Antik dönemden günümüze kadar ulaşmış olan felsefe, aynı zamanda birçok kitap bırakmıştır. Üstelik şimdiye dek birçok önemli düşünür de farklı görüşler üzerinden eserlerini sunmuştur. Felsefi düşüncenin özellikleri ve nitelikleri nelerdir? İşte bu konu üzerine merak edilen bilgiler.
Felsefi Düşüncenin Özellikleri en genel anlamı içinde soru sormanın sonucu olan ve insanla, insan yaşamıyla ilgili problemlere karşı ilginin gelişmesiyle başlayan düşünce türü olmasıdır.
Bir gerçeği aramak ve sorgulamak için önce merak etmek gerekir. Öğrenme isteği meraktan doğar. Şunu da unutmamak gerekir; Felsefe soruları cevaplardan çok daha önemlidir.
Şüpheci insan sürekli sorgular ve gerçeğe ulaşmaya çalışır. Aslında bu bir düşünce stratejisidir. Gerçeğe ulaşmak için şüpheci olmak gerekir. Aksi halde sürekli hareketsiz duran bir insanla karşılaşırız.
Felsefi düşüncenin özellikleri arasında belki de en çok ihmal edilen düşünce bu olabilir. Çünkü dogmatik olarak büyüyen bireylerin eleştiriye karşı zaafları vardır. Bu nedenle felsefe yapmada sorunlar yaşanmaktadır. Çeşitli tutarsızlıklar sizi rahatsız edebilir. Bu noktada dogmatikleri bir kenara bırakmak gerekiyor.
Felsefenin nitelikleri , mantığa dayanır. Bu nedenle hiçbir zaman mantığa aykırı bir şekilde hareket etmemek gerekir. Bir düşünce kendi içerisinde çelişkili olmamalıdır. Belirli mantık ilkeleri çerçevesinde tutarlı olmak zorundadır.
Felsefi düşünce nerede ortaya çıkarsa çıksın, önce öznel bir yapıyla ortaya çıkabilir. Bunda bir problem yok ama genel amaç için objektif olmak gerekiyor. Yani sübjektif yolda tüm insanlığı kapsayacak bir düşüncenin peşinden gidilmelidir. Felsefe evrensel bir arayıştır.
Başka bir deyişle, yeniden düşünme hareketi felsefi düşüncenin temel özelliklerinden biridir. Burada bir düşünce yeniden düşünme etkinliği var. Yani var olan düşünceler yeni düşüncelerle geliştirilir.
Bir başka deyişle yığılımlı ilerleme, kendilerinden önce düşünen insanların düşüncelerinden yararlanma ya da onları eleştirme işidir. Burada filozofların düşüncelerini önünüzde tartmalısınız.
Felsefi düşüncenin özellikleri ile birlikte nitelikleri de belli bir çatı altında ortaklaşa şekillenir. Özellikle şüpheci ve tutarlı olmak, olaylara evrensel olarak bakmak en önemli konular arasındadır. Bu bağlamda açık fikirli olma, felsefenin amacını ve temelini etkili bir şekilde anlama özelliklerine sahiptir.
Felsefeye birçok farklı bakış açısıyla yaklaşmak da önemli bir yer tutmaktadır. Böylece felsefenin doğası ışığında birçok olayın daha derinine inme şansı elde etmek mümkündür. Çünkü birçok felsefi düşünüre göre hayatın anlamını gösterebilen önemli unsur felsefedir. Bu nedenle felsefe yapabilmek için felsefenin özellikleri ve nitelikleri büyük önem taşımaktadır.
Felsefenin gelişimi daha çok zihniyetin nitelik ve özelliklerine göre şekillenir. Aynı zamanda birçok düşünür bu nitelik ve özelliklerle bir yol ayrımı yaşamıştır. Felsefi düşüncenin yapısını anlamak için öncelikle niteliklerini iyi bilmek gerekir. Böylece felsefenin temeli daha iyi anlaşılırken aynı zamanda mantığı da daha güçlü kavranabilir. Öte yandan genel anlamda felsefe yapabilmek için niteliklerin ön plana çıkarılması gerekir.
