Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu
Kanunumuza göre başkasının kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu , kişinin suçu işlerken ceza almamak için adalet sistemini yanıltıcı bir yöntem olarak belirtilmektedir. Eğer kişi bir başkasının kimliği ile hırsızlık, cinayet, soygun ya da herhangi bir suç işlerse, kendisi yerine kimliğini kullandığı kişi suçlu duruma düşmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nda 5237 sayılı kanun ve 267. Maddeye göre başkasına ait kimlik ve kimlik belgesinde bulunan bilgilerin kullanılması bir bakıma kimliği kullanılan kişiye iftira atma suçunu da beraberinde getirmektedir. Buna göre 268. Maddede belirtilen iftira suçuna da atıfta bulunulmaktadır.
Başkasına Ait Kimlik veya Kimlikteki Bilgilerin Kullanılması Suçunda Kanuni Düzenleme Nasıl Yapılmaktadır?
5237 sayılı kanunun 267. Maddesi uyarınca başkasına ait kimlik veya kimlikteki bilgilerin kullanılması suçu yine aynı sayılı kanunun 268. Maddede bulunan iftira suçuna atıf yapılarak belirtilmiştir. Buna göre başkasına ait kimlik veya kimlikteki bilgilerin kullanılması suçunda kanuni düzenleme yapılarak suçu işleyen kişinin suçu ile bağlantılı olarak hakkında soruşturma ve takibat yapılması karara bağlanmıştır. Bu karara göre başkasının kimliğini kullanarak suç işleyen kişi, suçu işleyip de yakalanırsa başkasının kimliğini vermesi durumunda suçlu duruma düşmesi kararı kanunda düzenlenmiştir.
Avukat detayları aktarırır ancak; Suçun ceza bulması için muhakkak failin, suçu başkasının kimliği ile yaptığını göstermesi gereklidir. Aynı zamanda yargı organlarının soruşturma ve yargılama yapılırken yanlış kimlik beyanında bulunmak da sahtecilik suçunu oluşturmaktadır.
Başkasının Kimliği veya Kimlik Belgesindeki Bilgilerin Kullanılması Suçunun Unsurları Nelerdir?
Yargıtay tarafından belirtilen başkasının kimliği veya kimlik belgesindeki bilgilerin kullanılması suçunun unsurları için bazı fiillerin gerçekleştirilmesi gerekir. Yani kişinin işlediği suç yüzünden soruşturmaya ve takibata alınmaması için başkasının kimliğini görevlilere ibraz etmesi gerekmektedir.
Başkasına ait kimlik ve bu kimliğe ait bilgilerin kullanılmasında hem maddi hem de manevi unsurlar ön plana çıkar. Başkasına ait kimlik ve kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için suçu işleyen kişinin işlediği suçun sebebi ve suçu işlemesiyle beraber kendi kimliğini saklaması gerekir. Böylece başkasının kimliğini kullanarak hem yetkili mercileri yanıltmak hem de kimliğini kullandığı kişiye iftira atma suçu ile karşı karşıya kalınacaktır.
Bir başka deyişle manevi unsurun oluşabilmesi için suçu işleyen kişinin asıl maksadının yanında işlediği ya da işleyeceği suçun oluşmasıyla kendisi hakkında soruşturmanın ve takibatın yapılmamasını sağlamış olması gerekmektedir.
Başkasına Ait Kimlik Belgesinin Kullanılması Suçunun Cezası Nedir?
Kanuni düzenlemeyle birlikte Türk Ceza Kanunu’nun 267 ve 268. Maddesine göre başkasına ait kimlik bilgilerinin ve kimliğin kullanılması cezasıyla iftira suçu cezası aynı olmaktadır. Buna göre başkasına ait kimlik belgesinin kullanılması suçunun cezası için Türk Ceza Kanunu’nun 267/1. Maddesi öngörülür. Bu maddeye göre suçun mağduru kişi, ilgili makamlara yaptığı ihbar ve şikâyet sonrasında suçu işleyen kişinin 1 ila 4 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını sağlayabilir.
Eğer işlenen fiil, iftira suçunun yanında maddi eser ve delillere karşı iftira şeklinde ise verilecek ceza, kanunun 267/3. Maddesi ve 268. Maddesine atıf ile verilen cezanın yarısı oranında artırılabilir. Türk Ceza Kanunu 267/5 maddesi ve 268. Maddesine atıf ile eğer mağdurun masumiyeti anlaşılmış ancak bu süre içinde mağdurun ağır müebbet hapis cezası ya da müebbet cezası alması, failin sorumlu tutulmasını sağlar ve cezası ise 20 ila 30 yıl arasında değişir.
Başkasına Ait Kimlik ve Bilgilerinin Kullanılması Suçunda Etkin Pişmanlık Var mıdır?
Suçu işleyen kişi iftara suçuna ait başkasına ait kimlik ve bilgilerinin kullanılması suçunda etkin pişmanlık tan yararlanabilir. Suçlu kişi, mağdur ettiği kişi hakkında henüz adli ve idari soruşturma başlamadan, attığı iftirayı itiraf etmesi halinde, kanunun 269/1. Maddesine göre verilecek cezadan beşte dört oranında ceza indirimi yapılır.
Kanunun 269/5. Maddesine göre eğer kişi basın ve yayın organları yoluyla iftira etmişse ve pişmanlık yasasından yararlanmak istiyorsa yine aynı şekilde basın ve yayın organlarını kullanarak bu pişmanlığını göstermelidir.