Efsanenin Adı: Çanakkale

Kentler de insanlar gibidir aslında; özgün, şahsiyetli ya da sıradan. kordon canakkale İnsanlar gibidirler; anlatılınca güzelleşir, anladıkça gizemlerinden arınır, bilinir ve sevilirler.

Bin yılların ötesinden günümüze taşıdığı doğal ve kültürel mirası ile bir başyapıt izlenimi bırakır insanda Çanakkale. Antik çağ tanrılarının güncelerine yerleşen İda Dağı’ndan gönderilen mesajlar, destanlaşarak bir yansıma bulur bütün zamanlarda. Zambak ve safran kokularının sindiği İda Dağı, Gök Tanrısı Zeus’un Hera ile yaşadığı yerdir.

Kazdağı’nda sürüleri güden Paris, prens doğar, çoban olur ve sonunu hazırlar Troia’nın. Güzelliği dillere destan Sarıkız’ın, köyünde uğradığı iftiranın sonunda bırakıldığı ve erenlere karıştığının anlaşıldığı yerin de Kazdağı olması ilginç değil mi?
Her dönem kendi mitolojik öyküsünü yaratmış bu coğrafyada, değişmeyen sadece yüceliğine inanılan değerler.

saat kulesi Deniz ötesi kıyılarda, karşılıklı mitolojik aşklar yaşanır. Ege Denizi’ni ve boğazı tepelerden izler kanatlı koçlar. Seyyahlar tırmanır, geçmiş zaman inançlarıyla Kazdağı’na. Abydos’tan Leandros seslenir, Sestos’taki büyük aşkı Hero’ya. Denizler
yarılır gecenin karanlığında bir fener ışığına. Helle, kanatlı koçun pöstekisinden düşerken selamlar boğazını Çanakkale’nin.

Güzelliğin başa bela olduğu, insanlığın bilinen tarihinden günümüze ulaşan güzellikleriyle, nice gizemli aşklara ve büyük savaşlara sahne olmuş çok az kent vardır yeryüzünde Çanakkale gibi!

Değişen yaşam koşulları, hızlı kentleşme, nüfus artışı, doğal kaynakların giderek artan bir şekilde tahribi, endüstrileşme ve teknik gelişmeler, bilinç-li veya bilinçsiz tahribatlar, yeryüzündeki bir çok yerleşim alanının tarihsel ve doğal özelliklerinin hızla kaybolmasının başlıca etmenlerindendir. Henüz kirlenmemiş verimli topraklara, bozulmamış mimariye sahip sanayinin yerleşemediği, denizlerin tanışmasına ve ülkelerin okyanuslara açılmasına boğazıyla ve limanlarıyla yol veren şanslı bir coğrafyadayız. Bu şansını bir turizm kentine dönüştürerek sürdürmesi, Türkiye’de yeni bir turizm cennetinin, insanlığın hizmetine sunulması anlamı taşıyacağı bir gerçek.

Boğazın Ege’ye açılan ucunda bulunması, bir yandan eşsiz ve doyumsuz manzaraya sahip olmasını sağlarken, diğer yandan gerek karadan kıtalararası geçiş yollarını barındırması, gerekse su yoluyla tek geçiş noktası olması, kentin üzerine büyük tarihi bir sorumluğu da yükleyerek, stratejik bir kent yapmış Çanakkale’yi.

Çanakkale Boğazı

Boğazın Ege’ye açılan ucunda bulunması, bir yandan eşsiz ve canakkale bogazi doyumsuz manzaraya sahip olmasını sağlarken, diğer yandan gerek karadan kıtalararası geçiş yollarını barındırması, gerekse su yoluyla tek geçiş noktası olması, kentin üzerine büyük tarihi bir sorumluğu da yükleyerek, stratejik bir kent yapmış Çanakkale’yi.

Savaşlardan arınıp, insanlığın ortak değerine dönüşen, her iki tarafta yer alan kahramanların aynı topraklarda yan yana yattığı, dualarla ayinlerin birbirine karışarak hatıralara dönüşüp efsaneleştiği, bir başka coğrafya var mıdır yer yüzünde?

Burası farklı inançların cennet bahçeleri vaat ettikleri; Yahudilerle Süryanilerin, Hıristiyanlarla Müslüman askerlerin bir arada aynı topraklarda yattığı bir yeryüzü cennetidir. Fransız, İngiliz, Alman, Yeni Zelandalı, Avustralyalı, Nepalli, İskoç- yalı, Galli, İrlandalı, Kanadalı, Hintli, Cezayirli, Güney Afrikalı, Senegalli gençlerin, Türk coğrafyasında ölüme yattıkları büyük bir oyunun da adıdır Çanakkale. İnsanın merkeze oturtulduğu hümanist anlayı-şın yarattığı özgüven sonucunda buralara gelindiğini bilmeli ve kabullenmeli dünya.

