksandreia Troas kentine taşımayı bile düşünmüşlerdir. Roma İmparatorluğu’nun 395 yılında ikiye ayrılmasından sonra Çanakkale bölgesi Doğu Roma İmparatorluğu’nun ya da diğer adıyla Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında yönetilmiştir. İmparator Justinian, Sestos’ta boğazın geçişini kontrol altında tutmak için, bir kale inşa ettirmiştir.
Roma İmparatorluğu’nun 395 yılında ikiye ayrılmasından sonra Çanakkale bölgesi Doğu Roma İmparatorluğu’nun ya da diğer adıyla Bizans İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altında yönetilmiştir. İmparator Justinian, Sestos’ta boğazın geçişini kontrol altında tutmak için, bir kale inşa ettirmiştir
Çanakkale’de Türk Hâkimiyeti: Bölgede Türklerin görünmesi Doğu Roma İmparatorluğu dönemine rastlamaktadır. Anadolu’nun on birinci yüzyılda Türkmen boylarının yerleşimine açılması ile Türkmenler Ege’ye kadar ulaşmıştır. On dördüncü yüzyıl başlarında Anadolu Selçuklu Devleti yıkılınca Ege kıyılarına kadar uzanmış ve Çanakkale yöresine de yerleşmeye başlamışlardır. Türklerin bölgede askeri güç olarak tekrar görülmesi 1095’de Çaka Bey’in Nara Burnu önlerine kadar ilerlemesi ile başlamıştır.1097’de Haçlıların İznik’i alması ile Anadolu içlerine çekilen Anadolu Selçukluları, Haçlıların çekilmesinden sonra üst üste akınlar düzenleyerek kaybettikleri yerleri geri alarak, Çanakkale yöresine kadar ilerlemişlerdir. Beylikler döneminde de Karesi Beyliği’nin sınırları- nı Çanakkale’ye doğru genişlettiğini görüyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Çanakkale Boğazı’nda Türk hâkimiyeti Osmanlı- lar zamanında oluşmuştur. 1345’te Karesi Beyliği topraklarının büyük bölümü, Osmanlı topraklarına katılsa da Çanakkale Boğazı üzerindeki Osmanlı hâkimiyeti 1354 yılında Süleyman Paşa’nın Gelibolu Kalesi’ni fethi ile gerçekleşmiştir. Ardından da 1356’da Gelibolu’dan sonra, Tekirdağ’a kadar Rumeli kıyıları fethedilmiştir. I. Murat döneminde Anadolu kıyılarının tamamı Osmanlı hâkimiyetine geçmiş, fakat boğazın tamamen kontrolü Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra, bo- ğazın en dar yerine 1462’de inşa ettirdiği kalelerden sonra gerçekleşmiştir. Boğaz bu tarihten itibaren, hem İstanbul’un savunmasını üstlenmiş hem de Karadeniz – Akdeniz geçişi ile ilgili hâkimiyet planlarının kilidini teşkil ederek sürekli askeri önemini korumuştur.