Fatih Sultan Mehmet Dönemi ve İcraatları

Yeniden Tahta Çıkış

II.Murad’ın vefatı üzerine ölümünü 13 gün saklayıp, II.Mehmed’in Edirne’ye ulaşıp tahta oturmasından sonra ilan ettiler. (Paşazade 2003, 216) Ancak Yeniçeriler durumdan haberdar olup isyan çıkarttılar ve bunun üzerine Çandarlı asker yollayıp yeni sultan adına bağış vaadinde bulundu. Bunun üzerine yatıştılar ve Sultan II.Mehmed ikinci kez tahta geçti.

Tahta geçer geçmez bir takım değişikliklerde bulundu ancak, Çandarlı’nın aynı göreve devam etmesine izin verdi. Bunun sebebi hem Çandarlı’nın uzun yıllar neticesinde elde etmiş olduğu tecrübeden yararlanmak hem de yeniçerilerin arasında oldukça saygın olmasıdır. (İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler I 1954, 111-112)

Henüz yeni sultan olan Mehmed’in bu davranışı aslında ne kadar temkinli olduğunu gösteriyor. İlk tecrübesinden öğrendikleri ve tahta tekrar geçtiği zaman kadar geçen beş yıllık süre içerisinde kendini devlet adamı olarak hazırlaması sonucu, Çandarlı Halil Paşa’yı aynı görevde bırakarak büyük olgunluk göstermiştir. Bu da işlerini büyük titizlikle ve planlı olarak yaptığı anlamına gelir.

Fatih Sultan Mehmet
Fatih Sultan Mehmet

Fatih Sultan Mehmet’in İlk İcraatları

Ölçüsüz niyetlerinin tahakkuku, sayısız engellerin yok edilmesine bağlı idi. Sultan Mehmed’in ilk işi de bu engellerin ortadan kaldırılması oldu. Karamanoğlu İbrahim Bey’in eski düşman hanedanlardan olduğunu bilirdi. Önce onu ezmeğe kast etti ve 1451 yılı baharında mübarek askeri ile yola çıktı (Tursun 1977, 37-38)

Yukarıdaki pasajdan da anlaşılacağı üzere Sultan II. Mehmed’in bir niyeti vardı ve bunu gerçekleştirebilmek için zorlu engelleri yok etmek zorundaydı. Tursun Bey’in bahsetmiş olduğu niyet hiç kuşkusuz İstanbul’u fethetmek ve idealindeki imparatorluk projesini gerçekleştirmek idi.

Muhtemelen beş yıl önce ilk tahta çıktığındaki gibi toy olduğunu düşünenler, durumdan yararlanmaya çalışıyorlardı. Fetih öncesi bir barış ortamı yar atmak mutlaka yararına olacaktı ama asıl hedef, fetih koşullarını hazırlayana kadar pürüzleri yok etmek idi. İlk olarak, II.Murad’ın almış olduğu toprakları geri alma teşebbüsünde bulunan Karamanoğulları’nın üzerine sefere çıkmakla başladı.

Yüzünü İstanbul’a çevirdiğinde Anadolu’da kendisini yaralayabilecek olan Karamanoğulları’na , “eski düşman” olarak hitap etmesi, projesinin gerçekleşmesi önündeki en büyük tehdit olduğuna bir işarettir. Karamanoğlu, Akşehir’de karargah kuran Osmanlı Sultanına Taşili’nden Mevlana Veli’yi yollayıp, Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir’i verdiğini ve sultanın büyüklüğünü tanıdığını söyledi ve Osmanlı’ya vergi vermeye başladı (Tursun 1977, 38).

Başka pürüzler de vardı ve bunları da halletmek zorundaydı. Bu yüzden önce Venedik ve daha sonra Macaristan ile barışı yenilemek zorunda kaldı. Her ne kadar bazı tavizler vermek zorunda kalmış olsa da düşmanları tarafından tehlike olarak algılanmasının önünün kesilmesiyle birlikte elde edeceği sakin zaman diliminde, fetih koşullarını hazırlayabilecekti.

