Metin ile Leyla, bir iş yemeğinde tanışırlar. Aralarında anlam veremedikleri bir yakınlaşma olur. Yemek boyunca birbirlerine bakmaktan kendilerini alamazlar. Sürekli göz göze gelmeye, istem dışı kafalarını başka yöne çevirmeye sonrasında ise yine farkına varmadan göz göze gelmeye başlarlar. Buna engel olmaya çalışsalar da o anlam veremedikleri güç, mıknatıs gibi birbirlerine yaklaştırır Metin ile Leyla’yı. Bir ara fırsat bulur ve Leyla’ya yaklaşır Metin. Tüm cesaretini toplayarak selam verir. Yüzünde güzel bir tebessüm ve mutluluk ifadesiyle alır selamı Leyla. Havadan sudan, yemeklerden ve ortamdan konuşmaya başlarlar. Artık yemekte var olan diğer kişiler fiziki olarak oradadır; ancak duygusal olarak ortalıkta kimseler yoktur. Diğer insanlardan manevi olarak sıyrılarak devam ederler sohbetlerine.
Akşam evlerine döndüklerinde telefon numaraları alınmış, eve varana kadar birkaç kez mesajlaşılmıştır. İkisinin de gözüne uyku girmez. Sabah olduğunda ikisini de mesaj atsam mı? Erken mi olur, ya yanlış anlarsa? Yok, bekleyeyim biraz eğer isterse o zaten mesaj atar düşünceleri almıştır. Nihayetinde dayanamaz ve Metin bir süre sonra günaydın mesajını atar. Eli başka işlerle ilgilense de gözü ve aklı telefondadır. Çok beklemesine gerek kalmadan telefon verir sinyalini ve daha sinyal sesi bitmeden Metin mesajı okumaya başlamıştır. İkisinin de yüzünde tebessüm, öğlen yemeği yerler. İlerleyen günlerde görüşmeler sıklaşır ve neredeyse her anlarını birlikte geçirmeye başlarlar.
Leyla, Metin’in ilgi ve alakasından son derece memnundur. En çok mutlu olduğu şey ise Metin’in her fırsatta hediyeler alması, onu çeşitli mekânlara yemeğe, eğlenceye, gezmeye götürmesidir. Rüya âleminde gibi yaşar Leyla. Sürekli hediyeler alınması ve ilgi, Leyla’yı olabildiğince etkiler. Artık bu ilişkinin başka bir boyuta geçmesini düşünüyordur. Bu düşünce ve istek, tek taraflı da değildir. Metin de uzun zamandır yaşamakta olduğu ilişkiden inanılmaz bir mutluluk duymaktadır. Bu kadar iyi ilişki içinde olduğu, hayatta her şeyden birlikte keyif alabildiği, gezmeyi – eğlenmeyi seven biri ile güzel yıllar geçirmek niyetindedir. Onlar birbiri için yaratılmış, tabiri caizse “Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuştur.” İkisi de gelecek hayallerini birlikte yaşamak ve birlikte yaşlanmak niyetindedirler.
Leyla, çocukluk döneminde sürekli sıkıntılar içinde yaşamış, gariban bir ailenin kızıdır. Hayatları boyunca bir dikili ağaçları olmamıştır. Tek istediği güzel bir yuva kurmak, ev – araba ve biraz birikim sahibi olabilmektir. Bu kadar cömert bir adamla evlendiğinde hayalini kurduğu evi de arabayı da birikimi de yapabilecektir. Bu evlilik, Leyla için kaçırılmaması gereken bir fırsattır. Durum, Metin tarafında da farklı değildir.
Metin de yıllarca aile baskısı altında yetişmiş, istediği hiçbir yere özgürce gidememiş, harcadığı her kuruşun hesabını ailesine vermek durumunda kalmıştır. O da artık birlikte gezip, eğlenip; hayatın tadını çıkaracağı biri ile birliktedir. Böyle birini kaçırmamalı ve istediği hayatı doyasıya, özgürce yaşamalıdır. Neticede karar verirler ve birlikte dünya evine girmek için evlilik hazırlıklarına başlarlar. Nişanlılık dönemi çok uzun sürmez. Diğer evlilik yapan çiftlere nazaran onlar sorunsuz bir dönem geçirirler. İstedikleri her şeyi zor da olsa alırlar. Metin, Leyla’nın bir dediğini iki etmez. Bir istiyorsa iki almaya çalışır. Evlerini istedikleri gibi düzdükten sonra beklenen gün gelir ve evlenirler.
Çok güzel bir ilişkileri, ikisinin de mutlu oldukları bir hayatları vardır. Günler -haftalar – aylar bu şekilde geçer. Zaman aktıkça Leyla evlilik ilişkilerini sorgulamaya başlar. Sürekli gezdikleri, eğlencelere gittikleri için kazandıkları tüm parayı yemekte olduklarını fark eder. En büyük hayali olan bir ev ve araba sahibi olmak, bu şekilde devam ettiklerinde hayalden öteye gitmeyecektir. Bir gün Metin’le yaşadıkları hayatı ve harcamalarını konuşur. Çok müsrif olduğunu ve bu durumunu düzeltmesi gerektiğini söyler.
Metin uzun bir zaman sonra ilk defa karşısında annesinin olduğunu düşünür. Ailesinin yapmış olduğu tüm baskıları şimdi eşi ona yapmaktadır. Evlenmeden önceki hayatlarını düşünmesini ister Leyla’dan. Ne yapsa da Leyla hayallerini engel olacak harcamalardan kaçınmak istemektedir. Neticede beklenen son gelmiştir. İki birbirini seven, ruh ikizini bulduklarına inanan insanlar evlilik kararı verdikleri gibi boşanma kararı verirler. Evlenmelerinin en büyük nedeni olan Metin’in eli açıklığı şimdi müsriflik söylemiyle boşanma nedenidir.
Ne yazık ki, günümüzde buna benzer birçok vaka yaşanmakta. Evlilik nedeni olan şeyler bir bakıyorsun boşanma nedeni oluyor. Bu nasıl bir iştir. “Anladıysam Ne Olayım”
“Ne yazık ki bir şey elde edilene kadar değerli oluyor. Elde edildikten sonra tılsım bozuluyor ve sıradanlaşıyor. Amacımız mutlu olmaksa var olan bize yetmeli. Yok, eğer daha fazlasıyla mutlu olmaksa o zaman mutsuzluk kaderimiz oluyor.” ( Mutlu Olmayı Bilmiyoruz, Mutluyken Bile )