Dört fotoğrafta halk hareketini görüyoruz. Vatansever güçler, antiemperyalist zeminde, Türkiye cephesinde birleşiyor. Başları kapalı kadınlarımız en ön cephede. İşte halk sistemin dışına çıkıyor, devrimcileşiyor
İstanbul Saraçhane’de 18 Eylül 2022 günü Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun düzenlediği, “Büyük Aile Buluşması” önümüzdeki sürece ilişkin çok önemli dersler barındırıyor. Saraçhane’deki buluşmanın sonuçlarına geçmeden önce, yakın tarihteki benzer eylemlere göz atmak, içine girdiğimiz sürece dair daha bütünsel sonuçlar çıkarmak açısından anlamlı olacaktır. Özellikle Diyarbakır Annelerinin açtığı bayrak, uyuşturucuya karşı evlatları için mücadele eden Anneler Hareketi ve 15 Temmuz gecesi.
DÖRT FOTOĞRAF ARKAMIZDA DEĞİL ÖNÜMÜZDE
Saraçhane Buluşması, Diyarbakır Annelerinin mücadelesi, Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi ve 15 Temmuz 2016 gecesi arkamızda kalmadı, aksine önümüzde duruyor. Türkiye köklü kararlar alacağı büyük bir çözüm sürecine girmiştir. Bu çözümün anahtarı, öncülerin süreç içinde alacağı tavırları ve bulunacakları konumlarıyla doğrudan ilgilidir.
Bu dört eylemin fotoğraflarına baktığımız zaman, dördünde de halk hareketini görüyoruz. Dört fotoğrafta da Türkiye’nin temel vatansever güçleri, antiemperyalist zeminde, Türkiye cephesinde birleşiyor.
1- 15 Temmuz gecesi halk kadınıyla erkeğiyle Türk milleti ABD’nin FETÖ Gladyosuna karşı meydanlara iniyor.
2- Çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır Anneleri, ABD’nin kara gücü HDP-PKK’ya karşı isyan bayrağını çekiyor.
3- Evlatları uyuşturucu belasına kapılan, yüreklerindeki acıyla, umut ve çözüm arayan anneler, yalnız kendi çocuklarını değil, Türk gençliğini kurtaracak toplumsal mücadeleyi yükseltiyor.
4- Saraçhane’deki binlerce insan yine ABD’nin toplumu, aileyi, milli bağımsızlığı hedef alan ideolojik ve kültürel taarruzuna karşı ayağa kalkıyor.
Dolayısıyla ölçümüz giyim-kuşam, başı açık-kapalı, laik-antilaik, İmam Hatipli-Anadolu Liseli değil… Ölçü, ABD emperyalizmine karşı, bir program temelinde birleşmek.
Dört fotoğrafta da başları kapalı kadınlarımız, annelerimiz en ön cephede. Dört fotoğrafta da çürüyen mahallenin kavgacıları değil, milletin devrimcileri var. Dört fotoğrafta da bu toprakların üreten, emek veren, ter döken, gözünü budaktan sakınmayan insanları var. Dört fotoğrafta da halk insanlık cephesinin en önünde yer alıyor. İşte bu halk, sistemin dışına çıkıyor, devrimcileşiyor. Hem toplumu hem öncüleri hem de kendisini dönüştürüyor. Türk milleti burada. Başka bir millet yok.
ÇÜRÜYEN MAHALLENİN KAVGACILARI
Buradaki insanlar, sözümona “çağdaş” konumlardan, oldukça dar bir çevrede, aşağılanıyor, hor görülüyor, güvenilmiyor, hakaret ediliyor. Kendini fasulyeden nimet sanan bu kesim insanlara “Göbeğini kaşıyan adamlar, cahil, çomar, koyun sürüsü” gibi hakaretler ediyor. Çünkü bu fanusta “mahalle” var, “millet” yok. Şezlonglarında güneş ışığı, suyun serinliği, bir ellerinde ayna bir ellerinde cımbız, yattıkları yerden yapılan bolca gevezelikler var. Millete karşı sorumlulukları yok. Tuzları kuru. Halkın dışındaki bu mahallede değer yargılarının, duyguların, özlemlerin halkla buluştuğu bir nokta da yok. Halka karşı sevgisizlik var.
Türk Milleti 15 Temmuz’da ABD’nin kurşunlarına göğüs geriyor, şehitler veriyor, bu mahalle hükümet devriliyor diye sevinç çığlıkları atıyor. Türk Milleti PKK’ya karşı ayağa kalkıyor, bu mahalle Biden tayfasıyla birlikte ABD ve PKK ile beraber iktidar hayalleri kuruyor. Türk Milleti LGBT dayatmasına, uyuşturucu belasına karşı ayağa kalkıyor. Bu mahalle çağdaşlık ve özgürlük adına kadının ayaklar altına alınması, gençliğin çürümesi, çocuklarımızın istismarı, ailenin dağılması ve toplumun yozlaşması mevziisinde yer alıyor.
