İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) Avrupa Komitesi üyesi sendikalar, 3 Ekim 2016 tarihinde Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya geldiler. Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ETF) genel merkezinin ev sahipliği yaptığı toplantıya sendikamızı temsilen Genel Başkanımız Ramazan Ağar, Genel Sekreterimiz Tevfik Özçelik ve Dış İlişkiler Uzmanı Özgür Doruk katıldılar.
Uluslararası çatı örgütümüz BWI; inşaat, ağaç işleri, ormancılık, yapı materyalleri ve çimento sektörlerinde örgütlü üye sendikalarını, Afrika ve Orta Doğu, Asya & Pasifik, Avrupa ve Latin Amerika & Karayipler coğrafi sınıflandırması dahilinde oluşturulmuş dört alt bölge altında bir araya getirmiştir. İçerisinde bulunulan yılın son çeyreğinde komite toplantılarını gerçekleştiren alt bölgeler, o yıl gerçekleştirilen faaliyetler ile bölgeleri için önem arz eden başlıca konulara dair görüş ve önerilerini her yıl Kasım ayında düzenlenen Dünya Konseyi’ne sunmak üzere bu komite toplantıları çerçevesinde ele alırlar.
BWI Avrupa Komitesi 2016 yılı oturumları da, kardeş sendikalarımızdan AĞAÇ-İŞ Genel Başkanı Mürsel Taşçı ve TARIM ORMAN-İŞ Genel Başkanı Şükrü Durmuş’un da aralarında yer aldığı 20 Avrupa ülkesinden 58 katılımcı ile aynı çerçevede oluşturulmuş gündem ile gerçekleştirildi. Toplantı BWI Avrupa Komitesi Başkanı Josef Muchitsch’in açış konuşması ile başladı. Sırası ile toplantı gündemi ve bir önceki komite birleşimi tutanaklarının oybirliği ile onanması ardından BWI ile üyesi bulunduğumuz Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) arasında imzalanan işbirliği anlaşmasına ilişkin müzakerelere geçildi. EFBWW İnşaat Daimi Komitesi Sekreteri Werner Buelen’in, BWI ile EFBWW’nin ortak Avrupa Sekreteri olarak görevlendirilmesi ve her iki örgütün Avrupa üzerine yürütüyor olduğu eylem ve etkinliklerin koordinasyonundan sorumlu olması burada alınan kararlardan idi.
Lynch, “Yeni tehditler karşısında,
yeni stratejiler belirlemeliyiz”
Komitenin iki konuğundan biri olan ETUC Konfederal Sekreteri Esther Lynch, Avrupa’daki güncel siyasi durum, Akdeniz ve Balkan Rotası’nı kullanarak kıtaya ulaşan göçmenler ve AB yasa çalışmaları üzerine bir değerlendirme de bulundu. Lynch, “Avrupa işçilerinin ve sendikal hareketinin karşı karşıya olduğu yeni tehditler karşısında, yeni stratejiler belirlemeliyiz. Ancak, bu stratejilerin doğru olarak tespit edilememesi halinde, süregelen mücadelelerimizin başarıyla sonuçlanması beklenemez” sözlerine konuşmasında yer verdi.
Sosyal işler ve işgücünden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Marianne Thyssen’in Özel Kalemi Stefaan Hermans, BWI Avrupa Komitesi’nin ikinci konuğu idi. Avrupa Sosyal Haklar Şartı, üçüncü dünya ülkelerinden göçmenler ile sığınmacıların işgücü piyasasına entegrasyonu ve AB içerisinde işçi hareketleri başlıkları üzerine kabinelerinin çalışmalarına dair bilgiler aktaran Hermans konuşmasında sosyal ilerlemenin ancak ve ancak işçi haklarını kapsayıcı niteliğe sahip bir ekonomik kalkınma ile gerçekleşebileceğine dikkat çekti. Hermans, “Bu AB’nin kuruluş felsefelerinden biridir ve ekonomiyi insanların hizmetine sunan sosyal piyasa ekonomisi modelinin de temel parçasını teşkil eder” sözleri ile konuşmasını sürdürdü.
Avrupa’ya göçün ele alındığı beşinci gündem maddesi müzakereleri dahilinde birer konuşma yapan Esther Lynch ve Stefan Hermans’ın ardından söz alan Makedonya Ağaç İşleri ve Ormancılık İşçileri Sendikası (SIDEMK) Başkanı Zivko Mitrevski, bir milyon mültecinin geçiş rotasında bulunan ülkelerinde önlerine iki seçenek çıktığını belirtti ve ekledi “İlk seçenek olan seyirci kalmayı değil, harekete geçmeyi seçtik. Bu maliyetli ve riskli olandı, ancak insani yardıma açık olmak ve Avrupa sendikaları ile dostluğumuz bunu gerektirirdi”.