Kadının her zaman kendisine yaşam alanı bulduğu ve üstün değer olarak görüldüğü bu coğrafyada, dünyada ilk olarak (Skepsis) bir kenti, bir kadın başkanın yönetmiş olması ve ilk güzellik yarışmasının burada yapılmış olması, kimsenin garipsemeyeceği bir durum olsa gerek.

Düşünce tarihinde, kurucu olarak anacağımız birkaç filozoftan birisi, mantık ve felsefe tarihinin büyük kurucusu Aristoteles’in bir davet üzerine Assos’a gelmesi ve bilinen ilk felsefe okulunu burada açmış olması, stoacı felsefenin kurucularından Kleanthes’in ve sonraki dönemlerde ilk Osmanlı tarih yazarlarından Gelibolulu Mustafa Ali Efendi’nin, Piri Reis’in burada yetişmiş olması, bu kentimizin kültürel anlamda geleceğe izler bırakmasını sağlamıştır. “Görmeden ölürsem millette ümit ettiğim feyzi, yazsınlar seng-i kabrime, vatan mahzun, ben mahzun” diyen ünlü vatan şairi Namık Kemal’in bu topraklarda, Bolayır’da sonsuza kadar yatmak istemesini anlayıp, kitlelerle buluşturduğumuzda, bu kentin doğal ve tarihi dokusunu koruyabilmesine hizmet edecek, kültür turizminin gereklerini de yerine getirmiş olacağız.

Bin yıllar öncesinde doğal afetler ve savaşlarla yok olmasına rağmen on kat üst üste kurulan bir kent söyleyebilir miyiz Troia’dan başka. Adalarda egemen olan Akdeniz mutfağının yerini Anadolu yakasında Ege mutfağının aldığını görürüz. Zeytinyağı ve balık ağırlıklı mutfak kültürü, içlere doğru yerini, hayvansal ürünlere bırakır. Öyle ki, Biga, Lapseki ve Ezine’ye yolunuzu düşürdüğünüzde etin, sütün ve peynirin, başkentiyle karşı- laştığınızda şaşırmamalısınız. Zeytin ağacının adeta kutsandığı bu bölgede, Osmanlı kültürünün önemsediği çınar ağacının da ayrı bir yerinin olduğunu söyleyebiliriz.

Türkülere konu olmuş Aynalı Çarşı’sından çok daha büyük ve tanınmayı bekleyen, kentin eski dokusunun kalbi Yukarı Çarşı ziyaretçilerini bekler bütün dinginliğiyle. Mimari dokusunu uzaklardan gelecek ziyaretçileri için saklayan kent merkezi, dünyada eşine az rastlayacağı- mız bir hoşgörü ile ağırlamayı bekliyor misafirlerini.

Kültürel anlamda içine kapalı yaşam anlayışı, Türkiye’nin sakin kentler arayışında ilk büyük örnek olma konumunu kazandırıyor Çanakkale’ye.

Türkiye’nin, rüzgâr enerjisi potansiyelinde birinci sırada yer almasına ve kurulu rüzgâr güllerine rağmen, bu bölge henüz değerlendirilmeyi bekliyor. Termal kaynaklarda, Avrupa’nın en büyüğünün, Türkiye olduğu kabul ediliyor. Bu büyüklükte çok sayıda termal kaynağıyla, termal turizm etkin yer edinebilecek birikimlere sahip Çanakkale. Gü- neş, deniz ve kumsallarıyla, yeşil sahilleri, ödüllü koyları ile insanı kendisine çeken çok yönlü turizm potansiyelini açıyor dünyaya.

Müzeleri, ören yerleri, kazı alanları, Unesco Dünya Miras listesinde yer alan Troia antik kenti ve Birleşmiş Milletler Milli Parklar Tarihi Alanlar listesindeki Gelibolu Tarihi Milli Parkı ile yeni ve köklü bir kültür turizmi hamlesine ihtiyaç duyuyor. Kıyı turizminin yanında alternatif turizm potansiyeli de yüksek olan bölgelerden birisi Çanakkale. Ekoturizm, gençlik turizmi, spor turizmi, termal turizm, sualtı dalış ve sörf turizminin birlikte yapılabildiği eşsiz bir coğrafyada bulunduğunuzu hissettiriyor size Çanakkale.