BASF, “sürdürülebilir gelecek için kimya yaratan” bir dünya devi. Bu dev şirket, dünyada 150 yıldan fazladır çok çeşitli sektörlerde çözümler sunuyor, tarım sektöründe de büyümesini sürdürüyor. Çiftçilerin mahsulünü koruyarak verim ve kaliteyi artırmak için geliştirilmiş çözümler ile onlara yardım eden BASF, son zamanlarda gerçekleştirdiği satın almalarla adından söz ettiriyor. BASF Bitki Koruma Türkiye & İran Ülke Müdürü Sayın Bert Ralf Ottens ile şirketi, satın aldıkları ilave iş birimlerini, Türk tarım sektörüne sağladıkları katkıları ve hedeflerini konuştuk.
BASF yenilikçi ürünleriyle sürekli fark yaratan bir firma. Bize BASF’nin dünyadaki operasyonlarından bahseder misiniz?
BASF’nin başarı hikâyesi 1865 yılında Rhine, Ludwigshafen’de başladı. Orada üretilen ürünler dünyada neredeyse her yere satılıyor. Bugün, BASF, farklı ihtiyaçlar için farklı sektörlerde geniş bir alanda faaliyet gösteren, dünyanın lider kimya şirketidir. Ayrıca, BASF bünyesindeki tarım ile ilgili çözümlerin bulunduğu bölümün tarihi 1900’lü yılların başlarına dayanıyor. O günlerde Haber-Bosch Süreci ve “Gübre Çağı” inovasyonları dünya tarımını derinden etkiledi. 1900’lü yıllar itibariyle dünya nüfusu çok hızlı arttığı için yeterli tahıl, sebze ve meyve yetiştirmek için daha fazla gübreye ihtiyaç vardı. Organik gübreler zamanla daha sınırlı bulunmaya başladı. Büyük bir girişimcilik riski ve büyük bir azimle, BASF bu soruna bir çözüm geliştirdi ve dünyanın ilk azot tesisini 1913 yılında işletmeye başladı. Haber-Bosch sürecinin azot sentezi için ilk başarılı operasyondan yalnızca bir yıl sonra BASF Ludwigshafen tesisinden 12 km uzaklıktaki Limburgerhof / Almanya’da bulunan tarım merkezi 1914 yılında kuruldu.
Ek olarak, BASF’nin bitki koruma ürünleri mantar hastalıkları, böcekler ve yabancı otlara karşı korumasıyla da ürün verimini güvence altına alıyor. Firmanın ilk herbisiti U46, 1949 yılında piyasaya sunuldu ve bunu pek çok yenilik takip etti. Yeni sınıf strobilurinlerden olan fungisitlerde buna yeni bir örnektir. Bunların arasındaki ilk ürün piyasaya 1996 yılında sunuldu ve bunu da 2002 yılında F 500 takip etti.
BASF tarım ile ilgili çözümlerin bulunduğu birimiyle, toplumsal beklentileri ve ihtiyaçları da dikkate alarak tarımsal üretimlerin kalitesini, verimini iyileştirmek için küresel olarak çiftçiler ile birlikte çalışıyor. Bunu başarmak için de BASF, küresel olarak inovasyona sürekli yatırım yapıyor. 2017 yılında, BASF, araştırma ve geliştirme için Bitki Koruma Bölümüne 507 milyon Euro yatırım yaptı. Ayrıca tüm bu AR&GE yatırımlarına bağlı olarak, BASF tarım ile ilgili çözümlerin bulunduğu birimiyle 2017 yılında tüm dünyadaki satış rakamlarını yükseltti. 2017 sonuçlarına göre dünyadaki hacim büyümesi nedeniyle satışlarda bir artış gördük. 2017 sonunda, tarımsal çözümlerin küresel satışları 5,6 milyar Euro olarak duyuruldu. Avrupa’da, 2017 yılında satışlar 25 milyon Euro artarak 1.9 milyar Euro olarak gerçekleşti.