Felsefi düşünce, araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanan bir düşüncedir. Yani, felsefi düşünce, kendisine veri olarak aldığı her tür malzemeyi aklın eleştirici süzgecinden geçirir. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen ve kendisine sunulanla yetinen bir insan için felsefe söz konusu olamaz. Felsefi düşünce, şeylerin niçin oldukları gibi olduklarını merak eden, hayatı bütün boyutlarıyla görmeyi, yaşamın bütün boyutlarını göz önünde bulundurmayı bilen, açık ve sorgulayan bir zihnin ürünüdür.
Buna göre, felsefe zor ve çözülemeyen yaşam problemleriyle karşılaşmaktan, bu problemlerle uğraşmaktan korkmayan bir yaklaşım, düşünsel bir tavır olmak durumundadır. Felsefe insan yaşamının anlamıyla, varlık, bilgi ve değerle ilgili sorulara bir yanıt getirmeye, bu konularda ortaya çıkan problemleri çözümlemeye çalışırken, işe sıfırdan başlamayıp, belli bir bilgi birikimine sahip olunduğunu varsayarak çözüm getirmeye çalışır. Çünkü insanların yaşamlarında neyin önemli olduğunu değerlendirebilmeleri için, hayatla ilgili bazı deneyimlere sahip olmaları gerekir. Demek ki, felsefe insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt verirken, başka bilgi türleri tarafından sağlanan bilgilerden yararlanarak, genel, bütüncül ve kuşatıcı yanıtlar getirmeye çalışır ve bunun sonucunda felsefi düşüncenin özellikleri olarak ifade edilen prensipler ortaya çıkar.
Bununla birlikte, felsefeyi felsefe yapan şey, felsefi düşüncenin özellikleri dediğimiz; insan yaşamının anlamıyla ilgili sorulara yanıt vermekten çok, sorular sormak, problem görebilmektir. Zira, insan için önemli olan, yalnızca felsefe okumak ve felsefeyi bilmek değildir, felsefe yapmaktır, felsefi davranabilmektir. Felsefe yapmak ise, felsefi hissetmeyi ve felsefi düşünmeyi gerektirir. Felsefe yapmak varlığı ve bilgiyi bir bütün, insan yaşamıyla ilgili olay ve problemleri çok boyutlu olarak görmek ve her yönüyle kavramaya çalışmak anlamına gelir.
Felsefi düşünce , akıl temelli soruşturma ve refleksif bir düşünme yönteminin sonucu olan bir düşüncedir. Felsefede söz konusu olan düşünce, kendi üzerine dönmüş olan ve kendisini konu alan bir düşüncedir. Buna göre, felsefeci, doğrudan doğruya doğa, tarih, toplum üzerinde eleştirici bir bakış açısıyla düşünebileceği gibi, çeşitli bilimler tarafından sağlanan malzeme üzerine de düşünebilir. Yine, o bir problemi yalnızca bir bakış açısından, bir bakımdan ele alan diğer disiplinlerin, bilgi türlerinin tersine, bir problemi bütün yönleriyle ele almayı içerir.
Felsefi düşünce, ayrıca çözümleyici ve kurucu bir düşüncedir. Yani, felsefi düşüncenin analiz ve sentez gibi işlevleri söz konusudur. Analiz söz konusu olduğunda, filozof, kendisinin de içinde bulunduğu ve bir parçasını teşkil eniği dünyayı anlamak ve kavramak için kendisine sunulan her türlü bilgi, deney, algı ve sezgi sonuçlarından oluşan düşünceyi analiz eder, açıklığa kavuşturur. Fakat filozof, bununla yetinmez, yani dünyayı parçalanmış bir halde bırakmaz; analize koşut olan başka bir düşünme tarzı ile, üzerinde düşünülmüş, çözümlenmiş, aydınlığa kavuşturulmuş malzemeden hareketle dünyayı yeniden inşa eder, bir birlik ve bütünlüğe kavuşturur.
Nihayet, felsefi düşünce evrenseldir, çünkü insan yaşantısına giren her şey felsefeye konu oluşturabilir. En basit bir algı öğesinden (örneğin, dokunduğum masanın sertliği) en karmaşık bir düşünme sistemine (örneğin, Einstein’ın genel rölativite teorisi) kadar her şey felsefeye inceleme konusu olabilir. Öte yandan, felsefede söz konusu olan insan yaşantısı, şu ya da bu insanın değil, genel olarak insanın yaşantısıdır.