Darfur’da Bir Göz Doktoru Dr. Şükran Bekdemir: “Gelmesem Hayatımda Bir Şeyler Eksik Kalırmış”

DR. ŞÜKRAN BEKDEMİR, İMKÂNI VE VAKTİ OLAN MESLEKTAŞLARININ AFRİKA’DA GÖZ DOKTORLUĞU TECRÜBESİNİ YAŞAMASINI İSTEDİĞİNİ BELİRTEREK “AÇIKÇASI BEN BURAYA GELMESEM HAYATIMDA BİR ŞEYLER EKSİK KALIRMIŞ GİBİ HİSSEDİYORUM.” DİYOR.

Dr. Şükran Bekdemir, Afrika’da Nyala Sudan Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde göz hekimliği hizmeti veriyor. Sosyal ve ekonomik yönden çok önemli eksikliklerin yaşandığı coğrafyada, hekimliğin temel unsurunu yerine getirdiğini belirtiyor: “insanlara yardımcı olmak.” Dr. Bekdemir’le Afrika’daki yaşantısı ve mesleki deneyimi ile ilgili görüştük.

Şükran hocam, Afrika’daki hayatınıza geçmeden önce kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ankara merkezde, Pursaklar Devlet Hastanesi’nde göz hastalıkları uzmanı olarak çalışıyorum. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. İhtisasımı Bozok Üniversitesi’nde yaptıktan sonra mecburi hizmetimi, Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yaptım. Ardından Ankara Polatlı Devlet Hastanesi’nde çalıştım. Daha sonra Pursaklar Devlet Hastanesi’ne geldim.

Katarakt, şaşılık, travma cerrahisi yapıyorum. Bunlara ek olarak özellikle oküloplasti ve oküler onkoloji alanlarında çalışmaktan büyük keyif alıyorum. İhtisasım dönemimde Prof. Dr. Canan Gürdal Hocamızla çalışmam, oküloplastiye yönelmemde ve sevmemde çok etkili oldu. Daha sonrasında Prof. Dr. Kaan Gündüz Hocamızla tanışma fırsatı buldum ve hep aklımda olan orbita cerrahisi ve oküler onkoloji alanlarında çalışmaya başladım.

Afrika’ya gitme fikri nasıl doğdu ve sonrasında süreçler nasıl gelişti?

Sadece biz hekimler değil, aslında birçok insan Afrika’ya gelmek veya bulundukları yerden de olsa bu coğrafyadaki insanlara yardım etmek istiyor veya yardımcı olmaya çalışıyor. Biz hekimler belki bunu daha çok istiyoruz çünkü mesleğimiz aslında bu: İnsanlara yardımcı olmak. Ben buraya gelirken birçok meslektaşım “Keşke biz de gidebilseydik!” dedi ve bu konuda konuşmalarımız oldu. Benim de Afrika’ya gelmek ve burada faydalı olmak gibi bir niyetim hep vardı. Özellikle oftalmolojide ilgi duyduğum oküler onkoloji ve travma konularında yardımcı olabileceğimi düşünüyordum. Sağlık Bakanlığı’nın Sudan, Somali, Nijer, Bangladeş, Kırgızistan, Arnavutluk gibi ülkelerde hastanesi olduğunu biliyordum. Afrika’da çalışmak üzere gönüllü olarak görevlendirme isteğinde bulundum. Uygun bir takvim olunca Nyala Sudan Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne görevlendirme seçeneği sunuldu ve hiç düşünmeden kabul ettim.

Bulunduğunuz hastaneden ve Darfur’daki yaşamınızdan biraz bahseder misiniz

Bulunduğumuz şehir Nyala, başkent Hartum’a yaklaşık bin 400 kilometre uzaklıkta. Yoğun bir nüfus var burada ve bildiğim kadarıyla ben de dâhil olmak üzere iki veya üç göz doktoru var. Ben hastanedeki tek göz hekimiyim. Haftanın iki günü ameliyat, diğer günler poliklinik yapıyorum. Bunun dışında gün içinde çıkan acil vakaları da ameliyat ediyorum. Hastanenin lojmanında kalıyoruz. Mesai dışındaki vakitlerimde gördüğüm vakaların ve ameliyatların bir arşivini yapıyorum. Her akşam da düzenli olarak yürüyüş yapmaya çalışıyorum.

COVID-19 SALGINI GÜNDEMLERİNDE DEĞİL

Afrika’da hizmet yapmanın Türkiye’den çok farklı gelen yönleri nedir?

İnsanların ihtiyaç ve beklentileri bizim ülkemizden çok farklı burada. Temel ihtiyaçlar olan beslenme, temiz su, barınma gibi sorunlar daha öncelikli. İnsanlar genel olarak bunlarla mücadele etmeye çalışıyor. Şartlar Türkiye’dekinden oldukça farklı. Sonuçta dünyanın en fakir bölgelerinden birinde bulunuyoruz ama tüm bu zorluklara karşın bir kabulleniş ve teslimiyet de var ve bu insanı oldukça etkiliyor. Diğer yönden bizim ülkemizde ve dünyada etkili olan Covid-19 salgını burada çok gündemde değil. Malaria, tifo, hepatit gibi hastalıklar daha yoğun görülüyor.

