Gıda Tedarik Zinciri Nasıl Optimize Edilir?
[vc_row][vc_column][vc_column_text css=”.vc_custom_1692716864683{padding-bottom: 30px !important;}”]Modern hayat ve eğitim seviyesinin artması ile birlikte daha fazla tüketici, tükettikleri lezzetli yiyeceklerin yemek tabaklarına nasıl ulaştığı konusunda bilgi talep edebiliyor.
Tüketicilere gıda sağlayan işletmelerin de dikkate alması gereken çok şey var. Her çiftçi, gıda işletmecisi ve satıcı, bir tür gıda yönetiminden sorumludur. Teslimatı organize etmek, tedarikçileri ayarlamak ve gıda maliyetlerini hesaplamak, tedarik zinciri sürecinin bir parçasıdır.
Ancak son zamanlarda özellikle ülkemizde gıda maliyetlerinin artması nedeniyle, bu süreçlerin detayları hemen herkes tarafından derinlemesine merak edilmeye başlandı. Bilemiyorum, belki de, en azından ülkemiz için, tarlada 1 lira olan domatesin neden markette 20 lira olduğu konusu, gıda güvenliğinden daha önemli. Öyle ya da böyle, bu süreçleri doğru şekilde izlenebilir hale getirmek hepimiz için önemli olmaya başladı.
Gıda tedarik zinciri, bir gıda maddesinin çiftlikten sofraya kadar her temas noktasını içerdiğinden karmaşıktır. İlgili gıda türüne bağlı olarak, süreçte çiftlik, işleme, dağıtım ve perakendeci gibi birden fazla aşama olabilir. İşte bu sürecin karşılaştığı birkaç zorluk ve gıda tedarik zincirini optimize etmenin beş yolu hakkında bilmeniz gerekenler.[/vc_column_text]
[/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column]
Gıda Tedarik Zincirleriyle İlgili Temel Zorluklar
[vc_column_text]Gıda tedarik zinciri, hem yerel hem de küresel ölçekte gıda güvenliğini ve sürdürülebilirliğini koruyan ayrıntılı bir üretim sistemidir. Çoğu insan gıda kaynaklarını hafife alsa da, bozulma, kıtlık ve fiyat artışları gibi nedenlerle bozulabilecek hassas bir denge söz konusudur. Gıda tedarik zincirlerinin karşılaştığı ana zorluklardan bazıları şunlardır:
-
İşçilik ve Çiftlik Kıtlıkları
Gıda tedarik zincirindeki en önemli ve ilk adım tarımsal düzeyde gerçekleşir. Çoğu çiftçilik operasyonu, ülkemiz ve dünyada artan maliyetler nedeniyle ciddi sürdürülebilir riskleri taşımaktadır. Bunun dışında çeşitli düzenlemeler ve kısıtlamalar, çiftliklerin ve işleme tesislerinin çalışmasını daha maliyetli ve zorlu hale getirdi.
-
Artan Düzenlemeler
Düzenlemelerden bahsetmişken, işçileri ve tüketicileri korumak için daha fazla kural getirildi. Aynı zamanda, bu kurallardan bazıları tedarik zincirinde engellere neden oluyor. Örneğin, sürücülerin çalışma saatlerini kaydetmesini gerektiren düzenlemeler, fiyatların artmasına ve teslimat gecikmelerine yol açmıştır. Ama daha da önemlisi, ülkemizdeki akaryakıt fiyatlarının artık uçuyor durumda olması, kamyon ve çekicilerin geçişi çok pahalı olan özel otoyollardan gitmesi zorunluluğu, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında ilgili personelin sosyal ve idari maliyetlerinin artması (aslında normale gelmesi) gibi ülkemize özel nedenler konuyu iyice karıştırmakta.
-
Paydaşlar Arasında Zayıf İletişim
Gıda sistemi ve tedarik zinciri parçalı olduğundan, katılımcıların kendi lojistik ve bilgi sistemleri vardır. Bu, veri paylaşımını ve iletişimi zorlaştırır, bu da gecikmelere ve gıda bozulmasına neden olabilir.
-
Envanter Yönetimi
Tedarik zinciri katılımcıları arasında görünürlük eksikliği, bakkallar ve restoranlar için birçok soruna neden oldu. Gerçek zamanlı bir envanter görünümü olmadan, bu işletmeler, gıda bozulmasına, müşteri memnuniyetsizliğine ve marka itibarının zedelenmesine neden olarak envanterin altında veya fazla sipariş veriyor olmaktalar.
-
İsraf
Belki ne alaka diyeceksiniz ancak öyle istatistikler geliyor ki önümüze bazen inanmak mümkün olmuyor. Açık büfe yaklaşımı zaten ülkemiz için tam bir baş belası. Bunun dışında işletmelerin nasıl olsa parasını tahsil ediyoruz diyerek konforlu şekilde israfa kaçması, tüketicilerin de gereğinden fazla doldurdukları tabakları bitiremeyip israfa neden olmaları çok acı. Düşünsenize milyonlarca yıllık insanlık tarihinin ilk defa bu döneminde insanlar açlıktan daha çok tokluktan dolayı sağlık sorunları yaşıyorlar ve dahi hayatlarını kaybediyorlar.
