Bir pandemi olasılığı yıllardır iyi bilinen bir riskti fakat hiç kimse mevcut koronavirüs krizinin tam zamanlamasını veya doğasını tahmin edemezdi. Pandemi geri dönülemez bir şekilde birçok şeyi değiştirdi ve değiştirmeye de devam ediyor. Böyle zamanlarda, dönüşmekte olanları iyi analiz etmek ve gelecekteki olası trendlere bakabilmek yararlıdır.
Örgütsel düzeyde, kriz zamanları hem tehdit edici hem de özgürleştirici olabilir. Ancak kültürel değişim zordur, büyük bir şok olmazsa bu, tüm eski ‘kuralların’ çiğnenebileceği anlamına gelir. Bu o an.
Koronavirüs sonrası dünyada insanların neye değer vereceğine ve önceliklerine dair güçlü erken sinyaller sunan izlenimlere bakacak olursak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki COVID-19 krizi nedeniyle 2020 ve ilerleyen yıllarda işletme yönetimindeki trend ve uygulamalarda önemli bir değişiklikler olacak. Bu eğilimler büyümeyi büyük ölçüde etkileyeceği için işletme sahiplerinin doğru yönde ilerleyebilmek için itici güçlerin neler olduğunu bilmeleri gerecektir.
Pandemiden önce, bazı şirketler dijital dönüşüme önemli ölçüde zaman, çaba ve sermaye yatırırken, diğerleri dijitalleşmek konusunda pek de endişeli değildi. Ancak Covid-19 kuruluşları işlerinin devamı için teknolojik gelişmeleri benimseme yönünde radikal adımlar atmaya zorladı. Perakendecilik, sağlık hizmetleri, konaklama ve eğitim gibi hemen hemen tüm endüstriler, iş modellerini dönüştürmeye ihtiyaç duyacak. Şirketlerin artık “işleri her zamanki gibi” yürütmeleri olası görünmüyor. Aslında, bugün bir kuruluş rakiplerinin önünde olsa bile, belirsizliği benimsemeye, hesaplanmış riskler almaya, değişen iş eğilimlerini takip etmeye ve en yeni dijital teknolojiden yararlanmaya hazır olmalıdır. Bunu yapmamak, tüm iş modellerini bozabilir.
Sektör reformunun yanı sıra, işletmelerin çalışanlarının sağlığına konsantre olmak için fazladan yol kat etmesi gerekecek. Uzaktan çalışma, sosyal izolasyon ve sosyal uzaklaşma “yeni normal” haline geldikçe, onların zihinsel sağlıklarına odaklanma ihtiyacı da önemli ölçüde artacaktır.
Pandemi sonrası değişimi kaçınılmaz olan bir diğer sektör de eğitim sektörüdür Çevrimiçi eğitim sistemlerinin büyümesinin giderek artacağı düşünülüyor. Covid-19 virüsü sadece işletmeleri etkilemedi aynı zamanda eğitim sistemini de etkiledi. Pek çok okul ve eğitim kurumu derslerini çevrimiçi olarak almaya hazır değildi ve bu birçok sıkıntıya yol açtı. Çocuklar okula gidemezken, çevrimiçi eğitim sistemleri yükselen bir iş trendi haline geldi. Dünyanın dört bir yanındaki okullar, gereksinimlerine uyacak şekilde farklı çevrimiçi öğretim platformları uygulamaya başladı. Ancak şu an halihazırda online eğitim devam ederken ödevlerin layıkıyla değerlendirilmesi, çevrimiçi sınavlar ve öğrencilerin karmaşık kavramları anlamalarını sağlamak gelecekte odaklanılması gereken yeni zorluklardır. Ancak bu zorluklar yeni çevrimiçi öğretim sistemlerinin oluşturulması ve geliştirilmesiyle aşılacaktır. Örneğin şu an İlgi çekici ve kişiselleştirilmiş bir öğrenim deneyimi oluşturmak için BT araçlarını kullanan Hindistan’daki Byju’s ve Vedantu gibi Edtech platformları “yeni normal” haline geliyor geleneksel eğitim sistemine meydan okumaya devam edecek gibi görünüyorlar.
