Bazı kelimeleri negatif anlamlarla bağdaştırıyoruz. Bunlardan biri “tartışma” kelimesi, tartışma denince akla ilk olarak ayrı fikirlere sahip iki insanın birbirine sinirli sinirli bağırması, havada uçan bir vazo veya kısık gözlü bakışlar geliyor. Bu kelime aslında tartmak kelimesinden türetilmiş, bir konuyu evirip çevirmek, incelemek demek. Aslında negatif bir anlamı yok. Birlikte herhangi bir konuyu kavga etmeden tartamaz mıyız yani?
Bu tür kelimelere başka bir örnek ise “bencil” kelimesi. Bencil bir insanı aklınıza getirin desem, gözünüzün önüne kendini hayatının gayesi yapmış ve kendi için çalışan biri gelir. Diğerlerini düşünmeyen, hatta umursamaz biridir belki bu insan. Kendisi için diğerlerini kullanan, son pasta dilimini sormadan yiyen, istediği şarkıyı bangır bangır çalan, hayatın ana kahramanı kendi olduğu için yan karakterlere terör estiren biri. Eminim ki aklınızda birkaç isim veya sima belirmiştir; çünkü herkesin hayatında böyle biri vardır. Bu kişinin siz olabileceğinizi söylesem ne dersiniz peki?
Kabul etmesi zor olabilir ama ben, bencilliğin o kadar da kötü bir şey olmadığı kanaatindeyim. Bu fikri içselleştirme serüvenim babamın önerdiği muazzam bir kitap ile başladı: Mark Twain “İnsan Nedir?” Twain bu kitabında “bencillik insan doğasının bir parçasıdır” diyor ve her yaptığımızın bir şekilde kendi faydamız için olduğunu öne sürüyor. Peki ya yardım etmek? Yardım ederken kendini düşünmez ki insan!
Mark Twain, yardım etmenin de bencillik barındıran bir davranış olduğunu söylüyor, tam olarak ne kast ettiğini anlamak için isterseniz küçük bir örnekle devam edelim: Sokakta yürürken çamur içinde kalmış, cılız mı cılız bir kediyle karşılaşıyorsunuz, kedinin bakışlarından âdeta yemek için kıvrandığını anlıyorsunuz, sizin yanınızda da restoranda yediğiniz yemekten artan, paket yaptırdığınız birkaç et parçası bulunuyor. Dayanamıyorsunuz ve kedinin yanına doğru yaklaşıp ona etinizin bir parçasını veriyorsunuz.
Bu senaryoda bencillik geçerli olamaz değil mi? Mark Twain, bu masum mu masum görünen durumun bile bencillik barındırdığını söylüyor. Orada mama veren kişi bencil oluyor çünkü bunu tam farkındalıkla yapmasa bile o mamayı vermesinin sebebi: Akşam eve gittiği zaman vicdan azabı çekmeden mışıl mışıl bir uyku aracılığıyla dinlenebilme arzusu.
Bir canlının ihtiyacını karşılamak, hediye vermek gibi şeyler her ne kadar kendi isteklerimizi göz ardı edip diğerlerini düşündüğümüz için yaptığımız şeyler gibi gözükse de aslında bizim psikolojik sağlığımıza ve daha yaşanabilir bir ortamda var olmamıza yol açıyor.
İnsanlara nazik davranmak da içten içe sevilmek, ait hissetmek, güvende hissetmek ve belki de nezaket görmek için olabilir mi?
Eminim ki zamanınızı paylaşmayı seçtiğiniz insanlarla ilk tanıştığınızda aklınızdan asla böyle bir şey geçmemiştir. İlişkilerimizi bu gözlüklerle incelemek çok karamsar ve pesimistik olur zaten. Aynı zamanda bu, paylaşmanın arkasındaki güzelliği yitirmemize de neden olabilir. Konuya biyolojik açıdan baktık ve hâlihazırda doğal bir şekilde ve hesapsızca yaptığımız eylemlerin aslında hayatta kalmamıza ve yaşantımızı kolaylaştırmaya hizmet ettiğini anladık.
İnsan sosyal bir varlık ve izole bir şekilde yaşamak hem insan psikolojisi için hem de hayatın idame etmesi için çok zor, hayatı yaşamaya değer kılan şeyler: Ailemiz, arkadaşlarımız, âşkımız, kısacası ilişkilerimiz. Tabii ki bir de tüm ilişkilerde karşılıklı nezaket.
Aslında bencillik doğamıza ters düşen bir şey değil, yaşadığımız çoğu şeyin sebebi evrime ve gerekliliğe dayanıyor, bencillik de bunun bir parçası. Her zaman sadece diğerlerini düşünemeyiz, ya da yaptığımız her şeyi başkaları için yapamayız; aksi halde hayatta kalamazdık, hatta yaşamın devamlılığı zorlaşırdı. Çevremizdekileri ne kadar sevsek de bu hayata baktığımız gözler bizim gözlerimiz ve yaşamımız son bulana kadar içinde yaşayacağımız beden de bizim bedenimiz; yaptıklarımızın çoğu tabii ki bizim faydamız için olmalı!
Bu konuyla ilgili vardığım kanı şu oldu: Yaptığımız şeylerin bencil bir motivasyonla olup olmaması, yaptıklarımız çevremizdekileri pozitif yönleriyle etkilediği sürece önemli değil. İstediğiniz kadar bencil olun, ben olmak en doğal hakkımız nasıl olsa, ama mutluluğu yayın…
Not: Bencillik konusunu şimdilik burada bırakıyorum ama bu konu zihnimde başka bir soru oluşturdu: Bir insanın iyi veya kötü olması niyete mi bağlıdır yoksa önemli olan niyetten bağımsız bir şekilde yaptıklarının yarattığı etki midir? Siz ne düşünüyorsunuz?
Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Beni Ben Yapan Diğer Tüm Benler