[/vc_column_text]
[/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column]
Gıda Tedarik Zincirini Optimize Etmenin Yolları
[vc_column_text]Doğru tedarik zinciri yönetimi, gıda ürünlerinin istenilen yerlere zamanında ulaşmasını sağlar. Ayrıca bozulma, kontaminasyon ve gıda kaynaklı hastalıklar gibi potansiyel sorunları tüketicileri etkilemeden önce önlemeye ve belirlemeye yardımcı olur. Olumlu bir müşteri deneyimi sunabilmeniz ve genel olarak daha iyi sonuçlar elde edebilmeniz için gıda tedarik zincirini optimize etmenin birkaç yolu vardır.
-
Tedarikçileri Değerlendirin ve Denetleyin
Şirketiniz gıdayı üretmiyor, işliyor ve taşıyorsa, güvendiğiniz tedarikçilerle ortak olmanız gerekir. Bu, kayıt tutma süreçleri, sanitasyon, gıda güvenliği kriterleri, geri çağırma programları ve çevresel izleme gibi hususlara göre tedarikçilerin uygun şekilde değerlendirilmesini ve denetlenmesini içerir. Tedarikçilerle bir ilişkiniz olduğunda, değerlendirme süreci devam etmelidir. Periyodik iç denetimler yapılmalıdır. Tedarikçi taşeron işe alırsa, aynı inceleme altında incelenmeleri gerekir. Ama hepsinden önce ne üretildiğini, ne tedarikçilerinizden ne satın aldığınızı, hangi kalitede ve süreçte bu ürünleri temin ettiğinizi bilmeniz gerekiyor. Bunun için de yapılması gereken ilk şey üretilen gıdanın tanımlanmasıdır. Bunu RFID ya da barkod ile yapabilirsiniz, hangi teknolojiyi ne şekilde kullanacağınız ya da tedarikçilerinizden kullanmasını isteyeceğiniz, projelendirmenizle ilgili bir husus ama öncelikle tedariğini, işletmeciliğini ya da lojistiğini yaptığınız şeyin yanı gıdanın tanımlanabilir olmasıdır. Bunu başardığınız anda bozulma oranları, tedarik zincirindeki kırılganlıkları, gıdanın tolere edebileceği şartları takip etmeniz mümkün olabilecektir.
-
Bütçenizi Anlayın
Tedarik zincirinizi kurum içinde yönetin veya üçüncü taraf bir lojistik şirketi (3PL) ile çalışıyor olun. Bütçeniz, kârlılığınızı etkilediği için sürekli bir endişe kaynağı olacaktır. Çeşitli programlar ve çözümler maliyetli olsa da, bunları uygulamanın veya tamamen bırakmanın etkisini analiz etmek çok önemlidir. Örneğin, iyi yönetilen bir tedarik zinciri, muhtemelen rekabeti geride bırakacak ve olumlu itibarı nedeniyle daha fazla müşteri kazanacaktır. Aynı zamanda, kötü yönetilen bir müşteri, gıda güvenliği sorunları nedeniyle müşterilerini kaybedebilir veya hatta para cezalarıyla karşı karşıya kalabilir. Burada devlet regülasyonları önemli bir hal almaktadır.
-
Şeffaflığı ve Görünürlüğü Artırın
Pandeminin erken dönemlerinde temel malzemeler tükendiğinde, şirketler tedarik zincirinde neler olduğuna daha fazla dikkat etmeye başladı. Aynı şekilde, gıdalarının nereden geldiğine ilişkin tüketici ilgisi de arttı ve şirketlerin gıda tedarik zincirinde şeffaflığı ele almalarını önemli hale getirdi. Neyse ki, çeşitli teknoloji çözümleri ile görünürlük sağlanabilir. Bir depo yönetim sistemi (WMS) ile birleştirilmiş RFID etiketleri gibi şeyler, iş ortaklarına ve tüketicilere gıda ürünleri hakkında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir. Bu teknoloji aynı zamanda, rota boyunca hareket eden öğelerin sıcaklığını ve nemini kaydederek soğuk zincir uyumluluğuna da yardımcı olabilir. Bunun için data logger olarak tabir edilen hafızalı aktif RFID etiketleri kullanılabilir.
