BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ (BAP) BİLGİ SİSTEMİYLE
ÇOK SAYIDA AKADEMİSYEN SORUNSUZ PROJE ÜRETİMİNİN CAZİBESİNE KAPILARAK
PROJE ÜRETİR HALE GELECEK
“Türkiye Ekonomisi” denince ilk akla gelen isimlerden birisi Prof. Dr. Aziz Konukman. Ancak o iktisat profesörü olmasının haricinde örgütsel yanıyla da adından sıkça bahsettirmişti. Geçmişte bir kamu kuruluşu olan İller Bankası’nda Yönetim Kurulu Üyeliği, Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezi’nde Danışmanlık ve Türk-İş Genel Merkezi’nde Araştırma Müdürlüğü görevlerinde bulunan Konukman, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği’nin yönetiminde de görev almış ve Eğitim Sen’ in Fakülte temsilciliğini de yürütmüştü.
Prof. Dr. Aziz Konukman ile Ondata Kurucu Genel Müdürü Osman Yalçın bir öğle yemeği davetinde bir araya gelerek hem ülke ekonomisinden hem de örgütsel yapılardan dem vururken aynı zamanda bilişim sektörünün örgütlü yapılar ve öğretim üyeleri üzerindeki etkisinden de konuştular. İşte o keyifli söyleşiden bazı kesitler:
Osman Yalçın: Sendikacılık gerçekten ciddi bir sorumluluk. Bu yüzden ilk sayımızda ilk masaya yatırdığımız konu sendikacılık oldu…
Aziz Konukman: Sendika, emekçilerin çalışma yaşamına ilişkin sorunlarına çözüm bulmak, ortak çıkarlarını ve haklarını korumak, geliştirmek için kurdukları örgüttür. Bu yüzden de elbette son derece büyük bir öneme sahiptir. Bu örgüt diline, dinine, mezhebine, rengine, etnik kimliğine, siyasi görüşüne bakmaksızın bütün emekçileri kapsayan bir kitle örgütüdür. Bu örgüt, aynı zamanda emekçilerin ekonomik ve demokratik örgütüdür.
Osman Yalçın: Sendikacılığı bilmek, gerçekten işi üstatların yapması ayrı bir şey ama bir de sistematik durumlar var. Sözgelimi binlerce üyeden birinin kan grubunu o an öğrenmek gerekti diyelim. Evrak karıştırarak bulunmaz ki… Ve bu da hızlı hizmet verme noktasında çok önemli aslında.
Aziz Konukman: Sendikada aktif görev aldığım dönemlerde danışmanlık ve araştırma müdürlüğü ve işyeri temsilciliği gibi görevler üstlendim. Bu görevlerden sadece işyeri temsilciliği bir sendikal sorumluluk getiriyordu. İşyerinde sendikal üye sayısının çok sınırlı bir düzeyde olması nedeniyle, ben çok fazla sorun yaşamadım. Ama elbette binlerce üyesi olan bir örgüt yapısında işleri sorunsuzca yürütebilmek oldukça güç. Toplu İş Sözleşmeleri için masaya oturup istediğini alarak masadan kalkan taraf olmakla bitmiyor tabi işler. Bu güçlüğün haricinde büyük bir örgütü sistematik olarak düzenleme zorluğu da mutlaka var.
Bir de tabi içinde bulunduğumuz küreselleşme sürecinde, sendikaların ciddi boyutlarda üye kaybediyor olması dikkat çekilmesi gereken önemli bir konu. Sendikaların toplumsal dayanışma içinde olması gereken, diğer örgütlü toplumsal kesimlerle olan bağı her geçen gün zayıflıyor. Hem üye kaybını önleyebilmek ve yeni üye kazanımlarını sağlayabilmek hem de sözünü ettiğimiz toplumsal dayanışma bağlarını yeniden kurabilmek için yeni mücadele yöntemleri bulunmak zorundadır. Sosyal ağlar ve internet ortamındaki geniş teknolojik olanaklar, bu açıdan sendikalara büyük fırsatlar sunmaktadır. Sendikalar, bu fırsatı değerlendirmelidirler.
Osman Yalçın: Firmamız Ondata Bilgi Teknolojileri tarafından yazılımı gerçekleştirilmiş olan Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Bilgi Sistemi ile üniversitenizde yaptığınız çalışmalarda çok rahat etmeniz mümkün. Biz bu sistemi Ankara Üniversitesi’ne kurduk. Şimdi Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyelerinin, girdikleri projeler öngörü listelerinde hemen sisteme girer girmez üniversitelerin proje bölümüne gidiyor. Bu aşamalarda sistemle beraber kolayca hakem, yardımcı hakem vs atanabiliyor. Proje sorumlularına rahatlık sunuluyor. Hatta en son vezneye gitmesi ya da kabul için stratejiye gitmesi gibi konularda da büyük kolaylıklarla proje işi yürüyor. Üniversitenizde böyle bir kolaylık sağlayan sistem ister miydiniz? Bu sistemin olması durumunda işleriniz kolaylaşır mıydı?
Aziz Konukman: Sözünü ettiğiniz kolaylık sağlayan sistem hiç kuşkusuz üniversitemiz için çok gerekli. Bizde de olsa eminim çok faydalı olurdu. İktisatta Say Yasası olarak bilinen yasa şöyle ifade edilir: “Her arz kendi talebini yaratır” Sözünü ettiğiniz sistem üniversitemize kurulduğunda, kuşkunuz olmasın benim gibi çok sayıda akademisyen sorunsuz proje üretiminin cazibesine kapılarak proje üretir hale gelecektir. Projeler bu sistem sayesinde sorunsuz yürütüldükçe, sisteme olan talep her geçen gün giderek artacaktır. Yani Say Yasası hükmünü gösterecektir.
(İrem Nurgül Durmuş)