Karayolunun bozuk ve hasarlı olması nedeniyle meydana gelen maddi ve bedensel zararlı trafik kazalarında idarenin tazminat sorumluluğu vardır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10. maddesinin (b) fıkrasında, belediye lere;
Şehir içi yollar da meydana gelen ve sayılan sorumlulukların yerine getirilmemesinden kaynaklanan trafik kazalarında ilgili belediyeye karşı tazminat davası açılabilir. Benzer nedenlerle şehir dışı yollar da meydana gelen kazalarda uğranılan zarardan ise Karayolları Genel Müdürlüğü sorumlu olur. Çünkü belediye sınırları dışındaki yollarda, sayılan görevler Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yüklenmiştir.
İçerik
İdarenin hizmet kusuru ndan kaynaklanan trafik kazalarında, ortaya çıkan zarara göre maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulabilir. Trafik kazası nedeniyle talep edilebilecek maddi tazminat kalemleri;
Manevi tazminat ise trafik kazasının ağırlığına göre;
Tazminat Davasında Mersin Avukat Desteği için
Hemen İletişime Geçebilirsiniz
Danıştay 15. Dairesi 2013/14422 E, 2017/1836 K sy 18.04.2017 tarihli kararında;
Davacıların, mirasbırakanları 2.6.2006 tarihinde İzmir Gaziemir Binbaşı Reşatbey Mahallesi 369 Sokakta meydana gelen trafik kazasında vefatı üzerine; kazanın yoldaki çukurdan kaynaklandığı, bu durumun Ceza Mahkemesi tarafından hazırlattırılan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, hizmet kusurundan kaynaklı zararlarının idare tarafından karşılanmasının gerektiği ileri sürülerek uğranılan 50.000,00 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nce; Adli tıp Kurumu’nun 26/12/2008 tarihli raporunda gerekli aydınlatma ve işaretleme sistemlerini yapmayıp trafiği tehlikeye düşüren davalı idarenin %60; kask takmayan, hızını ayarlamayan ve direksiyon kurallarına uymayan davacılar murisinin %40 kusuru bulunduğunun belirtildiği; bu kusur oranları uyarınca … için 19.547 TL; … için 4.118,73 TL; … için 688.82 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, hesaplanan toplam 24.354,78 TL maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerinin 50.000 TL’lik kısmının kabulü, tazminatın idareye başvuru tarihi olan 04.06.2007 tarihinden itibaren ödemenin yapıldığı güne kadar idarece hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı Gaziemir Belediye Başkanlığı tarafından davacılara ödenmesi …kararının ONANMASINA
(Danıştay 15. D. 2013/14422 E, 2017/1836 K)
şeklinde verdiği kararda yolda gerekli aydınlatma ve işaretleme sistemleri yapmayıp trafiği tehlikeye düşüren yolun yapım ve yönetiminden sorumlu ilçe belediyesinin sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Karayolu Trafik Güvenliği Başlıklı 13. maddesinde; karayolunun yapım ve bakımı ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır… İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kurumlardan biri hizmet kusuru olup, genel olarak hizmet kusuru bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişinde aksaklık ve bozukluk olarak ifade edilmektedir. İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir. Bu türden bir uyuşmazlık çözümlenirken kesin ve gerçek bir zarar oluşup oluşmadığı ve bu zararın idari hizmetin eksik ya da kusurlu işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerekmektedir…. Bu itibarla; yukarda açıklanan hususlar göz önünde bulundurularak, davalı idarenin de kusur oranı dikkate alınarak davacıların destekten yoksun kalma zararları hesaplanarak karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır. Ayrıca, Mahkemece davacılardan anne için 5.000,00 TL, baba için ise 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş ve davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davaya konu olayın oluş şekli, idarenin hizmet kusurunun varlığı, zararın niteliği ve sonuçları dikkate alındığında, davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarının, duyulan elem ve ızdırabı giderecek düzeyde olmadığı ve benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı bir düzeyde ve olayın mahiyetini yansıtır nitelikte olması gerekmektedir…
Danıştay 15. Dairesi 2013/98990 E, 2017/807 K, 20.02.2017 T)
Olayda; dava dosyası ve eklerinin incelenmesinden logar kapağının gevşek olmasından dolayı aracın üzerinden geçtiği sırada yerinden çıkarak aracın alt kısımlarına zarar verdiği ve kazanın oluşumunda yol ortasında bulunan gevşek logar kapağının neden olduğu görülmektedir. Bu sebeple davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yağmur veya atık sularının toplanması ile ilgili yapıların yol ile bağlantısını sağlayan logar kapaklarının bakım, onarım ve gözetim sorumluluğu davalı idareye ait olduğu; buna göre ise kazaya neden olan logar kapağının pimlerinin trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde sıkıştırılmaması karşısında kapakların bakım ve onarımını yapmayan idarenin kamu hizmetini eksik yapması sebebiyle hizmet kusuru işlediği açık olduğundan Davacının maddi tazminat isteminin davalı idarenin adli yargı yerinde tespit edilen kusuru oranında tazmin edilmesi gerekirken, davacının tamir masraflarına dair fatura ve harcama belgelerinin onaylı birer örneğinin Mahkemeye ibraz etmediğinden bahisle verilen aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
(Danıştay 15. Dairesi 2013/13975 E, 2016/3486 K, 12.05.2016 T)
Yol zeminindeki ıslaklık ya da bozulmanın kaza tespit tutanağı ile de ortaya konulması karşısında bakım ve onarım yapmayan ve ilgili uyarıcı herhangi bir işaret koymayan idarenin kamu hizmetini eksik yapması sebebiyle hizmet kusuru işlediği açıktır. Davacının maddi tazminat isteminin davalı idarenin kusuru oranında tazmin edilmesi gerekir.
