Dişler, tıpkı parmak izleri gibi kişiye özgüdür. Herkesin diş yapısı ve şekli birbirinden farklıdır. Birçoğumuzun ortak sorunu ise diş çürümeleridir. Oldukça ağrıya sebep olan çürükler kimi zaman diş kayıplarına yol açılabilmektedir. Bu nedenle çürüğün en erken zamanda saptanıp, tedavi edilmesi gerekir.
Çürüğün ortaya çıkışındaki başroller dişlerimize yapışan bakterilerdir. Ağızlarımızın içerisinde doğal olarak bulunan bazı bakteriler vardır. Yemeklerden sonra ağzımızda kalan besin artıkları bakteri sayısını çoğaltır. Yemek sonrası dişlerimizin üzerinde bir plak oluşumu görülür. Bu plaklar bakteriler için harika birer yaşam alanlarıdır. Oluşan plak ile yararlı bakteriler yok olurken, zarar verici bakterilerin sayısı artar. Özellikle çikolatalı, şekerli, unlu, karbonhidrat içeren, kola ve benzeri gazlı içecekler dişin yüzeyinde uzun süre kalarak; bakterileri besler. Asit üretimine neden olan bu durum bir süre sonra dişin mineral dokusunu çözerek, minesini bozup, sert dokularında yıkılma oluştur ve diş çürükleri meydana gelir. Hekimlerin, kavite dedikleri oyuklar ortaya çıkar.
Asit üreten bakterilerin oluşumundaki en büyük etkenleri yemek sonrası dişlerin yeterli ve güzel fırçalanmaması, diş ipiyle aralarda kalan besin artıklarının temizlenmemesi, şekerli, karbonhidratlı gıdaların fazlasıyla tüketilmesi ve sigara kullanımı olarak sıralayabiliriz. Diş kökleri, yüzeylerine göre daha hassas olduğundan, bu noktalarda çürüme çok daha kolay ve hızlı gerçekleşebilir. Yaşlandıkça dişlerimizdeki florür miktarının azalması da çürümeye yol açan diğer etkenlerden biridir. Ağız sürekli olarak farklı besin ve maddelere açık olduğundan, bakteri oluşumlarına da en elverişli olan bölgelerden biridir.
Her türlü diş sağlığının önlenmesinde olduğu gibi, diş çürüklerinin önlenebilmesi için de ağız bakımı düzenli olarak, titiz bir şekilde yapılmalıdır. Çürükler, kişiye yaşattıkları ağrının yanı sıra hassasiyet oluşturarak, sadece bulundukları noktada değil; genel bir alana da etkide bulunurlar. Ağız kokusu, hoş olmayan görüntüye neden olmaları gibi olumsuz ve rahatsız edici yanları da vardır.
Çürükler; bulundukları dişe, boyutlarına ve yapılarına göre farklı belirtiler gösterebilmektedirler. Bu belirtilerden birkaçı şunlardır:
Diş çürüklerinde zamanında müdahale gerçekleşmez ise çürük diş köküne kadar ilerleyebilir. Bu durum diş kayıplarına yol açabilmektedir. O nedenle düzenli diş kontrolleri büyük önem taşımaktadır.
Diş çürüklerini tamamen engelleyebilecek bir ilaç ya da aşı geliştirilmemiştir. Diş çürüğü meydana gelmeden, gerekli hijyenik önlemler alınması en etkili yöntemdir. Artık besinlerden kalan parçaların mikropların oluşumunda elverişli bir ortam olduğunu bildiğimize göre bu ortamı sağlamamak gerekir. Yemeklerden sonra dişlerin mutlaka fırçalanması, fırçanın ulaşamayacağı yerler için diş ipinin kullanılması etkili yöntemlerin başında gelir. Besin artıkları dişlerin çiğneme yüzeylerindeki girintili kısımlarda ve dişlerin birbirine değdiği ara yüzeylerde daha çok biriktiğinden fırça seçimi yapılırken ağız yapısına uygun diş fırçası seçilmelidir. En az 2 dakika boyunca dişlerin tüm yüzeyleri ve diş etleri fırçalanmalıdır. Bunların yanı sıra florür içeren gargaralar ile ağız çalkalanmalı, ağız hijyenine önem verilmelidir. Çikolatalı, şekerli, nişastalı, asitli gıdalar diş minesine zarar verebileceğinden; bu tarz gıdalardan kaçınmak, dişlerin yapısının korunmasına yardımcı olur. Tüketildikleri taktirde mutlaka diş fırçalanmalı ya da gargara yapılmalıdır. Çürüğün ileri seviyeye gelmeden farkedilip, tedaviye başlanması için erken teşhis oldukça önemlidir. Bu nedenle düzenli aralıklarla diş hekimi kontrolüne gidilmesi de önem kazanır. Eğer diş çürüğünüz olduğundan şüpheleniyorsanız en kısa sürede doktor tarafından muayene edilmelisiniz. Aksi taktirde çürük etki alanını derinleştirerek diş kayıplarına yol açar.