Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin genel merkezi açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye’de maalesef, artık ancak sistemik yolsuzluktan bahsedebiliriz. Yolsuzluk sistemin her tarafını bir ağ gibi sarmış durumda. Bu nedenle mevcut iktidar bırakın yolsuzlukla mücadeleyi, yolsuzluğu sistemik bir hale getirmiş durumdadır” dedi.
Sözcü’nün aktardığına göre, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu partisinin genel merkezi açılış töreninde konuştu.
Güçlü başkanlık sistemi dediniz küçük ortağınız olmadan adım atamaz duruma geldiniz. İstikrarlı Türkiye dediniz, İstiklal Savaşı’nda bile telaffuz edilmediği kadar bekadan bahsedilir oldu” ifadelerini kullanan Davutoğlu, “Daha ne olsun? Bunları düzeltmeye varsanız biz sonuna kadar değişime destek vermeye hazırız” diye konuştu.
Meclis’e getirilmesi planlanan sosyal medya düzenlemesiyle ilgili konuşan Davutoğlu, “Bu iktidar ve ortakları şimdi de sosyal medya düzenlemesi adı altında “unutulma hakkı” getirmek istiyormuş. Hayırdır nelerin unutulmasını istiyorsunuz? Dört yıl önceki sözlerini, beş-on yıl önceki politikalarını bile savunamaz hale geldikleri için tarihlerini silmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları ise şöyle:
“Daha düne kadar savundukları ne varsa, konuştukları ne varsa, gururla arkasında durdukları ne varsa hepsini inkâr etmelerini isteyen bir iktidarla imtihan oluyorlar
İktidar sahipleri bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamıyor, milletin de kendileri gibi vicdanlarını, değerlerini, insanlıklarını bir kenara bırakmalarını istiyorlar.
Haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk olduğunda gözlerini kapatmalarını, yüzlerini çevirmelerini, vicdanlarını bastırmalarını istiyorlar.
Türkiye’de artık yolsuzluk şahsi, münferit bir hadise olmaktan çoktan çıkmıştır. Türkiye’de maalesef artık ancak sistemik yolsuzluktan bahsedebiliriz. Yolsuzluk sistemin her tarafını bir ağ gibi sarmış durumda. Bu nedenle mevcut iktidar bırakın yolsuzlukla mücadeleyi, yolsuzluğu sistemik bir hale getirmiş durumdadır.
Ne oldu bu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, iki sene geçti üzerinden, ne bir kutlama ne bir muhasebe yaptınız? Bu hatırlatmanın ardından baştan aşağı bir sanal başarı tablosunu muhasebe diye sundular Ama daha önemlisi Sayın Cumhurbaşkanı “sistemle ilgili her türlü değişime açık olduklarını, bu, mevcut çarpık sistemin tıkandığının, Türkiye’yi taşıyamadığının çok açık bir itirafıdır. Bu itirafa ciddi bir çalışmanın, sağlıklı bir çalışmanın eşlik edeceğini, elbette düşünmüyoruz.
‘KÜÇÜK ORTAK OLMADAN ADIM ATAMAZ HALE GELDİNİZ’
Koalisyonlar dönemi bitecek dediniz artık koalisyonsuz adım atamaz hale geldiniz. Karar alma süreçleri hızlanacak dediniz, kendi çıkardığınız kararnameleri iptal etmekten iş yapamaz hale geldiniz.
Meclis güçlenecek, yasama bağımsız ve kudretli olacak dediniz ne milletvekilliğinin ne de Meclisin adı kaldı. Bürokratik oligarşi bitecek dediniz memleketi akrabalarınızdan, yakınlarınızdan, akrabalarınızın yakınlarından, yakınlarınızın tanıdıklarından oluşan atanmışlar ordusu yönetiyor.
Güçlü başkanlık sistemi dediniz küçük ortağınız olmadan adım atamaz duruma geldiniz. İstikrarlı Türkiye dediniz, İstiklal Savaşı’nda bile telaffuz edilmediği kadar bekadan bahsedilir oldu. Daha ne olsun? Bunları düzeltmeye varsanız biz sonuna kadar değişime destek vermeye hazırız.
Maalesef yaptığımız bütün uyarılarda haklı çıktık. Yapmayın etmeyin demekten dilimizde tüy bitti ama sizlere anlatamadık. Bu sistem ülkeyi kilitler, demokrasiyi iptal eder, devleti zayıflatır, siyasi partileri sıkıntıya sokar, meclisi anlamsızlaştırır, denge ve denetlemeyi ortadan kaldırır dedik. Dinletemedik.
Aldığımız cevap ihraç oldu. Evet sadece bizleri değil liyakati, ciddiyeti, ahlakı, samimiyeti ihraç ettiniz. Eski Türkiye artığı ne kadar aktör varsa, değer varsa, uygulama varsa ithal ettiniz. Şimdi faturayı milletimiz ödüyor.
SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Bu iktidar ve ortakları şimdi de sosyal medya düzenlemesi adı altında “unutulma hakkı” getirmek istiyormuş. Hayırdır nelerin unutulmasını istiyorsunuz? Dört yıl önceki sözlerini, beş-on yıl önceki politikalarını bile savunamaz hale geldikleri için tarihlerini silmeye çalışıyorlar.”