Bodrum Kuş Cenneti





Bodrum Kuş Cenneti

Yaklaşık yirmi senelik Bodrum geçmişimin son dokuz senesini bilfiil içinde yaşayarak geçiriyorum. Sadece okul tatillerimde geldiğim, doyasıya deniz, güneş kısacası tüm nimetlerinden faydalandığım Bodrum, benim için yaşamımı sürdürdüğüm ve kendi ailemi kurduğum bir yer şimdi. Bütün gelişmeler çocuğumuzun dünyaya gelmesi ile de tamamen boyutunu değiştirdi. Annelik bilinci ve sorumluluğunun eklenmesi ile değişen yaşam şeklim ve görüşüm beni etrafıma karşı daha duyarlı hale getirdi. Bodrum’a olan sevgim de bu duyarlılıkla birleştiğinde, artık kendimi ona karşı borçlu hissediyorum.

Hikayeyi böyle uzatıp gitmek yerine, bir konuya getirmek istiyorum sözü. Konu bence çok enteresan, enteresan olduğu kadar da sahipsiz ve korumasız. Ciddi anlamda sahip çıkan bir kişi var; kendini doğal hayata ve korunmasına adamış, şans eseri Bodrum’un sahip olduğu bir kişi. Bu insanın adı Brian Stoneman. Bodrum yakınlarında ikamet etmekte olan bir İngiliz.Türkiye’de gönüllü olarak Doğal Hayatı Koruma Derneği için çalışıyor.

Çoğu Bodrumlunun bile varlıklarından haberdar olmadıkları başta flamingo, pelikan, kaşıkçıl, karabatak gibi suyu seven ve kiminin nesli tükenmekte kiminin ise sayıları azalmakta olan kuşların doğal hayatlarını korumaya çalışıyor. 125 değişik cins göçmen kuşun ülkemizde sadece Bodruma 25 km. uzaklıkta bulunan tuzla gölüne barınma ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için geldiklerini de bizzat kendisinden öğrendim. Öğrenme ilgi alanına bağlı olarak da gelişme kaydeden bir davranış biçimi olduğundan, konuyla biraz daha yakından ilgilenmemiz belki Brian’a yolunda ilerlemesi için gerekli enerjiyi verirken, çocuklarımıza öğretebileceğimiz konuların artışını da sağlayabilir. Onlarla kuracağımız nitelikli ve pozitif ilişkiler de, dolayısı ile ruh sağlıkları ve gelişimlerini olumlu yönde etkileyecektir.

Brian aynı zamanda RSPB (Royal Society for The Protection of Birds) üyesi. Ve bu amaçla ilk defa Tuzla’ya 12 sene önce araştırma yapmak için gelmiş. Tuzla Gölünde, Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve Birdlife International işbirliği ile “Sulak Alanların ve Kuşların Korunması Balkan İşbirliği Projesi” yürütülüyor. Bu proje kapsamında Brian da uzunca bir süredir “kuş sayımı” çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan Muğla Valiliğinden almış olduğu izinle saptama, belgeleme çalışmalarını sürdürürken, Tuzla Gölünün dünya üzerinde giderek artan önemine de dikkat çekiyor ve amacının Gölün resmi olarak tanınmış bir “Önemli Kuş Alanına” dönüştürülmesinin sağlanması olduğunu vurguluyor.

şžimdi Brian’ın bana bu kuşlar hakkında vermiş olduğu bilgileri gözden geçirmenizi istiyorum. Tuzlayı ve sayıları tükenmekte olan kuşlar hakkında detaylı bir bilgimiz olmadığını düşünelim ve yola buradan çıkalım.

Havaalanından Bodrum’a doğru giderken yaklaşık 5 dk. sonra denizi ilk göreceğiniz Güvercinlik Koyuna gelmeden hemen önce yolun sağ tarafında geniş bir araziye yayılmış bir su birikintisi vardır; işte burası üç ayrı tatlı su ırmağı ile beslenen, hafif tuzlu ve bataklığa özgü Tuzla halicidir. Bizanslılar zamanında bir liman kenti olan Bargilya’nın az bilinen ama şu anda koruma altında olan kalıntıları, bataklığın üzerinden geçen halici kuzey ve güney olarak ikiye bölen uzun köprü¬-yolunu geçtikten sonra net bir şekilde görülebilir.

