Ezilenlerin gür sesidir O

Belediye başkanlığı dönemini birazcık anımsıyorum. Doğrusu yaşım itibariyle hatırlayamıyorum, çünkü çocukluk dönemime denk geliyor. Diğer bir neden ise o yıllarda İstanbul’da ikamet etmiyorduk. Fakat yıllar içerisinde, okuyarak, dinleyerek ve araştırarak bilgi sahibi oldum hayatı hakkında.

O’nun yaşamını, ‘mücadele’ kelimesi ile adeta özdeşleştiriyorum ben. Tam bir mücadele adamı ve inanılmaz bir mücadeleci kişiliğe sahip. O’nun lügatında asla vazgeçmek yok. Bu mücadeleciliğinin semeresini de almaya devam ediyor. Gelinen nokta da, önüne çıkarılan tüm engellere ve tuzaklara rağmen, yılmayıp mücadelesine devam ederek ülkenin kaderinin değişmesinde çok önemli bir rol oynadı. Şuanda da çok etkili bir konumda. Ülke tarihindeki en büyük ‘devrimci’ bana göre O.

Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsediyorum. Kiminin sayın Cumhurbaşkanı, kiminin reis’i, kiminin de Tayyip ağabeyi. Toplumun büyük bir kısmı reis demeyi tercih ediyor. Çok eskilerden kalan bir hitap şekli bu. Reis-i Cumhurdaki ‘reis’ değil yani. Çok eski yıllardan beri kendisinin yakınlarında olmuş bir sanatçı ağabey, “karşılaştığımda bazen nasıl hitap etsem diye düşünüyorum. Sayın cumhurbaşkanım mı desem, Tayyip ağabey mi desem bilemiyorum… O bizim Tayyip ağabeyimiz.” demişti.

Osmanlı’nın yıkılması sonrası kurulan Türkiye’nin 90 yılı aşkın tarihinde o kadar çok sorunlu alan vardı ki. Kronikleşmiş bu sorunlar, toplumun herkesimini yakından alakadar ediyordu. Özellikle evrensel bir hak olan insan hakları, dini inanç özgürlüğü gibi konularında Türkiye’de çok ciddi sorunlar var ola gelmişti. Çözülmesi gerekiyordu ama kendilerini devletin asıl sahipleri gören oligarklar, kuruluşta bize dayattıklarının yıkılmasını istemeyen İngilizler başta olmak üzere barılı güçler buna izin vermiyordu. Onların bu millet için çizdikleri kırmızı çizgileri aşan kim olursa anında müdahale ediyorlar ve gereken neyse onu yapıyorlardı. Bu batılı oligarklarının kırmızı çizgisine dokunan bir başbakan idam edilmiştir. 90 yıllık devlet tarihimizde çok acı olaylardan biridir. İçimizde yetiştirdikleri hainleri vasıtasıyla nice darbeler, nice katliamlar yapmışlardır bu milletin evlatlarına.

Fakat 2002’den beri hiç beklemedikleri bir durum var Türkiye’de. Bir adam çıktı ve bunların tüm planlarını, oyunlarını, yasaklarını, zulümlerini yerle bir edip adeta başlarına geçirdi. Ne kadar uğraşsalar da, çok çaba sarf etseler de belki de yıkamadıkları tek lider oldu Recep Tayyip Erdoğan.
Okuduğu bir şiir nedeniyle belediye başkanlığından alınması ve cezaevine düşmesi Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşamında yeni bir dönemin başlangıcıydı adeta. Yıl 2002’yi gösterdiğinde kurmuş olduğu parti ilk seçiminde tek başına iktidara geliyordu. Halen siyaseten yasaklı olsa da, o artık Türkiye siyasetinde boy göstermek için ilk adımı atmış bulunuyordu. Tek başına iktidar olmanın sorumluluğunu üzerinde çok ağır hisseden Erdoğan, yukarda bahsetmiş olduğumuz gibi ülkenin önündeki yüzlerce sorunun çözümü için hemen kolları sıvamıştı. İnsan hakları, din ve vicdan hürriyeti gibi konularda yılların birikimi sorunları çözmek tabi ki bir anda olacak iş değildi. Ama milletin desteğini almış, güçlü bir lider için çözülemeyecek hiç bir sorun yoktu. Kendi ifadesiyle, ‘çarpışa çarpışa’ yoluna devam ediyordu O.

Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye çok değişti ve çok ciddi bir gelişim yakaladı. O’nun karizmatik kişiliği ve liderliği öncülüğünde 100 yıllık uyuşukluğunu üzerinden atıyordu geçmişi zaferlerle dolu bu millet. Kolay değildi ama mümkündü. Kendisine vizyon çizecek, yön ve hedef gösterecek liderini bulan bir toplum için zaten başarılamayacak hiç bir şey yoktur.

Dünya tarihinin çok acımasız zamanlarındayız. Devletler, hiç bir dönemde olmadığı kadar insan’ın katledilmesinde başrol oynuyorlar. İşte böyle bir dönemde, tarih, kadim medeniyetimiz ve coğrafyamız Türkiye lideri Erdoğan’a çok büyük bir görev ve sorumluluk yüklüyor. Şu an Türkiye, Ortadoğu başta olmak üzere, 4 kıtadaki mazlumlar için adeta bir sığınak olmuş durumda. Elini uzatmış bir anne adeta…

Ve şuan, Afrika’daki fakir bir köylüden tutunda, Bosna Hersek’teki bir boşnak anneye, Filistin’deki gözü yaşlı bir yetime kadar herkesin umut bağladığı bir insan Recep Tayyip Erdoğan.

Yenigün Gazetesi / 10 Kasım 2016