Devlet Memuru Olan Doktor Hataları İçin Ancak Devlet Aleyhine Dava Gaziantep Avukat Ali Tümbaş

Kamu Görevlisi Hekim Aleyhine Malpraktis Davası Açılamaz

Kamu görevlisi hekime karşı, tedavide uğranılan zarar iddiası ile tazminat talepli bir davanın, doğrudan yöneltilmesi mümkün değildir. İlgili yasal düzenlemeler doğrultusunda davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir.

Yargıtay 4. HD., E. 2017/4849 K. 2020/1306 T. 12.3.2020

“Dava haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davacının … Devlet … uzman doktor olarak görev yapan davalı tarafından sağ böbreğinde taş bulunduğu gerekçesi ile ameliyata alındığını, bu ameliyat esnasında davalının böbreği ciddi şekilde zedelediğini, davacının şikayetlerinin azalmak yerine artması üzerine başka bir hastanede sağ böbreğinin alınması ile sonuçlanan bir operasyon daha geçirdiğini, böbreğinin alınmasında davalının ilk ameliyattaki hatalı tedavisinin etkili olduğunu belirterek, uğranılan maddi ve manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili, davalının mesleğinde uzman, başarılı bir doktor olduğunu ve davalıya yüklenebilecek mesleki bir kusurun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde

çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/3, 129/5, 657 Sy. K. 13, … 2011/4-592 E., …/25 K). Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir…)

Davaya konu edilen olayda; … Devlet … üroloji alanında uzman doktor olarak görev yapan davalının, görevi sırasında ve görevinden dolayı davacıyı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5 maddesi uyarınca davalı doktor kamu görevlisi olup; doğrudan kendisine karşı dava açılması mümkün değildir. Davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Şu durumda davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA…”

Kamu Hastanesi Malpraktis – Özel Hastane Malpraktis

Sağlığı bozulan ve tedavi edilmesi gereken bir yurttaş, Sağlık Hukuku yönünden “hasta” ve Tüketici Hukuku yönünden “hizmet alıcı” dır. Tedaviyi ister kamu hastanesi, ister özel hastane üstlenmiş olsun, sorumluluk yönünden her iki sağlık kuruluşu da eşittir. Tek fark ülkemize özgü bir düzenleme gereği, kamu hastanelerinin sorumluluğunda “idari yargı” nın, özel hastanelerin sorumluluğunda “adli yargı” nın görevli olmasıdır.

Devlet, kamu ve özel kesim ayrımı yapılmaksızın hastalanan yurttaşlar karşısında bir “sağlık hizmeti sağlayıcısı” dır. İşte bu nedenle, tıbbi hatalar, tedavi eksikliği ya da tedavide gecikme yüzünden zarar gören yurttaşlar, özel hastanelere karşı açtıkları davalardan ayrı olarak, bazı durumlarda ve aynı konuda Devlete (Sağlık Bakanlığı’na) karşı dava açabileceklerdir.

Sağlık Bakanlığı’ nın özel hastaneler üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü olup, bu yükümlülüklerin zamanında ve gereği gibi yerine getirilmemesi; tespit olunan aykırılıklara yönelik caydırıcı yasal müeyyideleri kullanma yetkisi bulunmasına karşın, bunların kullanılmaması, bir “hizmet kusuru” dur.

Özel hastanede görevli hekimlerin tıbbi hataları nedeniyle, hem özel hastaneye hem de hekime hatta hekimin sigorta şirketine karşı dava açılabilmesi mümkün olduğu gibi kamu hekimlerinin “görevden ayrılabilir kişisel kusurları” bulunması durumunda, hem onları çalıştıran kamu kurumuna karşı idari yargıda hem de hekimlerine ve sağlık personeline karşı “adli yargıda” dava açılabilir. Özellikle kamu hekimleri hakkında, tıbbi hata nedeniyle ceza davası açılıp mahkûmiyet kararı verilmişse, böyle bir uygulama kesindir.

Malpraktis davalarının (hekimliğin kötü uygulanması nedeniyle tazminat davaları) hukuki sebebini haksız fiil, sözleşmeye aykırılık, vekâletsiz iş görme veya hizmet kusuru oluşturmaktadır. İdareye karşı dava açılırken hizmet kusuruna; gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine dava açılırken ise haksız fiil, sözleşmeye aykırılık veya vekâletsiz iş görme sebeplerinden herhangi birine dayanılması gerekir.

Özel hastanelerde gerçekleşen malpraktis nedeniyle açılacak olan tazminat davası, doktor, hastane işleticisi ve de doktorun sigorta şirketine karşı birlikte açılabilirken; kamu hastanelerinde malpraktis nedeniyle açılacak olan tazminat davası doğrudan ilgili kamu kurumuna karşı açılmalıdır.

Doktor Hatası Sebebiyle Tazminata Hükmolunabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

Hekimin hatası sebebiyle bir zarar meydana getirmesi temelde bir hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Bu hukuka aykırılık sebebiyle tazminat talebinde bulunabilmek için ise birtakım şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar şu şekildedir:

  1. Öncelikle hekimin ( veya başkaca bir sağlık personelinin) hukuka aykırı bir davranışı olmalıdır. Bu hukuka aykırı davranış; sözleşmeye aykırılık, haksız fiil veya velaketsiz iş görme gibi durumlar neticesinde ortaya çıkmış olabilir. Ancak hukuka aykırılığın hangi sebepten kaynaklandığı tazminat hakkının kazanılması bakımından farklılık arz etmemektedir.
  2. Uygulanan tıbbi müdahale sonucunda ortaya çıkan bir zarar bulunmalıdır.
  3. Meydana gelen zarar sebebiyle doktora veya sağlık personeline atfedilebilecek bir kusur bulunmalıdır.
  4. Bu kusur ile meydana gelen zarar arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır. Yani zararın bu kusurlu davranış nedeniyle meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Bu dört unsur birlikte gerçekleştiği takdirde hekimin veya sağlık personelinin tazminat sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Doktor Hatası Hangi Aşamalarda Söz Konusu Olabilmektedir?

Doktor ihmali doktorun yapması gereken bir müdahaleyi özensiz davranarak yapmaması veya bulunması gereken bir müdahalede bulunmamasıdır. Doktor veya sağlık personelinin bu ihmali şu aşamalarda söz konusu olabilmektedir:

Bu aşamalar dışında doktor hataları bakımından büyük önem arz eden Stabilizasyon ve Konsültasyon kavramları bulunmaktadır.

Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın

Avukatlarımızın Yazısını Oylar mısınız?