-
Envanter Yönetimine Odaklanma
Bir karalama defteri veya elektronik tablo kullanarak envanter işleme günleri çok geride kaldı. Bu yöntemler çok verimsiz ve hataya açık. Otomasyon ve dijitalleştirme, verimli ve başarılı bir tedarik zincirinin temelleridir. Envanter yönetimini bir öncelik haline getirmemek için gıda ürünlerinde tehlikede olan çok fazla şey var. Aslına bakarsanız gıda tedarik zincirinin son halkaları bu konuda oldukça yetkindir. Süpermarketler, büyük distribütörler ve metropollerdeki aracı firmalar/kurumlar teknolojik altyapılarını takdir edilecek şekilde geliştirmiş durumdalar. Ancak zincirin en başında maalesef bunu bu kadar kolay göremiyoruz. Örneğin çiftçiler ve küçük ya da büyük baş hayvan üreticileri arasında envanter yönetimi, izlenebilirlik, ürün tanımlama gibi konular hala çok bakir. Tabi bu noktada maliye ve vergilendirme gibi diğer disiplinlerin de iyileştirilmesi gerekiyor zira kayıt dışı şekilde süt satan çiftçiler ve yine kayıt dışı şekilde süt ve diğer hayvansal ürünleri tedarik eden koca koca işletmecisi firmalar varken, ürünün takip edilirliğinin ilk adımını bu aşamada atmak gerçekten çok zor. Zaten şahsi kanaatim de asıl sorunun kayıt dışılıkta ısrardan kaynaklandığı şeklindedir. RFID ya da barkod teknolojileri ile her ürettiğinizi, her aldığınızı ve sattığınızı izlenebilir hale getirmenin doğal sonucu gerçek envanter yönetimi, tam izlenebilirlik ve vergi kaçıramamak olacaktır. Ancak nereye kadar? RFID etiketlerinin sağladığı şeffaflığa ek olarak, bu teknoloji envanter yönetimine de yardımcı olabilir. Örneğin, bir depo çalışanı, daha verimli ve uygun maliyetli bir süreç yaratarak, operasyonların doğruluğunu ve üretkenliğini artırmak için bir mobil bilgi işlem cihazı kullanabilir. Bu konuda bir şansımız var; Türk insanı, hangi profilden olursa olsun, teknolojiye çok meraklı ve hayatında kullanmaya çok hevesli. Hele bir de işlerini ve süreçlerini kolaylaştıracağına ikna olursa, iş gücünün teknoloji ile hizalanması kolaylıkla sağlanabilir.
-
Kaynak Bulmayı ve Tahmini İyileştirin
Son zamanlarda en büyük sorunlardan biri, tedarik için tek bir kaynağa güvenmek oldu. Sadece gıdada değil, teknolojik ürünlerde, çip, emtia gibi kritik ürünlerde bile aynı riskle karşı karşıya kaldık. Öngörülemeyen bir olay meydana geldiğinde ve bu kaynak ulaşamadığında, tedarik zinciri boyunca bir dalgalanma etkisi yaratır, tüketiciler bu riski hissettiklerinde çılgınca alışveriş yapmak isterler (Lupo bisküvi almak için sıraya giren insanlar vb), stok dengeleri bozulur, üreticiye yanlış geri besleme gider ve şirketlerin itibarları zedelenir. İleriye dönük olarak, biraz daha yüksek bir fiyat ödemek veya uluslararası kaynak bulma seçeneklerinden vazgeçmek anlamına gelse bile, bu riski çok kaynaklı bir stratejiyle yönetmek daha mantıklı. Yerel kaynak kullanımıyla, talepte ani artışlar olduğunda daha kısa teslim süreleri size daha fazla esneklik sağlar. Tabi bunu yönetmek için de yine anlık ve tam izlenebilir stok seviyeleri ve envanter bilgisine ihtiyacınız var. Bunu yapabilmenin ilk yolu da tanımlama teknolojilerini kullanmak.
[/vc_column_text]
[/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]Tam zamanında (JIT) envanter modelleri maliyetleri düşük tutabilirken, ürünler için beklenmeyen bir talep olduğunda bu yaklaşım sorunlara neden olur. Ancak hangi stratejiyi seçerseniz seçin, tahmin yöntemlerinize güvenin. Ayrıca elinizde belki de onlarca yıllık veri var. Doğru, son birkaç yıldır öyle şeyler yaşıyoruz ki dünyada, tahminler alt üst olabiliyor ancak ürününüzün izlenebilirliğini bir kere sağlamaya başlarsanız, sonrasında tahmin etme kabiliyetinizin nasıl geliştiğine inanamayacaksınız.
Gıda tedarik zincirleri, ulaşım sorunları, bozulmuş ürünler ve sahte ürünler gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmış bir geçmişe sahip. Dolayısı ile gıda tedarik zincirini optimize etmek için işletmelerin tedarik zinciri boyunca şeffaflık sağlamak için teknoloji çözümlerinin kullanımını içeren etkili stratejiler uygulaması gerekir. Bunun temelinde de dediğimiz gibi öncelikle tanımlama teknolojilerinin kullanılması gerekiyor. Gıda s
üreçlerinizi aktif ya da pasif RFID etiketleri ya da barkod sistemleri ile yönetmek için bize ulaşın.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]