Bütün bunların bir sene içerisinde yapılmış olması bir yapbozun parçaları olduğunun göstergesidir. Karamanoğulları ile sefer sonrası yaptığı anlaşma Anadolu’yu en azından bir süre için karışıklıktan koruyacaktı. Fakat tek uğraşmak zorunda olduğu farklı milletler değil, aynı zamanda bizzat memleketin içinde yanı başındaki yeniçeriler idi.

Yeniçeri taifesi yolun üzerinde, silahlı iki saf halinde durdular. Padişah aralarına geldiğinde – padişahımızın ilk sef eridir- kullarına ihsan gerek dediler…

…Emretti , yayabaşılarını getirtip bu edepsizlik sizin aklınızın eksikliğidir deyip, bastırıp yüzer çomak vurdu ve azledip kapusundan sürnü. (Tursun 1977, 39)

Tursun Bey’in verdiği bu bilgiler, II. Mehmed’in yeniçeriler hakkında da bir düzenlemeye gideceğine dair işaret olarak kabul edilebilir. Kurtçu Doğan azlediliyor ve geçmişte Çandarlı Halil Paşa ile birlik olup kendisini tahttan indirmiş bir kişiyi saf dışı bırakmış oluyordu. (İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler I 1954, 118)

Karamanoğulları’nı vergiye bağlayıp, Venedik ve Macaristan ile savaş ihtimalini, yinelenen barış anlaşması ile devre dışı bırakan II.Mehmed , bunlardan sonra fiziki koşulları sağlamak için adımlar atmıştır. Bu fiziki koşullardan en önemlisi boğazın Avrupa yakasına, Anadolu Hisarının tam karşısına yeni bir hisar yaptırmak ve Karadeniz’den Bizans’a gelebilecek yardımı önlemek idi.

“Karşısındaki Yenicekale tarafında da bunun gibi hisarbeçe ve toplar kuruldu. Boğazı kestiler. Şöyle ki Akdeniz’den Karadeniz’e kuş uçurtmazlar.” (Tursun 1977, 44)

Tursun Bey’in yazmış olduğu bu satırlar, II.Mehmed’in amacının boğazı kontrol etmek olduğunu açıkça söylüyor. Yine bu satırlardan her iki hisara da topların yerleştirildiğini öğreniyoruz. Bir savaş hazırlığı olduğu yadsınamaz. II.Murad’ın onayı ile Bizans tahtına geçmiş olan Konstantin’in , II.Mehmed tahta geçer geçmez durumdan yararlanmak isteyerek, sadece barışı tasdik ettirmekle kalmayıp, bir de Osmanlı tahtına tehlike olan Orhan’ın masrafları için 300.000 akçe isteğini kabul ettirmesinin, Bizans’ı yok etme arzusu uyandırdığı oldukça açık denilebilir. (İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler I 1954, 114)

Yalnızca barış ya da fiziki şartlar, İstanbul fethini getirmeyecekti. Bu yüzden devlet içinde de düzenlemeler yaptı. Halkın memnuniyetsizlik duyduğu görevlileri azletti ve yenilerini görevlendirdi. Yeniçerilere maddi ve manevi bakımdan desteklerde bulundu. Maliyeyi düzenleyerek etkin vergi toplama sistemi geliştirdi. Yolsuzluk yapan devlet görevlileri ve mal memurlarının usulsüz davranışları neticesinde devlet gelirinin üçte birinin boşa gittiğini ortaya çıkardı ve hazineyi korumak maksadıyla kurallar koydu. (Kritovulos 1967, 17-18) Tüm bu yapılan işlemler devlet hazinesini güçlendirerek İstanbul fethi için gerekli olan finansal desteği sağlayabilecekti. Aynı zamanda İstanbul’un fethi sonrası hayalini kurduğu imparatorluk projesi için bir alt yapı oluşturuyordu.