İçindekiler
Yedi çakranın beşincisi olan çakra yani Vishuddha, üç manevi çakra arasında ilki olan çakradır. Boğaz bölgesinde yer alan beşinci çakra aynı zamanda, tiroid, paratiroid, çene, boyun, ağız, dil ve gırtlak anatomik bölgelerin düzenleyicisi özelliği bulunan çakradır. Kişisel iradenin, özgür ifadenin, söyleyişin merkezidir.
Beşinci çakranın açık olması demek ve bu çakrada hizalanmış olmak, kendinizi daha yüksek bir düzeyde ifade etmek, daha yüksek enerjili bir iletişim kurabilmek anlamına gelmektedir. İletişim kelimeler ile, duruşunuz ile, mimikleriniz ile durmaksızın gerçekleştirdiğiniz bir eylemdir. İletişim açıklığı, ve gerçekliği ile var olduğunda amacına ulaşmış olur. Açık olan her çakra yükselen enerji, frekans demektir. Frekans artışı ise daha güçlü farkındalık, daha büyük bir manevi ruh halidir.
İnanç ve anlayış duyguları, beşinci çakranın temel kavramları olarak karşımıza çıkmakta, Vishuddha çakrasının özünü oluşturmaktadır. Neye inandığınız değil, inandıklarınızı ifade edebilmeniz, anladığınız değil, ne anladığınızı açıkça izah edebildiğiniz zaman beşinci çakra görevini doğru yerine getirmiş olmaktadır. Yani manevi dünyamızın temelini yansıtan önemli bir unsur beşinci çakra kendimizi ifade edebilmemiz açısından oldukça önemlidir. Beşinci çakranın karşılığı olan element eter yani boşluktur ve duru duyumdur.
Otantik ifadeler, kolay kullanılabilen bir konuşma biçimi değildir. Çünkü cesaret gerektirmektedir. İfade biçimi ve ifadenin gerçekliği beşinci çakrayı etkileyen en önemli unsurlar arasındadır. Ne demek istediğinizi söyleyebilmek, söylemek istediğinizi olduğu gibi ifade edebilmek, dokunaklı ve diplomatik olmak arasında hassas bir dans oluşturmaktadır. Çok açık olmakla, politik olmak arasında gidip geldiğimiz zorlu anlardır. Böyle anlarda çakraların açık olması duyguların herhangi birisinin gerçekliğinde ifade edilmesi yerine bireyin kendi insanlığı veya hissettiği gerçekliği en doğru ifadelerle anlatmasını sağlamaktadır.
Genellikle başkalarının sizden duymak istediklerini konuşmak, onların istediklerini vermek kendi gerçek düşüncelerinizi ifade etmekten daha kolaydır. Ama gerçeği söylemek değildir. Aslında gerçeği söylememek eşittir doğruyu söylememek demektir yani yalan ifadedir. Kabul edilmeme korkusu veya başkalarının sizi yargılama endişesi gerçek duygularınızı ifade etmek konusunda cesaretinizi kıran başlıca durumlar arasındadır. Çoğu zaman hayır diyememek, yapmak istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalmak istemediğinizi ifade edememek gibi durumlarda beşinci çakranın kapanmasındaki nedenler arasındadır.
Aslında her bir çakra farklı bir farkındalığın, farlı bir bilincin anahtarı gibidir. Her ne kadar soyut kavramlardan bahsedilse de çakraların oldukça mantıklı ve sağlıklı bir zihinle davranılması konusunda farklı bir gerçeklik kazandırdığını da görmüş olacaksınız.
Öncelikle alt çakralar üzerinde çalışmaya başlamak sizi bu iletişim seviyesine hazırlamak konusunda yardımcı olacaktır.
Örneğin; birinci ve ikinci çakralarınızı hizaladığınızda korkudan ileri gelen, korku ile oluşan tüm duygularınızın üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın korku zihminizin yarattığı bir üründür. Beyin ise zihindeki düşüncelere hizmet eder. Siz korku üretirseniz, beyin onun gerçekleşmesi için harekete geçecektir. Bu nedenledir ki çakraları açabilmek zihnin ve beynin işlevi için son derece önemlidir.
Üçüncü çakrayı açabilmek ise kişisel, manevi gücünüzü hissetmenize ve kendinizi ifade ederken daha fazla özgüvenli olmanıza yardımcı olur. Kalbinizde ne olduğunu bilmek ise dördüncü çakranızı hizaladığınızda gerçekleşir. İşte o zaman, isteklerinizi, ihtiyaçlarınızı, duygu ve düşüncelerinizi sözle ifade edebilme konusu olduğunda, kendiniz ve başkaları için nasıl olmanız gerektiğini daha iyi belirleyebilir bir hale gelebilirsiniz.
