Ekonomik krizle beraber ticaret hayatımızda yaşanan sıkıntılar kredi kartlarında olduğu kadar çek kullanımımızda da oldukça sorunlu bir döneme girmemize neden oldu. Ekonomik dalgalanmalarla birlikte karşılıksız çek sayısı ve bu konuda açılan dava ve icra takibi de arttı ya da azaldı. Dünyanın tamamını etkisine alan ciddi mali krizin bir sonucu olarak çekten kaynaklanan dava ve takiplerin doruk noktasına ulaştığı bir dönemden geçmekteyiz.
Hükümetin piyasaya aşırı müdahale etmeden durumu dengelemek için attığı adımlar ise şimdiye kadar yerleştirilmeye çalışılan uygulamaları sarsacak nitelikte alışkanlıklara neden olmaktadır. Bunlardan ilki çeklerin 31.12.2009 tarihine kadar, “olmayan” vadesinden önce ibraz edilemeyeceğine ilişkin düzenlemeydi. Böylece oluşmuş çarpık teamül korunmaya çalışılırken, ticareti terk etmek gibi kötü niyetle hareket ederek, uzun vadeli boçlanıp bunları ödeme niyeti olmaksızın kaçan kişilere gün doğmuş oldu. Çek hamilleri, gözünün önünde mal kaçıran kişilere yasal yollardan hiçbirşey yapamaz hale getirildi, seyirci bırakıldı.
Diğer bir değişiklik ise ödemeden men yasağı kurumunun ortadan kaldırılması oldu. Böyle bir tercih kötüniyetli olarak ödemeden men yasağı veren kişilerin piyasada oluşturduğu huzursuzluk ve güvensizlik ortamını ortadan kaldırmak ve aslında karşılıksız çek vermiş olan bu kişileri gerçekte karşı karşıya kalmaları gereken durumla başbaşa bırakması açısından doğru kabul edilebilir. Ancak bu kez çekleri gerçekten rızası hilafına elinden çıkmış, çalınmış insanların başvurabilecekleri hukuki yol ortadan kaldırılmış oldu. İki tarafı keskin bıçağın şimdilik tek tarafı tercih edildi.
Kamu oyunda beklenti yaratan yeni Çek Kanunu Tasarısının amacı aslında bu beklentileri karşılamak, hapis cezalarını kaldırmak, af çıkarmak değildir. Tasarının incelenmesinden böyle bir amacı olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Ancak son günlerde yüklü miktarlardaki çekler nedeniyle 5 yıla kadar hapis çezası olmış insanların ailelerinden gelen çığlıkları duymamak elde değil. Çoğu ceza alan kişi, aynı zamanda başka dosyalar nedeniyle alacaklı ve şikayetçi durumda. Yani aynı kişi hem karşılıksız çekten hapis cezası alıp, şikayeti nedeniyle bir başkasının da ceza almasına neden olmuş durumda. Hapis gibi hürriyeti bağlayıcı bir ceza karşısında insanlar artık alacaklarını unutup içinde bulundukları ve haketmediklerini düşündükleri uzun süreli ceza nedeniyle feryat etmekteler. Ama bu kişilere, size borçlu olan kişinin aldığı cezadan vazgeçer misiniz diye sorsanız, muhtemelen olumlu yanıt almak mümkün olmayacak, ben yatıyorum o da yatsın denecektir. Hapis cezası alanları da, şikayet eden birilerinin olduğu göz ardı edilerek, belirli insanları hedef almamış hukuk kurallarına bu şekilde tepki göstermeyi, samimi bulmak isterdim. Aslında karşılıksız çek nedeniyle alınmış cezalar konusunda af, kanunlardan, meclisten, milletvekkillerinden değil, şikayetçi olan kişilerden beklenmelidir. İnsanların birbirlerinin hapiste yatmasına göz yumabildiği, birbirini affedemediği bir ortamda tepkiyi yasalara ve hazırlayanlara göstermek doğru değildir. Toplum kendi barışını kendisi yaratmalıdır. Bunu yapacak güçtedir.
Yasanın 8 yıllık uygulaması göstermiştir ki karşılıksız çek suçunu uzun süreli hapis cezalarıyla cezalandırmanın herhangi bir caydırıcılığı olmamıştır. Üstelik her geçen yıl karşılıksız çek sayısı artmış ve bu nedenle mahkum olanlar ceza evlerinin kapasitesini zorlar hale gelmiştir. Bir suçu ve cezasını onu yaratan şartlardan bağımsız olarak düşünmek imkansızdır. Hangi ticaret erbabı çekinin yazılmasını ister? Herkes çeklerini ödeyebilmek, itibarını korumak ve geliştirmek arzusuyla ticari hayatını sürdürmek isteyecektir. Ancak yaşadığımız kriz gibi öngörülemeyen ekonomik sarsıntılar en dürüst, namuslu ve iyiniyetli taciri bile hapis cezasıyla karşı karşıya getirebilmektedir. Kısacası karşılıksız çek için öngörülen hapis cezası, ceza politikası açısından kendisinden beklenen sonucu yaratamamıştır. Kişileri uzun süreler boyunca hapiste tutmak çalışmalarını, kazanmalarını, borçlarını ödeyebilmelerini engellemekten başka bir işe yaramamaktadır.
