Başarı Testleri

Avrupa da akademik başarıyı test etmek için yapılan ilk yazılı sınavın 1510’lu yıllarda yapılmış olup, ayrı zamanlarda İngiltere’deki Oxford ve Cambirige üniversitelerinde müfredatın kalitesini artırmak amacıyla bir çok başlık altında düzenli olarak başarıyı ölçen testler uygulanmıştır. 1702’de tarih ve coğrafyadan 8, önceliği Latin ve yunan dillerinin aldığı gramerden 6 sorunun yer aldığı koleje kabul ve kolejden mezun olmayı belirleyici tamamıyla, hatırlamaya dayalı testlerin uygulandığı kesin olarak bilinmektedir.

M.Ö. 2200 yıllarında Çinliler’in kamu kuruluşlarında yeterliliği test etmek için ilk sınavları uyguladıkları ise başarı testlerinin tarihçesini ilginçleştiren en önemli gerçektir. Amerika’da 1845’lere doğru ilk ve orta öğretimlerin başarıyı test etmek için uygulanmakta olan yazılı sınavlar 1845’te Bostan Üniversitesinde öğretmenlerin tavsiyesi ve sözlü sınav mantığı yıkılarak uygulanma fırsatı bulunmuş 35 yıl içerinde de başarı ya da başarısızlığı değerlendirip, yüzdelikle gösterilmeye başlanmıştır (McArtur 1987).

Yeni yüzyıla girilmesiyle okul öğretiminin sonuçlarını ölçen ilk standart testler görülmeye başlamıştır. E.L. Thorndike’ın çalışması öncülüğünde bu testler psikoloji laboratuarlarında ölçme ilkelerine göre geliştirildi. El yazısı ve okunma heceleme aritmetik hesaplama ve aritmetik ilişkiler ile ilgili ölçekleri içeren ilk örnekler oluşturuldu başarı bataryalarının oluşturulmasıyla 1923’te Stanford başarı testlerinin ilk baskısına girişildi. Bu yıllarda öğretmenler arasında essey testlerini puanlamada anlaşılmazlıklar yaşanıyordu ve 1930 yıllarında essey tipi testlerin hem testi alan kişi hem de testi uygulayan açısından zaman kaybı olmadığı, aynı zamanda yeni bulunan yöntemler göre daha az güvenilir de olduğunun farkına varıldı.

Buna paralel giden diğer bir gelişme ise eyalet çapında, bölgesel ve ulusal test programlarının geliştirilmiş olmasıdır. Belki de bunların en fazla bilineni (College Entrance Exeminotion Board) üniversiteye giriş sınavı kuruludur. 1947’de ( Council on Educatıon to from Educatıonal Testing Service) Eğitimsel Test Hizmetlerinin Düzenleme Kurulu gün geçtikçe artan test programlarının sorumluluğunu almak üzere kuruluyor. 1956’da ise American College Testing program kuruluyor.