Limanın, sonunda çökmesine neden olan çamur tabakası, sonradan tuz birikintilerini toplama ve tuz elde etmek için bir olanak yaratmıştır. Zaten tuzla ismini de buradan almıştır. Yüzeysel su bir metreden daha derin olmayıp, buranın rutubetli ikliminin de etkisiyle özellikle kışın göçebe kuşlar için hayati bir uğrak yeri olmuştur.

Burada bulunan zengin yosun kaynakları, balıklar ve küçük su canlıları, bu kuşların Rusya, İskandinavya, Grönland, Avrupanın bazı bölümleri veya Güney Afrikaya olan yolculuklarında ihtiyaçları olacak gücü toplamalarını sağlar.

Tuzlaya muhteşemlik veren bir olayda Flamingo filosunun havalanırken toplu kanat çırpışlarının oluşturduğu pembe yün topağı görüntüsüdür.

Kuzeydeki soğuk havanın da zaman zaman etkili olmasıyla birlikte yalnız 3000’i flamingo olmak üzere birçok çeşit kuş buraya gelmektedir.

Brian’ın tabiri ile keyiflerine düşkün olan “pelikanlar”ı ufak gruplar halinde sağa sola giderken veya kanatlanırken izleyebilmek için otlu adacıklar tercih edilebilir.Geçen sene Tuzla’da sadece 30 tane görülen Dalmaçya Pelikanı çok ender bir türdür. Kızıl Göğüslü Kazlar genelde çok nadiren bu kadar güneye gelmelerine rağmen ilk defa geçen sene buraya gelmişlerdir

Bir keresinde sayıları 400’ü bulan şimdilerde ise ortalama 60 ila 100 arasında bulunan ender Pigme Karabataklar, kanatları tamamen açık, kımıldamadan durma pozisyonlarını burada iyice benimserler.

Buranın diğer ziyaretçileri arasında; seçkin Kaşıkçı Balıkçıl, içinde Kaşıkçın Ördeği ve Deniz Kabuğu Ördeğinin de bulunduğu bir çok tür ördek, Dalgıç Kuşları, Balıkçıllar, Küçük Beyaz Balıkçıllar ve 1200’ün üzerinde Sakarmeki, bir sürü uzun bacaklı kuş türü ve hatta “Kraliyet Kuşları Koruma Derneği (K.K.K.D)” nin amblemi olan Avoset’i bile bulmak mümkündür.

Su kenarlarında ve düzlüklerde bulunan Su Çulluğu, Yağmurkuşu ve Kızıl İncikler genelde yiyecek peşindedirler. Sazlıklar, ekilmiş çalılar ve ağaçlar Mavi Doğan, Kırmızı Doğan, İspinoz, Yalı çapkını (King Fisher), ve Suriye Ağaçkakanı gibi yırtıcı kuşların etrafını bir çit misali çevrelerken muazzam bir evsahipliği yaparlar. Aynı bölgede 6 yıldan beri Kukumav Kuşu da yaşamaktadır.

Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve dolayısı ile Brian’nın amacı buranın sakini olan, kışın konaklayan veya göçebe olan binlerce kuşu gözetlemek, incelemek ve buradan vazgeçmelerini önlemektir.

Yaşamlarını idame ettirmeye çalışan yüzlerce çeşit kuşunda tahminleriniz neticesinde beslenme ve barınma ihtiyaçları, karşılandıkları oranda geçerli olacağından, kaynaklarının korunması ve hatta geliştirilmesi, onları Tuzla Gölünde tutmamıza yardımcı olacaktır.

