İÇİNDEKİLER
Cilt kuruluğu her yaşta ve herkeste görülebilecek bir problemdir. Bizim için asıl önemli olan cilt kuruluğunun neden kaynaklandığı ve kuruluk derecesidir. Cilt kuruluğu genellikle ellerde, kollarda ve bacaklarda ortaya çıkar. Günlük hayatta sık karşılaşılan cilt kuruluğunun büyük bir kısmı nemlendirici kullanımı ile giderilirken bazı kuruluklar daha inatçı olup egzama gibi sorunlara yol açabilir. Bu durumda bir dermatologla görüşüp uzman desteği almak işlerin daha da kötüleşmemesi için önemlidir.
Cilt kuruluğu doğuştan kuru cilt yapısına sahip olmak gibi bir nedene bağlı olabileceği gibi hava değişiklikleri, kötü beslenme, yetersiz su tüketimi gibi dönemsel ve önlenebilir nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir. Sadece genetik olarak kuru cilt yapısına sahip olanların değil normalde yağlı bir cilt yapısına sahip olan kişilerde de bazı dönemlerde cilt kuruluğu görülebilir.
Kuruyan cilt çatlar ve bu çatlaklardan mikroplar kolayca içeri girip farklı cilt sorunlarına ve enfeksiyonlara da neden olabilir. Pullanma, kaşıntı, çatlama, cilt renginde değişiklik ( griye dönük bir renk alma) , soyulma, ağrı, sertlik gibi belirtiler gösteren cilt kuruluğu hem kozmetik anlamda hem de ruhsal anlamda kişileri olumsuz etkiler.
Cilt kuruluğu, cilt çok fazla su veya yağ kaybettiğinde hemen herkeste görülebilir. Bazı kişilerinse cildi diğerlerine göre daha kurudur veya kurumaya meyillidir. Bebeklerin ciltleri daha hassas ve savunmasız olduğu için kuruma daha sık gözükür. Bebeklerin ve çocukların ciltlerindeki kuruluk için organik zeytinyağı ya da onlar için özel olarak üretilmiş nemlendiricilerden faydalanmak gerekir. Yaş aldıkça cilt yağ dokusunu, nemini ve esnekliğini yitirmeye başlar. Özellikle 30’lu yaşlardan sonra cildimizi daha iyi korumalıyız. Günlük su tüketimine dikkat etmeliyiz. 40’lı yaşlardan itibaren her gün cildimizin ihtiyacına uygun iyi bir nemlendiriciden destek almalıyız.
Şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, sedef hastalığı ve çalışmayan ya da az çalışan tiroit bezleri de cilt kuruluğu yapabilir. Şeker hastalarının ciltleri daha hassas olduğundan düzenli olarak nemlendirici kullanmaları gerekir. Banyo yaparken sıcak su ile yıkanmak, temizlikte kimyasal maddeler içeren deterjanlar kullanmak, rüzgara ve soğuğa maruz kalma, sigara kullanımı, hava kirliliği, sürtünme, klima kullanımı gibi çevresel etkenler de cildi kurutabilir.
Tıp dilinde ‘kserozis’ olarak adlandırılan cilt kuruluğunun tedavisi sebebine bağlı olarak mümkündür. Bazen cilt kuruluğu az su tüketimi ya da soğuk havaya maruz kalma gibi basit bir nedenden kaynaklanırken bazen tiroit problemleri, diyabet, egzama, sedef gibi daha ciddi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Altta yatan sebebin tespiti tedavi açısından son derece önemlidir.
Cilt kuruluğu aşırı boyutlara ulaştığında egzama da genellikle ona eşlik eder. Egzama, ciltte iltihap oluştuğu anlamına gelir ve kaşıntı ile birlikte ciltte yanma şeklinde pullanma gibi belirtilere yol açar. Tedavi edilmediği sürece egzama giderek kötüleşecektir. Muhakkak uzman bir dermatologdan yardım almak gerekir.
Sıcak su ile yıkanmamak, kimyasallardan uzak durmak, klima kullanımında dikkatli olmak, bol su tüketmek, dar ve sık dokunmuş giysiler giymemek ya da giymeden önce bir nemlendirici kullanmak, rüzgara çıkarken dikkatli olmak açıkta kalan bölgelerimizi mümkün olduğunca kapatmak ya da nemlendirmek, sigara tüketimini kesmek ya da azaltmak, özellikle yazın cilt yapısına uygun güneş koruyucu kullanmadan dışarı çıkmamak, 11.00-15.00 saatleri arasında güneşlenmemek, yazın denize ya da havuza girdikten hemen sonra temiz su ile duş almak, ılık su ile kısa süreli duşlar almak, duştan çıkınca cilt nemli iken nemlendirici krem kullanmak, sabun kullanımını sınırlandırmak gibi önlemler cilt kuruluğunun önlenmesi açısından alınabilecek önlemlerden bazılarıdır.