Türkiye’de sistemli test ölçme ve değerlendirme çalışmalarının Binet Simon Zeka Testinin 1915’te Türkçe’ye çevrilmesiyle başladığı söylenebilir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir kararnamesi ile 1953’te kurulan Milli Eğitim Bakanlığı Test ve Araştırma Bürosu’nda ciddi ve kurumlaşmış test geliştirme/uyarlama denemeleri yapılmıştır. Amaç ve işlevleri ararsında test geliştirmenin d olduğu bu merkezde, aynı zamanda test uzmanı yetiştirme, okullarda ve eğitim kurumlarında ölçme değerlendirme alanında danışmanlık hizmetleri götürme gibi çalışmalar yapılmaktaydı (Öner,1997) . Milli Eğitim Bakanlığı Test Araştırma Bürosu 1960 yıllarında ilkokul düzeyinde standart başarı testleri için bu testlerin normlarını hazırlamıştır. Bu proje içinde ilkokul testleri ile ilgili olarak ve her ders içinde (a ) ve (b) takımları olmak üzere toplam 28 takım başarı testi ile Otis Beta Grup Zeka Testinin, A, B,C, Cm ve Dm takımları ile ilkokul ikinci sınıf için TKT 7 – 11 takımı Türkiye’nin her bölgesinden geçirilen 8 bin kişilik bir örnekle uygulanmıştır. Uygulama köy, küçük şehir, büyük şehir, olarak nitelenen yerleşimin merkezlerinde yapılmıştır. Bu zeka testleri ile 28 takım başarı testi ilkokullarda bizzat sınıf öğretmenleri tarafından uygulanmış ve daha önce takip edilen programların türlü başarı standartları çıkarılarak ona göre karşılaştırılmasının yapılması amaçlanmıştır. Fakat bu çalışmalara çeşitli nedenlerden dolayı uygun şekilde yönetilmemiş testler depolarda yığılmış kalmıştır. Daha sonraki yıllarda ise ülkenin okulları için her düzeyde standart testler geliştirme konusu ele alınmıştır (Özgüven, 1995).
Herhangi bir eğitim yada öğretim programının etkisini ölçmek amacıyla düzenlenmiş olan testlere “başarı testleri” denir (Anastasi, 1982). Diğer bir değişle başarı testlerinin öğrencilerin neyi öğrenmiş olduklarını ölçtükleri düşünülebilir. Okullar için daha iyi ve daha uygun sınavlara duyulan istekler, daha güvenilir ve geçerli başarı testleri için insanları araştırmaya teşvik etmiştir. Bir çok öğrencinin okul durumu için öğrencinin edebiyattan, kimyadan, cebirden ne kadar öğrendiğini bilmek önemlidir. Başarı testleri sadece okul durumu için değil okul durumu dışı durumlar içinde geçerlidir. Örneğin: ticari testler işverenin, işe alacağı kişi için “acaba yerleştirileceği konumun gerektirdiği bilgilerden ne kadarına sahip” sorusunun cevabını almasına yardımcı olacaktır (Tyler, 1963).

Başarı testleri ile yetenek testlerini kullanış amaçları yönünden birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Ancak başarı testleri, belirli bir ders veya programdan bireylerin ne derece yararlandıklarını göstermesi bakımından yetenek testlerinden ayrılır. Çünkü yetenek testlerinde daha çok, belirli bir eğitimi gerektirmeyen çeşitli zihin becerilerine ilişkin sorular vardır. Başarı testleri diğer kişilik testlerinden farklı olarak ölçmek üzere hazırlanan niteliği doğrudan ölçmektedir. Örneğin zeka testleri özel yetenek testleri dolaylı olarak bireyin performansına göre yordanan ölçülerdir. Yetenek testleri kontrolsüz ve bilinmeyen öğrenmelerin etkisini ölçerken başarı testleri büyük ölçüde bilinen ve kontrollü durumların etkisini ölçmektedir.

Başarı testleri, yetenek kişilik ilgi ve tutum gibi çeşitli alanlara ilişkin psikolojik testler arasında en yaygın olarak kullanılan testlerdir. Bu konuda Buros (Akt:Özgüven, 1995) Sekizinci Zihinsel Ölçümler Yıllığı’nda sadece standart başarı testleri olarak çeşitli konularda hazırlanmış 350 kadar test olduğunu belirtmektedir.
Günümüzde başarı testleri, bireylerin akademik özgeçmişlerinden ne derecede yararlandıklarını göstermesi bakımından başarıların değerlendirilmesi amacı ile kullanıldığı bireylerin gibi gelecekteki başarılarını yordama amacı ile de kullanılmaktadır. Buradaki temel sayıltı bireylerin geçmişteki yaşantılarından yararlanmış olmanın gelecekteki akademik yaşantılarında yararlanacaklarına ilişkin ip uçları vermesinden kaynaklanmaktadır.