Diş apsesi toplumda yaygın görülen problemlerden biridir. Ağız ve diş temizliğinin ihmal edilmesi durumunda bakteriyel enfeksiyon gelişebiliyor. Bu durum diş köklerinde ya da diş etlerinde irin meydana gelmesinin nedenlerinden biridir. Şiddetli ağrıya, yüz bölgesinde şişmelere ve hassasiyete yol açabiliyor olması ise diş apselerinin hastalar için zorlayıcı olmasını beraberinde getiriyor. Genellikle hastalar yaşadıkları ağrıyı ‘zonklama’ olarak tarif ederler. Ayrıca söz konusu ağrı çoğunlukla yavaş yavaş kendini hissettirmez, birden ortaya çıkar ve şiddeti de artabilir. Diş apselerinin kaç çeşit olduğu, nasıl tedavi edildiği ya da önlemek için neler yapılması gerektiği gibi konuları ele alacağız. Öncesinde ise herkesin bilmesi gereken apse belirtilerini aktaralım.
Yazı İçeriği
Her hastada diş apsesi aşağıda sıralanan belirtilerin tamamını göstermeyebilir. Yaygın görülen belirtileri hemen kısa bir liste formunda aktarabiliriz:
Bu belirtilerin tamamı ağız ve diş sağlığı ile ilgili bir sorunun olduğunun göstergesidir. Bu nedenle belirtilerden sadece birinin hissediliyor olması durumunda dahi derhal bir diş hekimine başvurulması gerekiyor. Diş apselerine erken dönemde müdahale edilmesi önemlidir. Çünkü apsenin yarattığı sorunlar hastaların beslenmesine, uyku sürecine, iş hayatına olumsuz yansır. Olası en erken dönemde tedavinin yapılmasında fayda olacaktır.
Tanı konmasının ardından çoğu zaman kanal tedavisi yapılmasına da ihtiyaç duyuluyor. Bazı hastalarda da sistemik yayılım, ağrı, yüksek vücut ateşi, lenf nodüllerinde şişme olması gibi şikayetlerin giderilmesi amacıyla ilaç tedavisinin uygulanmasına da ihtiyaç duyulabilir. Tedavi ile apsenin ve yarattığı sorunların tamamının ortadan kaldırılması hedeflenir. Ancak tedaviye olumlu yanıt alınamaması halinde diş çekiminin de bir seçenek olarak değerlendirildiğini belirtmeliyiz. Dişin çekilmesi durumunda eksik diş sorununu gidermek için implant uygulamasından faydalanılır. Elbette öncelikli amaç dişin kurtarılmasıdır ve diş çekimi son çözüm ya da zorunlu olması durumunda tercih edilir.
Bazen apsenin diş aralarında meydana gelmesi de söz konusu olabiliyor. Bu durumda apsenin temizlenmesine yönelik bir tedavi prosedürü uygulanıyor. Apsenin temizlenmesinin ardından kısa zamanda tekrarlamaması için kök yüzeylerinin temizlenmesine de ihtiyaç oluyor. Bu işlemlerin yapılması sırasında hastanın acı hissetmesi mümkün olmaz çünkü cerrahi bir müdahale söz konusu ise mutlaka öncesinde bölgenin uyuşması sağlanır. Bu nedenle hastayı zorlayan tedaviler değildir.
Çok sayıda ağız ve diş hastalığı gibi diş apsesi de önlenebilir. Ancak önlemek için bazı unsurlara dikkat edilmesi gerekir. Diş apselerinin nasıl önlenebileceğine hemen göz atabilirsiniz.
Kaç tür diş apsesi olduğu sorusunun yanıtı aslında geniş bir listeyi gerektirmiyor. Apseler iki farklı kategoride ele alınır. Bunlar;
Diş köklerinde apselerin diğerine nazaran daha sık görüldüğünü belirtebiliriz. Nedenlerine bakıldığında ise ilk sırada diş çürüklerinin ihmal edilmesi göze çarpıyor. Ağız ve diş temizliğinin düzenli olarak yapılmaması da nedenler arasında bulunuyor. Sadece diş köklerinde değil diş aralarında da apselerin benzer nedenlerle oluştuğunun altını çizelim. Bu nedenle ağız ve diş temizliğinin hem doğru hem de düzenli bir şekilde yapılması son derece önemlidir.
