İçindekiler
Bugün bile Anadolu’da anlatılan pek çok hikaye efsaneler etrafında doğuyor. Mitler, coğrafi bir unsuru (dağ, dere, kaya, ağaç, göl vb.) veya bir aşk macerasını, savaşı ve akılla açıklanamayan bazı güçlü güçleri içeren ilginç anlatılardır.
Efsanelerde anlatılanların insanlar arasında çoktan yaşanmış olduğu kabul edilir. Bu yönüyle mit, peri masalından farklıdır. Genelde insanlar ve olaylar olağanüstü özelliklere sahiptir. Mitler dini, tarihsel olabileceği gibi yaratılış ve dünyanın sonu ya da olağandışı varlıklar ve güçler hakkında da olabilir.
Örnek vermek gerekirse: Karakoyon efsanesinde genç bir çoban ağasının kızına aşık olur. Kızı almak için uzun süredir tuz yalayan koyun sürüsünü hiç su vermeden nehrin karşısına geçirir. Aygır Gölü Efsanesi’nde göçebe bir topluluğun bir attan en iyi yavruyu alma arzusu anlatılır. Bazı mitlerde gerçek hayattaki bazı şahsiyetler etrafında gelişen olaylar konu edilir. Genç Osman efsanesi, boş beşik efsanesi, Çakici Evi efsanesi, Çoban Çeşmesi efsanesi, Gelin Kayası efsanesi, Şehitler Kayası efsanesi, sarı kız efsanesi vs. . Mitler örnektir.
Halk edebiyatı grupları içinde mitler önemli bir yer tutmaktadır. Aynı zamanda çeşitli unsur ve motiflerle eski halk masallarında malzeme olarak kullanılmışlar ve modern edebiyatta bazı roman, oyun, film senaryoları gibi ürünlerin de kaynağı olabilmektedirler. Sabır Taşı (Nacip Fazıl Kıçakorık), Kerim Wasli (Saladin Batu), Ostra Ben Bogalar (Yaşar Kemal) vb.
Mitlerin derlemeleri ve yayınları için şu çalışmaları sıralayabilir:
• Hüseyin Namık Orkon, Türk Mitolojisi, 1943.
• Anwar Behnan Shabulio, Türk Mitolojisi, 1947.
• Cevat Şakir Kabaağaçlı, (Halikarnas Balıkçısı) Anadolu Efsaneleri, 1954.
• Alireza Önder, Anadolu’nun Yaşayan Efsaneleri, 1955.
• İbrahim Zaki Bordurloo, Efsanelerim, 1966.
• Muhammed Önder, Anadolu Efsaneleri, 1966.
• Yaşar Kemal, Anadolu’nun Üç Efsanesi, 1967.
• Fahmi Anlaroğlu, Dilden Dile, Kuşaktan Kuşağa Anadolu Efsaneleri vb.
başka bir kaynak
Sözlü edebiyat geleneğinin bağımsız bir türü olan mit, gerçek ya da gerçeküstü bir kişi, olay ya da yer hakkında doğru olduğuna inanılarak dilden dile aktarılan öykü anlamına gelir. Mitler, nesilden nesile aktarılan çok eski anlatılardır ve yaygın (anonim) Türk edebi ürünleridir. Mitlerde işlenen temalar bir kişi, olay veya mekana dayalıdır. Efsanelerde işlenen temalar, bir ölçüde de olsa doğruluk ve inandırıcılık yönü taşır. Mitler genellikle bir veya daha fazla öğe içeren kısa bir anlatı türüdür. İslam sonrası dönem Türk destanlarından biri olan “Manas Destanı” Anıtı, Bişkek’te doğaüstü güçlerin ya da güçlerin ortaya çıktığı gizli ve gizemli bir dünya vardır. Bu dünyanın sırlarına tam olarak erişilemez. Gerçeklik unsuruna ek olarak, istisna ve inanç unsuru vardır. Efsane ile birlikte toplum tarafından fantezi dünyasında yaratılan “ideal insan tipi” nesilden nesile aktarılır.
Masallar ve mitler arasında bazı benzerlikler vardır. Her iki türde de gerçeküstü olaylar işlenir. Ancak efsane, peri masalından daha inandırıcıdır. Mitler olağandışı olayları açıklamayı ve inandırıcı kılmayı amaçlar. Daha sonra, ideal insan özelliklerini tanımlamak mümkündür. Masal türünde didaktik amaçlar gözetilir, ders vermek esastır, herhangi bir doğa olayını yorumlamak söz konusu değildir. Mitleri, toplumların inançlarını, zihniyetini, çevresini ve yaşam koşullarını ortaya koymaktadır. Masallarda böyle bir yer yoktur. Masallar evrensel mesajlar içerir. Peri masalları genellikle mutlu sonla, efsaneler ise genellikle kötü sonla biter. Masallarda kullanılan düzenli ifadeler (kafiye vb.) efsanelerde kullanılmaz. Mitolojide kahramanlar, olağanüstü güçlere sahip olmalarına rağmen tanrı ya da yarı tanrı değildirler. Bu özellikleriyle mitler, kahramanları genellikle tanrılar ve yarı tanrılar olan efsanelerden ayrılır.
Efsaneler kendi kendine yeten bir tür olmakla birlikte, diğer birçok sözlü edebiyat türü gibi bazen diğer anlatılar, özellikle de efsaneler ve destanlar içinde yer alabilmektedir. Mitler ve halk hikayelerinin pek yakınlığı yoktur. Ancak bazı halk hikâyeleri zamanla efsaneleşmiştir. Halk hikâyelerinde manzum kısımlar unutularak sadece nesirle olaylar anlatılır.
Destanların ulusal bir karakteri varken, mitlerin yoktur. Yani aynı destan başka bir toplumda bulunamazken aynı mit başka bir toplumda bulunabilir. Destanlar mite göre daha uzun bir oluşum sürecinden geçer. Destanlarda destan yani kahramanlık unsurları hakimken, mitlerde durum böyle değildir. Destanlar tarihsel olaylarla yakından ilgilidir. Mitler genellikle tarihle ilişkilendirilmez. Mitler genellikle o bölge veya bölgeye aitken, destanlar genel olarak millete hitap eder. Anlatı anlatısı her iki yazı türünde de kullanılır. Her iki yazı türü de belirli bir plan dahilinde oluşturulmuştur.
Günümüzde efsaneler şiir, müzik, resim, heykel, bale, opera, sinema ve tiyatro gibi çağdaş sanatların zengin bir kaynağını oluşturmaktadır. Mitler, milletlerin hayatında insanları yönlendiren yapıcı ve yol gösterici işlevlere sahip olmaları, olaylardan ders alarak zaman zaman topluma faydalı mesajlar vermeleri, geleneksel değerleri ele almaları ve korumaları nedeniyle en önemli edebî türlerden biri olarak kabul edilmektedir. topluluktan.
Kaygusuz Abdal Sergüzeşt Özeti
[wpcin-random-posts]