Her ne söyleyeceksiniz bunu nasıl en doğru şekilde ifade edebileceğiniz konusunda farkındalığınızın artmasını sağlamış olacak, kendinize güvenerek, anlaşılır ve açık olmanın hafifliğini deneyimleyeceksiniz.
Bazen ne istediğinizi söyleyemezsiniz. Bazen bir duyguyu söylemek gerçekten mümkün değilmiş gibi görünür. Böyle durumlarda onun yerine, bunu gerçekleştirmek zor olduğunda kendinize yüksek sesle söyleyerek pratik yapmak zorunda kalabilirsiniz. Beyan etmek, realitede arzu ettiğiniz şeyi yapma konusunda faydalıdır. Bilinç ve enerji realiteyi yaratır. Başkalarına ne söylemek istediğinizi yazarak deneyebilirsiniz. Yazmak bazen söyleyemediklerinizi daha güzel bir şekilde ifade etmenin yoludur.
Mesela patronunuza, haftada iki gün evden çalışıp çalışamayacağınızı sormak istediğinizi ama bunu sormaya cesaretinizin olmadığını varsayalım. Onun karşısında iken ne söylemek isteğinizi ona ifade edeceğiniz biçimde yazın. Kelimelere güç veren sizin kattığınız anlamlardır. Aynanın karşısına geçin ve yüksek sesle ona anlatıyormuş gibi pratik yapın.
Belki kayınvalideniz görevden ayrılmadan önce sizi aradı ve onunla yüzleşmekten çekindiniz, olabilir. İsteğinizi not alın, uygulamaya geçin ve belki de isteğinizin yerine gelmesi durumunda ise birkaç satır yanıt ilave edin.
Dr. David Simon sıklıkla gerçekleştirdiği konuşmalarda şu kadim bilgileri anlatır. Konuşmadan önce geçilmesi gereken üç ağ geçidinden bahseder ve şöyle der;
Bu üç ağ geçidi aslında kendimizi gözlemlemek, kendimizin yani düşüncelerimizin ve duygularımızı gözlemlemek ve onların farkında olarak, hakim olabilmektir. Duygularımızın esiri değil hakimi isek en doğru şekilde ifade edebileceğimizi anlatır. Ayrıca anlatmak istediğimiz şey her ne kadar iyi olsa da anlatma şeklimiz bunu çok etkileyen bir unsurdur. Kelimelere yüklediğimiz anlamlar, ifade ediş biçimimiz bu ağ geçidinde önem kazanmaktadır.
En yüksek gerçeğini ifade etmek, incinmene ya da eleştirilmene izin verdiğin anlamına gelmez. Maneviyatınızdan, özünüzden gelen her gerçek, kibar ve merhametli bir şekilde karşınıza çıkacaktır. Özünüzden gelen her farkındalığı yüksek davranış bilişinizin karşılığı neticesinde o denli naif olacaktır.
Dinlemek ise, beşinci çakranın yani Vishuddha’nın başka bir tarafıdır. Beşinci çakranın önemli başka bir boyutudur. En yüksek dinleme biçimi diğer kişiye tüm dikkatinizi vermeyi içerir. Yani bu, elektronik cihazları uzaklaştırmak ya da kapatmak ve karşınızdaki kişiye yanıt vermeden önce onu tamamen duymayı bilmek anlamına gelmektedir. Sessiz kalmak her zaman karşınızdakini dinlediğiniz anlamına gelmez. Onun farkında olarak ve o anda kalarak dinlemek size daha büyük bir anlayış kazandıracaktır.
Beşinci çakrayı yani Vishuddha’yı açmanın en güzel yolları, şarkılar, ilahiler söylemek, uğultu ve okumaktır. Çünkü bu eylemlerin hepsi en güzel ifade etme biçimleridir. Bu çakranın aslında mantra sesi HUM’dur. Boğaz çakrasını uyaran ve onu ısıtan iki Pranayama egzersizi Ujjayi nefesi ve aslan nefesidir .
Yoga uygulaması olarak, deve pozu (Ustrasana), köprü pozu (Setu Bandha Sarvangasana), pulluk (Halasana) ve omuz standı (Salamba Sarvangasana) gibi pozisyonları yapabilirsiniz. Bu pozlar, tiroid ve paratiroid bezlerini harekete geçirmenize yardımcı olacak ve boğaz bölgesine doğru bir enerji akışı sağlayacaktır.
Beşinci çakraya, boğaz çakrasına karşılık gelen renk mavidir. Bu çakranızda denge sağlamak için safir, mavi topaz, lapis lazuli, akuamarin ve turkuaz gibi taşları bulundurabilirsiniz.