Pandemi sonrası tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılmasına bakacak olursak, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in tedarik zinciri konusunda şebekeden tamamen çıkmasına ve dış lojistik bağlantılarının her birini kapatmasına kimse hazır değildi. İşte bu nedenle küresel işletmelerin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmaktan başka seçeneği yoktur. Tedarik zincirleri, tedariğin kaynağı ve artan katma değer gibi bileşenleri izleyerek daha çok katmanlı bir yaklaşım benimseyecek. Bu aynı zamanda müşterilerle iletişim kurmak ve etkileşim kurmak, envanterleri ve lojistiği yönetmek, sermayeyi, üretimi ve dağıtımı yönetmek için yeni yollar açacak.
Bir diğer geri dönülemez değişim de geleneksel çalışma alanlarının ve uzak ekiplerin evriminin devamı olacaktır.
Çok sayıda işletme çalışanlarını evden çalışmaya teşvik ediyor. Bu nedenle, önümüzdeki aylarda bekleyebileceğiniz bir iş trendi, işletmelerin operasyonlarını sorunsuz bir şekilde yönetmek için farklı dijital araçları benimsemeleri olacaktır. Bu çevrimiçi araçlara olan talepteki önemli artış, şirketlerin evden çalışma ürünleri ve hizmetleri geliştirmeleri için bir katalizör görevi gördü.
Korona sonrasında uzak bir grup kültürü oluşturmak da aynı şekilde doğal olarak gerçekleşecek, ancak şekillenmek için aşamalı olarak bilinçli fikirler ve proaktif çaba gerektirecek. Uzak bir grup oluştururken, askere alma, işe alma, uzaktaki ekibi izlemeye kadar tüm prosedürleri yeniden gözden geçirmek gerekecek. Uzaktan iş gücü izleme ve çalışan bağlılığı uygulamaları gibi yeni teknolojilerin benimsenmesinde artış olacak. Bu nedenle, 2020 yılında şirket sahipleri şirketleri için yapmayı planladıkları her şeyi bu teknolojileri göz önünde bulundurularak gerçekleştirmelidir, çünkü bu sadece üretkenlik seviyelerini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda işin büyümesini de sağlayacaktır. Ayrıca bu birkaç yıl içinde büyük veri analitiğinin yaygın kullanımı olacak ve bu da işletmelerin belirli yatırımlara ve yeniliklere dayalı daha akıllı kararlar almasına yardımcı olacaktır.
Akıllı telefonların yaygın olarak kullanılmasıyla beraber, işletmeler için mobil uygulamaların kullanımında da artış kaçınılmaz olacaktır. Bulut teknolojisinin kullanımı daha da yaygınlaşacak. Bulut bilişim, işletmeleri ölçeklenebilir ve verimli hale getirecek, maliyetleri de düşürecektir.
İşletme modellerindeki değişiklikler hemen hemen her sektörü etkileyecektir. Bu nedenle, başarılı bir iş yapmak için ortaya çıkan bu trendlerden yararlanabilecek olanlar ileri görüşlü girişimciler olacaktır.
Makine öğrenimi ve yapay zeka, iş dünyasına çok daha fazla entegre olacak. Müşteriyi elde tutma konusunda teknoloji işletmelere yardımcı olacak.
İş dünyası, işletmeleri her büyüklükteki işletmede web ve mobil uygulamaları kullanarak görevleri otomatikleştirme, üretkenliği artırma ve BT kaynaklarını artırma konusunda güçlendirecek CloudApper gibi SaaS çözüm platformlarının ihtiyaçlarını da deneyimleyecek. Bu, sürdürülebilirliğin sürekliliğini sağlamak için profesyonel organizatörlere olan talebi artıracaktır.
İşletmeler artık işgücü yönetimi, varlık yönetimi ve bakım ve güvenlik ihtiyaçları için hepsi bir arada platformları kullanmaya daha yatkın. Bu tür platformlar, işletmelerin ve bireylerin yazılım geliştirme hakkında hiçbir şey bilmek zorunda kalmadan farklı iş süreçlerini yönetmek için anında uygulamalar oluşturmak için kullanabilecekleri sezgisel platformlardır. Bu kapsamlı sistemler, birden fazla hedefi gerçekleştirmelerine yardımcı olur. Bu nedenle, daha iyi entegrasyonlar ve API’ler ile teknoloji alanını en iyi şekilde kullanmak için merkezi iş zekası platformlarından daha fazla yararlanılacaktır.
Kaynaklar:
https://info.trendwatching.com/10-trends-for-a-post-coronavirus-world