Bankalar için 89/1 Haciz ihbarnamesi Haciz Sırası

İcra İflas Kanunu Madde 89 üçüncü şahıslardaki hak ve alacakların haczini düzenlemiştir. Bu maddeye göre borçlunun üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının varlığı halinde haciz konulmasını ve icra dairesine ödemeyi düzenlemiştir.

– Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında:

Madde 89 – (Değişik: 18/2/1965-538/49 md.)

Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin  kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye    süresi   içinde    itiraz   etmeyen    ve   zimmetinde  sayılan   borcu  icra  dairesine  ödemeyen veya   yedinde  sayılan  malı  icra  dairesine  teslim  etmeyen   üçüncü  şahsa   onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut  bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin  yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri  menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen  süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu  şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. (1)

Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahküm edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.

Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/22 md.) Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.

Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı icra mahkemesine müracaatla değerini üçüncü şahsa ödetmek hakkını haizdir.

(Değişik yedinci fıkra: 2/7/2012-6352/18 md.) Haciz ihbarnamesi, borçlunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bir tüzel kişinin veya müessesenin şubesine veya tüm şubelerini kapsayacak şekilde merkezine tebliğ edilir. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği merkez, tüm şubeleri veya birimlerini kapsayacak şekilde beyanda bulunmakla yükümlüdür.

Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harc ve resme tabi değildir.

Bu madde hükmü,memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır.

(Ek fıkra:6/12/2018-7155/12 md.) Bu madde uyarınca haciz ihbarnamelerinin bildirimi ve bu ihbarnamelere verilecek cevaplar, güvenli elektronik imza kullanılmak suretiyle Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ve bu sisteme entegre bilişim sistemleri üzerinden de yapılabilir. Bu usulle yapılan bildirim tebliğ yerine geçer.

Bu hükme göre üçüncü kişi borçluya ait alacaklarını icra dairesine ödeme zorunluluğu getirilmiştir.  Özellikle  UYAP sisteminin bankalarla entegre edilmiş olması sonrası alacaklıların başvuru yaptığı bu haciz yolunda farklı problem ve çelişki kanımca meydana gelmiştir.  Örnek olarak başka bir dosyadan 01/01/2019 yılında X bankasına yazılan haciz ihbarnamesinin sonrasında banka cevaben borçlunun yedinde herhangi bir malı olmadığını ve doğacak hak ve alacaklarının bilinemeyeceği şeklinde cevap vermektedir. Ancak daha sonra borçlunun banka hesabına 01/03/2019 tarihinde 100.000,00TL tutarında mevduat girişi olsun. Bu mevduat girişinden sonra ise başka bir dosyadan bu hesaba bir 89/1 haciz müzekkeresi gönderildiğinde banka mevduat hesabında 100.000,00TL bulunduğunu ve haciz şerhinin eklendiğini ve daha önce de başka hacizler olduğunu belirterek bu dosyayı daha önce olumsuz cevap verdiği dosyanın sonrasına almaktadır. İşte tam burada en son 89/1 haciz ihbarnamesi gönderen alacaklı haliyle mağduriyet yaşamış bulunmakla birlikte ilk dosyaya haciz ihbarnamesi gönderen alacaklı beklemediği bir sürprizle karşı karşıya ancak ne yazık ki bundan haberi bulunmamaktadır. İşte tam da burada kanunun yanlış yorumlanıp yanlış uygulanması söz konusu olduğu düşüncesindeyim. Nitekim bankanın haciz müzekkere yazılarında cevaben doğacak hakların bilinmemesi sebebiyle haciz uygulayamacağını belirtip daha sonra başka dosyadan haciz yazısı gelince de ilk önceki cevabını hiçe sayıp haciz sırasına alması banka nezdinde bir yanlıştır. Bankanın bu cevap müzekkeresinde yaptığı sıralamaya itiraz edip sıra cetveli yapma hakkının icra müdürlüğünde olduğu düşüncesiyle de talep de bulunduğumuzda kanunun uygulama biçimindeki yanlışlık ile karşı karşıya kalınmaktadır. Borçlar hukuku yönünde sürekli bir alacak hakkının bulunması veya muhtemel bir alacak söz konusu ise işte icra iflas kanunu 89.madde uygulama alanı bulacaktır. Mesela kira alacağı veyahut bankaya iş yapmış bir borçlunun banka ile anlaşması sonrası alacağının vade ile ödeneceği gibi durumda doğacak haklara haciz konulmalıdır. Ancak bilinmeyen bir borcun oluşacak olması şeklinde bir hakkın alacağına haciz konulmasının yerinde olmadığı kanaatindeyim. Bu yazımda ele aldığım isabetsiz karara karşıyaka icra mahkemesinde bir meslektaşımız ele alarak dava açmış ilk derece mahkemesinde davası kabul olmasına karşın Yargıtay 12. Hukuk dairesi 27/06/2012 tarihli 2012 /5507 Esas. 2012/22694 kararında bankalarda doğacak haklarında haczedilebileyeceği yönünde hüküm vermiştir.  Tüm bu bilgiler ışığında bankalarda doğacak alacakların haczinin mümkün olduğunu ve her ne kadar daha sonradan olumsuz bir cevap alınsa da bankalar nezdinde doğacak bir alacakta ilk önceki haczin geçerli olabileceğini söylemek şuan için mümkün görünüyor.