Felsefi düşüncenin özellikleri nden yığılımlı ilerleme ne demektir? sorusu bu alana ilgi duyan ve araştırma içerisine giren birçok kişinin akıllarında soru işareti uyandırmaktadır. Felsefenin ilk ortaya çıktığı andan bu zamana kadar filozoflar tarafından, benzerlik gösteren sorulara hep farklı yanıtlar verilmiştir. Felsefi düşüncenin özelliklerinden biri olan yığılımlı olma durumu, tüm felsefi düşüncelerin birbirini etkileyen ve bu etkileşim ile beraber ilerleyen bir niteliğe sahip oluşunu ifade eder.
Felsefede yığılımlı ilerleme , bilimde yer alan niceliksel bir birikim türü değildir. Felsefi düşünce yapısı; sanat, bilim, ve birden fazla daha birçok alandaki bilgilerin oluşumuna ve artışına bir hayli katkı sağlamıştır. Filozofların birbirini etkileme durumu da, ortak bilgi birikimine fazlasıyla katkıda sağlamıştır.
Felsefi düşüncenin en ayırt edici ve en önde gelen özelliği sorgulayıcı oluşudur. Felsefede ortaya atılmış bir sorunu çözebilmenin ilk adımı soru sormaktır. Sorgulama ise; bir amaç doğrultusunda, soruları sistematik olacak şekilde sorup bunun akabinde anlamaya çalışma ve bununla beraber gerçeklere ulaşma çabasıdır. Ünlü filozof Sokrates’e göre, yaşamın anlamı ve değeri sadece onun sorgulanmasıyla başlar.
Merak etme durumu, insanı sürekli biçimde yeni arayışlara sürükler. Merak; felsefe ve aynı zamanda bilimin temelinde yerini alan ve zihni sürekli harekete geçirerek aktif hale getiren bilme arzusudur. Sürekli merak eden insan, bu merakı sayesi ile artık sorgulamaya ve sorgulama sonucunda gerçeğe ulaşmak için bir hayli çaba sarfeder. Felsefede yer alan bu merak, hayatı tanımayı hedeflemek ve nitekim yaşamı anlamlandırmaya çalışmak olarak da adlandırılabilir.
Felsefi şüphe, sürekli yeni sorulara kapı açar ve yaşama farklı bir bakış geliştirmek için gereken olanağı beraberinde sağlar. Herhangi bir düşünceyi sorgulamaksızın kabul etme, felsefeye kesinlikle uygun olmayan bir tavır içerisinde yer alır. Çünkü felsefi tavır; bilginin akılsal biçimdeki denetlemeye tabi tutulduktan sonra mantıklı hâle gelmediği sürece doğru kabul görmemesi durumudur. İşte bu sebeple de ilk adım mutlaka şüphe duymaktır. Felsefede yer alan şüphenin mutlak belli bir sistemi ve amacı bulunur. Asla gelişigüzel bir durum değildir.
Felsefede yer alan hayret etme durumu, şaşırma anlamından farklı olarak, çok daha fazlasını temsil eder. Filozof, dünyayı alışılmış hali ile kabul etmeyerek reddeder. Dünya, genel olarak insanlara, edinilen alışkanlıkların ve ön kabullerin etkisi ile şaşırtıcı gelmez, aksine normal gelir. Her şeyi olduğu üzere kabul etmek ne kadar bir problem gibi görünmesede, filozoflar için bu durum hiç sanıldığı değildir.
Çünkü; filozoflar her şeyi sanki ilk defa görüyormuş gibi ona şaşırabilmeyi başaran insanlardır. İşte bu yüzden felsefe, sıradan biçimdeki düşüncelerden ayrı tutulur. Dünyaya yeni ve meraklı gözlerle bakabilmenin ilk adımı hayret edebilmektir. Hayret etmeyi başarabilen insan sürekli merak ederek araştırma içerisine girer.
Yığılımlı ilerleme; bilimde yer alan niceliksel bir birikim türü değildir. Felsefi düşünce yapısı; sanat, bilim, ve birden fazla daha birçok alandaki bilgilerin oluşumuna ve artışına bir hayli katkı sağlamıştır. Filozofların birbirini etkileme durumu da, ortak bilgi birikimine fazlasıyla katkıda sağlamıştır.
Eleştirel olma, bir düşünceyi veyahut da görüşü incelemeye alırken, bu düşünce veya görüşü olduğu gibi kabullenmek yerine akıl süzgecinden geçirmek anlamına gelir. Eleştirel biçimdeki düşünce; analiz, akıl yürütme ve aynı zamanda değerlendirme süreçleri ile beraber sıra gelen bir tür düşünce biçimidir.
Düşünce, sabit olmayan bir nesneye ya da duruma yönelik olabileceği gibi, düşüncenin kendisine veyahut da herhangi bir başka düşünceye yönelmesi refleksiyon durumudur. Mesela bir ağacı düşünmek refleksiyon olarak nitelendirilemez. Fakat ağaca has olan algı ve bununla beraber ağaç fikrinin ne olduğu hususunda düşünme durumu refleksiyon olarak nitelendirilebilir. Ayrıyetten mevcut durumdaki bilgi, görüş ve de sanat üzerine olan düşünmeler de refleksif olarak sayılır.
Rasyonel olmak, akılcı ya da akılsal olma manalarını içerir. Meselâ felsefe, yöntem ve konu olarak akılsal bir uğraşıdır.
Felsefi düşünce; gayet düzenli şekilde olan tutarlı seviyede bir yapıya sahiptir. Bu tutarlı ve düzenli yapı içerisinde düşüncelerini açıklamaya çalışan filozoflar, tamamen kendilerine ait olan bir sistem inşa eder ve bu bağlamda düşünceleri için açıklama modelleri ortaya koyar. Bu modellerde yer alan düşünceler birbiriyle alakalı ve bağlantılıdır. Bu yüzden bu meydana gelen bağlar bütüncül yapının da temelini oluşturur.
Felsefi düşüncede tutarlı olma durumu, düşünce basamaklarının zıt düşünceler içermeyerek birbiriyle uygun olması anlamındadır. Tüm felsefi düşüncelerin olgusal olarak ispatlanması mümkün olamayacağı için, yapılacak olan değerlendirme felsefi düşüncenin en çok iç tutarlılığı ile alâkalı olacaktır.
Felsefi sorunların içerisinde bulunduğu dönemi aşıyor olması ve bütün herkes için geçerliliği olmasıdır. Felsefenin aslında bütün insanları kapsayan tüm sorunlar ile uğraşması ve felsefi bakımdan oluşan birikimlerin birden fazla uygarlığın ortak katkılarıyla meydana çıkması, felsefenin evrensel bir önem taşımasına olanak sağlar. Felsefede yanıtlardan daha çok, ortaya atılan soruların evrensel oluşundan bahsetmek oldukça mümkündür.
Felsefi düşüncenin özelliklerinden yığılımlı ilerleme hangisidir?