FOTOĞRAF GENİŞLİYOR
Şimdi duvarlar yıkılıyor, fotoğraf genişliyor, önyargılar kırılıyor, bilinçler pratik içinde aydınlanıyor, dogmalar eziliyor. Dört fotoğrafta da Türkiye cephesinin en etkili güçleri, en geniş cephede birleşiyor. Türkiye’nin bütün vatanseverleri kol kola giriyor, halkçı, milliyetçi, muhafazakâr, Atatürkçü, sosyalist bütün kuvvetleri emperyalizme karşı Türkiye’yi savunuyor.
Daha önemlisi, bu güçler gelinen aşamada vatan savunmasının ötesinde, bütün sınıfların iktidarı olacak olan Üreticilerin Milli Hükümeti için tarih sahnesine çıkıyor.
Bu tablonun ardından Saraçhane’deki Büyük Aile Buluşması’nın sonuçlarını daha ayrıntılı inceleyebiliriz.
1- BULUŞMANIN ZEMİNİ
Büyük Aile Buluşması, sürecin başından itibaren, emperyalizme, LGBT dayatmasının sahibi küresel merkezlere ve onların Türkiye içindeki unsurlarına karşı, milli bağımsızlığı, toplumu ve aileyi koruma zemininde yapılmıştır. Saraçhane Meydanı’nda polis rakamlarına göre yaklaşık 27 bin kişinin katıldığı büyük buluşmaya çok sayıda dernek, platform, vakıf ve cemaat örgütlenmeleri de katılmıştır.
Buluşma öncesi çağrılar, buluşmadaki konuşmalar, buluşma bitimindeki basın açıklaması ve yayınlanan sonuç bildirisinde de antiemperyalist vurgular, Atatürk ve milli egemenlik söylemleri ağırlığını koymuştur. Emperyalizme karşı mücadele mevziisi, Atatürk’ün yeniden keşfedilmesi ve bütün toplumun paylaşılan değeri olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Muhafazakâr kesimlerin, tarikat ve cemaat örgütlenmelerinin yoğunlukta olduğu kesimler, Atatürkçü ve cumhuriyetçi kesimlerle emperyalizme karşı kol kola girmiştir. Eylem, Türkiye devriminin temel vatansever güçlerini birleştirmiştir.
Buluşmada konuşma yapan tek siyasi partinin Vatan Partisi olması anlamlıdır. Bu tutum, Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun oldukça doğru bir mevziden bakmasının yanında, Vatan Partisi’nin ideolojik ve program olgunluğunun Türkiye’deki belirleyici etkisini göstermektedir. Bunun yanında Öncü Kadın, TGB ve CKD buluşmada yalnız konuşmacı olarak değil, eylemin alan güvenliği dahil pek çok sorumluluk alanında önder görevler üstlenmiştir.
2- HALK DEVRİMCİLEŞİYOR
Buluşmanın ekseni, 2014 sonrası Türkiye’nin Atlantik’ten kopuş sürecinin ve özellikle muhafazakâr-milliyetçi insanların oluşturduğu geniş kesimin gelinen aşamadaki bilinç sıçramasını ve dönüşümünü gösteren çok önemli bir olgudur. Özellikle son dönemde saptadığımız, halkın yarısından fazlasının sistemin dışına çıktığı gerçeği bu buluşmanın teması ve pratiğiyle de kanıtlanmış oluyor. Sistemin içindeki hiçbir partinin buluşmanın fikri ve eylemsel düzleminde yer alamadığı da hesaba katılırsa, sistem dışı seçenek olan Vatan Partisi’nin konumu daha berrak anlaşılabilir. Geniş bir kesim, Atlantik Sisteminin ideolojik-siyasi denetiminden ve tahakkümünden kopuş sürecine girerek devrimcileşmektedir. Bu süreç, halkın devrimci seçenek olan Vatan Partisi’ne yönelmesiyle devam etmektedir. Sürecin doruğunda Vatan Partisi’nin iktidarı vardır.
3- DUVARLAR YIKILIYOR
Vatan Partisi, Türkiye solunda görülmemiş bir şekilde, yüzde 15-20’lere sıkışan dar çemberin dışına çıkarak, toplumun tamamıyla kucaklaşan ve bütün kesimleri kazanabilecek bir konuma yerleşmiştir. Özellikle sol gelenekten gelen bir partinin bunu başarması Türkiye açısından tarihe geçen bir olaydır. Bu durum, Vatan Partisi iktidarının önünü açan en önemli gelişmedir.
Partimizin “Tarihi Fırsat” saptamasının ve “öncüyü örgütlemeden milleti örgütleme çağına geçiş” tespitinin ne kadar nesnel bir zemine oturduğu Büyük Aile Buluşması’nda bir kez daha görülmüştür. Buluşma, Vatan Partisi’nin her siyasi partiden, her sınıftan ve her bölgeden insan kazanabilme konumunu göstermektedir.
