Futbola Yeni Kurallar Getirme Şansımız Olsaydı…

Neler değişsin isterdiniz?

Benim aklıma gelenlerden;

– Maçlar 90 dakika ama topun oyunda kaldığı süre 60 dakikayı geçmiyor. Zamana karşı oynanan sakatlıklar, eklenen ilave süreler hep tartışma konusu. Basketboldaki gibi dursun zaman. Scoreboard’a yansısın, görsün herkes. Oyun süresi de 30 dakikalık 2 devreden oynansın.

– Oyuncu değişikliği serbest olsun, futbol da en az basketbol kadar yorucu ve stratejik değişikliklere açık bir oyun.

– Taç neden elle atılıyor? Adı üstünde, ayak oyunu bu futbol. Elle atılan taç çoğu kez rakiplere gitmiyor mu zaten?

– Kaleci ceza sahasının tamamında değil, sadece 6 pas içinde elle topa müdahale yapabilsin. Bu kadar geniş alanda elle tutmazsa topu, oyun renklenir.

– Sözlü uyarı yerine kart gelsin. İlk sözlü uyarı sarı kart. İkincisi kırmızı kart; 10 dakika dışarıda bekleyip geri girsin. Siyah kart: Şimdiki direkt kırmızıya verilen durumlarda ve yeni kurallarda kırmızı kart alanın sahaya döndüğünde bir daha sarı alması. Siyah’ın telafisi yok.

– Hakemlere yardımcı olalım biraz, her iki yarı saha için 2 ayrı hakem olsun. Pozisyonlara daha yakın olsunlar, zor kararları birlikte alsınlar. Top hangi yarıdaysa patron o olsun. Yan hakemler ise aynen devam.

– Hocalar her devre birer kez 2 dakikalık mola alabilsin. Hem dinlenmece, hem taktik.

– Penaltılar orta sahadan 1 kişinin tek başına topu sürüp kaleci ile 1-1 mücade vermesi daha heyecanlı kılmaz mı bu cezayı? İyi olan kazanır.

Futbolun içinde yaşayan iki gazeteci arkadaşıma da danıştım:

Kanat Atkaya (Hürriyet):

“Futbol kuralları konusunda muhafazakar bir yapıya sahibim. Oyuna yapılan her türlü ekleme, yenilik, teknolojik katkı vesaire karşısında tepkili bir insana dönüşüyorum.

Şu ana kadar yapılanlar içinde görece yenilikler konusunda (kaleciye geri pas hadisesinin kısıtlanması gibi) yumuşadığım dönemler olmadı değil; fakat genel manada bir futbol mürtecisi olduğum bile söylenebilir.

Yeni kuralların yeni oyun yaratacağını, o yeni oyunu sevenlerin de çıkabileceğini ihtimaller dahilinde görebilirim ama kendimi o kitleye ait hissetmem.

Futbol, çeşitli takımların modern zamanların farklı dönemlerinde gösterdiği üzere (1974 Hollanda, 1986 Arjantin, 1970 Brezilya, 1986 Milan, 2002 Arsenal, 2004 Barcelona, liste uzar…) var olan kurallarla da muhteşem bir oyun.

Özetle, dokunulmasına karşıyım. Yeni oyun isteyen, icat edip oynasın…”

Cüneyt Yalınkılıç (TFF Yayın Arşiv Dokümantasyon Direktörü):

“Çok ucibik bir fikir ama teknik direktör tıpkı antrenmanlarda olduğu gibi sahanın içinde olsun ve oyuna daha yakından müdahale edebilsin. Böylece daha aktif bir hocalık söz konusu olur.

Tıpkı futsal da olduğu gibi faul limiti konulabilir ve faul limiti aşımında ceza sahası dışından yay üzerinden penaltı atışı tarzında firikik atışı yaptırılabilir.

Top yarı sahayı geçtikten sonra tekrar geriye pas verilmesi kısıtlanabilir… Kaleciye geri pas her ne şekilde olursa olsun 1 kere ile sınırlandırılabilir.

Sahanın içine çimin üzerine reklam izni verilebilmeli..

Yukarıda senin de bahsettiğin kuralların uygulanması durumunda 18 kişilik kadrolar 25’e yükseltilebilir.”

Facebook ‘daki Fikir Atölyesi Grubunda dün aynı başlıkla açtığım tartışmaya da esprili ve ilginç yorumlar geliyor.

İşte bazıları:

– Eskisi gibi golden hemen sonra basın mensupları sahaya girip futbolculara duygularını sorabilsinler : )

– Saha içi kurallardan önce saha dışı kurallar değişsin!! Mesela; futbolu yöneten yöneticilerin profili! İşi gücü olmayanlar, bir futbol kulubü’nü yönetmeye kalkmadan önce hayatta bir iş sahibi olsunlar, başarsınlar, ondan sonra yöneticiliğe adım atsınlar!

– Oyuncu değişiklikleri seyirciye sorulsun… Seyircinin oyu da değişikliklerde etkin olsun…

– Futbolu kadınlara sevdirmek adına bazı çalışmalar yapardım. Örneğin futbolcuların en az bir Nietzsche kitabı okumuş, bir Dagur Kari filmi izlemiş, en az bir kez Aziz Nesin’den bir oyun izlemiş, siyasetten en az 1 dakika da olsa konuşabilen, dünya hakkında Rus kadınlarının genetik özellikleri haricinde de bir takım bilgileri olabilen kişilerden seçilmesini sağlardım. Sonra kadınlar ofsayttan anlamaz saçmalığını kırmak adına yan hakemleri kadın yapardım.

Şimdi sıra sizde!