Yaşananlar karşısında çek, yerine kullanıldığı bono gibi itibarını kaybetmiş bir kıymetli evrak durumundadır. Bonoya göre daha güvenilir olduğu için kabul edilen çeklerin, ödenmesi değil ödenmemesi mutad hale gelmiş, buna da vadeli kullanılması sebep olmuştur. Çekin tekrar güvenilir bir ödeme aracı haline gelmesi, onun doğru kullanılmasıyla ilgilidir. Olması gerektiği gibi 1-2 günlük ödemeler için, hesapta bulunan paranın çekilebilmesi için verilecek çek, doğru kullanıma bir örnektir. Çekin vadesinin olmaması karşısında gerçek anlamda vadeli mal alım satımı yapıldığı durumlarda, çek yerine bono (senet) kullanımı tercih edilmeli ve bu uygulama kültürel olarak da yaygınlaştırılmalıdır. Böylece çok fazla şikayetçi olunan, gününden önce ibraz ve ödenememesi halinde hapis cezası almak gibi durumlarla da karşı karşıya kalınmayacaktır. Yaşadığımız duruma “daha güvenli olduğu, en azından ödenmezse cezası olduğu” düşüncesiyle mal ve hizmet satımlarında çekle ödemenin şart koşulması, aksi halde mal satılmaması, bononun kabul edilmemesi gibi ısrarlar neden olmuştur. Yani ne ekiyorsak onu biçiyoruz…
Tasarıda göze çarpan yenilik vadeli çeklerin gününden önce ibraz edilmesi hallinde karşılıksız çek suçunun oluşmayacağına yönelik tercihtir. Bu düzenleme ile çarpık teamül iyice yerleştirilmekte, bu teamüle uygun olarak onu meşrulaştırılan bir ayrıma gidilmektedir. Tasarıda gülünç bir şekilde aslında karşılıksız çek suçunun hapisle cezalandırılmadığı, konunun adli para cezası sistemine bağlandığı ifade edilerek, dünyada örneği olmayan hapis uygulamamız, karşılıksız çeke değil, Kabahatler Kanunu gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapse dönüşmesine bağlanmıştır. İstenen amaç bu şekilde yasak savılarak elde edilmeye çalışılmıştır. Maalesef tasarıda bu anlayışın değişeceğine dair bir işaret yoktur.
Güncelleme: 14.12.2009
Çek Yasası Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Yasaya göre, bankalar, önce çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını kontrol edecek, ayrıca kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterecek.
Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin adli sicil kayıtlarını, açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkar olanların ise esnaf ve sanatkar sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması halinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren 10 yıl süreyle saklayacak. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili Türkiye’de bir adres bildirmek zorunda olacak.
Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri talebi halinde hamiline verilecek.
Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamayacak.
Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkar olup olmadığını, kendisi hakkında yasak bulunmadığını bankaya yazılı olarak beyan edecek.
Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev yaptığı, temsilcisi veya imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmeyecek.
Tacir olan ve tacir olmayan kişilere verilecek çekler ile hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılacak. Bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılacak ve hamiline düzenlenecek çeklerin yapraklarında “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alacak. Esnaf ve sanatkar odalarına kayıtlı olanlardan tacir kişilere özgü çek hesabı açtıranlar, “tacir çeki” alabilecek.
Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu bankaya ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenecek.
Çek hesabı, ancak sahibinin veya yasal temsilcisinin yazılı talebi ya da mevduat veya katılım fonu zaman aşımı süresinin dolması üzerine kapatılacak.
Karşılıksız her çek yaprağı için bankaya 600 TL ye kadar sorumluluk
“Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılacak.
Banka, karşılıksız çıkan her bir çek yaprağı ile ilgili olarak ödemekle yükümlü olduğu miktarı, ancak ibraz eden hamile talep ettiği takdirde ödeyecek. Buna göre, banka, hamile, talep ettiği takdirde süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; karşılığının hiç bulunmaması halinde, çek bedeli 600 lira veya üzerinde ise 600 lira, bu tutarın altındaysa çek bedelini ödeyecek.
Karşılığının kısmen bulunması halindeyse banka, çek bedeli 600 lira veya altındaysa, çek bedelini aşmamak koşuluyla kısmi karşılığı 600 liraya tamamlayacak bir miktarı; çek bedelinin 600 liradan fazla olması halinde çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığa ilave olarak 600 lira ödemekle yükümlü olacak.
Hamilin talepte bulunması halinde, “karşılıksızdır” işlemi, çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi halinde bu belirtilmek ve kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılacak. Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilecek. Hamilin imzalamaktan kaçınması halinde, “karşılıksızdır” işlemi yapılmayacak.