Pallagi, “Hükümet mültecileri
suçlu ve terörist gibi gösteriyor”
Macaristan İnşaat ve Ağaç İşçileri Sendikası (EFEDOSZSZ) Uluslararası İlişkiler Sekreteri Gyula Pallagi toplantının bu bölümünde yaptığı konuşmasında şu sözlerine yerdi, “Ne yazık ki popülist bir hükümete sahibiz. Göç akımı süresince hükümet aşırı korumacı bir tutum sergiledi. Dün gerçekleşen göçmenlerin kabulüne ilişkin referandumda da, göçmenlere yardım için harcadığı rakamın daha üstünde bir tutarı harcayarak sürdürdüğü HAYIR kampanyasının meyvesini aldı. Hükümet mültecileri suçlu ve terörist gibi gösteriyor”.
Ağar, “Söz konusu insan hakları ise
önce ben, yalnız ben demek kabul edilemez”
BWI Avrupa Komitesi’nin Avrupa’da yaşanan siyasi gelişmeler ile bilhassa göçmenlerin durumuna ayrılmış olan bu gündem maddesi içerisinde Genel Başkanımız Ramazan Ağar da kürsü alan konuşmacılar arasındaydı. Genel Başkanımızın konuşması şu sözlerini içermekteydi:
“Suriye’de yaşanan iç savaş ve ardından başlayan insani krizin 6. yılındayız. Şüphesiz krizden en çok etkilenen ülke Türkiye olmuştur. Resmi verilere göre ülkemizin kucak açtığı Suriyeli sayısı 3 milyonu aşmıştır. Bu rakam 20 Avrupa ülkesinin nüfuslarından daha fazla göçmeni kabul ettiğimiz anlamına gelir. Günümüze dek, başta sendikalar olmak üzere, sivil toplum örgütlerinin Suriyeli sığınmacılar için harcadığı insani yardım tutarı 10 milyar Avro’dur. Kamu yardımlarıyla bu miktar 20 milyar Avro’ya çıkmaktadır. Türkiye, milli gelirinin % 0,5’ini göçmenlerin temel ihtiyaçları için kullanan bir ülke konumundadır.
Türkiye, 2014 yılında yayımladığı yönetmelik ile göçmenlerin eğitim, barınma ve işgücü piyasasına erişimi gibi temel haklarını güvence altına almıştır. Bu itibarla, Eylül ayında 310 bin Suriyeli çocuk ders başı yapmıştır, 15 bin göçmen mesleki eğitimlerini tamamlamıştır ve 20 binin üzerinde Suriyeli yasal izin alarak çalışma hayatına katılmıştır, Haziran 2016 itibariyle 26 geçici barınma merkezinde 260 bin Suriyeli göçmen kalmaktadır.
Burada belirtmek isterim ki, G20 Türkiye zirvesi çerçevesinde, ITUC Genel Sekreteri Sharan Burrow’un, Suriyeli göçmenlerin çalışma ve barınma koşullarını incelemeye yönelik temasları, şahsım nezaretinde gerçekleşmiştir. Sayın Burrow, gördükleri karşısında duyduğu memnuniyeti ve Türkiye sendikalarının Suriyeli göçmenler için gösterdiği çabayı zirve süresince övgüyle dile getirmiş, sosyal koruma programlarına uluslararası destek sağlanmasını talep ettiğimiz ortak bildiriyi imzalamıştır.
Ne var ki, Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için harcadığı 20 milyar Avro’nun yanında, toplam uluslararası yardımlar yalnızca 500 milyon Avro seviyesindedir. Avrupa Birliği ise geçtiğimiz Mart ayında ülkemiz ile imzaladığı anlaşmada yer alan taahhütlerini yerine getirmeyerek, sadece 150 milyon Avro’luk insani yardım fonu tahsis etmiştir. Bu durum; yardımların, vize muafiyeti anlaşmalarında koz olarak kullanılmasını reddeden biz BWI Türkiye sendikalarını haklı çıkarmıştır. Bu vesile ile belirtmek isterim ki, insan hayatı hiçbir pazarlığın konusu yapılamaz.