En çok görülen göz hastalıkları nelerdir?

Bu bölgenin tarihinde uzun yıllar süren savaşlar ve sıkıntılı dönemler olduğu için maalesef posttravmatik vakalar oldukça fazla. Hâlen çok fazla sayıda travma vakası görülüyor. Afrika’da genelde sıcak iklim yaşandığı için katarakt vakaları da çok ve kataraktlar genellikle erken yaşta ve hipermatür olarak geliyor. Benim dikkatimi çeken bir başka konu da göz tümörü görülme oranının yüksek olması. Yaşanılan bölge kırsal olduğu için konjonktivit ve keratit gibi enfeksiyonlar da oldukça sık.

Bu hastalıkların görülmesinde yaşanılan bölgenin etkisi var mı?

Tabi yaşanılan çevre, iklim, beslenme koşulları ve genetik faktörler hastalıkların çeşitliliğini ve sıklığını etkiliyor. Eğer çok sıcak bir bölgede yaşıyorsanız daha erken yaşta katarakt oluyorsunuz ya da metabolizmanızda bazı hastalıklar daha erken ortaya çıkıyor. Anneniz beslenme yetersizliği olan bir bireyse, siz daha farklı hastalıklara yatkın olarak doğuyorsunuz ya da vitamin ve mineral desteğinden yoksunsanız bu sizi daha çok etkiliyor.

Sizi çok etkileyen anekdotlar varsa bahseder misiniz?

Beni en çok etkileyen şeylerin başında, yirmi birinci yüzyılda yaşamamıza rağmen hâlen bu coğrafyada temiz suya erişimin çok kısıtlı olması oldu.

Elektrik de aynı şekilde sınırlı ulaşılabilen bir kaynak burada. Altyapı da çok eksik. Birçok evde temel besin maddeleri eksik ve gerekli hijyenik koşullarda değil. Ayrıca ekonomik koşullardan dolayı çok acil hastalar haftalar veya aylar sonra hastaneye gelebiliyor. Bu da doğal olarak göz gibi bir organda kaybın çok sık yaşanmasına neden oluyor. İlk geldiğimde bu duruma çok şaşırmıştım

Afrika’da ne kadar kaldınız? Ne kadar daha süre geçireceksiniz?

Yaklaşık dört aydır buradayım. Bir süre daha kalmayı planlayabilirim.

Bu süreçte Türkiye’de en çok neleri özlediniz?

Açıkçası Türkiye’de herhangi bir markete gidip rahatlıkla aldığınız birçok şeyi burada bulmakta zorlanabiliyorsunuz. Bazı şeyleri bulduğunuzda da daha mutlu olabiliyorsunuz. Zamanla daha az şeyle yetinmeyi öğreniyor ve daha az şeye ihtiyacınız olduğunu fark ediyorsunuz ama illa bir şey söylemem gerekirse sade soda, limonata, yeşil elma ve mantıyı çok özledim.

Türkiye’ye döndükten sonra yapmayı düşündüğünüz plan ve projeleriniz nelerdir?

Sanırım, öncelikle bir tatil yapmayı planlıyorum. Daha sonrasında şartlar uygun olursa eğitimime bir süre Avrupa’da devam etmek isterim. “Bu, bana aynı zamanda başka bir dünyayı yakından tanıma fırsatı da verecektir.” diye düşünüyorum. Ayrıca orbita cerrahisi ve oküler onkoloji alanında kendimi daha fazla geliştirmek istiyorum.

SAĞLIK HİZMETİ AYRICALIK DEĞİLDİR

Afrika’da görev almak isteyen doktorlara neler önerirsiniz? Nelere dikkat etmeliler?

Dünyanın neresine gidilirse gidilsin sağlığın temel bir hak olduğunu, bir ayrıcalık olmadığını düşünüyorum. Bu bölgede de yeterli sayıda ve tecrübede göz doktoru maalesef yok. Bu farkındalıkla hareket edildiğinde buradaki her türlü görev çok kıymetli ancak bu bölgede hastalar doktora daha geç dönemde ulaştığı için daha üst seviyede vakalarla karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle her türlü vaka daha zor olabiliyor. Tecrübe en çok ihtiyacınız olan şey oluyor burada.

Afrika’da bir göz doktoru olarak Türkiye’deki meslektaşlarınıza vermek istediğiniz mesajlar var mı?

İmkânı ve vakti olan arkadaşlarımızın Afrika’da göz doktorluğu tecrübesini yaşamasını isterim. Hem mesleki olarak tecrübelerini arttırabilirler hem de birey olarak dünyayı algılama konusunda farkındalık kazanabilirler. Buradaki şartlar ne kadar zorlu olursa olsun gün sonunda insanların yüzündeki o memnuniyet size başka bir mutluluk veriyor ve bu gerçekten çok özel bir duygu. Açıkçası ben buraya gelmesem hayatımda bir şeyler eksik kalırmış gibi hissediyorum.

Ophthalmology Life 38. Sayı