Çeşitli şikayetler ile diş hekimine başvurduğunuzda öncelikle fiziksel bir muayene yapılması gerekir. Kesin bir tanı konabilmesi için röntgen çektirmeniz gerektiğini de belirtelim. Apsenin ağız içerisinde ne kadar yayılım gösterdiğinin belirlenmesi gerekiyor. Bununla birlikte apsenin hangi aşamada olduğu, diş köklerini ne oranda etkilediği gibi soruların yanıtları da belirlenir. Sonrasında hastaya en uygun tedavi seçeneği tercih edilerek gerekli tedavilerin uygulanması sağlanır. Erken dönemde apsenin tespit edilmesi halinde daha kısa süreli bir tedavi ile başarı elde edilebiliyor.
Elbette diş apsesi eğer tedavisi yapılmazsa vücuda yayılabilir. Diş köklerinde ya da diş etlerinde zararlı mikroorganizmaların üremesi, sadece ağız içerisi ile sınırlı kalan bir durum değildir. Vücudun farklı bölgelerine yayılabilir ve bu yayılım hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Diş apselerinin en erken dönemde belirlenmesi ve tedavi edilmesi işte bu nedenle büyük önem arz eder.
Sıklıkla merak edilen bir unsur da apselerin kemiklere yayılıp yayılmadığı oluyor. Apsenin kemiklere yayılması ender görülen bir durumdur ancak imkansız değildir. Genellikle apsenin oluştuğu bölgeye yakın olan kemiklere yayılması söz konusu olur. Bu tablo mide bulantısı, yüksek vücut ateşi, kemiklerde ağrı olması gibi belirtiler ile kendini gösterir. Ağız içerisinde meydana gelen enfeksiyonun tedavisinin yapılmaması durumunda, bir süre sonrasında kana karışması ve kan yolu ile vücuda yayılması riski de bulunur.
Diş köklerinde ya da diş aralarında meydana gelen diş apsesi patlayabilir. Bölgede biriken iltihap boşalabilir ve bu durumda ağıza kötü kokulu bir sıvı gelmesi, bu sıvının kötü bir tatta olması gibi belirtiler ortaya çıkar. Apse patladığında hastalar artık kendi kendine iyileşmenin meydana geleceğini düşünebiliyor. Ancak bu bilgi doğru değil. Apsenin patlaması durumunda da tedavi yapılmalıdır. Aksi halde kısa zamanda apsenin tekrarlaması söz konusu olacaktır.
İlginizi çekebilir –>
Dişte lezyon
Çoğu zaman diş apsesi meydana geldiğinde hastalar bitki kürleri gibi gelişigüzel yöntemlerden çare umabiliyor. Ancak bu gelişigüzel yöntemler bir tedavi değildir ve apse başta olmak üzere dişlere, diş etlerine, ağız içi dokulara ciddi zararlar verebilir. İnternet ortamında karşılaştığınız her bilgiye itibar etmemelisiniz. Diş apselerine iyi gelen sadece tıbbi olarak uygulanacak tedavidir. Bitkileri kaynatarak suyunu apse üzerine sürmek, çeşitli baharat karışımlarını çiğnemek ya da sürekli soğuk kompres yapmak gibi yöntemler bu enfeksiyonun iyileşmesini sağlamaz.
Göz atın –> Pedodonti
Tanı konmasının ardından diş apsesi tedavisi kapsamında antibiyotik ilaç reçete edilebilir. Ancak bu ilaçların diş hekimi tarafından önerilen süre boyunca ve sadece önerilen dozajda kullanılmalıdır. Antibiyotik ilaçların reçete edilmesi halinde aksatılmadan ve saatleri geçirilmeden kullanılması son derece önemlidir. Ayrıca her hastanın apse durumunda mutlaka antibiyotik ilaç kullanması gerekmez. Bu ilaçlar sadece gerek duyulması durumunda reçete edilir. Çoğu zaman apseye neden olan unsurun diş çürükleri olduğundan söz etmiştik. Diş çürükleri antibiyotik ilaçla tedavi edilmez. Çürüğün temizlenmesi ve dolgunun yapılması gerekir. Bu nedenle diş hekiminizin uyguladığı tedaviye sadık kalmalısınız. Konuya dair sorularınızı altta bulunan yorum bölümüne yazabilirsiniz.
Bilgi sahibi olun –> Hollywood Smile