BİZ O BAŞYAPITI BEKLİYORDUK

PROF. DR. IKE AHMED, SVT VE ALTIN ORAN TEKNOLOJİSİNE SAHİP OLAN ACRIVAUD TRINOVA PRO C PUPIL ADAPTIVE ® GÖZ İÇİ LENSİNİ DÜNYANIN BAŞYAPITLARINDAN BİRİ OLMAYA ADAY OLARAK DEĞERLENDİRDİĞİNİ BELİRTEREK LENS İLE İLGİLİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ÇALIŞMALARI ÖZETLEDİ.

Pandemiyle birlikte hem kendimizi hem de hastalarımızı daha yoğun bir şekilde dijital dünyanın içinde bulduk. Büyükanne ve büyükbabalarımız dahil herkes dijital dünyada buluşuyor. Genelde orta ve yakın mesafelerde iş yapıyoruz ve çok uzun süreler bilgisayar, tablet, cep telefonlarının ekranlarına bakıyoruz. Her mesafede net görüş isteği ise doğru göz içi lens seçimi ve hasta beklentilerinin karşılanması açısından önemli ve aynı zamanda kompleks bir konu.

HER MESAFEDE DENGE

Her mesafede görüş ihtiyacının karşılanmasına yönelik istekler, lens seçimini de karmaşıklaştırıyor ve titizlik gerektiriyor. Katarakt, refraktif ve presbiyopi tedavisinde
doğru göz içi lensini seçme ve hasta beklentilerini karşılama konusunda her zaman bir denge olmalı. Artan görüş aralığını en iyi şekilde dengelemeye çalışıyoruz ama bu sefer ışığı potansiyel olarak manipüle ettiğimizde ne olur? Bu konuda bazı risklerimiz var ve bu riskler arasında kontrast duyarlılığı kaybı ile hareler ve parlama gibi yan etkiler bulunur; yalnızca bu iki nedenden dolayı geçmişte çoğumuz, bu teknolojileri geniş bir hasta yelpazesine gerçekten sunma konusunda isteksiz davranmıştık çünkü tabii ki biz o şaheseri arıyorduk. Dengeli olarak ihtiyaçları karşılamak için o mükemmel teknolojik düzenlemeyi bekliyorduk ve sanırım şimdi sizinle paylaşabileceğim çok daha iyi cevaplarımız var elimizde. Konu
muhtemelen en iyi Altın Oran ile özetlenir. Güzel doğal asimetriyi yakalama yeteneği.
Buna “GİL teknolojisinde Altın Oran” diyeceğiz.

KANAGAWA’NIN BÜYÜK DALGALARI’NI ÇAĞRIŞTIRIYOR

Hokusai Katsushika’nın şaheseri Kanagawa’nın Büyük Dalgaları isimli tablosu, Japonya’nın en çok bilinen popüler sanat eseridir. Fuji yanardağı arka planda resmedilmiştir ve klasik eser olarak dünya tarihindeki yerini korur. Oftalmolojide ve optikte de biz her zaman ışığın dalga ve parçacık teorisi hakkında konuşuruz, ışık dalgaları ve halkaları optik açısından büyük öneme sahiptir. İki veya çok odaklı GİL teknolojilerinde, dalgaları bükmek ve ışığı kırmak için kırınım ağları ve mercekler kullanıyoruz. Bu kavram dalgalı bir yapı barındırıyor. Farklı lenslerde kırınım ızgaraları bulunuyor ama hepsi aynı olmuyor.
Fikir şuydu: “Daha iyi bir kırınım tasarımı daha iyi bir yüzey yaratabilir miyiz?” Bunun cevabı ise Sinusoidal Vision Technology’dir (SVT ®). Geleneksel lenslerde bulunan klasik
blazed, kinoform veya testere dişi kırınım desenlerindeki keskin kenarları fark edebilirsiniz, bu elbette iki odaklılık yaratıyor ancak ışık saçılması ve disfotopsiye sebep olur, kontrast ve ışık kaybına da neden olmakta. Yumuşak sinüzoidal kırınım deseni ile oluşan dalga cepheleri ise çok farklı, işte AcrivaUDTrinova Pro’nun çok etkileyici olduğunu düşündüğüm yönü de budur, çok farklı bir modülasyonu var. Sinüzoidal gradyandaki farka bakarsanız kırınım derecelendirmesi çok farklıdır, pürüzsüz yüzeyler optik yüzeyinde tanımlanır ve keskin kenarlardan tamamen farklı bir tasarımdır.

TÜM YÜZEY KESİNTİSİZ GÖRÜŞE KATKI SAĞLAR

Sinüzoidal kırınım doğada etrafımızdadır. Sinüs dalgasını hepimiz biliyoruz. Yağmur yağarken tekne gezintisi yapanlar, sinüzoidal kırınım dalgalarının her yerde olduğunu fark
eder. Bu doğadan ilham alınarak gerçekleşen sinüzoidal dalga cephesinin özel profili sayesinde yüzeyin farklı kısımları farklı odak mesafelerine katkıda bulunuyor. Yüzeyin dış
kısmında odak yakın, yüzeyin iç kısmındaki odak uzaktır ve bu dağılım sayesinde tüm
yüzey ara mesafe görüşe katkıda bulunur, bence bu odak noktalarının her biri için oluşan enerji miktarını hesaplayabiliriz ve bu çok çok zekice olur. Trinova Pro’nun gizli tarifiyle, bu enerji miktarı optimize edilmektedir. Yan etkileri bertaraf etme yeteneği olan bu optimizasyon, görüş devamlılığını güçlendiriyor.

IŞIK KULLANIMI

Mona Lisa aşina olduğumuz bir diğer başyapıt. Leonardo Da Vinci bir dâhiydi. Tabloda ışık ve renklendirmeyi gerçekten harika kullanmış ve bu yönüyle Mona Lisa tüm zamanların sanatında en önemli eserlerden biri olmaya devam ediyor. Lensin performansında da ışık çok önemlidir. Bir göz içi lensinde mümkün olduğu kadar az ışık kaybetmek arzulanır. Sinüzoidal yapıda çok daha az ışık kaybı var ve aslında doğal insan merceğine çok yakın, doğal mercek yüzde 95 ışık iletimi, Trinova Pro yüzde 93 ışık iletimi sunar. Bu özelliğiyle de hare ve parlama sorunlarını azaltıyor ve kontrast hassasiyetini yeniden artırıyor.

Aynı zamanda mezopik ve skotopik koşullarda da iyi bir performans sergiliyor, göz bebeği adaptasyonu dahice olmuş. Her mesafede ve her göz bebeği çapında harika bir enerji dağılımı var. Tabii ki size diğer başyapıtlarla çağrışımlı olarak bahsettiğim AcrivaUD Trinova Pro da bir başyapıt. Yeni platformuyla yeni marka bu göz içi lensi hakkında meslektaşlarımın yapacağı klinik çalışmaların sonuçlarını da duymak çok heyecanlı olacak.

Dr. Ike Ahmed’in ESCRS Uydu Sempozyumu’nda yaptığı konuşmanın tümüne linkten ulaşabilirsiniz: