Prof Dr. Coşkun Özdemir
Genetik hastalıklarda ülkemizin de katıldığı yeni ve umut verici tedavi denemeleri var. Erkek çocuklarda görülen Duchenne adlı hastalıkta ekson atlama (exon skipping) çalışmaları iyi sonuçlar veriyor.
Duchenne çok sayıdaki genetik kas hastalıklardan bir tanesi.1986 yılında hastalıktan sorumlu gen bulundu. Vücudun bu en büyük geni cinsiyet kromozomu X üzerinde yer alıyor. Bu yüzden hastalık erkek çocuklarda görülüyor. İlerleyici bir hastalık. Çocuklar 10 yaş civarında yürüme yeteneklerini kaybediyorlar. Sağlam olan anne burada taşıyıcı rol oynuyor. Gen keşfinden bir yıl sonra Duchenne geninin kodladığı (ürettiği ) protein bulundu. Buna distrofin adı verildi. Distrofin yokluğu kasların gelişmesini önlüyor. Bu iki keşif doğaldır ki büyük umutlar yarattı. Hasta gen yerine sağlamının konabileceği umudu idi bu. Ancak çok gecikmeden bu gen tedavisinin büyük zorluklar taşıdığı ortaya çıktı. Organizma hücrelere ulaşması tasarlanan geni ret ediyordu. Yeni teknikler geliştirildi, minigenler oluşturularak virüsler aracılığı ile vücuda ulaştırılmaya çalışıldı. Distrofin yerine geçebilecek utrophinin çoğaltılması denendi (BMN 195).Öteki kas hastalıklarında da gen tedavi denemeleri yapıldı. Birçok ilaçlarla ilgili araştırmalar gerçekleştirildi. Steroidler Duchenne hastalığında yararlı oluyor, hastalığı yavaşlatıyor. Bugün kullanılan başlıca ilaç budur. Araştırmalar bütün hızı ile devam ediyor. Kök hücre umutları ve çalışmaları elbette süregeliyor. Ancak henüz bu hastalıklarda klinik uygulama aşamasına gelinmiş değil. Tüm dünyada umut ticareti geçerli. Bana gönderilen ciddi bir yayında bu ticareti yapan ve güvenilmemesi, uzak durulması gereken merkezlerin listesi var.
Son yıllarda gen tedavilerindeki gecikme başka metotların araştırılmasına yol açtı ve gen tamiri gündeme geldi. Genler exonlardan oluşuyor. Bu exonların bir bölümü yok olursa o zaman okuma çerçevesi (reading frame) bozuluyor ve gen proteini üretemiyor. Genetik testler bu exon yokluğunu gösteriyor. (Tanıda başlıca dayanağımız bu testler) Bu eksiklik delesyon adını alıyor. Bilim insanları araştırmacılar bu delesyonu exon yokluğunu atlayarak (ekson atlama exon skipping) yani geni tamir ederek yeniden protein üretimini sağlamayı düşündüler. İlk denemeler başarılı sonuç verdi, gerçekten bu metotla distrofin üretiliyordu.
DMD (Duchenne) hastalığında 51 exon atlama ile ilgili DMD 114117 nolu proje Türkiyenin dahil olduğu 7 ülkede başladı. Fransa, Hollanda, İspanya, İngiltere, Almanya, Belçika ve Türkiye. Avustralya da yakında bu projede yer alacak. Bu çalışmaya 54 vaka alındı. Bunlar 5 yaşından büyük, yerden en çok 7 saniyede kalkabilen, 6 dakika yürüme testi ve solunum testleri için yeterli kooperasyonu gösterebilen, 6 aydan beri steroid kullanmakta olan Duchenne vakaları .4 haftalık süre içinde 2 ayrı zamanda tarama testi yapılıyor, testlere uyum yapamayanlar çıkarılıyor .Çalışma placebo kontrollü ve çift kör metodu ile yapılıyor. Hastaların bir bölümü proje boyunca gerçek molekülü almayacak. 48 hafta sonra hepsi almaya başlayacak. Bu bir Faz II çalışması. Faz III çalışması tasarlanmakta. İlaç (molecular patches) haftada bir ya da iki kez cilt altına veriliyor. Bu çalışmaya Türkiye’den Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Prof. Haluk Topaloğlu yönetiminde Göknur Haliloğlu, Ayşe Karaduman, Öznur Tunca ,Bahadır Konuşkan, Elif Acar, Aslan Seyma, Aslı Atalay, hemşire Fatma Dinlerden oluşan ekip katılıyor.
Exon 51 atlama proje ve çalışması tüm Duchenne vakalarının %15 i için uygun. Başka exonlarda delesyon gösteren diğerleri için gelecekte bu metot uygulanabilir. Bu tedavi metodu delesyon gösteren diğer genetik hastalıklar için de geçerli olabilir. Ama nokta mutasyonlu Duchenne hastaları için yararlı olmaz Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. FDA hasta seçiminin uluslar arası standartlara uygun ve uluslar arası veri tabanı kayıtlarından yapılmasının ön görüldüğü bu çalışmaları yakından izliyor. Bu çalışmalar olumlu sonuç verirse bu gün için Duchenne vakalarının bu hastalığın çok daha iyi bir formu olan Beckere dönüşeceği bekleniyor. Bu çalışmaların umut verici yeni araştırmalarla izlenmesini bekleyebiliriz.
Prof.Dr.Coşkun Özdemir
Not : Çalışma ile ilgili bilgileri ve böyle bir yayın iznini genç arkadaşım Prof.Dr Haluk Topaloğlu’ndan aldım.
Ona teşekkürlerimi sunuyorum.