(Danıştay 15. Dairesi 2013/10680 E, 2016/2577 K, 14.04.2016 T)
… sokak kesişiminde, yağmur suyu sebebiyle yolda çukur ve tümseklerin oluşması ve yol sorununa ait herhangi bir işaretleme nin yapılmaması sebebiyle tümseği farketmediğini, ön ve arka komple alt kısımlarıyla parke taşlarına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen bu trafik kazasında yolun bakım ve onarımı ile ilgili kuruluş 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince yol güvenliği ile ilgili herhangi bir işaret ve uyarıcı levha koymaması sebebiyle davalının kusurlu bulunması nedeniyle, …. Belediye Başkanlığı’nın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 7/a maddesinin “Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak ” ve 13. maddesi gereğince de “karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlüdür” hükmü gereğince …. davanın kabulüne dair usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18119 E, 2017/9434 K ve 23.10.2017 T)
İdarenin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10. maddesinin (b) fıkrasında belirtilen sorumluluğuna ilişkin davalarda uzun süre idari yargı yolunun görevli olduğu kabul edilmiştir.
2918 sy Kanunda 2011 yılında yapılan değişiklik ile trafik kazası nedeniyle idareye karşı açılacak tazminat davalarının adli yargıda görüleceği düzenlenmiştir. Bu değişiklik sonrası adli yargı ile idari yargı arasında bir süre görev uyuşmazlığı sorunu yaşanmıştır. Görev uyuşmazlığı nın çözümüne ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesinin 2018 yılından bu yana verdiği kararlarda, adli yargı nın görevli olduğu belirtilmektedir. Mahkeme, bu davaların da, 2918 sy Kanunun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. Maddesi kapsamında bulunduğunu kabul etmektedir. Bu yaklaşım son yıllarda tutarlılık kazanmıştır. Buna göre; idarenin hizmet kusuru ndan kaynaklasa dahi, karayolunda meydana gelen trafik kazaları nedeniyle açılan tazminat davalarında adli yargı görevlidir.
Uyuşmazlık mahkemesinin bu uygulaması sonucunda;
…Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110.maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, diğer bir deyişle yukarıda yer alan 2918 sayılı Yasa’nın 110.maddesi uyarınca, aksine hüküm olmadığı sürece, anılan yasadan kaynaklanan sorumluluk davalarına ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün adli yargının görevinde olduğu açık olduğundan, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan iş bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır… Dava, meydana gelen trafik kazasında davacıların yaralanması olayında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle; uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır… İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır…. Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
(Uyuşmazlık Mahkemesi 2018/530 E, 2018/467 K, 24.09.2018 T)
Dava; davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanında meydana gelen trafik kazasında murisleri vefat eden davacılar tarafından oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararın davalı kurumdan tahsili istemiyle açılmıştır… Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
(Uyuşmazlık Mahkemesi 2019/ 290 E, 2019/356 K, 29.04.2019 T)
Tek taraflı trafik kazası , yol bozukluğu veya yolda gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle meydana gelmişse tazminat alınabilir. Tazminat alabilmek için idarenin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğunun bulunması gerekir.
Tek taraflı trafik kazası sonucunda tazminat davası , hizmet kusuru bulunan idareye karşı açılır. Karayolları Trafik Kanunu uyarınca, şehir içinde yol bakımı ve güvenliğini sağlama görevi ilgili belediyelerde, şehirlerarası yollarda ise karayolları genel müdürlüğündedir. Yani dava, kazanın meydana geldiği yere göre belediye veya karayolları genel müdürlüğüne karşı açılır.
İdarenin hizmet kusurunun neden olduğu trafik kazası nedeniyle tazminat davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Bu davalarda görevli yargı yolunun idari mi adli yargı mı olduğu konusunda bir süre karışıklık yaşanmışsa da, uyuşmazlık mahkemesi kararları ile adli yargı nın görevli olduğu konusundaki görüş netleşmiştir.
Sigorta hukuku davaları ile ilgili açıklamalar için inceleyebilirsiniz: Sigorta Hukuku Avukatı
Trafik kazası veya haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında avukat desteği için hukuk büromuza ulaşabilirsiniz.
İdare hukuku, tazminat hukuku ve tüm uzman avukat lık alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.