BASF Türkiye ile ilgili olarak ise; Türkiye’de ilk satışını 1880 yılında yapmış olan BASF, 137 yıllık bir tarihe sahiptir ve ayrıca Türkiye’de pek çok farklı sektöre ürün ve çözümler sağlamaya devam ediyor. BASF Bitki Koruma da söz konusu iş birimlerinden bir tanesi olarak Türkiye’de başarılı bir şekilde faaliyetlerine devam ediyor.
BASF Bitki Koruma Türkiye’de, şu anda 8 satış bölge ekibiyle yoluna devam ediyor. Müşterilerine en iyi hizmeti sunabilmek için tüm iş fonksiyonlarına yerel olarak, Türkiye’de devam ediyor. Türkiye birçok fırsatı barındırıyor ve oldukça parlak bir gelecek vaat ediyor. Bu yüzden de insanlara ve yeni ürünlere yatırım yaparak müşterilerimize sunduklarımızı daha da geliştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye pazarına ve çiftçilerimize inanıyoruz, güveniyoruz. Bu müthiş ülke yatırımlar için sağlam temeller sunmaya devam edecek. Gelecekteki zorluklara göğüs germek için tarım endüstrisini geliştirmeye devam ettirmesi Türkiye için önemlidir. BASF de bu yolculuğun bir parçası… Çeşitlilik arz eden tarımsal araziler pek çok gelişim ve yatırım alanları sunmaktadır. Farklı mahsul segmentlerinde Türkiye bir liderdir ve bunu bu şekilde korumak önemlidir. Bu da yalnızca sürekli gelişmekle başarılabilir. Fındık üretimi bunun iyi bir örneğidir. Türkiye dünya lideridir ve fındık üretim alanlarını bu şekilde korumak çok önemlidir. Çiftçileri daha rekabetçi kılmak için üretim sistemleri ve bilimsel tarım uygulamalarında yatırımlara ihtiyaç var. BASF ve iş ortakları mahsulü koruyarak verim ve kaliteyi artırmak için geliştirilmiş çözümler ile çiftçilere yardım ediyorlar.
BASF, BAYER’den ilave iş birimlerinin ve varlıkların alımı için bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmada hangi ürünler alındı? BASF bu yeni ürünler ile ilgili dünyada ve Türkiye’de nasıl bir strateji belirleyecek?
Nisan 2018’de duyurulan son anlaşmayla birlikte BASF, Bayer’den Ekim 2017’de yapılan anlaşmaya ek olarak, ilave iş birimlerinin ve varlıkların alımı için anlaşmaya vardı. Genişletilen kapsam dahilinde:
− Bayer’in tüm sebze tohumu bölümünü yönettiği küresel ticari marka olan Nunhems®,
− Poncho®, VOTiVO®, COPeO® ve ILeVO® markaları altında satılan tohum ilaçlama ürünleri,
− Hibrit buğday için AR&GE platformu ve
− xarvioTM isimli teknoloji harikası dijital tarım platformunun tamamı yer alıyor.
Anlaşmanın kapanışında belirli düzenlemelere tabi olarak, ilave iş birimleri ve varlıklar için tamamı peşin satın alma kapsamında BASF, 1.7 Milyar Euro ödeyecek. 2017 yılının tamamı için söz konusu iş birimlerinin satış hacmi yaklaşık 745 milyon Euro civarıdır.
Bu satın alma BASF ve Bayer arasında 13 Ekim 2017’de imzalanan anlaşmaya bir ilavedir. BASF Ekim 2017’de imzalanan anlaşmayla birlikte, Bayer’in tohum bölümünün (tarla bitkileri) ve seçici olmayan herbisit iş kolunun önemli bir kısmının satın alınmasına ilişkin bir sözleşme imzalamıştı. Bu anlaşmayla birlikte seçili ülkelerde portföye önemli ilaveler olması ve BASF’nin tarıma, inovasyona ve uzun vadeli büyümesine olan bağlılığını artırması planlanıyor. Daha önce açıklanan satın almanın fiyatı, işlemin kapanışında belirli düzenlemelere tabi olarak 5,9 milyar Euro olarak açıklanmıştı. Bu satın alma ile BASF Türkiye’de de bitki koruma portföyümüzü güçlendirmenin yanı sıra ve tohum ticaretine girerek çiftçiler için daha da önemli bir partner olması planlanıyor.
