İnşaat Dünyası Dergisi, Kasım-Aralık sayısında “Özel Dosya” bölümünde “Akıllı Şehirler, Sürdürülebilir Malzemeler ve Veri Merkezleri”ni mercek altına aldı. İklimlendirme sektörünün öncü şirketlerinden Systemair Türkiye dosyada “Veri Merkezleri” alanındaki çalışmalarıyla yer aldı.
Systemair Türkiye Genel Müdürü Ayça Eroğlu, “Veri merkezlerinin sorunsuz bir şekilde işlemesi ve yoğun enerji sarfiyatına karşı kaynak tüketiminin optimize edilmesi noktasında iklimlendirme sistemlerine büyük bir görev düşüyor. Biz de iklimlendirme sektöründe bugüne kadar pek çok ilke imza atmış teknoloji öncüsü bir şirket olarak bu alana çok ciddi yatırımlar yapıyoruz” dedi.
Systemair olarak faaliyetlerimizi yürütürken, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan sürdürülebilir şehirler ve topluluklar amacını esas alıyoruz. Systemair’in dünya genelindeki 29 fabrikasından ikisi LEED sertifikasına sahip ve bunlardan biri de Systemair Türkiye fabrikası.
‘Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik’ anlamına gelen LEED Gold sertifikasına sahip Dilovası’ndaki yeni nesil fabrikamızda en küçük kanal fanlarından dev klima santrallerine kadar tüm ürünlerimizi Ecodesign’a uyumlu şekilde tasarlıyoruz. Aynı zamanda bina yönetim sistemine yönelik mekanik uygulamaları kontrol edebilecek çalışmaları da hayata geçiriyoruz. Üretim aşamasında yürüttüğümüz sürdürülebilirlik çalışmaları ürün geliştirme aşamasından başlayarak üretim ve tedarik zincirinin tamamı boyunca devam ediyor. Buradaki temel kıstasımız ürünlerimizin çevreye olan yükünü azaltmak. Bu noktada enerji verimliliğini öncelikli hedeflerimiz arasında tutuyoruz.
Akıllı şehirler ve akıllı binalar tüm dünyada olduğu gibi son yıllarda Türkiye’de de önemli bir gündem maddesi haline geldi. Artık bu alana yatırım yapmak bir seçenekten öte bir zorunluluk diyebiliriz. Yakın zamanda bu konuları GYODER’in düzenlediği 17. Gayrimenkul Zirvesi’nde masaya yatırdık. Zirve kapsamında düzenlenen Rotamız 4T (Teknoloji, Tabiat, Toplum ve Tasarım) oturumunda biz de Systemair Türkiye olarak bu rotada hangi katkıları sunabileceğimizi anlattık. Panelde de belirttiğim gibi tasarım tarafında nefes alan binalar konsepti içerisinde sürdürülebilir mimari anlayışının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu noktada hayata geçirilecek nefes alan binaların ise sadece doğru malzeme kullanımına indirgenmemesi, aynı zamanda yaşam döngü analizlerinin de yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Systemair olarak, malzeme seçiminden üretimine kadar geniş bir perspektifte malzemelerimizin enerji verimli olmasını çok önemsiyoruz. Genel anlamda baktığımızda doğayla etkileşimini optimum düzeyde tutabilen, verimliliği maksimize eden, karbon emisyonu düşük, enerji sarfiyatını önleyen, geri dönüşümü yüksek ve yaşam döngüsü uzun iklimlendirme çözümleri geliştiriyoruz. Güneş enerjisi panelleri yatırımı yaptığımız Dilovası’ndaki fabrikamızda ileri teknoloji ile geliştirdiğimiz inovatif ürünlerin karbondioksit emisyonlarını azaltma konusunda artan bir ivmeyle çalışıyoruz. Şirket olarak bu bağlamda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile son bir senede 56 ülkede temin ettiğimiz sistemler, 1.9 Twh enerji tasarrufu sağladı. Bu değer, yıllık 280 bin arabanın ortaya çıkardığı 500 bin ton karbon emisyonuna eşit.
Bina projelerinde kullanılan tüm yapı malzemeleri ve ürünlerin, yapı ömrünün sona ermesine kadar geçen yaşam döngüsü boyunca çevre üzerinde etkili olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla akıllı binalar inşa ederken sürdürülebilir yapı malzemeleri, ürünler ve teknolojilerin seçilmesi kritik önem taşıyor. Bu noktada sürdürülebilir yapı malzemeleri; yapının fonksiyonel ihtiyaçlarını eksiksiz olarak karşılamalı, teknolojik özellikleri ve düşük enerji tüketimi ile öne çıkmalı, geri dönüştürülebilir olmalı, düşük toplam maliyete sahip olmalı, malzeme tasarrufu sağlamalı. Enerji tüketiminin büyük bir kısmını üstlenen iklimlendirme sistemleri ise ekolojik hassasiyete sahip olmalı, hatta yenilebilir enerji kaynaklarını kullanmalı.
Akıllı şehirler ve binaların en verimli şekilde yaşamlarını devam ettirebilmesi için sistemden alınan tüm verilerin korunup işlenebilmesi gerekiyor ve bu da ancak veri merkezleri ile mümkün oluyor. Bugün dünya üzerinde 8 bin veri merkezi bulunuyor. Global veri merkezi pazarı, dünyada 2021’de 216 milyar ABD dolarına ulaşırken pazarın 2027’de 288 milyar ABD doları olması ve her sene yüzde 4,95 büyümesi öngörülüyor. Bu tabloya baktığımızda veri merkezlerinin artık çok kritik bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Öte yandan veri merkezleri pazarının büyümesi bu alanda da enerji tüketimi artışını beraberinde getiriyor. Dünya genelinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 3’ünü, karbon salımının yaklaşık yüzde 2’sini veri merkezlerinin oluşturduğunu ve bu enerji tüketiminin yüzde 36’sının havalandırma ve iklimlendirme sistemleri tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz.
Tam da bu aşamada, veri merkezlerinin sorunsuz bir şekilde işlemesi ve yoğun enerji sarfiyatına karşı kaynak tüketiminin optimize edilmesi noktasında iklimlendirme sistemlerine büyük bir görev düşüyor. Biz de iklimlendirme sektöründe bugüne kadar pek çok ilke imza atmış teknoloji öncüsü bir şirket olarak bu alana çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Dilovası’ndaki fabrikamızda konumlanan veri merkezi test laboratuvarımız 365 Performance Center’da cihazları 365 günlük iklim ve nem koşullarına göre sadece iki günde simüle ederek müşterilerimize ihtiyaçlarına en uygun ve en doğru iklimlendirme sistemlerini sunuyoruz. Tasarladığımız bu sistemlerde metrekare olarak karbon ayak izini ve su şartlandırma ihtiyaçlarını optimize edebiliyor, karbon ve su ayak izi bilgilerini seçim programı esnasında sunabiliyoruz. Son olarak, gerçekleştirdiğimiz projelerde bakım imkânı da sağlıyoruz.