Eşin Ölmesiyle Birlikte Ev Aile Konutu Olmaktan Çıkar Gaziantep Avukat Ali Tümbaş

Aile Konutu Şerhi Nedir?

Aile konutu şerhinin işlenmesi talebinde bulunan kişi ile mülkiyet hakkına haiz kişinin mutlaka resmi şekilde evli bulunması gerekmektedir. Bu şerh ancak aile konutu niteliğine sahip, tapu kütüğünde kaydı bulunan taşınmazlar için konulabilir. Aile konutu şerhi, ancak bir taşınmaz üzerine konulabilecektir. Yani eşin birden fazla evin maliki bulunması halinde, yalnızca aile konutu niteliğindeki tek bir ev için bu şerh işlenebilecektir.

Şunu da belirtmekte fayda var ki; bu şerhin tapu kütüğüne işlenmesi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Yani bu şerhi tapu kütüğüne işletmeseniz bile doğacak olan uyuşmazlıklarda aile konutuna ilişkin düzenlemeler, ispat koşuluyla kendisine uygulama alanı bulacaktır. Fakat bu hususun tapu kütüğüne şerh edilmesinde büyük fayda vardır. Zira doğabilecek uyuşmazlıklarda 3. kişilerin bu şerhi görmemeleri sebebiyle iyi niyeti korunabilecektir. Bu sebeple hak kaybına uğrayabilirsiniz.

Aile konutu şerhi çift taraflı bir etki yaratmaktadır. Öncelikle bu şerh ile birlikte mülkiyet hakkı kendisinde olan eşin tasarruf yetkisi sınırlandırılmaktadır. Bu eş, aile konutu üzerinde, diğer eşin rızasını almaksızın dilediği gibi tasarrufta bulunamayacaktır. Öte yandan şerhin kütüğe işlenmiş olması halinde 3. kişiler ve memur bu durumun farkında olacaklardır.

Bu da tasarruf işlemi sırasında eşin rızası yoksa önem arz edecektir. Diğer eşin rızası olmaksızın taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunmaya çalışan malik eşin talebi, tapu memuru tarafından reddedilmelidir. Yine aynı şekilde şerh bulunmasına rağmen işleme devam eden 3. kişinin iyi niyeti kati surette korunmayacaktır.

Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?

Aile konutu şerhi iki halde tapu kütüğüne işlenmektedir. Bunlardan birisi mahkeme kararı iledir. Bu halde tarafların ayrıca bir belge sunmaları gerekmemektedir. İlamı veren mahkeme, ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazarak şerhin tapu kütüğüne işlenmesini sağlayacaktır.

Mahkeme ilamına dayanarak siz de ilgili tapu müdürlüğünden bu doğrultuda talepte bulunabilirsiniz. Bunun dışında bir de eşin kanundan doğan doğrudan talep hakkı bulunmaktadır. Burada eşin ilgili tapu müdürlüğüne giderek başvurusunu yapması ve gerekli evrakları sunması gerekmektedir.

AİLE KONUTU ŞERHİ (BELİRLENMESİ)

Aile Konutu eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği yer olarak tariflenebilir.

Oluşan yaşam seviyesinin korunması ve eşin, mevcut malvarlığındaki maddi ve manevi katkısı dikkate alınarak hakkaniyetli bir miras payının sağ kalan eşe verilmesi gereklidir. Aksi takdirde miras paylaşılırken paylaşıma aynen diğer mirasçılar gibi katılacak olan sağ kalan eş, paylaştırma sonunda bütün ömrünü miras bırakan eşi ile birlikte geçirdiği evinden ve ev eşyalarından yoksun kalabilir.

Bu doğrultuda kanunumuz ölüm halinde mirasın paylaşılmasında aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi ile ilgili durumu düzenlemiştir.

Bu maddeye göre ölen eşin mirası içinde bulunan ev eşyası ve eşlerin birlikte yaşadığı konut için sağ kalan eş miras hakkına karşılık olacak şekilde bu eşyaların ve konutun mülkiyetinin kendisine verilmesi isteyebilir.

Haklı bir sebebin bulunması halinde, sağ kalan eş veya diğer mirasçılardan herhangi birisinin istemesi üzerine mülkiyet hakkı yerine intifa veya oturma hakkı verilebilir.

Mirasçının alt soyu eğer ki mirasçı ölen eş ile aynı mesleği veya sanatı icra edecekse ve buna ilişkin konut içinde bir bölüm mevcutsa sağ kalan eşin mülkiyet hakkı bu kısımlar için geçerli olmaz. Bu kısımlarda sağ kalan eş kendisine tanınacak olan mülkiyet, oturma ve intifa haklarını kullanamaz.

Sağ kalan eşe özgülenecek olan aile konutu ve ev eşyası, eşin miras payına karşılık olarak verilecek olup hakimin bu konuda takdir hakkı bulunmamaktadır. Eğer ki sağ kalan eşe özgülenecek olan ev eşyası ve aile konutu değeri onun payına düşen miras payının değerinden fazla olur ise ekleme suretiyle sağ kalan eşten denkleştirme bedeli talep edilir.

Haklı bir sebebin varlığı halinde ise mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınabilir. Ancak bu durum yalnızca sağ kalan eşin veya diğer yasal mirasçıların talebi sonucu mümkün olur. Haklı sebep her somut olaya göre değerlendirilecek olup; mirasçının mirasında aile konutundan ve ev eşyalarından başka bir mal bulunmaması, sağ kalan eşin miras payının aile konutunun değerine karşılık gelmekten çok uzak olması veya aradaki fark bedeli karşılayacak imkana sahip olmaması gibi durumlarda haklı sebebin varlığı kabul edilecektir.

Eşlerden birinin ölüm halinde diğer eşin aile konutu ve ev eşyaları üzerindeki hakları
Evlilik birliği içerisinde eşlerden birisinin ölümü halinde sağ kalan eş, ölen eşin hem TMK 499’a göre yasal mirasçısı olmasından doğan hakları hem de eşin ölümü TMK 225/1’e göre, mal rejimini sona erdiren hallerden biri olduğu için mal rejiminden doğan hakları bulunmaktadır

Başka bir değişle sağ kalan eşin hem miras hukukundan doğan hakları hem de aile hukukundan doğan hakları bulunmaktadır.

Eşin ölümü ile doğan bu iki haktan öncellikle Aile Hukukundan doğan mal paylaşımı rejimi yapılır, daha sonra Miras Hukukundan doğan hakların paylaşımına geçilir. Böylelikle sağ kalan eşin katılım alacağı hakkı korunmuş olur.

Bunun yanında Yasalar sağ kalan eşe, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için aile konutu ve ev eşyasının kendisine özgülenmesini isteme hakkı tanımıştır.

Sağ kalan eşe tanınan bu hak Medeni Kanunda 2 farklı maddesinde geçiyor, bunlar;

Madde 240– Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.

Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.

Sağ kalan eş, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.

Eşlerden birinin ölmesiyle aile konutu olan taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmemektedir. Bunla ilgili olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4848E., 2018/14147 K. sayılı kararında; “… dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın(TMK 240) amacı sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır.”

Madde 652- Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.

Bu konu hakkında benzer makaleler için tıklayın

5/5 - (1 vote)