Şimdilik bu kadar detay verebiliyoruz. Başka detaylar vermemiz için henüz erken. Ayrıntılar anlaşmanın sonuçlandırılmasından sonra ve zamanı geldiğinde daha sonra duyurulacak.
BASF, Türkiye’de çiftçiler ile nasıl bir çözüm ortaklığı yapıyor?
Çiftçiler bugün pek çok zorluklarla karşılaşıyorlar. Çiftçiler, dünya nüfusu arttıkça aynı büyüklükteki tarım arazisinde daha fazla gıda yetiştirmek zorunda kalıyorlar. Ekolojik sistemdeki hassas dengeyi bozmadan zararlılara ve hastalıklara karşı ürünlerini korumak zorundalar. Ayrıca gelecek nesiller için toprağı korumak da son derece önemli. Tarım, dünyanın en büyük işi – bu yüzden sürdürülebilir tarımı geliştirmek için yürütülen çalışmaların önemli bir destekçisiyiz.
Çalışanlarımız ile birlikte, sürdürülebilir tarım için çözümler yaratıyoruz, böylece çiftçiler için pazarlanabilir, verim sürekliliğini artıran tarımsal çözümler sunuyoruz. Bitki korumanın ötesinde de inovasyonun katkısıyla sunduğumuz çözümleri çoğaltıyoruz. Farklı ürün çeşitleri ve işbirliklerinin yanı sıra son dönemde duyurulan yeni satın almalar da sunduğumuz çözümlerin değerinin artacağının göstergesi.
BASF ciddi anlamda Ar-Ge çalışması yapan bir kurum. Bu, Ar-Ge kapsamında önümüzdeki yıl hangi spesifik ürünleri sunacak?
BASF küresel bir araştırma ağı kurarak, daha sürdürülebilir tarım için tüm kıtalar ve iklim bölgelerinde farklı mahsuller üzerinde uzmanları ve bilim adamlarıyla farklı araştırma merkezlerinde çalışmalar yürütüyor. Almanya Limburgerhof’da bulunan BASF Tarım Merkezi, dünya çapında bitki koruma faaliyetlerimizi koordine ettiğimiz yerdir. BASF ayrıca insektisit araştırmalarının çoğunun yapıldığı ABD Kuzey Carolina Reseacrh Triangle Park’da bulunan bir araştırma merkezini de işletiyor. Asya Pasifik’teki araştırma merkezimiz ise, Hindistan / Mumbai’de BASF’nin İnovasyon Kampüsünde yer alıyor.
Araştırma merkezi ağımız kıtalar ve iklimler arasında köprü kurmaktadır, bunun anlamı ürünlerimiz, doğal yetiştirme koşulları altında tüm dünyadaki lider ürün yetiştirme alanlarında geliştirilebilmektedir. Ürün çeşitliğimiz kapsamında tahıllar, mısır, soya ve yağlı tohumlardan meyve yetiştiriciliği ve bağcılık, ormancılık, çim yönetimine kadar ve hatta sebze ve süs bitkilerini de kapsamaktadır. Ayrıca, BASF Tarım Ürünleri Deneme istasyonları ABD, Brezilya, İspanya, Almanya, Hindistan ve Filipinler de bulunmaktadır. Moleküllerin çiftçilerin kullanabileceği bir bitki koruma ürünü haline gelebilmesi için doğru molekülü bulana kadar tam 100.000 molekülün denenmesi gerekiyor. Laboratuvarlarımızda biz buna 1’e 100.000 kuralı diyoruz ve bir ürünün son haline gelmesi için 200 milyon Euro’luk bir yatırım ve 10 yıl gerekli olabilir. Aynı zamanda yeni bir molekülün bitki koruma ürünü olabilmesi için 800’den fazla gerekliliği yerine getirmek gerekir. Verimi artıran, çevreye zarar vermeyen ve gıda güvenliğini sağlayan ürünler geliştirmek için laboratuvar ve tarla koşullarında yoğun test ve denemeler yapmak son derece önemlidir.