Bunun sağlanması ise ancak el ele, birlikte çalışmamıza, bilgi paylaşmamıza ve de en önemlisi çoğunlukla kendi imkanlarımız dahilinde konuyu ciddiye almamıza bağlıdır.

Brian, haftada en az bir kere Tuzla’ya giderek, kuşları tür tür olmak üzere saymaktadır. Bu iş burada barınan kuş türlerini ve sayılarını göz önüne aldığımızda hiçte küçümsenecek bir iş değildir. Bu iş için çok gelişmiş bir teleskop ve kuş sayacı kullanmakta, gönüllü asistanı ise büyük bir emek vermekte ve bu sayıların özel formlarda kayıtlarını tutmaktadır. Bu işlemler gün bazında yapılmaktadır. Brian daha sonra bu bilgileri karşılaştırıp sıralar ve sonra diğer gözlem ve yorumlarınıda katarak D.H.K.D.nin İstanbul ofislerine iletir.

İşin kötü ve can sıkıcı olan yanı ise Türkiye’de yılın belirli zamanlarında yapılan, belirli türler ve sayılarla sınırlandırılmış “Av Sezonunda” koruma altında olan ve hatta çok ender bulunan kuşlarında ister istemez kurşunlara hedef olmasıdır.

Jandarma ve yerel kuvvetlerin ciddi “Av Ruhsatı” kontrollerine rağmen Brian çok sayıda ölü veya yaralı “Koruma altında” olan kuşa, hatta Pelikan ve Flamingolara rastlamıştır.

Tuzla şu sıralar sadece Flamingolarla anılmamaktadır. Çok çekici bölgesel özellikleri sebebiyle “golf kulüp” işleticileri açısından da vazgeçilmez bir bölge haline gelmiştir. Bu alan civarına yapılmak üzere bir “golf sahası ve ev kompleksi” projeleri de tasarı halindedir.

Bir yandan bu kuş cennetiyle projenin, bir uyum içerisinde varolması öngörülse de, diğer yandan inşaatçıların neden olacağı gürültü, insan faktörü, rahatsızlığı, kimyevi gübre ve atıkların kuşların zengin yiyecek kaynaklarına karışması ihtimali ciddi bir endişe yaratmaktadır.

Doğal hayatı seven ve önemini kavramış kişilerin ümidi, bu bir kere kaybedilirse tekrar kazanılması imkansız olan doğa harikası yerde öngörülen projede yer alacak sorumluların, buradaki çevreye ve ekolojik dengeye en ufak bir zarar getirmeyecek şekilde çalışmaları ve koruma açısından en azından Brian gibi bu işe gönüllerini, hayatlarını adamış yılların deneyimine sahip olan kişilere danışmaları gereğini bir görev bilmeleridir.

Ben sade bir vatandaş ve yaşamın gerekliliklerini bir biçimde hazmetmişliğin verdiği vicdan rahatlığı ile konunun üzerime yüklendiğim misyonunun bir bölümünü tamamlamış olduğumu düşünüyorum. Bunların neticesinde gelin bir parça sorumlu darvanmaya çalışalım ve dünyada insanoğlunun dışındaki diğer canlı varlıkların da farkına varıp onlara saygı duyalım. Eğer nasıl yapacağımız hakkında bilgimiz yoksa bilenlere danışmaktan çekinmeyelim. Öğrenmenin yaşı ve yeri olmadığını tekrar hatırlayalım.

Eğitimin; kendilerine güvenmede, toplum bilinçlerinin gelişmesinde ve ayaklarının üzerinde durmaları açısından gelecek nesillerimizin tek ihtiyaçları olduğunu aşılayalım.

Detaylı bilgi almak için istediğiniz her zaman aracı olarak beni yada direk olarak Brien’ı arayabilirsiniz.

Kendini doğal hayata ve korunmasına adamış, şans eseri Bodrum’un sahip olduğu bir kişi. Bu insanın adı Brian Stoneman. Bodrum yakınlarında ikamet etmekte olan bir İngiliz. Doğal Hayatı koruma Derneğinde çalışıyor.