[vc_row][vc_column][vc_row_inner][vc_column_inner width=”2/3″][vc_column_text]
Ergenlik dönemi, biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açıdan bir gelişme ve olgunlaşmanın yer aldığı çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Çocuklar sadece büyürler, ergenler ise hem büyürler hem gelişirler. Ergenlik, ikinci doğum olarak da adlandırılır.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″][vc_single_image image=”4974″ img_size=”full”][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/3″][vc_single_image image=”4979″ img_size=”full”][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”2/3″][vc_column_text]
Ergenlik başlangıcından sonlanışına kadar gerçekleşecek tüm değişiklikler ve yaşanacak uyum sürecinde ortaya çıkacak duygusal tepkiler evrenseldir. Ancak her bireyde bu sürecin ne zaman başlayacağı, ne zaman sona ereceği, nasıl uyum problemleri ile karşılaşacağı, bunlarla nasıl başa çıkacağı, bu dönemden ne tür öğrenmelerle çıkılacağı kişiden kişiye değişebilir.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/4″][vc_single_image image=”4984″ img_size=”full”][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/4″][vc_single_image image=”4985″ img_size=”full”][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/4″][vc_single_image image=”4986″ img_size=”full”][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/4″][vc_single_image image=”4987″ img_size=”full”][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/3″][vc_column_text]
Bu dönem fizyolojik değişikliklerin en yoğun olduğu dönemdir. Kızlar erkeklere göre ortalama iki yıl kadar önce bu döneme girerler. Boy hızlı bir biçimde uzar. Cinsiyet özellikleri belirginleşir. Bu fizyolojik değişiklikler sırasında ergenin ilgisi kendi bedenine yönelmiş durumdadır. Bedenine yabancılaşma hisseder. Bu süreçte nedensiz öfke patlamaları, durup dururken ağlamalar, sinirlilik halleri sık görülen durumlardır.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″][vc_column_text]
Ergenlik orta döneminde bedence büyüme hız keserek devam etmektedir. Kişinin kendi bedenindeki değişikliklere uyum artmış; gerilimleri azalmaya başlamıştır. Bu süreçte artık anne-babadan bağımsız olma çabaları görülmektedir. Ergen yeni kimliği ile toplumdaki yerini aramaya başlamış, arkadaş gruplarının önemi artmıştır.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″][vc_column_text]
Ergenlik son dönemi, fiziksel gelişimin tamamlandığı, ilişkilerdeki çatışmaların ve karar vermedeki zorluların azaldığı ve kişisel olgunluğun arttığı bir dönemdir.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space][vc_row_inner][vc_column_inner][vc_column_text]
Ergenlik döneminin başlangıcının habercisi, boy uzamasıdır. Erkek çocuklar doğuşta kızlardan biraz daha boylu olup, bu üstünlüğü 10 yaşlarına kadar korurlar, fakat kızlarda bu yaşlarda onlara yetişir.
Ergenlik çağında gelişmenin diğer bir yönü de, kilo alınarak ağırlığın artmasıdır.
Ergenlikte ses, çocukluktakinin aksine kalınlaşmaya başlar. Bu dönemde ergen ses tonunu ayarlayamaz.
Yağ birikiminin artmasına bağlı olarak ergenlik sivilceleri meydana gelir.
El ve ayaklardaki büyümeler sakarlıklara neden olabilir. Bedensel gelişime bağlı olarak bel ve bacak ağrıları görülebilir. Ergenlik döneminde yüzde meydana gelen en belirgin değişiklik, erkek çocukta bıyık ve sakalların çıkmasıdır.
[/vc_column_text][vc_empty_space][vc_empty_space][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/3″]
[/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″] [/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″] [/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/3″] [/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″] [/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″] [/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”50px”][vc_row_inner][vc_column_inner][vc_column_text][/vc_column_text][vc_single_image image=”5001″ img_size=”full”][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”50px”][vc_column_text]
[/vc_column_text][vc_row_inner][vc_column_inner width=”1/2″][vc_column_text]
Bir sabah uyandığında birden bire kendine güvenli biri oluvermişsiniz. Tıpkı başka bir sabah uyandığınızda kendine güvenmeyen bir olamayacağınız gibi.
Bu bir süreçtir
. Çocukluktan başlayabilir veya bu konuda başarılı adımlar atılmamış da olabilir. Önemli olan bugünden sonra onlar için yapacaklarınız…
[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/2″][vc_column_text]
Ergenlik için özellikle bilinmeyen şeyler korkunun doğmasına temel nedendir.
