Doğum konusunda anne adaylarını en çok tedirgin eden ve aynı zamanda en çok merak ettikleri soruların başında “doğumun başladığını nasıl anlarım?” sorusu gelmektedir. Her ne kadar kişiden kişiye farklılık gösterebilse de genellikle doğumun başladığını işaret eden belirtiler aynıdır. Dr. Ahmet Batkı doğumun başladığını işaret eden belirtileri şöyle sıralamaktadır:
Pek çok doğum yapmış anne tarafından yapılan “karnın düşmüş, bebek aşağı inmiş. Doğum belli ki çok yakın.” Tahminlerinin temeli aslında bebeğin doğabilmek için geçmesi gereken yola girmesi anlamını taşımaktadır ve doğum belirtisi denince akla en çok gelen durumdur. Özellikle ilk hamileliğini yaşayan anne adayları, bebeğin kanala girmesinin ardından hamileliğin son haftalarında bir rahatlama, hafifleme hissederler.
Doğum belirtileri arasında en enteresan olanıdır. Doğum yaklaştıkça anne adayları kendilerini enerji dolu hissetmektedirler.
Bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısı ile dolu kesenin sancı ve kasılmalar ile yırtılması sonucu gözlenen durum doğum belirtileri arasında en sık rastlanılan durumdur ve halk arasında suyun gelmesi olarak bilinir. Bazen bardaktan boşanırcasına yoğun gelebilen bu sıvı, kesenin üst bölgesinden küçük küçük yırtılması durumunda sızıntı halinde gelebilmekte ve anne adaylarınca idrar kaçırıyorum şeklinde yorumlanabilmektedir. Her iki durumda da hekimler anne adaylarının hastaneye gitmesini tavsiye etmektedirler.
Amniyon sıvısı koyu ve kıvamlı değil su gibi akışkandır ve kendine has bir kokuya sahiptir. Rengi ise şeffaf ya da çok açık sarı olabilmektedir.
Rahim ağzı hamilelik boyunca dışarıdan bakteri girişine engel olan kalın bir mukus tabakasıyla kapatılmaktadır. Doğumun yaklaşmasıyla birlikte rahim ağzında genişlemeler ve incelmeler meydana gelir ve bu yüzden bu mukus tabakası kanlı bir şekilde atılır.
Nişanın gelmesi doğumun hemen başlayacağını işaret etmez, nişan geldikten sonraki 1-7 günlük süreçte doğumun gerçekleşmesi beklenir.
Genellikle kasık bölgesinde ve karın bölgesinin altında oluşan düzensiz ağrılar yalancı sancı olarak bilinmekte ve hamileliğin son aylarında bu ağrılar da şiddetlenmektedir. Broxton-Hicks olarak bilinen bu sancılar doğuma hazırlık sancıları olarak nitelendirilmekte ve gerçek doğum belirtileri arasında yer almamaktadır.
Günde 10 kereye kadar 5-10 saniyeden 60 saniyeye kadar sürebilen bu kasılmalar gebeliğin 35. Haftasından itibaren başlayabilmekte ve karında hissedilmektedir. Bu sancılar ile gerçek doğum sancıları arasındaki en önemli fark bu sancıların düzensiz olmasıdır.
Gerçek doğum sancıları Braxton-Hicks sancılarına kıyasla çok daha düzenli ve giderek artan şiddette sancılardır. Karından ziyade bel ve kasıklarda hissedilmektedir. Rahatsız edecek ve acı verecek seviyedeki bu gerçek doğum sancıları 5 dakikada bir ya da 10 dakikada 3 kez geliyorsa doğumun yaklaştığı sonucu çıkarılabilir.
Hamilelikte bebeğin başı doğum kanalına yerleşir ve rahim idrar torbasına baskı yapmaya başlar. Bu nedenle, anne adayları sık sık idrara çıkarlar. Ancak doğumun yaklaşmasıyla birlikte rahim aşağı inerek ve idrar torbasına baskı yapmayı bırakır. Böylelikle anne adayları da eskisi kadar sık idrara çıkmazlar. İlk doğumunu yapacak anne adaylarında rahim doğumdan 1-2 hafta önce aşağı iner. Öte yandan ikinci doğumunu yapacak olan anne adaylarında rahim doğumdan 1 gün önce aşağı inmektedir.
Rahim ağzında meydana gelen değişimler yalnızca doktor kontrolleriyle anlaşılabilmektedir. Bu değişimler rahim bağ dokusunda yumuşama, incelme ve genişleme şeklinde olurlar ve kontrol sırasında fark edilebilirler. Doğum için rahim ağzında gerekli olan açılma yaklaşık 10 cm’dir.