Asliye Ceza Mahkemesi Görev ve Yetkileri Sulh ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve davanın konusuna girebilecek ceza suçunun yasayla özellikle, asliye ceza mahkemesinin alanında görüleceği belirtilen ceza davalarına bakmakla görevli mahkemedir.
Asliye Ceza Mahkemelerinin Kuruluşu ve Yargı Çevresi
Asliye Ceza mahkemeleri, her ilin merkezinde ve aynı bölgenin iş yoğunluğu göz önüne alınarak yapılacak değerlendirme sonucu belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü üzerine Adalet Bakanlığınca kurulur. Adli teşkilat birimlerinin bulunduğu yerlerde Asliye Ceza Mahkemesinin bulunması ise zorunluluktur. Ağır ceza mahkemesinin aksine asliye ceza mahkemesinde tek hakim bulunmaktadır.
İş durumunun fazlalığı sebebiyle gerekli görülen yerlerde, asliye ceza mahkemesinin birden daha çok dairesi oluşturulabilir. Bu daireler oluşturulduğu takdirde tek tek numaralandırılır. Özel bir kanunda bir başka hüküm bulunmadığı şekliyle mahkemenin, özel bir yoğunluğu ve niteliksel olarak zorluğu söz konusuysa, Hakimler ve Savcılar kurulunun belirleyeceği şekilde daireler arası iş dağılımı yapılabilir.
Kurulan ve iş dağılımı yapılan daireler kendilerine gelen davalara bakmakla mükelleftirler. Asliye ceza mahkemesi dairelerinin oluşturulması veyahut Hakimler ve Savcılar Kurulunun belirleyeceği iş dağılımı kararları resmi gazetede yayımlanır. Hâkimler ve Savcılar Kurulunun belirlediği şekilde işleri, görevleri dağıtılan dairelerde görülmekte olan hali hazırdaki davalar, iş bölümü gerekçesiyle bir diğer daireye gönderilemez.
Ceza mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.
Asliye Ceza Mahkemesinin yargı çevresinin, yani kısacası hangi sınırlar içinde oluşan dava konularına bakacağının belirlenmesinde hali hazırda var oldukları ilin veya yukarıda verilen kurallar çerçevesinde kurulan ilçelerin idari sınırları belirleyicidir. Aynı şekilde o bölgedeki asliye ceza mahkemesine adli bağlılık yönünden bağlı ilçelerin sınırları da aynı yöntemle belirlenir.
Günümüzde sayısı otuzları bulan büyükşehir belediyelerinin bulunduğu yerde kurulan asliye ceza mahkemelerinin yargı çevresi ise; yukarıdaki mantıkla yargı çevresi belirlenmeksizin, Hakimler ve Savcılar Kurulunun görüşleri alınarak Adalet bakanlığının kararıyla belirlenir.
Kuruluşu ve yargı çevresinin inceledikten sonra asliye ceza mahkemelerinin yargı alanlarının değiştirilmesinin veya asliye ceza mahkemelerinin kaldırılmasının gerektiği hallerde nasıl bir yol izlendiğine bakmak gerekirse, şunlar söylenebilir.
Adalet bakanlığı gerekli öneriyi yapmalı ve ardından Hakimler ve Savcılar Kurulu nihai kararı vermelidir. Görüldüğü gibi kuruluşundaki Adalet Bakanlığının rolü ile Hakimler ve Savcılar kurulun rolünün tam tersi geçerlidir.
Bu hem asliye ceza mahkemesinin yargı çevresinin değiştirilmesinde hem de asliye ceza mahkemesinin kaldırılmasında izlenmesi gereken usuldür. Kısacası bir ayrım yoktur.
Asliye ceza mahkemelerinde görülen davalar genelde yaşamda daha sık bir şekilde görülmektedir. Genelde kanunda suç olarak tanımlanmış suçların üst cezai sınırının 10 seneyi geçmediği suçların, asliye ceza mahkemesinin alanına girdiğinin söyleyebiliriz.
Asliye ceza mahkemesinin alanına giren davalar aşağıdaki suçların oluşumu sonrası açılabilecek davalardır.
Bu suçlar ise;
Asliye ceza mahkemesi tek hakimli olduğundan dolayı asliye ceza mahkemesinde duruşma bulunan hakim tarafından yönetilir.(ağır cezalarda üç kişiydi ve mahkeme başkanı yönetirdi.)
Doğal olarak hakim bulunmadan duruşma yapılamaz.
Zabıt katibi ve kanunun gerekli kıldığı hallerde bulunan savunma avukatının bulunması zorunludur.
Hakim çağrılan kişilerin gelip gelmediğini kontrol eder ve mutlaka bulunması gerekenler yoksa duruşma yapılmaz.
Ardından varsa tanıklar sırayla içeri gelir ve tanıklıklarını anlatırlar.
Sanık açısından kimlik tespiti yapılır. Yapılan suçlamaların açıklanması yapılır ve ardından hakları bildirilir. Nihayetinde sorgu kısmına geçilir. Sorgudan sonra, sanığın suçlandığı suçlar hakkında var ise hukuka uyan bir şekilde edilmiş delillerle ispatlanmaya çalışılır. Delillerinin değerlendirilmesi hakinin takdirine kalmıştır fakat hukuka aykırı elde edilmiş deliller hakim tarafından reddedilir.
Ve ardından tüm bu süreci dikkate alarak hakim kararını verir ve tebliğ eder.
Asliye ceza mahkemesinin ara kararlarına karşı itiraz yapılabilir. Diğer ceza mahkemelerinde olduğu gibi itiraz süresi 7 gündür. Bu itirazlarda ise gönderilecek yetkili mahkeme yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesidir.
İstinafta aynı itiraz süresinde olduğu gibi diğer ceza mahkemeleri ile aynı süreye tabidir.
Yani kararın bildirilmesinden itibaren istinaf başvurusu yapılabilmesi için 7 gün içinde hareket edilmesi gerekir.
İtiraz veya istinaf fark etmeksizin diğer ceza mahkemelerinde olduğu gibi asliye ceza mahkemesinde de bu işlem, dilekçe veyahut sözlü beyanın kayıt altına alınması yoluyla yapılabilir.
Fakat unutulmamalıdır ki parasal sınırı 3000 Türk lirası olan ve üst sınırı beş yüz günü geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan verilen, beraat kararlarına karşı istinaf yoluna gidilemez.
Ayrıca kanunlarda kesin olarak yazılan kararlara karşıda istinaf yoluna gidilemez.