Ergenin ilgilendiği faaliyetlerin sonucunu kestirememesi de korkuya neden olabilir.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”50px”][vc_row_inner][vc_column_inner width=”2/3″][vc_column_text]
Ergenlik döneminde öfkeye neden olan uyarımlar genellikle sosyal kaynaklıdır. Ergeni öfkelendiren konular şunlardır: Alay edildiğinde, gülünç duruma düşürüldüğünde, tenkit edildiğinde, azarlandığında, haksız yere cezalandırıldığında, insanlar ona hükmetmeye başladığında, işler ters gittiğinde, özel eşyaları kardeşleri ya da ana babası tarafından habersizce alındığında gençler öfkelenir.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”1/3″][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”50px”][vc_row_inner][vc_column_inner][vc_column_text]
Ancak ergenin bir süre arkadaşı ile devam eden etkileşimi, onun bu düşüncesini değiştirebilir. bu yüzden ergenliğin başlangıç yıllarında ergen sık sık arkadaş değiştirirken, son yıllarına doğru seçtiği arkadaşları ile daha uzun süre arkadaşlık ettiği görülür. Ergen arkadaşlarının seçimine ailesinin karışmasını istemez. Dolayısıyla kendi seçtiği arkadaşlarının onu olumsuz etkileyeceği şeklindeki büyüklerinin sözlerine de şiddetle karşı çıkar.
Ergenlik dönemi, insanoğlunun şiddete ve saldırganlığa en yatkın olduğu dönemlerden biridir. İstatistikler, şiddet olaylarının daha çok ergenler tarafından gerçekleştirildiğini ve ergenlerin daha çok suça eğilim gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Bunun nedenleri çok çeşitlidir. En başta gelen nedenler arasında bu dönemde saldırgan dürtülerde artma olması gelir. Tepkilerin sözden çok eylemler ve davranışlarla gösterilmesi, hormonal ve biyolojik değişiklikler, fiziksel güç ve enerjideki artış bu durumun diğer nedenleri arasında sayılabilir. Ergenlik döneminde suça ve şiddete eğilimde ergenin çocukluk dönemindeki anne-babası ile olan ilişkinin şeklide etkilidir. Çocuklukta ihmal edilen, aşırı katı veya dengesiz, daha çok da fiziksel cezalandırmaya, dayağa dayanan bir disiplin uygulanan çocuklarda ergenlik döneminde bu tip davranışlar daha sık görülmektedir.
Ergen-anne-baba çatışmasına neden olan konulardan biri sorumluluktur. Bu dönem ergen, anne-babası tarafından sorumsuz algılanırken, anne-babanın bu yönde beklentileri ergen tarafından bir baskı ve kişiliğine müdahale olarak algılanır. Ergenlik dönemine kadar çocuk, belli bir sorumluluk duygusu kazanamadıysa ergenlikte bu konudaki çatışmalar hem daha yoğun olur, hem de ergenin sorumluluk kazanması güçleşir.
Bu dönemde genç küsme ve ani kırgınlıklar nedeniyle, arkadaşlarından ayrılma isteği duyabilir. Evdeki işlere karşı isteksiz davranır. Odasına kapanır kimseyi görmek istemez. Duygu ve düşünceleriyle baş başa kalmak ister. Bazı gençler, büyüyen ve değişen bedeniyle kendini kabul edemediği, beğenmediği bu nedenle üzüldüğü için yalnızlığı seçer.
Bu dönemde genç okuluna ve derslerine karşı isteksiz davranır. Notlarında düşme olabilir. Bunun sebebi kendilerine yeterince güven duymadıkları için başarılı olabileceklerine inanmamaları ve gereği gibi ders çalışmaya gayret göstermemeleri.
Yetişkinlerle olan çatışma 13 yaşlarında en üst noktaya gelmektedir. Yasakları saçma, kendine tanınan hakları yetersiz bulur. Uyarıldığında “ Bana karışamazsınız ben çocuk değilim “ diyerek birden tepki gösterir. Ailedeki baskıdan çekinerek karşı gelemediği zaman küskün ve somurtkan bir tutuma girebilir. Yaş ilerledikçe bu zıtlık azalır, olgunluk ve hoşgörü artar.
Zamanlarının önemli bir kısmını hayal kurmaya ayırırlar. Özellikle ders çalışırken hayal kurma isteği güçlü bir biçimde ortaya çıkar ve zaman kaybına neden olur. Kişilik arayışı içinde olan genç, gerçek dünyada ulaşamadığı isteklerine ve üstünlük arzusuna hayaller vasıtasıyla ulaşıp mutlu olmaya ulaşır.
[/vc_column_text][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_empty_space height=”50px”][vc_empty_space height=”50px”][/vc_column][/vc_row]