Kısmi ödeme kabul edilmiş olsun veya olmasın, çekin tamamen veya kısmen karşılıksız çıkması halinde, “karşılıksızdır” işlemi yapıldıktan sonra ön ve arka yüzün fotokopisi çekilerek bankada saklanacak ve çek hamile geri verilecek.
Banka; çekin karşılığının hesapta bulunmamasına rağmen hamiline ödenmesinin geciktirilmesi, kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi hallerinde çek hamiline, her geçen gün için binde 3 gecikme cezası ödeyecek.
Üzerindeki tarihten önce ibraz edilen çekin karşılığının kısmen veya tamamen ödenmemiş olması halinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamayacak. İleri tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve “karşılıksızdır” işlemine tabi tutulması şart olacak.
Bin 500 güne kadar adli para cezası
Karşılıksız çeke sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili alarak, bin beşyüz güne kadar adli para cezası verilecek. Ancak, hükmedilecek adli para cezası, çek bedelinin karşılıksız çıkan miktarından az olamayacak.
Karşılıksız çek düzenleyen, adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmayan gerçek ve tüzel kişi hakkında, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilecek.
Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlü olacak. Bu kişi adına yeni bir çek hesabı açılamayacak. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla Merkez Bankasına elektronik ortamda bildirilecek.
Karşılıksız çekle ile ilgili hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen ya da mahkemede beraat eden kişiler hakkındaki çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kaldırılacak.
Borcunu faizi ile birlikte ödeyenler için
Karşılıksız kalan çek bedelini temerrüt faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında soruşturma aşamasında “kovuşturmaya yer olmadığına”, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından “davanın düşmesine”, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra ise yine mahkeme tarafından “hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına” karar verilecek.
Şikayetçinin, şikayetinden vazgeçmesi halinde de söz konusu prosedür uygulanacak. Tacirin ticari işletmesi ile ilgili tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Tacir olmayan kişiye, tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri veren banka görevlisi hakkında 50 günden 150 güne kadar adli para cezası verilecek. Karşılıksız çekle ilgili banka görevlilerine sorumluluklar yükleyen yasaya göre, bu sorumlulukları yerine getirmeyen görevlilere çeşitli cezalar uygulanacak.
Bankalar, yasalanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, Merkez Bankasınca 1 ay içinde yayımlanacak tebliğ ile belirlenen esaslara uygun olarak, yeni çek defterleri bastıracak. Bankalar, 1 Temmuz 2010 tarihine kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verecek ve ellerindeki eski çek defterlerini imha edecek. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar karşılıksız çek suçundan dolayı açılmış olan davalar bakımından asliye ceza mahkemesinin görevi devam edecek.
Hapis cezalarına infazın ertelenmesi
Tarafların anlaşması halinde karşılıksız çek verme suçundan mahkum olanların cezasının infazı ertelenebilecek veya durdurulabilecek. Varılan anlaşmanın Cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye verilmesi halinde, anlaşmada öngörülen süre kadar soruşturma veya kovuşturma durdurulacak. Anlaşmaya varılmış olması şikayetçi bakımından şikayetin geri alınmasını sonucunu doğurmayacak. Soruşturma, kovuşturma veya yargılamanın durdurulması ile infazın ertelenmesi için yazılı anlaşma ve taahhütnamenin en geç 1 Nisan 2010 tarihine kadar verilmesi gerekecek.
Karşılıksız çekin öngördüğü miktarı faiziyle birlikte ödemeyi taahhüt eden kişinin ödenmesi gereken miktarı belirli vadelerde ödeyeceğini taahhüt etmesi halinde anlaşma aranmaksızın taahhütnamede belirtilen süre kadar soruşturma veya kovuşturmanın durmasına, hükmün infazının ertelenmesine veya durdurulmasına karar verilecek.
Taahhütnamede yer alacak birinci yıl taksiti, borcun üçte birinden az olamayacak. Ödeme süresi, taahhütnamenin yapıldığı tarihten itibaren 2 yılı geçemeyecek. Anlaşmanın, gereği gibi ifa edilmesi veya ödenmesi gereken miktarın ödenmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı, davanın düşmesi veya hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecek.
Ceza ertelemesinden yararlanan kişi, taahhütnamede belirtilen süre içerisinde şikayetçi ile anlaşmaya varması ve bu anlaşmanın bir nüshasını şikayetçi veya yasal temsilcisi tarafından mercilere verilmesi halinde, soruşturma ve kovuşturmanın durmasına, hükmün infazının ertelenmesi veya durdurulmasından yararlanacak.
Soruşturma veya kovuşturmanın durması halinde dava zaman aşımı, hükmün infazının ertelenmesi veya durdurulması halinde ise ceza zaman aşımı işlemeyecek.
Şikayetçinin başvurusu üzerine, anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti halinde soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilecek.
Soruşturma veya kovuşturması durdurulan ya da hükmün infazı ertelenen veya durdurulan kişi hakkında “adli kontrol” uygulanacak.