BWI Türkiye sendikaları AĞAÇ-İŞ, ORMAN-İŞ, TARIM ORMAN-İŞ ve YOL-İŞ; göçmenlere yardım sağlanmasının, tüm Avrupa’nın ortak sorumluluğu olduğu görüşündedir. İnsana yakışır bir hayat ancak tüm ülkelerin işbirliği, eylemi ve politik kararlılığı ile başarılabilir. Bu nedenle, uluslararası dayanışmanın ve külfetin ortak paylaşımının önemine vurgu yapıyoruz. Bizler; Avrupa hükümetlerinin yeni ve daha katı sınır tedbirleri alma ve tel örgüler inşa etme politikalarını reddediyoruz. Medyaya da yansıyan göçmenlere yönelik saldırıları ve şiddet eylemlerini lanetliyoruz. Tüm göçmenleri birer suçlu olarak lanse ederek, onları terörizmle ilişkilendirerek korku yaratan aşırı sağın, AB ülkelerindeki hızlı yükselişini endişeyle izliyoruz.
Bizler, Türkiye sendikaları olarak, terörden kaçan 3 milyon Suriyeli mültecinin yardımına koşarken, ülkemizde 30 binden fazla insanın ölümüne neden olmuş PKK terör örgütünü kuran elebaşının serbest bırakılması için kampanya yürüten İngiltere sendikaları UNITE ve GMB’yi şiddetle kınıyoruz.
Suriyeli mültecilerin çalışma hayatına katılmasıyla işçi ücretlerinin, çalışma sürelerinin, sağlık ve güvenlik koşullarının olumsuz etkileneceğine, örgütsüz ve kayıt dışı çalışmanın artacağına ilişkin endişeleri bizler de taşımaktayız. Ancak, 3 milyon insanı üretim dışında, işsiz ve sadakaya muhtaç bırakamayız. Bu itibarla BWI üyesi Türkiye sendikaları olarak, Avrupalı dostlarımıza çağrımız şudur: Yeni göç dalgalarını önlemek için göç alan ve göç rotası üzerinde bulunan ülkelere desteğinizi arttırın. Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi için hükümetlerinizi teşvik edin. Batıda yabancılara, doğuda ise Avrupa’ya karşı düşmanlığa neden olan, barışçıl bir emek hareketi ile Avrupa’nın temel değerleri için tehdit oluşturan aşırı sağın ve ırkçılığın yükselişine karşı durun.
Göçmenlerin uyumu ve toplumsal kabul düzeyinin yükselmesi sendikaların en ön saflarda yer almaları ile başarılabilir. BWI Türkiye sendikaları, temsil ettikleri 50 bini aşkın üye ile bu yolda sizlerle dayanışma içerisinde olacaktır. Unutulmamalıdır ki, söz konusu insan hakları ise “önce ben, yalnız ben” demek kabul edilemez”.
BWI Avrupa Komitesi’nin Avrupa’ya göç üzerine müzakerelerin gerçekleştiği beşinci gündem maddesi, EFBWW Başkanı Dietmar Schafers ve BWI Avrupa Komitesi Başkanı Josef Muchitsch’in son notları ile geçildi. Schafers, “Mülteci krizinin aşılması için 28 AB üyesi ülkenin tamamı gereken adımları atmalıdır, ancak şunu görüyoruz ki tüm külfet yalnızca Türkiye ve Almanya tarafından omuzlanmaktadır” sözlerine yer verirken Muchitsch “Göçmenler tüm Avrupa ülkeleri arasında adil bir biçimde paylaşılmalı ve toplumlarımıza entegre edilmelidirler” dedi.
Komite toplantıları BWI Eğitim Sekreter Yardımcısı Jasmin Redzepovic’in enternasyonalin Avrupa faaliyetlerine ilişkin raporu sunumu ile devam etti. Raporda sendikamız tarafından yürütülen ve taşeron eliyle çalışan işçilerin kadroya geçmeleri ve toplu iş sözleşmemiz kapsamına alınmaları ile sonuçlanan örgütlenme kampanyamız, İstanbul’da yapımı süren üçüncü havalimanı ile TANAP projelerindeki örgütlülüğümüz, BWI ve sendikamız tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen geniş çaplı projelere kredi sağlayan kuruluşlarla gerçekleştirdiğimiz müzakereler geniş yer tutmaktaydı.
BWI Avrupa Komitesi 2016 yılı birleşimi Avrupa Kadın Komitesi toplantısı raporunun sunumu ve onanması, BWI Genel Sekreteri Ambet Yuson’un 2017 yılında gerçekleşecek BWI Dünya Kongresi hazırlıklarına ilişkin güncel bilgileri aktarması ve Moldova ile Hırvatistan’dan iki sendikanın BWI üyeliğine kabulünün oybirliği ile kararlaştırılması ardından sona erdi.
6 Ekim 2016