4- DOĞRU ÇİZGİNİN SONUÇLARI TOPLANIYOR
Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu’nun 22 Eylül 2018 tarihli “Aynı Gemi” kararının sonuçları toplanmaktadır. Türkiye cephesinin tahlili, gemi içinde kaptanlık mücadelesi ve gemi içindeki kuvvetleri geminin içinden kontrol edebilme gerçeği, bugünkü bağımsız ve güçlü konumumuzu sağlamaktadır. PKK ve FETÖ ile birlikte mevzilenenler bugün Tayyip Erdoğan düşmanlığında çürümektedir. Yalnız kalmaktan ve “dostları kaybetmekten” korkan çizginin değil, gerektiğinde bölünmeden birleşilemeyeceği gerçeğinin doğruluğu bir kez daha görülmüştür.
Aynı Gemi stratejisine itiraz ederek içimizden ve yanımızdan ayrılan kesimlerle yaşanan ideolojik hesaplaşma ve ayrışma olmasaydı bugünkü kitlesel birleşme de olamazdı. Bu eylem, nereden ve nasıl büyüyeceğiz, barajı nasıl yıkacağız ve nasıl iktidar olacağız sorularına da yanıt vermektedir. Bu buluşma ve eylem birliğine itiraz eden çizgi, 15 Temmuz 2016 gecesi sokağa çıkan kitlenin saçından, sakalından korkan, milyonlarca insanı gerici diye mahkûm eden ve birleşmeyi reddeden çizginin devamıdır.
Özellikle Kadın Hareketi içerisindeki mor zehirlenmeyle devrimci çizgi arasındaki mücadelede, mor ideolojinin temizlenmesi Öncü Kadın ve CKD açısından tarihi bir sürecin önünü açmıştır. Her iki kadın örgütünün de Büyük Aile Buluşması ve süreç içindeki İstanbul Sözleşmesi tartışmaları vb. kültürel-ideolojik konularda merkeze oturması, doğru çizgide ısrarın bir ürünüdür. Uyuşturucuya karşı mücadele, Diyarbakır Annelerinin mücadelesi, Beyoğlu çizgisinin yerine, Anadolu’daki Türk kadınının geniş kesimleriyle birleşme, kadına şiddete karşı tavizsiz tutumla birlikte, devrimci kadın hareketinin merkezi oluşmuştur. CKD’nin önümüzdeki dönem kitleselleşme atağı da bu çizgide başarıya ulaşacaktır.
5-DÖNÜŞTÜREN EYLEM
Devrim, toplumun değişmesi ve dönüşmesidir. Halkın geniş kesimlerini dönüştürmeyen devrim olmaz. Tarihteki bütün devrimler en sonunda toplumu değiştirebildiği ölçüde başarılı olmuştur. Bu buluşmaya gelen insanların parti içinden ve dışından gericilikle suçlanması, aşağılanması, ideolojik ve siyasi bozukluğun yanında, toplumu değiştirme ve dönüştürme iddiasından vazgeçmek anlamına gelmektedir. Özü, devrimcilikten vazgeçmektir. Değiştirme görevinden ve devrimcilikten vazgeçmek ise en gerici ve tutucu mevzidir.
Devrim ve iktidar odaklı bakış açısı, devrimci bakış açısıdır. Büyük güçlerle ve toplumun tamamıyla ancak bu bakış açısı ile birleşilebilir ve ancak böyle iktidar olunabilir. 6 Ağustos 2022 tarihli Merkez Yürütme Kurulu Kararı’nın 9. Maddesi olan “Bugün meselemiz, muhalefetçilik oynamak değil, iktidar hedefiyle mücadele yürütmektir. Önümüzdeki zorlukları yenmek için milletimize güveneceğiz, cephede mevzilenenlere güveneceğiz, kendimize güveneceğiz ve Öncü Partimize güveneceğiz. Güvenmek, bir önderlik yeteneğidir ve önder olan güvenir.” bölümü bugünkü tartışmaya da ışık tutan, iktidar yolundaki önündeki temel sorunu ortaya koymaktadır.
Diğer yandan Büyük Aile Buluşmasındaki insanlar sevgi dolu, nezaketli, insancıl, paylaşmacı, kibirden uzak ve nerdeyse tamamını emekçi kesimlerin oluşturduğu kitledir. Binlerce insan Saraçhane Meydanı’nda Türk halkının genel karakterini yansıtmıştır.
Bu buluşma, Vatan Partisi’ni de dönüştüren ve değiştiren buluşmadır. Değişim ve dönüşüm karşılıklıdır. Vatan Partisi de halkın içinde olarak, halktan öğrenerek, önyargıları kırarak, kendisi dışındaki büyük birikim ve tecrübeyle birleşerek ve onları paylaşarak değişecek ve dönüşecektir.
AYDINLIK / Özgür Bursalı/ Vatan Partisi Genel Sekreteri